Glokom

Tem 07, 2022

KISA YOL

Glokom nedir?

Glokom, optik sinirlere zarar veren bir grup göz hastalığını tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir. Görme kaybı ile sonuçlanan optik sinir hasarının en sık görülen türü olmaktadır. Vakaların önemli bir kısmından gözün ön kısmında sıvı birikir ve biriken bu sıvı optik sinirlere baskı uygulayarak zaman içerisinde zarar görmelerine neden olur.

Bu basınca göz içi basıncı ya da göz tansiyonu denmektedir. Diğer bir yandan bazı hastalarda göz tansiyonu normal olmasına rağmen glokom görülmektedir.
Hastaların önemli bir kısmında iki gözde de glikoz gelişmektedir.

Ancak hastalığın başlangıç safhasında tek gözde durum daha kötü olabilir. Hastalarında bir gözde orta veya ciddi hasar görülürken diğer gözde hafif hasar oluşabilir. Bir gözünde kapalı açılı glokom bulunan kişilerin 5 ila 10 yıl içerisinde diğer gözde de glokomun gelişme şansı %40 ile %80 arasında değişmektedir.

Glokomun nedenleri

Glokom herhangi bir sebep olmaksızın ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Ancak birçok faktör glokomun görülmesinde etkilidir. Bu faktörlerin başında göz içi basıncının artması bulunmaktadır. Gözler, beslenmelerini sağlayan bir sıvı üretmektedir. Bu sıvı gözbebeğinden gözünün önüne doğru akar.

Sağlıklı bir gözde sıvı iris ile kornea arasında bulunan drenaj kanalından dışarı atılır. Glokom görülen hastalarda drenaj kanallarındaki direnç artar. Bu sebeple de fazla sıvı hiçbir yere gidemez ve gözde birikmeye devam eder. Fazla sıvının birikmesi göze baskı uygular ve sonunda da göz basıncı yükselir. Yükselen göz basıncı optik sinire zarar vererek glokoma yol açabilir.

Glokom belirtileri

Glokomun sonuçta görme kaybına yol açmaması için erken belirtilerinin bildirmesi önemlidir. Ancak bazı glokom türleri herhangi bir erken uyarı vermemekte ve görme değişiklikleri yavaş yavaş meydana gelmektedir.

Bu sebeple de bazı türlerde belirtilerin gözden kaçırılması son derece kolaydır. Açık açılı glokom birçok kişide gözle görülür herhangi bir belirti bulunmaz. Bu sebeple de hastalığın teşhis edilebilmesi için rutin göz muayenesi yaptırmak son derece önemlidir. Çünkü glokomun neden olduğu hasar geri döndürülemez.

Kapalı açılı glikoz aniden ortaya çıkma eğiliminde olmakla birlikte daha şiddetli belirtilerle kendisini göstermektedir. Tüm glokom türlerinde görülebilecek belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Göz ağrısı
  • Gözde basınç hissi
  • Baş ağrısı
  • Işıkların etrafında gökkuşağı renginde haleler
  • Az görüş
  • Bulanık görüş
  • Tünel görüşü
  • Kör noktalar
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Göz kızarıklığı

Glokomun tanı kriterleri

Glokom her zaman belirtti vermediği için bunun oluşup oluşmadığını bilmek her zaman mümkün değildir. Bu sebeple de düzenli göz muayeneleri son derece önemlidir. Göz muayeneleri ile optik sağlık ve görme kaybı değerlendirilebilir.

Glokomun anlaşılabilmesi için göz doktoru aşağıdaki testlerden biri ya da daha fazlasının yapabilir. Uygulanan testler hastaların ağrı ya da acı hissetmelerine neden olmaz.

  • Göz bebeklerini genişletmek ve gözün arkasındaki optik siniri görüntülemek için genişlemiş göz muayenesi

  • İrisin ve korneanın buluştuğu açıyı incelemek için gonyoskopi

  • Optik sinirde olabilecek değişikliklerin aranması için OCT testi

  • Kornea kalınlığının ölçülmesi için pakimetri

  • Yarık lamba muayenesi

  • Görme keskinliği testi

  • Periferik görüşteki değişiklikleri kontrol etmek için görme alanı testi

Glokom tedavi yöntemleri

Glokomun tedavi edilmemesi durumunda kalıcı görme kaybının hızlı bir şekilde ilerlemesi söz konusu olmaktadır. Glokom tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri hastaların tamamen iyileşmesini sağlamaz ancak görme kaybının yavaşlatılmasına yardımcı olur.

