Kekemelik

Ağu 13, 2023

KISA YOL

Kekemelik nedir?

Kekemelik seslerin, hecelerin kelimelerin tekrarlanması, dengesiz konuşma hızı ve konuşma sırasında duraklama ile karakteriz bir konuşma bozukluğudur. Genellikle 2 ile 6 yaş arasındaki çocuklarda görülür ve bu grubun %25 kekemeliği yetişkinlik dönemlerine taşımaz. Tüm çocukların yaklaşık olarak %10’nun etkilenmesine neden olan kekemeliğin kalıcı olabileceği durumlarda erken müdahale edilmesi ile yetişkinlik dönemi kekemeliğin engellenmesi sağlanabilir.

Kekemelik problemi yaşayan bireyler ne söylemek istediklerini bilseler de bunu söylemede zorlanırlar. Ancak çocukların konuşmayı ilk öğrendikleri dönemde de görülebilen bu durum öğrenmenin doğal bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple de konuşmayı tamamen söktüklerinde kekemelik tamamen kaybolur. Ancak bazı vakalarda kekemelik çocukluk döneminde başlar ve kronik bir hal alarak yetişkinlik dönemine kadar devam eder.

Kekemelik tanısı

Kekemelik teşhisini yapabilecek uzmanların içerisinde çocuk psikiyatrisi uzmanı ve konuşma, ses ve dil bozukluğu olan bireyleri test ve tedavi etmek için özel eğitim almış sağlık personelleri bulunmaktadır. Kekemelik tanısının konulması sırasında ele alınacak veriler içerisinde ise şunlar yer almaktadır:

  • Kekemelik davranışlarının analizi
  • Kekemeliğin ilk fark edildiği zaman
  • Çocuğun dil ve konuşma becerileri
  • Kekemeliğin hangi koşullarda ortaya çıktığı

Kekemelik değerlendirilmesinde öncelikle çocuğun kekemelik davranışının devam edip etmeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bunu belirlerken ailede kekemelik öyküsünün olup olmadığı, kekemeliğin 6 aydan uzun sürüp sürmediği ve başka konuşma problemlerinin görülüp görülmediği incelenir.

Kekemelik nedenleri

Kekemeliğin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte kekemeliğe neden olduğu düşünülen faktörler içerisinde şunlar yer almaktadır.

Genetik nedenler

Kekemeliğin genetik geçişli olduğu düşünülmektedir. Çünkü aile öyküsünde kekemelik bulunan çocuklarda kekemelik görülme ihtimali artmaktadır. Çocukların dil ve konuşma ile ilgili beyin bölgelerindeki genetik anormallikler ailelerinden aktarılmaktadır.

Nörofizyolojik nedenler

Beynin dil ve konuşma bölümünü etkileyen inme, felç ya da kanama gibi durumlar da kekemeliğe neden olabilmektedir. Bunun yanında bazı hastalarda dil ve konuşma bölümü beynin farklı bölgelerinde konumlanmış kişilerde de kekemelik görülmektedir. Bunların yanında aşağıda belirtilen nörolojik problemler de kekemeliğe neden olmaktadır:

  • Beyin dalgalarındaki bozukluklar
  • Solunum bozuklukları
  • Yanlış nefes alma

Aile ve çevresel dinamiklerden kaynaklanan nedenler

Özellikle çocukluk döneminde görülen kekemeliğin önemli bir kısmı çocukların ailesinde ve çevresindeki çeşitli etkilenen kaynaklanmaktadır. Bunların içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Ailenin yaşam tarzı
  • Ailede yaşanan duygusal travmalar
  • Aşırı mükemmeliyetçi tutumlar
  • Aşırı tutucu tutumlar
  • Çocuğun kapasitesinin üzerinde dil kullanılması
  • Çocuğun sevdiği birinin ani ölümü
  • Cinsel istismar

Yapısal nedenler

Kekemelik hakkındaki bazı görüşler kekemeliğin yapısal farklılıklar nedeni ile ortaya çıktığı yönünde olmaktadır. Kişilerin kekemeliğe yatkın olması ve çevresel olarak da tetiklenmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Öğrenilmiş davranış

Çocuğun ailesinde ya da yakınlarında kekemelik yaşayan birisinin olması durumunda çocukta da kekemelik görülebilmektedir. Çocukta herhangi fiziksel, kalıtım ya da psikolojik olarak kekemeliğe zemin hazırlayacak bir nedeninin bulunmadığı durumlarda öğrenilmiş kekemelikten bahsedilmektedir.

