30 Saniyelik Özet
- Bir veya daha fazla parmağın elin içine doğru bükülmesine neden olan bir genetik bozukluk olan dupuytren kontraktürü, parmak altındaki dokuların kalınlaşması ve sıkışması sebebi ile oluşmaktadır.
- Dupuytren kontraktürünün nedeni uzmanlar tarafından tam olarak bilinmemektedir. Ancak aile öyküsünde dupuytren kontraktürünün bulunması görülme riskinin artmasına neden olmaktadır.
- Yaklaşık olarak 10 hastadan ikisinde hastalığın tekrarlaması görülmektedir. Bu sebeple de başka bir ameliyata ihtiyaç duyulabilir.
- Mesleğin türüne bağlı olarak ameliyattan sonra 12 hafta rapor kullanılması gerekebilir. Kesi bakımı ve iyileşme için doktorun tavsiyelerinin izlenmesi gerekmektedir.
Dupuytren Kontraktürü Nedir?
Bir veya daha fazla parmağın elin içine doğru bükülmesine neden olan bir genetik bozukluk olan dupuytren kontraktürü, parmak altındaki dokuların kalınlaşması ve sıkışması sebebi ile oluşmaktadır. Elin fasyasında küçük nodüllerin büyümesi sebebi ile kalınlaşma görülmektedir. Bu nodüller parmakları destekleyen lastik benzeri bant dokularda oluşmaktadır. Bu nodüllerin büyümesi kalın kordonların oluşmasına ve parmakların düzeltilemeyecek kadar bükülmesine neden olmaktadır.
Dupuytren kontraktürüne neden olan bu nodüller her zaman için iyi huylu olmaktadır. Bu sebeple de hiçbir zaman kanser belirtisi ya da nedeni değildir. Ameliyata ihtiyaç olunabilir. Ancak vakaların önemli bir kısmında muhafazakar tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Dupuytren Kontraktürü Nedenleri
Dupuytren kontraktürünün nedeni uzmanlar tarafından tam olarak bilinmemektedir. Ancak aile öyküsünde dupuytren kontraktürünün bulunması görülme riskinin artmasına neden olmaktadır. Bu sebeple de kalıtsal bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında erkeklerde görülme ihtimali daha yüksek olmaktadır.
Dupuytren Kontraktürü Belirtileri
Dupuytren kontraktürü uzun zaman içerisinde gelişen bir durumdur. Bu sebeple de ilk başlarda herhangi bir belirti görülmeme ihtimali bulunmaktadır. Duputren kontraktürü belirtileri genellikle şu sıra ile gelişmektedir.
Nodüller
Avucun içindeki küçük şişlikler hastalığın ilk belirtisi olmaktadır. Genellikle parmakların avuçla birleştiği yerde görülmektedir. Bu nodüller hissedilebilir ya da görülebilir. Bazı kişilerde nodüllerin ötesinde herhangi bir belirti olmaz ve nodüller kendiliğinden geçer. Nodüllerin etrafındaki cilt çukurlu ve buruşuk görülebilir.
Kordonlar
Zaman içerisinde nodüller fasya üzerindeki uzun doku kordonlarına dönüşebilir. Kordonlar parmakları çekebilir ve sürekli olarak parmaklar avuç içine doğru çekiliyormuş gibi hissedilebilir.
Kontraktür
Dupuytren kontraktürüne adını veren en ileri belirtisidir. Sonunda kordonlar o kadar sıkı ve kalın hale gelir ki etkilenen parmaklar dik bir şekilde tutulamaz.
Diğer durumlardan farklı olarak dupuytren kontraktürünün belirtilerinin kötüleşmesine neden olan tetikleyiciler bulunmamaktadır. Bazı hastalarda ise hastalığın tüm aşamaları görülmez.
Ek Belirtiler
Parmaklarda görülen problemlere ek olarak etkilenen elde aşağıdaki belirtiler de görülebilir.
- İltihaplanma veya şişme
- Ağrı
- Yanma
- Kaşıntı
Bu belirtiler nadir olarak görülmektedir. Vakaların sadece dörtte birinde bu belirtiler görülmektedir. Bu belirtilerin görülmesi halinde doktor ile görüşülmesi gerekmektedir. Çünkü bu belirtiler bazı zamanlarda fasyanın etkilenmesine neden olabilecek başka sorunların da işareti olabilmektedir.
Dupuytren Kontraktürü Tanı Kriterleri
Dupuytren kontraktürü tanısı genellikle fiziksel muayene ile konulmaktadır. El ve parmakların konumlarına bakılır. Bunun yanında cildin altındaki nodüller ve kordonlar da kontrol edilmektedir. Bu sayede durumun ciddiyeti anlaşılabilmektedir.
Dupuytren kontraktürünü teşhis edebilecek herhangi bir test bulunmamaktadır. Ancak ellerin etkilenmesine neden olabilecek kan testleri ve röntgenler istenebilmektedir.
Dupuytren Kontraktürü Tedavi Yöntemleri
Hastalığın şiddetine bağlı olarak tedavi birkaç aşamada gerçekleşmektedir. Hastalığın yavaş geliştiği için bir sonraki tedavi seviyesine ihtiyaç duyulması aylar ya da yıllar alabilmektedir. Semptomların erken tedavisinde iyileşmesi mümkün olmaktadır. Bu sebeple de diğer tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyulmaz. Erken belirtilerin geri gelmesi halinde ise bazı adımların tekrarlaması gerekebilir.
