Yumuşak Doku Kanseri (Sarkom)

Onaylayan Doktor (-lar) ; Semih Gür , Onat Üzümcügil • Haz 10, 2022

KISA YOL

30 Saniyelik Özet

  • Sarkom, bağ dokularından kaynaklanan ve nadir görülen bir kanser türüdür.
  • Yağ, kas, kemik, sinir, tendon ve kıkırdakta görülebilmektedir.
  • Belirtilerinden bazıları arasında ağrısız veya ağrılı bir yumru, kilo kaybı, karın ağrısı ve kemiklerin kırılması yer almaktadır.
  • Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, DNA mutasyonları, kalıtsal hastalıklar, radyasyona maruz kalma, kimyasallara maruz kalma ve virüsler gibi faktörler riski artırabilir.
  • Sarkomun tedavisi, tümörün türüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişmektedir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi, radyasyon tedavisi, kemoterapi ve immünoterapi yer almaktadır.

Sarkomun yumuşak dokuda meydana gelmesi durumunda yumuşak doku sarkomu ismini almaktadır. Eğer kemikte meydana gelirse o zaman da kemik sarkomu ya da osteosarkom adını alır. Nadir olarak görülen kanser türlerinden biri olan sarkom, bağ dokularından kaynaklanmaktadır. Bağ dokularının görevi ise vücuttaki dokuları birbirine bağlamak ve onları desteklemektir. Sarkomun yağ, kas, kemik, sinir, tendon ve kıkırdakta görülebilmesinden dolayı yetmişten fazla türü bulunmaktadır.

Sarkomların yetişkinlerde görülme sıklığı nadirdir. Ancak çocukluk çağı kanserlerinin %15’ini oluştururlar. Sarkomların en sık görüldüğü bölgeler ise baş, boyun, kol, karın ve bacaklardır.

Yumuşak Doku Kanserinin Belirtileri

Sarkomun en sık görülen belirtileri arasında;

  • İstemsiz kilo kaybı, Karın ağrısı,
  • Hafif darbelerde dahi kemiklerin kırılması,
  • Vücudun herhangi bir yerinde ağrılı ya da ağrısız yumru bulunmaktadır.

Bacakta yumuşak doku kanseri belirtileri

Bacakta oluşan yumuşak doku tümörleri genellikle çarpma sonucu oluşan şişlikler ile benzerlik göstermektedir. Ancak yumuşak doku kanserinde görülen yumrularda morarma olmaz ve zaman içerisinde küçülmez. Aksine zaman içerisinde büyüme eğilimindedir. Bunun yanında bacakta görülen yumuşak doku kanserinde görülebilecek belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Yumrunun hızlı bir şekilde büyümesi
  • Yumrunun zaman içerisinde acı vermeye başlaması
  • Kilo vermek

Yumuşak Doku Kanserinin Nedenleri

Yumuşak doku kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte yapılan çalışmalar bazı risk faktörlerinin yumuşak doku kanseri yatkınlığını arttırdığını göstermektedir. Bu faktörlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Genetik faktörler

Kalıtsal bozuklukların önemli bir kısmı aileden gelmektedir. Aile üyelerinde kalıtsal bir bozukluk olması durumunda genetik testler önerilebilmektedir. Yumuşak doku kanseri yatkınlığını arttıran kalıtsal bozukluklar içerisinde ise şunlar yer almaktadır. 

  • Gardner sendromu
  • Li Fraumeni sendromu
  • Nörofibromatozis tip 1 (Von Recklinghausen hastalığı)

Diğer faktörler

Yumuşak doku kanseri riskini arttıran diğer risk faktörleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır:

  • Daha öncesinde radyasyon tedavisi görmek
  • Kollarda ya da bacaklarda uzun süre devam eden lenfödem
  • Arsenik, toryum dioksit ye da vinil klorür dahil olmak üzere çeşitli kimyasallara maruz kalma
  • İnsanlarda bağışıklık sistemi yetersizliğine neden olan HIV/ AID hastalarında kaposi sarkomu riski artar.

