Sarı nokta nedir?
65 yaş üstü bireylerin görme kaybı yaşamasının en büyük sebeplerinden birisi olan sarı nokta aynı zamanda makula dejenerasyonu olarak da adlandırılmaktadır. Toplumda görülme sıklığı %1,2 ile 1,7 arasında değişmekle birlikte sarı nokta hastalığının görülme sıklığı 55 yaş üzerinde yaşla doğru orantılı olarak artmaktadır. 55 yaş üstü bireylerde görülme sıklığının her 5 yılda %1,22 olarak arttığı tespit edilmiştir.
Makula ya da sarı nokta olarak adlandırılan bölge gözün içerisinde yer alan ve keskin bir şekilde görmeyi sağlayan retina tabakasının ortasında yer alan bir bölgedir. Makula bölgesinin çapının 5 mm olmasına rağmen görmenin merkezinde yer almaktadır. Bunun sebebi ise sarı noktada fotoreseptör hücrelerinin yoğun bir şekilde yer almasıdır. Bu sayede daha detaylı bir şekilde görme sağlanır.
Makulanın bu özelliğinden dolayı okuma ya da iğne deliğinden iplik geçirme gibi detaylı görüşün gerekli olduğu işler kolaylıkla yapılabilmektedir. Diğer bir yandan sarı noktanın yeterince iyi çalışmaması durumunda bakılan alan bulanıklaşmaya başlar. Bu sebeple de sarı nokta hastalığı da görme bozuklukları grubu içerisinde yer alan bir hastalıktır. Ancak sarı nokta hastalığını diğer görme bozukluklarından ayıran en önemli etmen makula dejenerasyonlarında yanlarda görüşte herhangi bir bozukluk olmamasına rağmen merkezdeki görüş bulanıklaşmaktadır. Bu sebeple de sarı nokta hastalığı olan kişiler duvarda bir saatin olduğu görseler bile saatin kaç olduğunu anlayamazlar.
İlerleyici bir hastalık olan sarı nokta hastalığında görüş tamamen kaybolmaz. Bu sebeple de hastalar günlük işlerini devam ettirebilirler. Ancak genellikle dışarı çıkmaları zorlaşır. Bunun yanında araba kullanmaları, televizyon izlemeler, yazmaları ve okumaları mümkün olmaz.
Sarı nokta tanı kriterleri
Sarı nokta teşhisinin konulmasında öncelikle göz dibi muayenesinin yapılması gerekmektedir. Bu muayene sayesinde retinada herhangi bir bozukluk olup olmadığı belirlenmektedir. Bunun yanında hekimin gerekli görmesi halinde uygulanabilecek görüntüleme yöntemleri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Optik koherens tomografi (retina tomografisi)
- Fundus floresein anjiografi (göz anjiyosu)
- Optik koherens tomografi anjiyografi (ilaçsız göz anjiyosu)
Arı nokta hastalığı teşhisinin konulmasının ardından hastalığın seyrinin belirlenebilmesi için ise Amsler Grid testi (kareli kağıt testi) uygulanabilmektedir.
Sarı nokta nedenleri
Kuru sarı nokta hastalığının nedenleri henüz tam olarak belirlenebilmiş değildir. Ancak genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin kuru tip sarı nokta hastalığının görülmesinde önemli olduğu düşünülmektedir. Bunun yanı sıra sarı nokta hastalığının görülmesi üzerinde etkili olduğu bilinen risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörlerin içerisinde ise şunlar yer alır.
Yaş
Sarı nokta hastalığının görülme ihtimali yaşın ilerlemesi ile birlikte artmaktadır. Bu risk özellikle 50 yaşın üzerindeki bireylerde görülür.
Aile geçmişi
Ailede sarı nokta hastalığının bulunması kişinin de genetik olarak sarı nokta hastalığına yatkın olduğunu göstermektedir. Bunun yanında sarı nokta hastalığı üzerinde yapılan genetik araştırmalarda da hastalık ile bağlantılı birçok farklı gen tespit edilmiştir. Bu sebeplerden dolayı da sarı nokta hastalığının kalıtımsal olduğu düşünülür.
