30 Saniyelik Özet
- Gerçek ile gerçek dışı arasındaki farkı ayırt edememe ve gerçekliği anormal olarak yorumlama durumudur.
- Halüsinasyonlar, sanrılar, düzensiz düşünme ve davranış gibi belirtilerle karakterizedir.
- Genetik, çevresel ve hormonal faktörlerin bir kombinasyonunun etkisiyle ortaya çıkar.
- Tedavisinde antipsikotik ilaçlar, psikoterapi ve rehabilitasyon programları kullanılır.
Şizofreni Nedir?
Zihinsel bozukluklardan birisi olan şizofreni, hastaların gerçek ile gerçek dışını birbirinden ayıramadıkları ve gerçekliği anormal olarak yorumladıkları bir hastalık olmaktadır. Şizofreni hastaların günlük hayatta işlevsiz kalacakları kadar ciddi bir akıl hastalığı olmaktadır. Düzensiz düşünme, sanrılar ve halüsinasyonların kombinasyonundan oluşmaktadır.
Şizofreni hastalığının bir tedavisi bulunmamakla birlikte kontrol altına alınabilmektedir. Bu sebeple hastaların yaşam boyu tedavilerine devam etmeleri gerekmektedir. Tedavinin hastalığın erken döneminde başlaması kontrol altına alınmasında ciddi şekilde etkili olmaktadır. Bu sayede hastaların hayat kalitelerinin iyileşmesi adına uygun adımlar atılabilmektedir.
Şizofreni Belirtileri
Şizofreni hastaların bilişsel olarak etkileyen bir hastalık olduğu için her hastada farklı belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ancak hastalarda genel olarak görülen belirtiler içinde düzensiz konuşma varlığı, halüsinasyonlar ve sanrılar bulunur.
Sanrıların tanımı ise gerçeğe uygun olmayan inançlar olmaktadır. Şizofreni hastalarında yaşanan sanrılar genellikle hastaların zarar gördüklerine dair olmaktadır. Bu hastalar belirli hareketlerin her zaman kendilerine yönelik olarak gerçekleştiğine inanır. Diğer bir yandan bu hastalar ünlü olduklarını ya da alakası olmayan birinin onlara aşık olduğuna inanabilirler. Şizofreni hastalarının büyük bir çoğunluğunda sanrılara rastlanır.
Halüsinasyonlar ise gerçekte var olmayan şeylerin duyulup görülmesidir. Şizofreni hastaları için halüsinasyonlar her zaman gerçektir. Hastalarda görülen düzensiz ve anormal motor davranışlarının içinde ise ajitasyondan çocuksu davranışlara kadar birçok farklı davranış gösterebilirler.
Şizofrenin negatif belirtileri arasında ise hastaların hayatlarını normal bir şekilde devam ettirememeleri bulunur. Hastalar kişisel hijyenlerini ihmal edebilir ya da yüz ifadesini değiştirmeyerek ve monoton bir sesle konuşmaları bulunur.
Şizofrenin belirtileri aynı hastada zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bazı semptomlar sabit olarak devam ederken bazı belirtiler zaman içerisinde azalabilir veya artabilir. Şizofren belirtileri tipik olarak erkeklerde 20’li yaşlarının ortalarında kadınlarda ise 20’li yaşlarının sonunda görülür. Diğer bir yandan 45 yaşın üzerinde ve ergenlik öncesi çocukların tanı alması çok nadir görülen bir durum olmaktadır.
Şizofreni hastalarında intihar düşüncesi son derece sık rastlanılan belirtilerden biri olmaktadır. Bu sebeple hastada bu belirtinin görülmesi durumunda en kısa süre içinde tıbbi yardım almasının sağlanması gerekir.
Şizofreni tanı yöntemleri
Şizofreni tanısının konulabilmesi için diğer zihinsel sağlık bozukluklarının dışlanması ve görülen semptomların madde bağımlılığı, tıbbi durum ya da ilaç sebebi ile görülmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple şizofreni tanısının konulabilmesi için aşağıda belirtilen test ve muayeneler uygulanmaktadır.
Şizofreni testi
Şizofreni testi ruh sağlığı uzmanı tarafından uygulanan bir testtir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan kısaca DSM 5 adı verilen ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabındaki kriterler kullanılmaktadır.
Şizofreni fiziksel muayene
Şizofreniden şüphelenilen kişilere fiziksel muayenenin uygulanmasının sebebi görülen belirtilere neden olabilecek diğer sağlık durumlarının dışlanabilmesidir. Bunun yanında görülen belirtilerin herhangi bir sağlık sorunu ile ilgili herhangi bir komplikasyon sonucunda görülüp görülmediğini kontrol edilmesine yönelik olarak uygulanmaktadır.