İlaç tedavisi

Glokom tedavisinde birçok farklı göz damlası kullanılmaktadır. Bu damlaların bazıları göz basıncını iyileştirmek için sıvıları azaltır ve drenajı arttırır. Glokom kronik bir hastalık olmasından dolayı reçete edilen göz damlaları ömür boyu günlük olarak kullanılması gerekmektedir.

Bunun yanında yeni onaylanan bir implant sayesinde tek seferde uygulanan ve birkaç ay boyunca yavaş yavaş ilaç veren tedavi yöntemi de kullanılmaya başlanmıştır. Bu implant her göze yalnızca bir kez yerleştirilir ve ayarlanan dozlardan bimatoprost salınımı yapar.

Lazer tedavisi

Sıvı drenajının iyileştirilmesine yardımcı olmak için lazer tedavisinden yararlanılır. Lazer tedavisi birinci basamak tedavi olarak önerilebilir. Ancak lazer tedavisi yaptırmak göz damlası kullanımının yerini tamamen tutmayabilir. Tedavinin sonuçları farklılık gösterse de bazı hastalarda olumlu sonuçlar yıllarca sürebilir. Gerekli olması halinde bazı lazer tedavi türleri tekrarlanabilir.

Glokom ameliyatı

Göz içindeki basıncın azaltılmasına yardımcı olan bir diğer tedavi yöntemi cerrahi olmaktadır. Daha invazif bir yöntem olmakla birlikte göz damlalarından ya da lazer tedavisinden daha hızlı bir şekilde göz basıncını kontrol edebilmektedir. Cerrahi yöntemler görme kaybını yavaşlatmaya yardımcı olabilir ancak kaybedilen görüşü geri getiremez ya da glokomun iyileşmesine sebep olmaz.

Glokom ameliyatının yöntemleri

Glokom tedavisinde kullanılan birçok ameliyat prosedürü bulunmaktadır. Ameliyatın türü glokomun spesifik tipine ve ciddiyetine bağlı olarak seçilecektir.

Trabekülektomi 

Genellikle açık açılı glokom tedavisinde kullanılan bu yöntem, bir saatten az sürmektedir. Bu yöntemin uygulanması için öncelikle cerrah gözün üst kısmında küçük bir kesi oluşturur. Açılan kesi göz kapağının altında ve dışarıdan görünmeyecek bir yerde olmaktadır. Bu kesiden gözdeki fazla sıvının akması sağlanır ve göz içi basıncı azaltılır.

Bu prosedür genellikle lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Ameliyattan sonra hastalar aynı gün taburcu edilebilmektedir. Ancak hastaları evlerine götürecek ve onlara yardımcı olacak birine ihtiyaçları olacaktır.

Glokom implant ameliyatı

Glokom implant ameliyatları konjenital glikoz, neovasküler glokom ve yaralamalar sebebiyle görülen glokom da dahil olmak üzere çeşitli glokom türlerinin tedavisinde kullanılmaktadır. 1 ile 2 saat arasında süren glokom implant ameliyatları da cerrahlar gözün beyaz kısmına küçük bir tüp ya da şant yerleştirir. Yerleştirilen bu tüp ekstra sıvının gözden dışarı akmasına yardımcı olarak göz basıncını düşürür. Lokal anestezi altında uygulanan ameliyattan sonra hastalar aynı gün taburcu edilebilir.

Minimal invaziv glokom cerrahisi (MISG)

Hafif glokom hastalarına önerilen bu yöntem yeni bir yaklaşımdır. Göz basıncını düşürmenin yanı sıra daha az risk ve yan etkiye sahip olması sebebiyle tercih edilmektedir. Bunun yanında bu prosedürden sonra hastaların iyileşme süreçleri daha hızlı olmaktadır. Bu sebeple de en uygun prosedür için doktorla konuşulması gerekmektedir.

Glokom ameliyatının faydaları

Glokom ameliyatlarının etkileri hızlı bir şekilde görülmektedir. Hastalığın neden olduğu komplikasyonları görülme riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Bu ameliyatlar daha uzun vadede daha etkili sonuçlardır sunmaktadır.