Irk
Dünya üzerindeki tüm ırklarda en sık görülen vakalar beyaz ırka ait olmaktadır. bu sebeple de sarı nokta hastalığının beyaz ırka mensup olan kişilerde görülme riski daha fazla olmaktadır.
Tütün kullanımı
Hem sigara kullanmak hem de sigara dumanına maruz kalmak sarı nokta hastalığı riskini arttıran nedenler arasında yer almaktadır.
Obezite
Özellikle erken evre sarı benek hastalığı bulunan kişilerin obez olması durumunda hastalığın diğer popülasyona oranla daha hızlı ilerlediği bilinmektedir bu sebeple de obezite sarı nokta hastalığına neden olmasa bile hastalığın seyrini önemli bir şekilde etkilemektedir.
Kardiyovasküler hastalıklar
Kişinin kalp ya da kan damarları ile ilgili sağlık problemleri bulunuyor ise sarı nokta hastalığının görülme ihtimali çok daha yüksek olmaktadır.
Cinsiyet
Son olarak sarı nokta hastalığı kadınlarda erkelere oranla daha fazla görülmektedir. Bu sebeple de cinsiyet de sarı nokta hastalığı riskini arttıran faktörlerden birisi olarak kabul edilir.
Sarı nokta belirtileri
Sarı nokta hastalığının neden olduğu belirtiler kısa süre içerisinde ya da aniden ortaya çıkıyor ise yaş tipi, zaman içerisinde ve herhangi bir ağrıya neden olmadan ortaya çıkıyorsa kuru tipi işaret eder. Belirtilerin görülmesi ile birlikte en kısa süre içerisinde doktora başvurulması gerekmektedir. Aksi halde görme bozukluğunun geri dönüşü olmaz. Sarı nokta hastalığının belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- İnce detayları ya da renkleri görmedeki keskinliğin azalması
- Görsel bozulma
- Merkezi görmede değişiklik
- Bir ya da iki gözde merkezi görme kaybı
- Yüzleri tanımada güçlük çekme
- Okuma ya da detay gerektiren bir iş yaparken daha fazla ışığa ihtiyaç duyma
- Düşük ya da yüksek renk yoğunluğu
- Loş ortamlara zor adapte olma
- Kitap okurken artan bulanıklık
Sarı nokta hastalığında ciddi görme kaybı yaşayan kişilerde ise aşağıdaki belirtiler görülmektedir.
- Depresyon
- Sosyal izolasyon
- Charles Bonnet sendromu
- Psikolojik nedenlerden kaynaklanmayan halüsinasyonlar
- Halüsinasyonlar içerisinde fotopsiler, geometrik şekiller, hayvan, insan, araç, taşıt, manzara yüz, parmak insan gibi farklı görüntüler bulunabilmektedir.
Sarı nokta tedavi yöntemleri
Sarı nokta hastalığının 10 yıl öncesine kadar herhangi bir tedavi bulunmuyordu. Uygulanan sadece yöntemler hastalığın daha yavaş bir şekilde ilerlemesini sağlıyordu. Ancak son 10 yıl içerisinde özellikle yaş tip sarı nokta hastalığında geliştirilen tedavi yöntemleri sayesinde görüşün sabitlenmesi ve hastalığın ilerlemesinin durdurulması mümkün olmuştur.
Vasküler endotel büyüme faktörü (VEGF)
Yaş tipteki sarı nokta hastalığının tedavisinde devrimsel bir tedavi olarak görülen VEGF göz içi enjeksiyonu olmaktadır. Hastaların göz içerisine uygulanan bu inhibitör sayesinde neredeyse tüm hastaların görüşlerinin stabilize edilmesi sağlanmaktadır. Bunun yanında tedaviden sonra hastaların görme keskinliklerinin de arttığı bilinmektedir. Bu yöntem ile göz içerisine uygulanan ilaç yeni oluşan göz damarlarının giderilmesini sağlamaktadır.
Ne var ki VRGF kuru tip sarı nokta hastalığı için uygun olan bir yöntem değildir. Bu sebeple de kuru tip hastalarına hastalığın seyrini yavaşlatacak yöntemler uygulanmaktadır. Bunun için bölgenin beslenmesini ve rejenerasyonunu sağlayacak besin ve diyetler önerilmektedir.