Psikiyatrik değerlendirme
Psikiyatrik değerlendirmede akıl sağlığı uzmanları kişilerin görünümü ve tavırlarını gözlemleyerek, düşünceler, ruh hali, sanrılar, halüsinasyonlar, madde kullanımı ve şiddet potansiyeli hakkında sorular sorarak hava durumunu kontrol ederler. Bunun yanında aile ve kişisel geçmişle ilgili görüşmelerde yaparlar.
Testler ve taramalar
Hastalarda görülen belirtilere neden olan diğer fiziksel sebeplerin belirlenebilmesi için bilgisayarlı tomografi ve MR gibi görüntüleme çalışmaları uygulanabilmektedir.
Şizofreni Kimlerde Görülür?
Erkeklerde daha erken yaşlara beliti vermeye başlayan şizofreni aynı zamanda daha ağır bir şekilde seyretmektedir. Şizofreninin en büyük sebebi genetik olmaktadır. Ancak şizofreniye sebep olan tek bir gen bulunmamaktadır. Bunun yerine birkaç genin kombinasyonu ile hastalık ortaya çıkmaktadır. Hastada şizofreniye sebep olan ne kadar çok gen bir arada bulunursa hastalık o kadar şiddetli olur.
Şizofreninin yoğun olarak görüldüğü hasta grubu özelliklerinin içinde kış ve ilkbahar doğumlu olmak, annenin hamilelik dönemini stres altında geçirmesi, yaşlı bir babaya sahip olmak ve şehirde yaşamak yer almaktadır.
Şizofreni Neden Olur?
Şizofreni birçok bağlı faktöre bağlı olarak gelişmektedir. Şizofrenin oluşmasına neden olan etmenleri şu şekilde sıralayabiliriz.
- Travmaya neden olan olaylar,
- Genç yetişkinlik ve ergenlik döneminde kullanılan psikotropik ve psikoaktif ilaç kullanımı,
- Artmış bağışıklık sistemi yanıtları,
- Doğum esnasında oksijensiz kalma gibi doğum komplikasyonları,
- Prematüre doğum ya da düşük doğum ağırlığı,
- Rahimde yetersiz beslenme,
- Bazı virüslere maruz kalma,
- Genetik yatkınlık,
- Uyuşturucu kullanımı,
Şizofreni Çeşitleri
Katatonik Şizofren
Katatonik şizofreni genellikle hastaların çevrelerinde ki değişimi anlayabildikleri ancak hiçbir tepki vermedikleri bir çeşidi olarak bilinmektedir. Ancak bazı katatonik şizofreni hastalarında hareketlilik de görülmektedir. Katatonik şizofreni özellikleri arasında şunlar bulunur:
- Baskın olarak hareket bozuklukları bulunur,
- Yemek yemezler ve bir şeyler içmezler,
- Konuşmazlar,
- Uyumazlar,
- Öğütleri dinlemezler,
- Bazen aşırı hareketi oldukları atak durumları bulunur,
- Tepki vermemelerine rağmen çevrelerinde olup bitenleri farkındadırlar,
- Telkine yatkın olabilirler,
Paranoid Şizofreni
- Kendini savunma,
- Toplumdan kaçınma,
- Öfkeli, sert ve kavgacı tutumlar,
- Dine aşırı düşkün olma,
- Metafizik, cinsel ya da filozofik uğraşlar,
- Düşünce kopuklukları,
- Tutarsız sanrılar,
- Alınganlık,
- Kuşkuculuk,
- Kötülük göreceğine inanma,
- Büyüklük sanrıları,
- Geç başlayan ve yavaş yavaş ortaya çıkan bir tablo izler.
Desorganize (Dağıtılmış Tip) Şizofreni
Şizofreninin bir diğer alt türü olan dezorganize şizofreni de hastaların duygu durumları hızlı bir şekilde değişmektedir. Bu değişim ile birlikte hastaların düşünme yapılarında ilkelleşme görülür. Diğer şizofreni türlerinde de olduğu gibi sanrılar söz konusu olmaktadır. Bunların yanında en belirgin belirtileri arasında tekrarlayan cümleler ile konuşma ve bozuk cümle yapıları bulunur.
