Doğum

Haz 06, 2024

KISA YOL

Doğum nedir?

Yaklaşık 40 hafta anne karnında gelişimini tamamlayan bebeğin rahimden herhangi bir yöntemle dışarı çıkarılması doğum olarak adlandırılmaktadır. Yapılan araştırmalar bebeklerin doğma zamanını kendileri belirlediğinin göstermektedir. Bebeklerin doğuma hazır olmaları halinde vücutlarından salgılanan bazı maddeler anneye ulaşarak doğumu gerçekleştiren oksitosin hormonunun salgılanmasına neden olur.

Doğum belirtileri

Doğumun karakteristik belirtisi doğum sancısı olmaktadır. Doğumun yaklaştığına işaret eden belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Halk arasında “suyun gelmesi” olarak adlandırılan amniyotik sıvının boşalması
  • “nişan gelmesi” olarak da adlandırılan hafif kanlı bir akıntının gelmesi
  • Karın ve kasıkta hissedilen kramplar
  • Sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı
  • Kasılmaların arasındaki sürenin kısalması
  • Sırt ağrısı
  • İshal olma gibi bağırsak hareketliliğinde değişim
  • Pelvik bölgede hissedilen ağrının artması
  • Mide bulantısı
  • Karın kısmındaki baskının hafiflemesi
  • Vajinal akıntı ya da kanama

Doğum evreleri

Normal doğum yapacak kişilerde görülen doğum sancıları aşamalar halinde karakter değiştirmektedir. Bu aşamalar ise şu şekilde olmaktadır.

Birinci aşama

Erken doğum ağrısı aşaması en az 6 saat sürerken bu süre içerisinde rahim ağzı 3-4 santimetre arasında açılmaktadır. Bu süreç içerisinde kadınların hissettikleri ağrı 30 ile 60 saniye arasında devam eder. Sancıların gelme sıklığı ise 5 ila 20 dakika arasında değişiklik göstermektedir. 

Aktif doğum aşaması

Aktif doğum ağrısı aşaması ise 2 ila 8 saat arasında devam edebilmektedir. Bu sürede ağrı ve kasılmalar daha kısa zaman içerisinde hissedilir. Rahim ağzı ortalama olarak 7 santimetre kadar genişler. 

Son aşama

Son aşamada ise rahim ağzı 10 santimetreye kadar açılmaktadır. Bu aşamada ağrıların süresi 1 saate kadar uzayabilir. Son aşamada hissedilen ağrılar sık aralıklarla ve yoğun olmakla birlikte kasık ağrısı ve mide bulantısı yaşanmasına da neden olabilmektedir. Bu süre içerisinde rahim kasılmaları görülür. Üst karın bölgesinde rahatlama hissinin yaşanmasının yanı sıra sık sık idrara çıkma isteğinin de görülmesi mümkündür. Bu aşamada aynı zamanda nişan gelmesi de görülür.

Doğum çeşitleri

Günümüzde gelişen tıp sayesinde kadınlar farklı şekillerde doğum yapabilmektedir. Uzmanlar halen normal doğumun desteklemekle birlikte hamilenin ve bebeğin genel sağlık durumu ya da annenin özel tercihine göre farklı doğum yöntemleri bulunmaktadır.

Normal (doğal) doğum

37 ile 42 haftalar arasında tamamlanmış olan gebeliğin rahmin kendiliğinden başlayan kasılmalar ile doğumun gerçekleşmesine normal, doğal ya da vajinal doğum adı verilmektedir. Normal doğumda oluşabilecek risk her zaman düşüktür. Normal doğumda genellikle baş girişi ile doğum gerçekleşir. 

Sezaryen doğum

Bebeğin anne karnından doğumuna sezaryen doğum adı verilmektedir. Bu duruma anneyle birlikte doktor karar vermektedir. Son dönemlerde sezaryen doğumda artış görülmektedir. Sezaryen kararının alınmasında birçok farklı etmen etkili olmaktadır. Bu etmenlerin içerisinde şunlar yer alır. 

  • Anne de ki normal doğum korkusu 
  • Doğumun ilerlemesinde başarısızlık 
  • Bebeğin anne karnındaki duruş değişiklikleri 
  • Plasentanın anormal yerleşimi 
  • Normal doğum ile bebeğe geçebilecek enfeksiyon varlığı 
  • Vajinal doğumda mekanik tıkanma 
  • Leğen kemiği kırığı 
  • Rahim yırtılması 
  • Bebeğin kafatasındaki boşluklarda aşırı sıvı birikimi 
  • Kordon sarkması 
  • Rahim duvarına uygulanan cerrahi girişimler

Epidural doğum

Epidural doğum normal doğumun ağrısız bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktadır. Farklı epidural doğum çeşitleri bulunmaktadır. Epidural doğumda, doğum eyleminin aktif fazı başlamadan önce bel kısmından omuriliğe girilerek ağrı kesici bir madde enjekte edilir. Ağrının tamamen yok olmasına sebep olmaz. Bunun yanında epidural anestezinin doğumu uzattığına dair çeşitli kanıtlar bulunmaktadır. Doğumun aktif fazının uzaması girişimsel doğum gerekliliğini arttırabilmektedir.

Suda doğum

Bir küvet ya da havuzun vücut sıcaklığı olan 37 derecedeki suyla doldurularak doğumun bu suyun içinde gerçekleşmesi durumuna suda doğum adı verilmektedir. Bu yöntemin ortaya çıkmasında bebeğin tüm hamilelik süreci içerisinde amniyotik sıvı kesesi ve hayatını sürdürmesidir. Bu sebeple de suda doğum bebeğin daha az doğum travması yaşamasına imkan sağlamaktadır. Bunun yanında ılık suyun anne için de rahatlatıcı etkilerinin bulunmasından dolayı doğumun daha az ağrılı ve daha stresli geçmesini yardımcı olmaktadır. Doğum aşamasında annenin yüzdürülmesi rahmin daha iyi oksijenlenmesini sağladığı için bebek için daha fazla oksijen söz konusu olmaktadır. Bunun yanında su, perinenin daha esnek olmasını sağlayarak vajinal yırtılma riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.

Doktora Soru Sor