Sarı nokta lens tedavisi
Kuru tip sarı nokta hastalığında kullanılabilecek yöntemlerden birisi olan lens tedavisi, hastalık sebebiyle hastaların ciddi bir şekilde görüş kaybı yaşamaları durumunda uygulanmaktadır. Bu yöntemde lensler cerrahi bir prosedür ile göz içerisinde yerleştirilir. Bu operasyon ile göz içerisinde görme alanının gelişimini sağlayan teleskopik bir lens yerleştirilmektedir.
Sarı nokta fotodinamik tedavisi
Sarı nokta hastalığında kullanılan bir diğer yöntem ise fotodinamik tedavisi olmaktadır. Bu tedavi yönteminde ise öncelikle hastaların göz içlerine özel bir ilaç enjekte edilir. Bu ilaç göz damarlarında birikim yapar. Daha sonrasında da bu bölgelere özel bir lazer uygulanır ve bu sayede damarların kapatılması sağlanır.
Sarı nokta cerrahisi
Sarı nokta cerrahi yöntemler ile de tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak bu yöntem kuru tipe uygulanabilen bir yöntem olmamaktadır. Cerrahi yöntem ile tedavide retinanın alt kısmında oluşan kanamalar uzaklaştırılmaktadır. Daha sonrasında bazı hastalara göz içi enjeksiyonlar uygulanabilmektedir.
Sarı nokta tipleri
Sarı nokta hastalığı kendi içerisinde kuru ve yaş olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kuru sarı nokta hastalığının %10 ihtimalle yaş sarı nokta hastalığına dönüşmektedir.
Kuru tip nedir?
Kuru tip sarı nokta hastalığı yıllar içerisinde yavaş bir şekilde gelişen ve herhangi bir acı ya da ağrı vermeyen bir tiptir. Hastaların yaklaşık olarak %90’nın görülen kuru tipte bazı vakalarda retina içerisinde damar oluşumu görülmektedir. Retina içerisinde yeni damarların görülmesi ise kuru tipin yaş tipe döneceğinin habercisi olarak kabul edilmektedir.
Kuru tip sarı nokta hastalığı genellikle 70 yaşından sonra görülmektedir. Kuru tipin özelliği gözdeki atık maddeler ya da kanamalar sebebiyle oluşmamasıdır. Bunun yerine yaşın ilerlemesine bağlı olarak hücre ölümlerinin artmasıdır.
Kuru tip sarı nokta hastalığının yavaş bir şekilde ilerlemesinden dolayı herkesi 30 yaşından sonra düzenli aralıklarla kareli kayıt testini uygulamaları gerekmektedir. Gözlük kullanan kişilerin ise bu testi gözlüklerini kullanarak yapması önerilir.
Yaş tip nedir?
Sarı nokta hastalığının yaş tipi farklı etkenler sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. Bu etkenlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Retina ve sklera tabakasının arasında yer alan koroid tabakası damar yönünden zengin olan bir tabakadır. Bazı hastalarda koroid tabakasında yeni damarlar ortaya çıkabilmektedir. Anormal bir şekilde ortaya çıkan bu damarların kan ya da sıvı sızdırması ise retinanın işlevini yerine getirmesini engellemektedir.
- Koroid tabadan kan ya da sıvı sızması durumunda retina pigment epiteli ve retina arasında birikim yapması mümkün olmaktadır. Bu sıvı birikimi de gözün şişmesine ve görüşün bozulmasına neden olmaktadır.
Yaş tip sarı nokta hastalığı genellikle 70 yaşından sonra görülen bir sağlık problemidir. Bunun sebebi ise zaman içerisinde algılayıcı hücrelerde oluşan elektrik sinyali sırasında bazı atık maddelerin oluşmasıdır. Yaşın ilerlemesi ise atık maddeleri temizlemekle görevli olan hücrelerin üretimini azaltmaktadır. Bu sebeple de atık maddelerin birikimi ve yaş tip sarı nokta hastalığının oluşumu söz konusu olmaktadır.
Stargardt hastalığı
Stargardt hastalığı, sarı nokta hastalığının bir alt türü olarak belirlenmiştir. Özellikle çocuk ve gençlerde görülür.