Hebefrenik Şizofreni
Genç yaşta başlayan hebefrenik şizofreni pozitif belirtileri ile başlamaktadır. Hebefrenik şizofreni özellikleri arasında şunlar yer almaktadır:
- Düşünce hareket bozuklukları son derece baskın olmaktadır,
- Duygusal manipülasyonları çok iyidir,
- Yüzeyseldirler,
- Düşünce bozukluklarına rastlanır,
- Kişiliğin dağılması ve yıkımı hızlı bir şekilde gerçekleşir,
- Dış dünya ile olan ilişkileri kopuktur,
- Davranışları çocuksu ve ilkel olmaktadır,
- Farklı ve acayip jest, mimik ve davranışları bulunur,
Kalıntı (Rezidüel) Şizofreni
Kalıntı tipi şizofreni hastalarında gözlemlenen belirtiler şunlar olmaktadır:
- Zevk almama,
- Konuşma ve düşünme de azalma,
- Somutlaşma,
- Apati,
- Kişisel bakımda azalma,
- Sosyal ilişkilerde geri çekilme,
- Vurdumduymazlık,
- İsteksizlik,
- Eylem ve girişimlerin azalması,
Farklılaşmış Şizofreni
Farklılaşmış şizofreni tanısı alan hastalara şizofreni teşhisi konulmuştur. Ancak şizofreninin hiçbir alt türü içinde sınıflandırılmamıştır. Bu sebeple de farklılaşmış şizofreni tanısı altında sınıflandırılırlar.
Tortu Tip Şizofreni
tortu tip şizofreni teşhisi alan hastalar geçmişlerinde en az bir kere şizofreni atağı yaşamış ancak daha sonrasında hiçbir belirti göstermeden normal hayatlarına devam etmişlerdir. Geçirilen bu atakta hastaların yaşadıkları belirtiler içinde ise şunlar bulunmaktadır:
- Olağan dışı algılar,
- Acayip inanışlar,
- Hafif duygusal küntlük,
- Dugunluk,
- Yavaşlık,
- Göz temasında azalma,
- Sosyal performansta azalma,
- Özbakımda azalma,
Şizofreni tedavi yöntemleri
Şizofreninin neden olduğu belirtiler azalsa bile hastaların tedavilerine ömür boyu devam ettirmeleri gerekmektedir. Şizofreninin tedavisinde ilaçlar ve psikososyal terapi kullanabilmektedir. Bazı vakalarda tedavi hastane yatışı gerektirmektedir.
Şizofreni tedavisinde alanında değer deneyimli bir psikiyatristin yanı sıra bir psikolog, sosyal hizmet uzmanı, psikiyatri hemşiresi ve bakımı kontrol edecek bir vaka yöneticisi bulunması tercih edilmektedir. Tam ekip yaklaşımı sayesinde şizofreni tedavisi kliniklerde daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Şizofreni ilaç tedavisi
Şizofreni tedavisinde ilaçlar tedavinin temel taşıdır. Antipsikotik ilaçlar ise şizofreni hastalarına en sık reçete edilen ilaçlardır. Bu ilaçlar beyin nörotransmitter dopamini etkileyerek semptomları kontrol ettiği için son derece etkilidir.
Antipsikotik ilaçlar ile tedavinin amacı mümkün olan en düşük doz ile şizofreninin neden olduğu belirtilerin yönetilmesidir. Bu sebeple psikiyatristler hedefe ulaşmak için farklı dozlarda ve farklı zamanlarda çeşitli ilaç kombinasyonları reçete edilir. Antipsikotik ilaçların yanı sıra antidepresanlar ve anti- anksiyete ilaçları da tedavi yer alabilmektir. İlaçların ilk etkilerinin görülebilmesi için birkaç hafta düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.
Şizofreni hastaları her zaman ilaç tedavisini almakta istekli olmazlar. Hastaların tedavide iş birliği yapma İsteklerin ilaç seçiminin etkilemektedir. Sürekli olarak ilaç almaya dirençli olan birine hap yerine enjeksiyon uygulanabilir.
İkinci kuşak antipsikotikler
Antipsikotik ilaçlar içerisinde ikinci nesil olarak geçen grupta görülen ciddi yan etkiler birinci nesil antipsikotiklerin göre daha düşük olmaktadır. Bu grup içerisinde yer alan ilaçlar şunlardır.
