Psikoloji

Psikoloji nedir?

Tıp alanlarından birisi olan psikoloji temel olarak zihni ve davranışları inceleyen bir daldır. Bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gerçekleştirilen davranışların yanında özellikle düşünce yapısı ve duygular ile ilgilenen bir tıp alanı olmaktadır. Psikoloji terimi kapsamlı bir bilim alanını temsil eden bir kavram olmaktadır. Bu alanda uzmanlaşmış olan ve çeşitli araştırmalar yapan uzmanlara ise psikolog adı verilmektedir. Genel olarak sosyal bilimlerin içerisinde yer alsa da doğa bilimleri özelliklerini de içermektedir. Özellikle de beyin anatomisi ile ilgili bilgiler sıklıkla kullanılmaktadır. 

İnsanların doğrudan gözlemlenen davranışlarının yanı sıra düşünme, hatırlama, zihinde canlandırma ve hayal etme gibi gözlemlenemeyen zihinsel süreçler de psikoloji biliminin alanı içerisinde yer almaktadır. Bunun yanında psikoloji alanında yer alan alanlar içerisinde şunlar da yer almaktadır:

  • Algı
  • Dikkat motivasyon
  • Zeka
  • Kişilik
  • Kişiler arası ilişkiler
  • Grup içi ve gruplar arası ilişkiler, 
  • Hayvan davranışları

Psikoloji biliminin çok geniş bir alanı kapsamasından dolayı çeşitli bilim dalları ile kesiştiği noktalar bulunmaktadır. Bu bilim dallarının içerisinde felsefeden fen bilimlerine, antropolojiden genetik bilimine kadar pek çok farklı alan bulunmaktadır. Bunun yanında psikoloji alanının farklı alanları ile ilgilenen alt dalları bulunmaktadır. Bu alt dalların içerisinde ise şunlar yer alır:

  • Klinik psikoloji
  • Sosyal psikoloji
  • Gelişim psikolojisi
  • Eğitim psikolojisi

Psikolojik durumlar nelerdir?

Psikologlar zihinsel hastalıkların tanı ve tedavisinde rol almakla birlikte bu hastalıkların önlenmesi açısından da son derece verimli bir şekilde görevlerini yerine getirirler. Bu sayede danışanların hayal ettikleri yaşam standartlarına kavuşmasını sağlar. 

Çeşitli psikolojik hastalıkların ve durumların teşhis edilmesi ve düzeltilmesi için farklı tanı ve tedavi seçenekleri kullanmaktadır. Yapılan tedavi uygulamaları sayesinde danışanların kaygılarının ortadan kaldırılması, kişilerin güçlü ve zayıf yönlerini bilmesi ve farkındalık sağlanması mümkün olmaktadır. 

Kişilerin zihinsel sağlıklarına kavuşmasını sağlayan psikologlar özellikle algısal ve tepkisel bozukluklar konusunda çalışarak danışanlarının sosyal ilişkilerinin düzeltilmesini ve yaşama kalitesinin artmasını sağlamaktadır. 

Çocukların, ergenlerin ve yetişkinlerin ruhsal bozukluklarının tedavisinde rol oynayan psikologlar normal olarak kabul edilmeyen duygu ve düşüncelerin giderilmesini sağlamaktadır. Ruhsal hastalıkların her yaştan kişide görülebilmesinden dolayı psikologlar da her yaştan danışanlara hizmet vermektedir. 

Psikologların ilgilendiği alanlar içerisinde uyku bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığı ve yeme bozuklukları gibi alanlar bulunmaktadır. Bu psikolojik sorunların çözülmesi danışanların fiziksel olarak da sağlıklı olmasını sağlamaktadır.

Psikoloji uzmanlarının ilgilendiği hastalıklar nelerdir?