Çevresel nedenler

2 ile 6 yaş arasındaki çocukların kekemelik yaşaması beklenen bir durumdur. Çünkü bu dönemdeki çocuklar düşündükleri kadar hızlı konuşamazlar. Bu sebeple de sözcükleri tekrarlama gibi kekemelik belirtileri görülebilir. Bu durum kendiliğinden geçen bir süreçtir. Eğer bu süreç içerisinde çocuğun doğru konuşmasına yönelik baskı uygulanırsa ya da çocuğun dikkati konuşmasına çekilirse kekemelik kalıcı olabilmektedir.

Akran grupları arasındaki çatışma

Özellikle ergenlik döneminde görülen kekemeliklerde akran grupları içerisindeki çatışmalar neden olarak öne çıkmaktadır. Ergenlik dönemindeki genç duygularını rahat bir şekilde ifade edemediği için kekemeliğin görülmesi mümkündür.

Kekemelik risk faktörleri

Çocuklarda kekemelik görülme ihtimalini arttıran bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörleri ise şunlardır:

  • Aile içinde stres yaşanması
  • Ailenin yüksek beklentileri
  • Aile içinde baskı olması
  • Ailede kekeleyen başka aile fertlerinin bulunması
  • Çocukluk döneminde yaşanılan gelişimsel gecikmeler
  • Erkek cinsiyeti

Kekemeliğin komplikasyonları

Kekemelik sorunu yaşayan yetişkinlerde ve çocuklarda görülebilecek komplikasyonlar içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Özgüven eksikliği
  • Zorbalığa maruz kalmak
  • İş, okul ya da sosyal yaşantıda başarısızlık
  • Konuşmama
  • Konuşmadan kaçınma
  • Konuşurken endişe ve kaygı duyma
  • İletişim kurmada zorluk yaşama

Kekemelik belirtileri

Kekemelik belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Bazı kelime ya da heceleri söylerken yüz kaslarının gerilmesi
  • Konuşmadan çekinmek
  • Kemlimeler arasında geçiş yapmada zorlanma
  • Kelimeler ya da heceler arasında duraklama
  • Sesleri, heceleri ya da sözcükleri tekrar etmek
  • Kelimeleri ya da heceleri uzatmak
  • Cümle kurmada zorluk çekmek
  • Etkili iletişim kurmada zorlanma
  • Kelimeye, söz öbeğine ya da cümleye başlamada zorluk çekme

Kekemelikte konuşma bozukluklarının yanında kişilerde bazı mimik anormallikleri de görülmektedir. Bu anormallikleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır:

  • Baş hareketleri
  • Yüz tikleri
  • Dudakların titremesi
  • Çene çevresinin titremesi
  • Hızlı göz kırpma

Kekemelikte görülen belirtiler kişiler stres altındayken, kaygılıyken, yorgun ya da uykusuzken daha belirgin ve sık olarak görülmektedir. Kekemelik sorunu olan kişilerin telefonda ya da topluluk önünde konuşması da zorlu olabilmektedir. Ancak kekemelik problemi yaşayan kişilerin önemli bir kısmı kendi kendilerine ya da yanlarında rahat olduğu kişilerin yanında belirtileri göstermeden konuşabilir. Ayrıca bu kişiler şarkı söylerken de herhangi bir belirti göstermez.