- Aripiprazol
- Ziprasidon
- Asenapin
- Risperidon
- Brexpiprazol
- Ketiapin
- Kariprazin
- Paliperidon
- Klozapin
- Olanzapin
- İloperidon
- Lurasidon
Birinci kuşak antipsikotikler
Birinci kuşak antipsikotikler kullanımı dönüş olan ya da olmayabilen hareket bozukluğunun da içinde bulunduğu birçok nörolojik yan etki yaratmaktadır. İkinci nesil antipsikotik ilaçlara göre maliyetlerinin daha uygun olmasından dolayı tercih edilen birinci nesil antipsikotik ilaçlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Klorpromazin
- Perfenazin
- Flufenazin
- Haloperidol
Uzun etkili enjekte edilebilir antipsikotikler
Bazı antipsikotik ilaç türleri deri altına ya da kas içerisine enjekte edilebilirler. Genellikle 2 ila 4 haftada bir verilen bu ilaçlar özellikle ilaç kullanımı sorusu konusunda sorun yaşayan hastalara reçete edilmektedir. enjekte edilebilir antipsikotikler içerisinde en yaygın olanlar içerisinde şunlar bulunmaktadır.
- Aripiprazol
- Risperidon
- Flufenazin dekanoat
- Paliperidon
- Haloperidol dekanoat
Şizofreni psikososyal tedavisi
Şizofreni hastalarında görülen psikoz geriledikten sonra ilaç tedavisinin yanı sıra psikososyal müdahalelerin de yapılması gerekmektedir. Psikososyal tedavisi şunları içermektedir.
Bireysel terapi
Bireysel terapide düşünce kalıplarının normalleştirilmesine yardımcı olacak teknikler kullanılmaktadır. Bunun yanında hastaların stresle başa çıkmayı öğrenmek ve belirtilerin nüksetmesi durumunda erken uyarı işaretlerini tespit etme ile ilgili terapiler yapılır. Bu sayede şizofreni hastaları hastalıklarını yönetim edebilirler.
Sosyal beceri eğitimi
Hastaların iletişimlerini ve sosyal etkileşimlerini geliştirmeye ve günlük aktivitelere katılma yeteneklerini artırmaya yönelik olarak verilen terapiler ile hastaların sosyal hayata katılması hedeflenir.
Aile terapisi
Aile bireylerinden birinin şizofreni olması durumunda ailelere destek ve eğitim sağlanan terapi türüdür.
Mesleki rehabilitasyon ve destekli istihdam
Şizofreni hastalarının işe hazırlanmaları, iş bulmaları ve işlerinde kalmalarına yardımcı olmaya odaklanmış rehabilitasyon türüdür.
Hastane yatışı
Semptomların şiddetli olduğu ya da kriz dönemlerinde hastaların korunması, yeterli uyku uyuyabilmeleri, doğru beslenmeleri ve temel hijyeninin sağlanabilmesi için hastaneye satışının gerekli olabilmektedir.
Elektrokonvülsif tedavi
İlaç tedavisine yanıt vermeyen şizofreni hastalarına uygulanan elektrokonvülsif tedavi aynı zamanda depresyona depresyonda olan biri içinde yararlı olabilmektedir.
Şizofreni evreleri
Şizofreni hastalığı farklı evreleri olan bir hastalıktır. Temel olarak 3 evreye ayrılan şizofreni de evrelerin aşılması yıllar sürebilir.
1. akut evre
Yoğun tedavinin uygulandığı akut dönemde genellikle hastaların hastanede tedavi görmesi önerilmektedir. Bu evrede pozitif belirtiler görülse de genellikle negatif belirtilere rastlanır.
2. stabilizasyon (dengeleme) evresi
Akut evrede pozitif belirtilerin azaltılması ile dengeleme evresi başlar. Dengeleme evresinde iyileşme 6 aydan daha uzun sürebilmektedir.
3. stabil (denge) evresi
Bu evreye ulaşan hastalar tamamen normal hayatlarına geri dönebilmektedir. Hem negatif hem de pozitif belirtilerin önemli bir kısmı kaybolur. Ancak bu dönemde olan hastaların bir kısmında uyku problemleri görülürken bir kısmında ise gerginlik ve kaygı gibi durumlar görülebilmektedir.
Şizofreni genetik mi?
Şizofreninin bazı genetik faktörler ile ilişkili olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmıştır. Özellikle de ailede birinci derece yakınlarda şizofreni ya da benzer ruhsal hastalıklarının bulunması kişide şizofreni görülme riskini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu risk şu şekilde belirlenmiştir.
- Ebeveynlerin herhangi birinde şizofreni görülmesi halinde çocukta şizofreni görülme ihtimali %12 olmaktadır.
- Ebeveynlerin her ikisinde de şizofreni görülmesi durumda çocukta şizofreni görülme ihtimali %40 olmaktadır.