Sarı nokta hastalığından korunmak
Sarı nokta hastalığı riskinin sıfıra indirilmesi mümkün olmamakla birlikte hayat tarzında yapılacak bazı değişiklikler riskin azaltılmasını sağlamaktadır. Bu noktada en önemli adım düzenli göz kontrollerinin yapılmasıdır.
Bunun yanında kişilerin sebze ve meyve ağırlıklı olarak beslenmesi ve özellikle antioksidan içeren besinlerden beslenmeye eklenmesi hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlatacaktır. Bunun yanında elbette ki ideal kilonun korunması ve sigara dumanına maruz kalınmaması da önemlidir.
Sarı nokta hastalığından korunmak için dikkat edilmesi gereken diğer noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Kan basıncının normal düzeyde tutulması
- UV ve mavi ışığı filtre edebilen gözlüklerin kullanılması
- Güneş ışınlarından korunmak için geniş kenarlı şapka kullanılması
- Doymuş yağ tüketiminin azaltılması
- Düzenli egzersiz yapılması
Mavi ışığın sarı noktaya etkileri
Güneşten gelen ultraviyole ışınlarının hem cilt hem göz için zararlı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bunun yanında televizyon, tablet, telefon, led ampuller ve tasarruflu ampullerde bulunan mavi ışığın dalga boyu da UV ışınları ile benzerlik göstermektedir. UV ışınlarının dalga boyu yaklaşık olarak 400 nanometre olurken, mavi ışığın dalga boyu ise 420 ile 440 nanometre arasında olmaktadır. Mavi ışığın bu özellikleri de retina tabakasına zarar vermesine neden olduğu düşünülmektedir.
Çok fazla mavi ışığa maruz kalmak başta katarakt oluşumu olmak üzere makula dejenerasyonu, obezite ve kronik hastalıklara neden olmaktadır. Bunun sebebi ise seratonin salgılanmasını ve uyku- uyanıklık döngüsünün sağlanmasında etkili olan mavi ışığa çok fazla maruz kalınması bu dengenin bozulmasına neden olmasıdır.
Günümüz şartlarında sürekli olarak mavi ışığa maruz kalınmaktadır. Bunun önlenmesi için ise mai ışık kullanıının azaltılmasının yanı sıra mavi ışığı emen gözlüklerden de yararlanılabilir. Mavi ışığın %85 oranında emilmesini sağlayan bu özel filmler kişilerin günlük kullandıkları gözlüklere entegre edilebilir. Mavi ışığın tamamen engellenmesi ise tercih edilmez. Çünkü mavi ışığın engellenmesi başta uyku düzeni olmak üzere birçok sistemin zarar görmesine neden olmaktadır.
Sarı nokta hastalığında beslenme
Başta kuru tip sarı nokta hastalığı olmak üzere tüm sarı nokta hastalığı tiplerinde beslenmenin yeri son derece önemli olmaktadır. Beslenmenin doğru bir şekilde planlanması sayesinde sarı nokta hastalığı riskinin azaltılması mümkün olmakla birlikte hastalığın daha yavaş bir şekilde ilerlemesi de mümkün olmaktadır. Bunun için beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Çinko açısından zengin olan balık, kabulü deniz ürünleri, fasulye, nohut ve yulaf gibi besinlerin beslenmeye eklenmesi gerekir.
- Omega-3 tüketimine dikkat edilmesi gerekir.
- A, C ve E vitaminleri açısından zengin olan besinlerin tüketilmesi gerekir.
- Antioksidan açısından zengin olan besinlerin bol miktarda beslenmeye eklenmesi gerekmektedir.
- Oksidanların zararlı etkenlerinin azaltılması için beslenmeye eklenmesi gereken bir diğer önemli madde ise karotenoidler olmaktadır.
- Karotenoidler içerisinde en etkili olanları ise lutein ve zeoksantinler olmaktadır. Bu maddelerin bol miktarda bulunduğu besinlerin içerisinde ise kara lahana ve brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler bulunmaktadır. Ayrıca mısır, sarı biber, avokado, portakal, yumurta sarısı, hurma ve şeftali gibi besinlerde de bol miktarda bulunmaktadır.