Kekemelik tedavi yöntemleri

Kekemelik sorunu yaşayan tüm çocukların tedaviye ihtiyacı bulunmamaktadır. Çünkü belli bir yaş aralığında kekemelik beklenen bir durumdur ve dili kullanım kabiliyetleri arttığı zaman kendiliğinden geçer. Bunun dışında kalan kişiler için ise öncelikle psikiyatri uzmanlarının detaylı bir değerlendirmesinden sonra kişiye uygun tedavi planının yapılması gerekir. Kekemeliğin tedavisinde birden fazla yaklaşım bulunmaktadır. Bu yaklaşımlar kekemeliğin tamamen ortadan kalkmasını sağlamayabilir. Ancak tedaviden sonra hastaların bazı becerilerinde artış görülür. Bu becerilerin içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Sosyal aktivitelere daha rahat katılım sağlamak
  • Okula ya da işe problemsiz bir şekilde devam edebilmek
  • Etkili iletişimi geliştirmek
  • Konuşmanın akıcılığını arttırmak

Konuşma terapisi

Konuşma terapisi için uygun olan kişilerin özellikleri içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • 3 ile 6 ay arasında kekemeliği devam edenler
  • Ailesinde kekemelik öyküsü bulunanlar
  • Belirgin kekemeliği olanlar
  • Kekemelik sebebiyle duygusal sorunlar yaşayanlar

Konuşma terapisinde nefes desteği, konuşma hızı ve gırtlak gerginliği ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Bu kalıpların kontrol edilmesi ile konuşmadaki kesintiler azaltılabilmektedir. Bu durumda kişilerin daha özgüvenli olmasını sağlamaktadır. Özellikle çocukların tedavilerinin desteklenmesi için aileler terapötik tedavilerden yardım alabilir. Bunların yanında tedavinin desteklenmesi için aileler çocuklarının konuşmalarını kesmeden sabırla dinlemeleri gerekmektedir.

Elektronik aletler

Kekemeliğin tedavisinde kullanılan cihazlar farklı amaçlarla kullanılmak üzere çeşitlenmektedir. Bunların içerisinde konuşmayı taklit eden cihazlar ve işitsel geri bildirim sağlayan cihazlar bulunmaktadır. Konuşmayı taklit eden cihazlar ile kişiler başka biriyle konuşuyormuş gibi desteklenmesi sağlanır. İşitsel geri bildirim sağlayan cihazlar ise kişinin konuşmasının yavaşlatılmasını sağlar. Eğer kişi gereğinden hızlı konuşuyor ise makine uyarı verir. Bunun yanında kekemeliğin tedavisinde kullanılan bazı cihazlar günlük kullanıma olanak sağlayacak derecede küçük ve taşınabilir olmaktadır.

Bilişsel davranışçı terapi

Bilişsel davranışçı terapide kişilerin düşünce kalıplarının değiştirilmesi için terapiler uygulanmaktadır. Kekemeliğin artmasına neden olan bu düşünce kalıplarının değiştirilmesi aynı zamanda kekemeliğin yarattığı stres ve endişeyi de azaltmaktadır. Bu sayede kişilerin özgüven problemlerinin çözülmesi sağlanır.

Ebeveyn ve çocuk iletişimi

Çocukların kekemelik ile başa çıkmasında ebeveyn ve çocukların ilişkisi kilit rol oynamaktadır. Evde uygulanacak bazı teknikler kekemelik ile başa çıkmayı kolaylaştırır. Çocuğa uygulanacak doğru teknik ve yaklaşım için ise psikiyatri uzmanından yardım alınması gerekmektedir. 

İlaç tedavisi

Kekemeliğin tedavisinde kullanılmak üzere onay almış herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Ancak bazı vakalarda antidepresan ve epilepsi ilaçları denenmektedir. Ancak bu ilaçların uzun süreli kullanımında birçok yan etkisi bulunduğu için genellikle tercih edilmemektedir. 

Kekeme çocukların aileleri nasıl davranmalıdır?