- İkiz olmayan kardeşlerden birinde şizofreni görülmesi durumunda diğer kardeşte de şizofreni görülme ihtimali %8’dir.
- Çift yumurta ikizlerinin birinde şizofreni görülmesi halinde diğer kardeşte şizofreni görülme ihtimali %12’dir.
- Tek yumurta ikizlerinin birinde şizofreni görülmesi durumunda diğer kardeşte de şizofreni görülme ihtimali ise %47 olmaktadır.
Psikoz ve şizofreni farkı
Kişilerin gerçeklerden kopmasına neden olan psikolojik bir durum olan psikoz birçok alt türe sahip olmaktadır. Şizofreni de bu alt türlerinden birisi olmaktadır. bu sebeple de her ikisinde de görülen belirtiler benzerlik göstermekle birlikte, şizofreni de bazı özel belirtiler de bulunmaktadır.
Şizofreni hastalarına nasıl davranılmalı?
Şizofreni hastalarının yakınları özellikle alevlenme döneminde zor zamanlar geçirebilmektedir. Bu aşamada hastaların kendilerine neler olduğunu anlamaya çalışması ve yaşadıkları zorlukları kelime dökmedeki başarısızlıkları hasta yakınlarının da zor zamanlar yaşamasına neden olmaktadır.
Şizofreni hastalarının konuşmalarının bozulması, düşüncelerini toparlayamamalarından ya da gerçeklik ile hayali ayırt edememelerinden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple de hastaların rahat bir şekilde konuşmasına devam edebilmesi ya da sorulara cevap vermesi için yeterli sürenin verilmesi gerekmektedir. Bunun yanında hastaların mantık dışı konuşmalarının da dinlenmesi ve bu duruma sabır gösterilmesi gerekmektedir.
Ailelerin rahat ve telaşsız olması hastaların da kendilerini daha güvende ve rahat hissetmelerini sağlayacaktır. Bunun yanında hastaların inatlaşması ya da tartışması durumunda yakınlarının bunu elinde olmadan yaptığını farkında olmaları gerekmektedir.
Hastaların mantıksız şeyleri savunmaları ya da haksız yere başkalarını suçlamaları hastalığın etkisi ile olmaktadır. Hastaların düşünce sistemlerinin bozulmasından dolayı mantıksız olsa dahi savundukları konulara sıkı sıkıya bağlı olduklarının bilinmesi gerekmektedir.
Hastalarda görülen eksikliklerin doğrudan ve sert bir şekilde eleştirilmemesi gerekmektedir. Hastalıkları ile ilgili endişelerinin ise bilgilendirme yapılarak yumuşatılması gerekir. Bu noktada hekimden yardım almak hasta yakınlarının da işini kolaylaştırmaktadır.
Hastaların bir konu üzerinde zorlanmamaları güvenlerinin artmasını sağlamaktadır. Bunun yanında hastaların daha öncesinde zevk aldıkları aktivitelerden hoşlanmamaları durumunda altta yatan sebeplerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda hastaların ilgi gösterdiği aktiviteler için cesaretlendirilmeleri gerekmektedir.
Şizofren yüz ifadeleri
Körelmiş yüz etkisi ciddi akıl hastalığının tanı ötesi bir bileşeni olmaktadır. Bunun yanında bir dizi olumsuz sonuçla ilgilidir. Diğer bir yandan yüz ifadesinde kütleşme tam olarak algılanamayan bir olgudur ve bilinen herhangi bir tedavisi bulunmamaktadır. Mevcut literatürde ciddi akıl hastalığında pozitif yüz ifadelerinde azalma ve laboratuvar görevleri sırasında tipik ve artan negatif yüz ifadeleri artmaktadır.
Körleşmiş yüz etkisi, yüz ifadeleri, ses ve jestlerin de azalmasını içeren birincil bileşendir. Ancak duyguların küntleşmesi sadece şizofreni hastalarında değil aynı zamanda depresyon, nörodejeneratif bozukluklar ve otizm spekturumunda da görülen bir durumdur. Yüzdeki künt etki zayıf sosyal ve mesleki işlevsellik ile ilgili olmaktadır.
Yüz ifadesinde körelme mutlaka deneyimsel bir eksikliği yansıtmamaktadır. Ancak bu durumun altında yatan mekanizmalar tam olarak tanımlanmamıştır. Bunun yanında körelmiş yüz etkisinin anlanması şizofreninin karşılanmamış bir ihtiyacıdır.