Psikoloji uzmanlarının ilgilendiği alanlar danışanların yaşamlarının derinden etkilenmesine neden olan sorunlardır. Tüm dünyadaki yaşam şartlarının zorlaşması psikolojik desteye olan ihtiyacı arttırmıştır. Bunun yanında psikolojik hastalıkların önemli bir kısmı tedavi edilmemesi durumunda ilerleyici özellik göstermektedir. Bu sebeple de belirtilerin görülmesi durumunda psikoloji uzmanları ile görüşülmesi tedavinin daha verimli ve daha kısa süre içerisinde tamamlanmasını sağlamaktadır. Yaygın olarak görülen psikolojik rahatsızlıklar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Depresyon

Toplumda yaygın olarak görülen psikolojik hastalıkların başında depresyon yer almaktadır. Hem düşüncelerin hem de duyguların olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olan bir hastalıktır. Diğer bir yandan depresyon kolaylıkla tedavi edilebilen bir hastalık olmaktadır. Çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara neden olan depresyon aynı zamanda hastaların çalışma performanslarının olumsuz bir şekilde etkilenmesine de neden olmaktadır. 

Üzgün hissetmek ve enerji kaybı gibi belirtiler ile başlayan depresyonun tedavi edilmemesi durumunda hastaların intihar düşüncesine kapılmasına neden olmaktadır. Belirtilerin en az 2 hafta devam etmesi durumunda ise hastalara depresyon tanısı konulabilmektedir.

Obsesif kompulsif bozukluk

Bir hareketin sürekli olarak yenilenme ihtiyacının hissedilmesi, istenmeyen düşünceler ve takıntılara sahip olunan anksiyete bozukluğuna obsesif kompulsif bozukluk adı verilmektedir. Hastaların sahip olduğu takıntılı hareketler tüm hayatlarının etkilenmesine neden olmaktadır. Bunun yanında bazı hareketleri tekrarlamak zorunda hissetmeleri aynı zamanda mutsuz olmalarına da neden olabilmektedir. 

Obsesif kompulsif bozukluğu olan hastaların önemli bir kısmı takıntılarının doğru olmadığını bilseler ya da şüphelenseler de anksiyetelerini yatıştırmak için bu hareketleri tekrar etmek zorunda hissederler. Hastalığın tedavisinde ise bilişsel ve davranış terapileri etkili olmaktadır. Bunun yanında hastaların hastalığı kabul etmesi ve bununla yaşamayı öğrenmesi tedavilerin daha başarılı olmasını sağlamaktadır.

Sosyal fobi

Bireylerin günlük yaşamında diğer insanlar ile iletişimlerinde kaygılanmasına neden olan kaygı bozukluğuna sosyal fobi adı verilmektedir. Hastaların hissettiği yüksek kaygının temeli ise sosyal iletişim içerisinde bulunduğu insanlar tarafından küçümsenme ve olumsuz karşılanacaklarından korkma olmaktadır. 

Sosyal anksiyete bozukluğu olarak da bilinen ve toplumda son derece yaygın görülen sosyal fobi, hastaların sosyal hayatların önemli bir şekilde etkilenmesine neden olan bir sağlık durumudur. Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan sosyal anksiyetenin en yaygın belirtileri içerisine taşikardi ve terleme yer almaktadır. Sosyal fobi testleri ile kolaylıkla tanı alabilmektedir. Tedavisinde ise psikoterapi ve çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. 

Travma sonrası stres bozukluğu

İnsanların hayatı ciddi bir şekilde tehlike altında olduğu ya da büyük bir korku travma olarak adlandırılmaktadır. Bunların içerisinde salgın hastalıklar, ciddi trafik kazaları, sevilen birinin kaybı ve doğal afetler gibi son derece ciddi problemler yer almaktadır. Travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılan psikolojik sorun ise bu tür ciddi vakalardan sonra ortaya çıkmaktadır. 

Kadınlarda travma sonrasın stres bozukluğu daha sık görülen bir sorun olmaktadır. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri içerisinde sürekli olarak travmatik olayın yeniden yaşanacağı hissinden kurtulamamaktır. Genellikle psikoterapi ile tedavi edilen travma sonrası stres bozukluğu durumlarında ilaç da kullanılabilmektedir. 

Panik bozukluğu

Herhangi bir sebep olmadan birdenbire ortaya çıkan korku, telaş, dehşet ve panik duygularının nöbet halinde yaşanması durumunda panik bozukluğu adı vermektedir. Nöbetlerin sıklığının zaman içerisinde artmasından dolayı hastaların günlük yaşamları ciddi bir şekilde etkilenmektedir. 