Kekeme çocukların ailesinden gördükleri destek, kekemelik tedavisinin en önemli adımlarından birisi olmaktadır. Bu sebeple de özellikle ailelerin aşağıda belirtilen noktalara dikkat etmesi gerekir:

  • Kekemelik problemi yaşayan çocukların kaygı yaşaması normaldir. Bu sebeple de ailelerin çocukların bu kaygısını yatıştırmaları gerekir.
  • Kekemelik problemi yaşayan çocuklara bu problemin normal olduğu ve zamanla düzelebileceğinin anlatılması gerekmektedir.
  • Çocukların kelimelerinin tamamlanmaması gerekir.
  • Çocuğu dinlemek için yeterli zamanın ayrılacağının hissettirilmesi gerekir.
  • Çocukla iletişim kurulurken acele edilmemesi ve çocuğun üzerinde baskı kurulmaması gerekir.
  • Çocuk konuşurken dikkatli bir şekilde dinleme yapmak gerekir.
  • Çocuğun rahata konuşmasını sağlayacak ev ortamının hazırlanması gerekir.

Kekemelik çeşitleri

Kekemelik üç farklı başlık altında kategoriye ayrılmıştır.

Gelişimsel kekemelik

Genellikle 5 yaşın altında olan çocuklarda görülen kekemelik türü olan gelişimsel kekemelik konuşma ve dil yeteneklerinin gelişimi sırasında gözlemlenmektedir. Vakaların önemli bir kısmında tedaviye gerek duyulmaz. Gelişimsel kekemelik en sık görülen kekemelik türü olmasının yanı sıra birçok faktörün etkisi ile ortaya çıkmaktadır. Son dönemde gelişimsel kekemelik yaşayan çocuklar üzerinde yapılan çalışmalarda beyin görüntülerinde normal akranlarında ciddi farklılıkların olduğu görülmüştür.

Nörojenik kekemelik

Nörojenik kekemelik beyindeki sinyal anormalliklerinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu sinyal anormallikleri konuşma için gerekli olan sinirlerin ve kasların yanlış sinyaller almasına ve kekemeliğin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Nörolojik kekemeliğin en sık görülen nedenleri arasında ise kafa travmaları, felç ve inme olmaktadır. Bu etkenler beyinde farklı alanlarda yer alan konuşma merkezlerinin etkilenmesine ve dolayısıyla akıcı ve net konuşmanın bozulmasına neden olmaktadır.

Psikojenik kekemelik

Kekemelik üzerinde yapılan son araştırmalardan önce psikojenik kekemeliğin en sık görülen kekemelik türü olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan araştırmalar psikojenik kekemeliğin nadir olarak görüldüğünü ispatlamıştır. Psikojenik kekemelik beynin akıl yürütme ve düşünmeyi sağlayan merkezlerdeki bozukluklardan dolayı ortaya çıkmaktadır.

Kekemelik egzersizleri

Kekemelik tedavisinin önemli parçalarından birisi olan egzersizler uzmanlarla birlikte yapılabileceği gibi evde de uygulanabilmektedir. Evde uygulanabilen bu egzersizlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Diyafram solunumu

Diyafram solunumu egzersizi ile akciğerlerin daha fazla oksijenle dolması ve daha verimli çalışması sağlanmaktadır. Daha rahat sağlanan solunum ise kekemeliğin neden olduğu belirtilerin azaltılmasını sağlamaktadır. Diyafram solunumu egzersizi için şu adımların takip edilmesi gerekir:

  • Öncelikle rahat bir pozisyonda sırt ve omuzlar dik olacak şekilde oturulması gerekmektedir.
  • Daha sonrasında eller karın bölgesine yerleştirilir.
  • Pozisyon sabit tutulurken yavaşça nefes alınır ve karın bölgesindeki hareket hissedilir.
  • Daha sonrasında derin bir nefes alınır.
  • Derin nefes alırken diyafram kasları kullanılır. Diyafram kaslarının kullanılması sayesinde karın şişer.
  • Daha sonrasında alınan nefes yavaşça verilir. Bu sırada karın bölgesinin içeri çökmesi gerekmektedir. 
  • Diyafram solunum egzersizinin birkaç kez tekrarlanması gerekmektedir.

