Glutatyon

Mar 28, 2022

KISA YOL

Vücudun sağlığını koruyabilmesi için hem fizyolojik hem de biyokimyasal mekanizmalara ihtiyaç duymaktadır. Bunun için de ürettiği kimyasal maddeler ve enzimler ile vücutta bulunan zararlı maddeleri metabolize eder ve bu sayede vücuttan uzaklaştırır. Bu zararlı maddelerin bazıları hücrelerin enerji üretimi sırasında oluşturduğu oksijen radikalleri gibi metabolizmanın işleyişi sürecinin doğal parçaları olurken, kimileri ise dışarıdan besin, hava ya da deri yolu ile aldığımız toksin parçalardır. Vücutta oluşan oksijen radikallerinin elimine edilmesi ise genel sağlık açısından çok önemli olurken burada etkin rol oynayan molekül glutatyon olmaktadır.


Glutatyon Nedir?

Vücut tarafından üretilebilen ve 3 önemli amino asitten birisi olan glutatyon protein çeşitlerinden birisidir. Vücudun normal işleyişinde önemli bir yeri olan glutatyon sistein, glisin ve glutamat amino asitlerinden oluşmaktadır. Glutatyon yapısında bulunan özel kimyasal bağlar vücutta biriken zararlı maddelerin atılımını sağlamaktadır.

Oksijen radikalleri hücrelerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için ürettikleri enerjinin doğal bir çıktısı olmaktadır. Hücreler hayatlarına devam edebilmek için oksijeni yakıt olarak kullanırlar ve bu tepkimenin sonda da oksijen radikalleri ortaya çıkar. Ancak bu oksijen radikalleri vücutta biriktiğinde diğer hücrelerin yapılarını bozar bunun yanında vücutta oluşan kimyasal tepkimelerin de değişmesine neden olurlar. Bu etkilerinden dolayı da başta kanser ve romatolojik hastalıklar olmak üzere birçok hastalığa neden olmaktadır.

Glutatyon ise yapısında bulunan kimyasal bağlar ile oksijen radikallerini kendilerine bağlayarak ya da yapılarını bozarak etkisiz hale gelmelerini ve daha sonrasında ise vücuttan atılmalarını sağlamaktadır. Bu sayede oksijen radikallerinin hastalığa neden olmasının önüne geçmektedir. Oksijen radikalleri ile mücadele eden tüm moleküllere ise antioksidan adı verilmektedir.

Glutatyonun Vücuttaki İşlevleri

Glutatyonu diğer amino asit çeşitlerinden ayıran en önemli özelliği karaciğer tarafından yapılabilmesidir. Her hücrede bulunan glutatyonun vücut içinde gerçekleştirdiği işlevler ise şunlardır.

  • Programlı hücre ölümü (apoptozis) yardımcı olmak,
  • Karaciğer ve safra kesesinin yağlarla baş etmesini sağlamak,
  • Beyinde civa birikmesinin önüne geçmek,
  • E ve C vitaminlerinin rejenerasyonu,
  • Belirli enzimlerin işlevlerini yerine getirmesine yardımcı olmak,
  • Serbest radikalleri parçalamak,
  • Sperm hücrelerini oluşturmak,
  • Bağışıklık fonksiyonunu desteklemek,
  • DNA’nın üretilmesini sağlamak,
  • Protein ve hücrenin yapı taşlarından birisi olması,

Glutatyon Ne İşe Yarar?

Antioksidanların başında gelen glutatyon yapısında bulunan sistein amino asidi reaktif oksijenlerin kendisine bağlanmasını sağlamaktadır. Bu sayede zararlı etkilerini sonlandırarak vücuttan atılmasını gerçekleştirir. Glutatyon ayrıca radikallerin ortadan kaldırılmasını sağlarken enzimlerin de yenilenmesini sağlayarak vücudun radikallere karşı daha etkin bir şekilde cevap vermesini sağlamaktadır. Reaktif oksijen radikallerinin sebep olduğu hastalıklar ise şunlar olmaktadır.

  • Hepatit gibi karaciğere bağlı hastalıklar,
  • Astım,
  • Katarakt,
  • Eklem kireçlenmesi,
  • Diyabet,
  • Parkinson hastalığı,
  • Alzheimer hastalığı,
  • Kanser,
  • Enfeksiyonlar,
  • Eklem romatizması,
  • Yüksek kolesterol,
  • Kalp krizi,
  • Damar sertliği,
  • Kalp damar hastalıkları,

 Kanser

Yapılan laboratuvar çalışmalarında glutatyonun kanser hücrelerinin oluşmasında etkili olduğunu göstermiştir. Ancak bu çalışmalar insan klinik deneylerinde henüz yapılmamıştır.

Diğer bir yandan glutatyon tümörlerin kemoterapiye daha az duyarlı hale gelmesine neden olmaktadır. Bu sebeple kanser tanısı almış hastalarda glutatyon tümörün büyümesine neden olacağı düşünülmektedir. Bu yargıdan dolayı kanser hastalarının glutatyon takviyeleri kullanılması önerilmemektedir.

Karaciğer Hücre Hasarının Azaltılması

Karaciğer hücreleri; karaciğer yağlanması, alkol kullanımı ve hepatit gibi sebeplerle zarar görmektedir. Bu hücrelerin yenilenmesi hakkında yapılan bir çalışmada glutatyon özellikle karaciğerin yağlanmasından dolayı oluşan hücre zararlarının giderilmesinde etkili olduğunu göstermektedir.

İnsülin Duyarlılığının Artması

İnsülin direnci zamanında tedavi edilmezse tip 2 diyabete neden olmaktadır. Vücutta bulunan şekerin enerji üretilmesi için hücrelere taşınma görevini üstlenen insülin eksikliğinden ortaya çıkan tip 2 diyabet hastalarında glutatyon seviyeleri çok düşük olduğu bilinmektedir.