Yumuşak Doku Kanserinin Tipleri

Çok fazla türü bulunan sarkomların yumuşak dokuda görülen türleri şunlardır.

Anjiyosarkom

Sarkomun kan veya kan damarlarında meydana gelmesidir.

Gastrointestinal

Bağırsağın özel bir hücresi olan nöromüsküler hücreleri etkileyen bir sarkom türüdür.

Liposarkom

Genellikle karın bölgesinde görülen bir yumuşak doku kanseri türü olan liposarkom aynı zamanda uyluk bölgesinde ve vücudun diğer bölgelerinde de görülebilmektedir.

Leiomyosarkom

Organ duvarlarında bulunan düz kaslarda meydana gelen sarkom türüdür. Genellikle karın duvarında oluşur.

Sinovyal Sarkom

Kök hücrelerde görülen tümör çeşididir. Bu sarkom çeşidinde eklemlerin etrafında kanserli doku oluşumu gözlemlenebilir.

Nörofibrosarkom

Sinirlerin koruyucu kılıflarının etkilendiği bir sarkom türüdür.

Rabdomiyosarkom

Nadir görülen bir yumuşak doku kanseri türü olan rabdomiyosarkom tekrarlama riski yüksek olan bir türdür. Buna rağmen hastaların 5 yıllık sağ kalım oranı %70 olmaktadır.

Miksofibrosarkom

Yaşlı yetişkinlerin kol ve bacaklarında görülen bu sarkom tipinde bağ dokusu etkilenir.

Mazenkimomlar

Nadir görülen sarkom tiplerindendir. Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilen sarkomun bu tipinde diğer sarkom unsurları birleşmiştir.

Vasküler Sarkom

Kan damarlarında görülen sarkom türüdür.

Schwannom

Sinirleri kaplayan dokuların etkilendiği sarkom tipidir.

Yumuşak Doku Ewing sarkomu

Genellikle kemiklerin yakınında yer alan yumuşak dokuda başlayan bu tür özellikle 10 ile 20 yaş aralığındaki kişilerin etkilenmesine neden olmaktadır. Hastaların 5 yıllık sağ kalım oranları ise yaşları ile alakalıdır. 15 yaşından küçük olan hastaların sağ kalım oranları %76 olurken, 15 ile 19 yaş aralığındaki hastaların sağ kalım oranları %59 olmaktadır.

Kaposi Sarkom Tipleri

Lenf ve kan yolu ile yayılım gösteren kaposi sarkomunun alt tipleri bulunmaktadır. Genel olarak cildi etkileyen bir sarkom tipi olan kaposi diğer dokularda da ortaya çıkabilmektedir. İnsan herpes virüsü kaynaklı olarak oluşan bir sarkom alt türüdür. Deride bulunan lenf damarlarını sarar ve kötü huylu tümörlerdir. Ciltte mor renkli lekeler şeklinde başlayan kanser zamanla deride kabarcıklar oluşmasına neden olmaktadır. Vücudun farklı bölgelerinde aynı anda başlayabilen kaposi sarkomu özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde görülmektedir.

Yumuşak doku kanseri nerelerde görülür?

Yumuşak doku kanserinin metastaz riskini arttıran faktörler içerisinde tümörün derecesi ve büyüklüğü yer almaktadır. Derecesi ve büyüklüğü yüksek olan kanser evrelerinde ise metastaz görülebilecek organlar içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Yumuşak doku kanseri öncelikle akciğerlere metastaz yapan bir kanser türüdür.
  • Karaciğer
  • Kemikler
  • Karın zarı
  • Beyin

Yumuşak doku kanseri evreleri ve dereceleri

Yumuşak doku kanserlerinde en yaygın kullanılan evreleme sistemi Amerikan Kanser Ortak Komitesi (AJCC) tarafından oluşturulan TNM sistemi olmaktadır. Bu sistem içerisinde değerlendirilen veriler içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Tümörün boyutu (T)
  • Yakındaki lenf düğümlerine yayılım gösterip göstermediği (N) 
  • Uzak bölgelere metastaz yapıp yapmadığı (M)
  • Kanser hücrelerinin normal hücrelere ne kadar benzediği (G)