Aşamalı gevşeme

Kas gerginliğinin azaltılması ve vücudun rahatlamasını sağlamak için aşamalı gevşeme egzersizleri uygulanmaktadır. Aşamalı gevşeme egzersizlerinin adımları ise şunlar olmaktadır:

  • Öncelikle rahat bir pozisyonda omuzlar ve sırt dik olacak şekilde oturulması gerekir.
  • Gözler kapatıldıktan sonra yavaş ve derin bir nefes alınır. Ayak parmaklarından başlayarak vücuttaki tüm kaslar sırasıyla kasılır. Bu pozisyonda 10 saniye beklenir ve sonrasında diğer kas grubuna geçilir.
  • Tüm kaslar gevşedikten sonra gevşeme hissine odaklanılır. Tüm vücuda uygulanması gereken bu egzersiz özellikle yüz ve boyun bölgesindeki kaslarda yoğunlaşması gerekir.

Nefes verirken konuşmak

Bu egzersizde nefes alırken sessizce beklenir. Daha sonrasında yavaşça nefes verirken kelimeler söylenir. Nefes alma sırasında sessizce beşe kadar sayılması gerekir. Nefes verirken ise kelimelerin söylenmesi nefes kontrolünün sağlanmasında etkili olmaktadır.  Her nefes verme sırasında daha uzun bir kelime seçilmelidir. En son uzun cümleler kurularak egzersiz tamamlanmalıdır.

Duraklatma ve cümleleme

Konuşmanın düzgün ve anlaşılır olmasını sağlamak için kullanılan bu yöntemde duraklama aşamasında nefes almak için konuşmaya ara verilir. Daha sonrasında nefes verilirken cümleler küçük parçalara ayrılır ve her bir parça her bir nefes veriş sırasında söylenir.

Ünlü harflerin yüksek sesle söylenmesi

Alfabemizde bulunan ünlü seslerin yüksek sesle tekrar edilmesi nefes kontrolünün sağlanması açısından yarar sağlamaktadır. Bu seslerin yüksek ve net bir şekilde söylenmesi gerekmektedir.

Daha uzun cümleler kurma

Kekemelik egzersizleri içerisinde uzun cümlelere çalışmak da yer almaktadır. Bunun için cümlelerin önceden hazırlanması gerekir. Uzun cümleler ile konuşurken duraklatma ve cümleleme yöntemi kullanılmalıdır. Ayrıca nefes kontrolüne de dikkat edilmesi gerekir.

Aerobik egzersizleri

Nefes kontrolünün sağlanması için aerobik hareketleri en etkili yöntemlerden birisi olarak kabul edilmektedir.

Yoga ve meditasyon

Stresin azaltılmasını sağlamalarının yanı sıra zihni de rahatlatan meditasyon ve yoganın kekemeliğin belirtileri üzerinde etkili olup olmadığı konusunda net bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak kekemeliğin neden olduğu belirtiler endişe, stres ve kaygı ile arttığı için kişilerin meditasyon ve yoga yapmaları bu duyguları kontrol altına almalarını sağlayacaktır.

Çene egzersizleri

Çene kaslarının kuvvetlendirilmesini sağlayan çene egzersizleri için çene kaslarının sıkılıp gevşetilmesi yeterli olacaktır. Ayrıca sakız çiğnemek de çene kaslarının güçlenmesini sağlayan bir diğer yöntemdir.

Pipetle içme egzersizi

Nefesin kontrol edilmesine yardımcı olan bir diğer egzersiz ise pipetle sıvı içme egzersizleri olmaktadır.

Tekerleme egzersizleri

Kekemelik egzersizleri içerisinde bulunan bir diğer yöntem ise tekerlemelerin ezberlenmesi ve bu tekerlemelerinin sık sık tekrar edilmesidir. Bu sayede konuşmanın akıcı olması sağlanabilmektedir. Özellikle konuşma sırasında zorlanılan kelimelerin ezberlenmesi kekemeliğin neden olduğu belirtilerin azalmasını saplayacaktır.