Glokom ameliyatının komplikasyonları

Glokom ameliyatlarının komplikasyonları içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Göz şişmesi
  • Ağrı
  • Katarakt
  • Kornea ile ilgili sorunlar
  • Göz basıncının düşmesi
  • Görme kaybı

Glokom ameliyatı sonrası yaşam

Glokom ameliyatlarından sonra şişliğin ve enfeksiyonların engellenmesi için çeşitli göz damlaları reçete edilmektedir. Bu ilaçların birkaç hafta boyunca kullanılmaları gerekir. Bunun yanında iyileşme sürecinde 2 ila 4 hafta boyunca ağır eşyaları kaldırmaktan kaçınılmalıdır. Gözün iyi bir şekilde iyileştiğini teyit edilmesi için doktor kontrollerini gidilmesi gerekiyor.

Glokomun risk faktörleri

Glokom her yaştan ve her cinsiyetten insanların etkilenmesine neden olan bir hastalıktır. Ancak risk yaşla birlikte artış gösterir. Özellikle siyahi ve histanik kişilerin glokoma yakalanma olasılığı diğer etnik gruplara oranla daha yüksek olmakla birlikte belirtilen etnik gruplarda daha erken yaşta ortaya çıkma eğilimindedir.

Asyalı kişiler de kapalı açılı glokom olarak bilinen formuna karşı daha duyarlı olmaktadır. Diyabet hastalığına sahip kişilerde de glokom görülme olasılığı popülasyona oranla iki kat fazla olmaktadır. Glokom açısından diğer risk faktörleri içerisinde şunlar yer alır.

  • Ailede glokom öyküsünün bulunması
  • Uzak görüşlülük veya hipermetrop
  • Hipertansiyon
  • Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı
  • Miyop
  • Göz içi yaralanmaları
  • Göz ameliyatları

Glokom türleri

Glokomun birçok alt türü bulunmaktadır. Bunların içerisinde en sık görülenleri şunlar olmaktadır.

Açık açılı glokom

En yaygın glokom türü olan açık açılı glokom, gözün drenaj kanallarında direnç oluşması durumunda ortaya çıkmaktadır. Hastaların önemli bir kısmında belirti görülmediği için hastalık yıllarca fark edilmeden devam edebilir.

Kapalı açılı glokom

Açı kapanması ya da dar açılı glokom olarak da adlandırılan bu tip nadir görülür ve aniden ortaya çıkar. İris ile kornea arasındaki açının çok dar olduğu durumlarda görülen kapalı açılı glokom göz bebeğinin çok hızlı bir şekilde değişmesi ve genişlemesi durumunda da ortaya çıkabilmektedir. Bu durum drenaj kanallarını tıkar ve göz sıvısının gözden çıkması engellenir. Göz ağrısı ve baş ağrısı gibi şiddetli belirtilere sebep olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.

Normal gerilimli glokom

Göz basıncı normal olmasına rağmen optik sinir hasarının görülmesi durumuna normal gerilimli glokom adı verilmektedir. Normal gerilimli glokomun neden olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Özellikle Asya kökenli kişilerde daha yaygın olarak görülmektedir.

Konjenital (doğumsal) glokom

Bazı bebekler rahimde düzgün şekilde oluşmayan drenaj kanalları ile doğarlar. Bu türde genellikle bebeğin glokom semptomları doğumda fark edilir veya belirtiler çocukluk dönemine kadar fark edilmeyebilir. Bu tipin diğer isimler arasında çocukluk çağı, infantil veya pediatrikom bulunmaktadır.

Glokomdan korunma yolları

Glokomadan korunma yolları bulunmamaktadır. Ancak durumun erken teşhis edilmesi sayesinde görme kaybı yaşama ihtimali düşmektedir. Özellikle aşağıdaki koşulları taşıyan kişilerin düzenli olarak glokom testi yaptırmaları önerilmektedir.

  • Yüksek risk altındaki kişiler için 35 yaşından sonra 1 ila 3 yıl
  • 40 ile 54 yaş arasında 1 ila 3 yıl
  • 55 ile 64 yaş arasında 1 ile 2 yıl
  • 65 yaşından sonra 6 ay ila 1 yıl
Doktora Soru Sor