Bunun yanında tedavinin başarılı olabilmesi için yumuşak doku kanserinin derecelendirilmesi de gerekmektedir. Birden üçe kadar yapılan bu derecelendirme sayesinde kanser hücrelerinin ne kadar hızlı çoğalacağı ve hastalığın nasıl bir seyirde ilerleyeceği hakkında bilgi edinilebilir. Derecenin belirlenmesinde ise Fransız sistemi olan FNCLCC sistemi kullanılmaktadır. Bu sistem içerisinde kullanılan doneler içerisinde ise şunlar yer almaktadır:

  • Kanser hücrelerinin normal hücrelere ne kadar benzediğinin araştırılması. Bu aşamada hücreler 1 ile 3 arasında numaralandırılır. 1 normal hücreye en yakın olan kanser hücrelerine verilir.
  • Mitotik sayımda ise kanser hücrelerinin çoğalma hızı incelenmektedir. En yavaş bölünen hücreler 1 olarak sınıflandırılır.

  • Son olarak tümör nekrozu incelenir. Bu incelemede kanser hücrelerinin ne kadarının ölmekte olan dokudan oluştuğuna bakılmaktadır. 0 ile 2 arasında sınıflandırılır. Puanın düşük olması daha az ölmekte olan dokunun varlığına işaret eder.

Bu verilere göre Fransız sisteminde evreleme şu şekilde yapılmaktadır:

  • GX: eksik bilgi sebebiyle değerlendirilemiyor.
  • 1. Derece (G1): toplam puan 2 veya 3
  • 2. Derece (G2): toplam puan 4 veya 5
  • 3. Derece (G3): toplam puan 6, 7 veya 8

Bunların yanında yumuşak doku kanserinin görüldüğü bölge de evrelemede önemli olmaktadır. Buna göre evrelemenin farklı şekilde yapıldığı doku grupları şunlar olmaktadır:

  • Kafa ve boyun
  • Retroperiton
  • Kollar ve bacaklar
  • Karın ve göğüs

Yumuşak doku kanseri 1.evre

Yumuşak doku kanserinin birinci evresi kendi içerisinde A ve B olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 1A evresinde T1 görülür, M0’dır ve derece olarak da G1 ya da GX görülmektedir. Bunun yanında 1A evresinin özellikleri içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Tümör 5 cm’den daha küçüktür.
  • Yakındaki lenf bezlerinde kanser hücresi görülmez.
  • Uzaktaki organlarda kanser hücresi görülmez.

1B evresinde ise T2, T3 veya T4 görülür. M0 halen devam eder ve derecesi yine G1 ya da GX olur. Bunun yanında 1B evresinde görülen özellikler içerisinde şunlar yer alır:

  • Tümör büyüklüğü 5 cm’nin üzerinde ancak 10 cm’nin altında olmaktadır. (T2)
  • Tümör büyüklüğü 10 cm’nin üzerinde ancak 15 cm’nin altında olmaktadır. (T3)
  • Tümör büyüklüğü 15 cm’den büyüktür. (T4)
  • Yakındaki lenf bezlerinde kanser hücresi görülmez.
  • Uzaktaki organlarda metastaz görülmez.

Yumuşak doku kanseri 2.evre

Yumuşak doku kanserinin ikinci evresinde tümör büyüklükleri T1 olarak sınıflandırılır. Bunun yanında ikinci evrede de halen M0’dır ve derecesi ise G2 ya da G3 olmaktadır. Bu özelliklerin yanında ikinci evrenin diğer özellikleri içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Kanserin 5 cm ya da daha küçüktür.
  • Yakındaki lenf bezlerinde ya da uzaktaki organlarda metastaz görülmez

Yumuşak doku kanseri 3.evre

Yumuşak doku kanserinin üçüncü evresi de kendi içeresinde A ve B olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 3A aşamasında tümör büyüklüğü T2 olurken metastaz halen M0’dır ve derece ise G2 ya da G3 olarak sınıflandırılabilir. Bu sebeple de bu aşamada görülen tümörlerin büyüklüğü 5 cm’den fazla, 10 cm’den az olmaktadır.