Panik atakları genellikle yarım saatten az sürmektedir. Ancak bazı hastalarda nöbetler bir saat kadar sürebilmektedir. Çarpıntı, terleme ve ölüm korkusu gibi belirtilerin yaşandığı panik bozukluğunun şiddeti ve süresi ise hastalara göre değişiklik göstermektedir. Panik bozukluğunun tedavisinde ise ilaç ve psikoterapi yöntemleri kullanılmaktadır.

Bipolar bozukluk

İki uçlu duygu durum bozukluğu olarak açıklanabilecek bipolar bozukluk hastaların iki uçtaki duygular arasında gidip gelmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de hastalar bazı zamanlarında olumsuz düşünceler ile boğuşurken daha sonraki periyotta kendisini son derece enerjik ve neşeli hisseder. 

Bipolar bozukluğun doğru bir şekilde tanı alabilmesi için psikologların hastalarını titizlikle incelemeleri gerekmektedir. Çünkü bipolar bozukluğun şiddetli bir şekilde görüldüğü hastalarda hastalar hiperaktif, neşeli ve mutlu bir ruh halinde iken, intihar düşüncesine varan çöküntü ve depresyon haline geçebilirler. Bipolar bozukluğun tedavisinde ise antipsikotik ve antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır.

Erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu genellikle çocukluk döneminde görülen ve hayat boyu devam eden bir sorundur. Bu kişilerde odaklanma sorunları, verilen görevi devam ettirme problemleri, unutkanlık ve işleri aksatma gibi problemler görülmektedir. Bunun sebebi ise kişilerin zihinlerinde devam edegelen olayları takip etmede yaşadıkları zorluklardır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun başarısızlığa neden olması hastaların aynı zamanda öfkelenmelerine de neden olmaktadır. Bu durumda hastaların günlük hayatlarının ciddi bir şekilde etkilenmesine neden olur. Tedavisinde ise çeşitli ilaç kombinasyonlarının yanı sıra bilişsel davranışçı tedavi yaklaşımı da gerekli olmaktadır. 

Yaygın anksiyete bozukluğu

Toplumda sıklıkla görülen bir diğer sorun da yaygın anksiyete bozukluğu olmaktadır. Baş edilebilir ve hafif düzeydeki kaygının sürekli olarak devam etmesi veya aşrı düzeyde ve duruma uygun olmayan türde endişe ve karamsarlığa bırakması olarak karakterize olmaktadır. Özellikle stres ve üzüntüye neden olan dönemlerde şiddetlenme eğilimince olmaktadır. Yaygın anksiyete bozukluğu çocukluk ya da ergenlik döneminde başlayan sorunlardan birisi olmaktadır. Tedavi edilebilen psikolojik hastalıklardan birisi olmakla birlikte tedavisinde ilaç ve bilişsel terapi uygulanmaktadır. 

Madde ve nikotin bağımlılığı

Hem doğal hem de kimyasal uyuşturucu maddeler ile nikotinin düzenli kullanılması bağımlılık oluşmasına neden olmaktadır. Bağımlı olan maddelerin vücuda girmediği durumlarda ise ortaya yoksunluk belirtileri çıkar. Bu belirtiler kişileri hem fizyolojik hem de psikolojik olarak etkilemektedir. 

Hangi durumlarda psikoloji bölümüne başvurulmalıdır?

İnsanların yaşamlarının herhangi bir alanında davranışların, düşüncelerin ve duyguların etkilenmesine neden olan zorluklar psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Hayattaki sevilen birinin kaybı, işten ayrılma, evlilikteki zorluklar gibi stresli zamanlardan sonra farklı psikolojik sorunların ortaya çıkması son derece normal bir durumdur. Bunun yanında sadece sorunlar ile karşılaşıldığında değil kişilerin kendilerini daha iyi tanıya bilmeleri ve duygularını çözümleyebilmeleri için de psikologlara ihtiyaçları olmaktadır.