Muhafazakar Tedavi
Dupuytren kontraktürü için konservatif tedaviler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Fizik tedavi ve germe egzersizleri
- Parmakların normal hareket aralığına kadar uzatmak için destek ve atel kullanımı
- Fasya esnekliğinin arttırılması için ultrasonik veya ısı uygulamaları
- Nodül ve kordonların küçültülmesi için kortikosteroid enjeksiyonları
Radyasyon Tedavisi
Belirtilerin ilerlemesinin önlenmesi için radyasyon tedavisi önerilebilmektedir. Radyasyon tedavisi nodüllerin veya kordonların yönetilmesini içeren ağrısız bir işlemdir. Her ne kadar radyasyon tedavisi kanser tedavisinde kullanılsa da dupuytren kontraktürü kanser değildir ve kanser olma ihtimali de bulunmamaktadır.
İğne Aponörotomisi
Muhafazakar tedavinin birkaç ay uygulanmasından sonra belirtilerin devam etmesi halinde iğne aponörotomisi önerilebilmektedir. Bu prosedüre bazen perkütan iğne fasiyotomisi olarak da adlandırılmaktadır. İğne aponörotomisi, ayakta gerçekleştirilebilecek bir tedavi seçeneğidir.
Bu uygulamada el lokal olarak uyuşturulur. Daha sonrasında gerginliğin azaltmak ve parmakları düzeltmek için el fasya dokusuna bir iğne ile delikler açılmaktadır.
Dupuytren Kontraktürü Ameliyatı
Hastalığın hayat kalitesini etkileyecek kadar şiddetli olması halinde ameliyat önerilebilmektedir. Dupuytren kontraktürü ameliyatları ayakta tedavi prosedürleri içerisinde yer almaktadır. Bu sebeple de hastalar aynı gün eve gidebilir.
Dupuytren Kontraktürü Ameliyatının Yöntemleri
Fasciektomi adı verilen bu operasyonlar lokal anestezi altında uygulanmaktadır. Daha sonrasında fasyanın bir kısmı ya da tamamı çıkarılabilir. Ne kadarının çıkarılacağı fasyanın ne kadar kalınlaştığına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ellerin normal gücüne dönmesi için ameliyattan sonra fizik tedaviye ya da mesleki terapiye ihtiyaç duyulabilir.
Dupuytren Kontraktürü Ameliyatının Komplikasyonları
Ameliyat sonrasında parmaklarda bir miktar his kaybının veya uyuşmanın yaşanması beklenen bir durumdur. Bu sorun geçicidir. Kasılan sinirler gerilmeye başladıkça düzelmektedir. Son derece nadir durumlarda ise yakındaki sinirlere veya kan damarlarına verilen hasar, parmağın kullanma yeteneğini kalıcı olarak etkilemektedir. Bu durumda ampütasyon uygulanması gerekebilir. Ameliyatın diğer komplikasyonları içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Anesteziye karşı alerjik reaksiyon
- Enfeksiyon
- Cilt hassasiyet
- Yara izi
- Morarma
- Ödem
Dupuytren Kontraktürü Ameliyatının faydaları
Bu ameliyat parmakların yeniden işlevlerini kazanmalarına yardımcı olabilmektedir. Etkilenen fasyanın çıkarılması, parmakların gerilebilmesini ve düzelmesine olanak sağlamaktadır. Bazı çalışmalar ameliyatın iğne aponörotomisinden daha etkili olduğunu ve daha uzun süreli sonuçlar verdiğini göstermektedir.
Dupuytren Kontraktürü Ameliyatı Sonrası Yaşam
Dupuytren ameliyatlarından sonra hastalık tamamen iyileşmez. Yaklaşık olarak 10 hastadan ikisinde hastalığın tekrarlaması görülmektedir. Bu sebeple de başka bir ameliyata ihtiyaç duyulabilir.
Dupuytren Kontraktürü İyileşme Süreci
Ameliyattan sonra ağrı, şişlik ve sertlik yaşanması beklenen bir durumdur. Ayrıca el ve parmaklarda karıncalanma veya uyuşma hissedilebilir. Bu durum birkaç ay sürebilir. Mesleğin türüne bağlı olarak ameliyattan sonra 12 hafta rapor kullanılması gerekebilir.
Kesi bakımı ve iyileşme için doktorun tavsiyelerinin izlenmesi gerekmektedir. Genel talimatlar içerisinde ise şunlar yer alır.
- Buz kompresin uygulanması
- Elin yüksek pozisyonda tutulması
- Yaranın sabun ve su ile temizlenerek bandaj ile kapatılması
- Duş alırken elin ve dikişlerin kuru tutulması
- Fizik tedaviye katılınabilir ve egzersizler evde uygulanabilir.
- Antibiyotik ve ağrı kesici ilaçların düzenli olarak kullanılması gerekir.
- 12 hafta süresince atel kullanılmalıdır.
Dupuytren Kontraktürü Risk Faktörleri
Dupuytren kontraktürünün görülme riskinin artmasına neden olabilecek risk faktörleri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde görülmektedir.
- Erkeklerde daha sık görülür.
- Kuzey Avrupa kökenli kişilerde daha sık görülmektedir.
- Aile öyküsünde bulunması halinde görülme riski artmaktadır.
- Titreşimli aletler kullanmak zorunda kalan kişiler risk altındadır.
- Diyabet
- Tütün ve alkol kullanımı