Üçüncü evrenin B aşamasında ise tümör boyutu derecelendirilmesi T3 ya da T4 olarak yapılmaktadır. Bu sebeple de tümör boyutu 10 cm’den büyük ve 15 cm’den küçük olabileceği gibi 15 cm’den büyük de olabilmektedir. Bu aşamada da yakın lenf bezlerinde ya da uzak organlarda metastaz görülmediği için M0 olarak sınıflanır ve derece olarak ise G2 ya da G3 olmaktadır.

Yumuşak doku kanseri 4.evre

Yumuşak doku kanserinin son evresi olan 4. evresinde görülebilecek iki farklı durum bulunmaktadır. Kanser hücrelerinin özelliklerine göre iki gruptan birinde yer alabilir. İlk grup içerisinde tümör büyüklüğü herhangi bir boyutta olabilir bu sebeple de tüm T evreleri olarak nitelendirilmektedir. Bunun yanında yakındaki lenf bezlerinde yayılım görüldüğü için N1 olarak sınıflandırılır. Bu grupta uzak bölgelerde metastaz görülmediği için halen M0 olmaktadır.

Dördüncü evrenin ikinci grubunda ise yine tümör boyutları değişken olmaktadır. Bu sebeple de tüm T sınıfları kabul edilir. Yakındaki lenf düğümlerine yayılım göstermesinden dolayı tüm N sınıfı kapsar. Bu gruptaki hastalarda uzak organlarda yayılım da görülmesinden dolayı M1 olarak sınıflandırılmaktadır. Derecelendirme olarak ise tüm G grupları görülür.

Yumuşak Doku Kanserleri Nasıl Teşhis Edilir?

Eğer vücudun herhangi bir bölgesinde ele gelen bir kitle söz konusu ise tümörün tipinin belirlenmesi ve evrelendirilmesi için biyopsi incelemesi yapılmaktadır. Biyopsi ultrason altında, doğrudan veya tomografi eşliğinde yapılabilir.

Yumuşak doku sarkomlarının en iyi görüntülendiği yöntem MR olmaktadır. Bunun yanında hastalardan PET taraması, direkt grafi ya da tomografi isteyebilir.

Yumuşak Doku Kanserinin Tedavisi

Yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde genellikle cerrahi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Cerrahi işlem sırasında patolojik örnek alınır. Hastalara ameliyattan sonra radyoterapi uygulanabilir. Diğer bir yandan radyoterapi başlangıç aşamasında ki sarkomların tedavisinde direkt olarak uygulanmaktadır. Hastaların cerrahi müdahaleye uygun olmaması durumunda da radyoterapi yine bir tedavi seçeneği olmaktadır.

Radyoterapi tedavisi

Yüksek enerjili X ışınları kullanılarak tümörün boyutlarının küçülmesini sağlayan bir tedavi yöntemi olan radyoterapi, yumuşak doku kanserinin temel tedavisi olan ameliyattan önce uygulanabileceği gibi ameliyattan sonra da uygulanabilen bir yöntem olmaktadır. 

Ameliyattan önce radyoterapi uygulamasında tümörün boyutu küçültülmektedir. Bu sayede cerrah ameliyat sırasında tümörü daha başarılı bir şekilde çıkarabilir ve çevre dokulara zarar verme riski en alt seviyeye indirilir. Ameliyattan sonra radyoterapi uygulanması durumunda ise aynı bölgede tümörün tekrarlamasının önüne geçmektedir. 

Yumuşak doku kanserinin radyoterapi tedavinin dikkatli bir şekilde planlanması gerekmektedir. Çünkü kanserli hücrelerin öldürülmesinin hedeflendiği bu tedavide tümörün çevresindeki sağlıklı dokuların da maksimum seviyede korunması gerekmektedir. Bu sebeple de radyoterapinin planlanmasında başta onkoloji ve radyoterapi uzmanları olmak üzere birçok uzmanın bulunması gerekmektedir. 

Radyasyon tedavisinde ise farklı teknikler bulunmaktadır. Hasta için en uygun tekniğin belirlenmesinde tümörün görüldüğü bölge ve kanserin evresi gibi noktalar önemli olmaktadır.

Bacaklarda ve kollardaki yumuşak doku kanseri için radyasyon tedavisi

Bacaklarda ve kollarda görülen yumuşak doku kanserine ekstreite adı da verilmektedir. Bu bölgedeki tümörler için en uygun görülen radyoterapi yöntemi ise IMRT olmaktadır. 

Radyasyon tedavisinin çok daha gelişmiş bir versiyonu olan IMRT yönteminde doz yoğunluğunun değiştiği farklı radyasyon ışınları kullanılmaktadır. Bu sayede tümöre daha yüksek radyasyon ışını verilirken, sağlıklı dokuya ise daha az radyasyon ışını verilir. Bu özelliği sayesinde de sağlıklı doku daha fazla korunur.

Karında yumuşak doku kanseri radyoterapi tedavisi

Retroperiton olarak da adlandırılan karında görülen yumuşak doku kanseri ameliyattan önce uygulanan radyoterapiden en fazla etkilenen yumuşak doku kanseri türü olmaktadır. Karın bölgesi aynı zamanda iç organların bulunduğu bölge olduğu için radyoterapi de en hassas ayarlamaların yapılabildiği yöntemin tercih edilmesi gerekmektedir. Bunun için kullanılabilecek teknikler içerisinde stereotaktik vücut radyasyon tedavisi (SBRT) ve proton tedavisi yer almaktadır.

Beyin dışındaki tümörlerin yok edilmesi için yüksek yoğunluklu odaklanmış radyasyon ışınlarının kullanıldığı SBRT, tüm tümörlerin hassasiyetle ve ameliyatsız bir şekilde ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır.

Karında görülen yumuşak doku tümörlerinde uygulanan bir diğer yöntem ise proton tedavisi olmaktadır. Proton tedavisinde tümörün ötesine geçmeyen özel parçacıklar kullanıldığı için sağlıklı dokuların korunmasını en üst düzeye çıkarmaktadır. Bu özelliği aynı zamanda doktorların tümör üzerinde daha fazla radyasyon kullanarak kanser hücrelerinin yok edilme şansını en üst düzeye çıkarmaktadır.

Kemoterapi tedavisi

Yumuşak doku kanserinde kullanılan bir diğer tedavi yöntemi kemoterapi olmaktadır. Bu tedavide damardan ya da oral yolla kullanılan ilaçlar ile hastaların tedavi edilmesi amaçlanır. Kullanılan ilaçların amacı ise tümör hücrelerinin bulunup yok edilmesidir. Bu özelliğinden dolayı metastaz yapmış ya da yapma ihtimali olan kanser hücrelerinin yok edilmesini sağlamaktadır. Bunun yanında bağışıklık sisteminin uyarılmasını da sağlayarak kanser hücrelerine karşı vücudun doğal savunma sisteminin kullanılmasını da sağlamaktadır.

Yumuşak doku kanserinin kemoterapi cevabı diğer birçok kanser türüne göre çok daha başarılı olmaktadır. Bu sebeple de yumuşak doku kanserinde sıklıkla kullanılan tedavi yöntemlerinden birisi olmaktadır.  Tedavide genellikle birkaç kemoterapi ilacı birlikte kullanılmaktadır. Ayrıca bazı ilaç türlerinde vücudun yan etkilerden korunmasını sağlayan ilaçların da kullanılması gerekmektedir. Bu ilaçlar sayesinde kemoterapinin toksik etkisi minimum seviyeye indirilmektedir. 

ILP

İzole ekstremite perfüzyonu kemoterapi uygulamasının farlı bir yoludur. Kol ve bacaklardaki tümörlere uygulanabilen ILP, çıkarılamayan tümörlerin tedavisinde ve ameliyat öncesinde tümörlerin küçültülmesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemin daha etkili olması için bazen ısı da kullanılmaktadır ve bu işleme hipertemi adı verilir.

ILP işlemi uygulanırken öncelikle tümör bulunan uzvun dolaşım sistemi vücudun kalanından ayrılmaktadır. Daha sonrasında sadece bu dolaşıma kemoterapi ilacı verilir. Özellikli bir işlem olmasından dolayı sadece bu alanda uzman olan kişiler tarafından uygulanması önerilmektedir.

Yumuşak doku kanserinde hedefe yönelik tedavi

Kemoterapi ilaçlarına göre daha yeni bir tedavi yöntemi olan hedefe yönelik tedavi yöntem, doktorların tedaviyi bireysel farklılıklara göre uyarlamasını sağlamaktadır. Hastalardaki genetik değişiklikler genomatik adı verilen bir test ile tespit edilir. Bu test ayı zamanda tümör dizilimi ya da moleküler profilleme olarak da adlandırılmaktadır. Genomik testler sayesinde tedavinin kişiselleştirilmesi sağlanır. Bu sayede hasta için başarı sağlamayacak tedavi yöntemleri elenebilir.

Yumuşak doku kanserinin alternatif tedavi yöntemleri

Yumuşak doku kanseri tedavisine yardımcı olacak bazı tedavi yöntemleri ve hastaların uygulamaları gereken noktalar bulunmaktadır.

Oksijen

Kanser hücreleri oksijenli ortamda yaşayamazlar. Bu sebeple de hastaların oksijen yoğunluğu bakımından zengin olan ortamlarda bulunmaları kanseri hücrelerinin çoğalmasını engellemenin yollarından birisi olmaktadır.

Stres

Yumuşak doku kanserinin klinik tablosunun kötüleşmesine neden olan faktörlerden birisi de stres olmaktadır. Bu sebeple de hastaların mümkün olduğunca stresten uzak durmaları ve sakin ve huzurlu bir hayat geçirmeleri gerekir.

Uyku

Sağlıklı hücrelerin gelişmesi, vücudun kendini onarması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için en önemli faktör düzenli uyumaktır. Bu sebeple de yumuşak doku hastaların özellikle 21:00 ile 03:00 saatleri arasında derin uykuda olması önerilmektedir. Çünkü bu saatler melatonin hormonunun en yüksek seviyede salgılandığı zamanlar olmaktadır. Melatonin ise vücudun onarılma mekanizması olan tiroid hormonlarının salgılanmasını sağlamaktadır.

Vitamin ve mineraller

Yumuşak doku kanserinde hastaların özelikle A, B, C, D ve E vitamini açısından zengin beslenmeleri önemlidir. Çünkü bu vitaminler kanser hücrelerinin seviyesini aşağı çeker. Bunun yanında yemek yemede zorluk yaşayan yumuşak doku kanseri hastalarının bu duruma uygun bir şekilde beslenmeleri gerekmektedir. Dengesiz beslenilmesi durumunda metastaz yapma riski artmaktadır.

Yumuşak Doku Kanseri Beslenme

Yumuşak doku kanserine iyi gelen besinler şunlardır:

  • Şalgam
  • Soğan
  • Siyah turp
  • Sinirli yaprak yemeği
  • Sarımsak
  • Nane
  • Kuzukulağı yemeği
  • Kişniş
  • Kırmızı pancar
  • Kereviz
  • Karahindiba
  • İspirit
  • Isırgan otu
  • Hula hinkal
  • Enginar
  • Ebegümeci
  • Brokoli
  • Buğday şırası
  • Buğday çimi
  • Kenircu

Uzak durulması gereken besinler

Yumuşak doku kanseri hastalarının özellikle uzak durması gereken besinler bulunmaktadır. Bu besinler tümör hücrelerinin çoğalmasını desteklediği için tedavi sürecinde ve sonrasında da sözü edilen besinlerin tüketilmemesi gerekmektedir:

  • Beyaz un
  • Rafine şeker
  • Tatlandırıcı
  • Hazır gıda
  • Pastörize süt
  • Meyveler
  • Kızartılmış yiyecekler
  • Aşırı tuzlu gıdalar
  • Aşırı sirkeli gıdalar
  • Alüminyum tencerede pişirilen yiyecek
  • Mikrodalgada ısıtılan yiyecekler
Doktora Soru Sor