Otizm Spektrum Bozukluklarının Tedavisi

Otizmli çocuklar da diğer çocuklara oranla daha düşük glutatyon seviyelerine sahip olduğu bilinmektedir. Ancak yapılan çalışmalarda otizmli çocukların glutatyon takviyesi alması tedavi olmalarını sağlamadığı görülmüştür.

Anti-Aging

Glutatyon takviyelerinin yaşlanmayı önlediğine ya da yaşamı uzattığına dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

Glutatyon Eksikliği

Vücut doğal yollar ile glutatyon üretebilmektedir. Ancak yaşlanmayla birlikte daha az glutatyon üretimi gerçekleşmeye başlar. Bunun yanında toksinlere maruz kalmak da glutatyon seviyelerinin azalmasına neden olmaktadır.

Glutatyon moleküleri vücutta bulunana serbest radikalleri topladıktan sonra karaciğere giderek kendini yenilemektedir. Bu glutatyonlara ise aktif glutatyon denmektedir. Normal işlevini gerçekleştiren bir vücutta aktif glutatyonların oranının %90, inaktif glutotyonlarının oranının ise %10 olması gerekmektedir. Bu denge bozulduğunda ise serbest radikaller dokulara zarar vermeye başlar. Eğer aktif glutatyon seviyesi %7,0’in altına düşerse bağışıklık sisteminde bozulmalara rastlanır.

Glutatyon Eksikliği Neden Olur?

Glutatyon eksikliğinin nedenleri ikiye ayrılmaktadır. İlk grubun iç faktörler olmaktadır. Bu grup içinde DNA onarımı, bağışıklık sisteminin gereksinimleri ya da oksidatif stresten korunma gibi ihtiyaçların artmasından dolayı gerçekleşmektedir.

Glutatyonun azalmasının ikinci nedeni ise dış faktörlerdir. Toksik ve zararlı maddeler maruz kalmanın sonucunda vücuttaki glutatyon seviyeleri düşmektedir. En sık rastlanılan dış faktörler ise şunlardır.

  • Parasetamol,
  • Aseton,
  • Tiner,
  • Akaryakıt ve yan ürünleri,
  • Depresyon,
  • Kaygı,
  • Kronik stres,
  • Aşırı egzersiz,
  • Yetersiz beslenme,
  • Endüstriyel atıklar,
  • AMF,
  • UV radyasyonu,
  • Röntgen ışınları,
  • Klorlu su,
  • Fotokopi ve toner mürekkepleri,
  • Yapışmayan tava kaplamaları,
  • Plastik saklama kapları,
  • Konserve kutuları,
  • Karton ambalajlarının iç kaplamaları,
  • Ev temizlik ürünleri,
  • Alkol,
  • Sigara dumanı,
  • Mangal,
  • Egzos dumanı,
  • Sentetik boya,
  • Yapay tatlandırıcılar,
  • Şarküteri ürünleri,
  • Böcek öldürücü ilaçlar,
  • Zirai ilaçlar,
  • Ağır metaller,

Vücuttaki Glutatyon Miktarı Nasıl Artırılır?

Glutatyon molekülünün yapısında 3 önemli amino asit bulunmaktadır. Bu amino asitler beslenme yolu ile zenginleştirilebilir. Çünkü glutatyon molekülünün oluşması için bu amino asitlerin sentezlenmesi gerekir. Bu besinlerin içinde;

  • Brokoli,
  • Karnabahar,
  • Sarımsak,
  • Soğan,
  • Yumurta,
  • Fındık,
  • Balık,
  • Whey proteini,
  • Tavuk bulunur. 

Bunların yanında vücutta oksijen radikali seviyesinin artmasına neden olan eylemlerden de uzak durmak gerekmektedir. Bu eylemler içinde;

  • Sigara, 
  • Alkol,
  • Dengesiz beslenme,
  • Hazır gıdalar,
  • İşlenmiş gıdalar,
  • Yeterli ve kaliteli uyumamak bulunur.

Glutatyon Takviyesi Kullanmak Faydalı Mıdır?

Glutatyon takviyeleri üzerinde yapılan araştırmalar glutatyon veya öncül molekülü olan N-asetil sisteinin (NAC) takviyelerinin faydalı olabileceği yönündedir. Bu araştırmalar nedeni ile de sağlık uzmanları bazı hastalıkların tedavisinde glutatyon takviyelerinden yararlanmaktadır. Bu hastalıklar içinde;

  • Parkinson hastalığı,
  • Diyabet,
  • Bypass cerrahisi geçiren hastalar,
  • Hemodiyaliz tedavisi alan hastalar,
  • Kemoterapinin yan etkilerinin giderilmesinde,
  • Damar sertliği bulunur.

Glutatyon takviyeleri hem oral hem de solunum yolu ile alınabilmektedir. Kullanılacak glutatyon dozunun hastaların yaşlarına ve veriliş sebebine bağlı olarak ayarlanması gerekmektedir. Bu sebeple de hastalar glutatyon takviyesi kullanmadan önce hastanın sağlığının korunabilmesi için hekime danışılması ve hekim gözetiminde kullanılması gerekmektedir.

Glutatyon Takviyelerinin Yan Etkileri

Glutatyon takviyeleri özellikle alerjik bünyelerde bazı yan etkilere neden olmaktadır. Bu yan etkiler görüldüğünde takviyenin kullanımın hemen sonlandırılması gerekir. Glutatyon takviyelerinin kullanımına bağlı olarak ortaya çıkabilecek yan etkiler ise şunlardır.

  • Ciltte kızarıklık,
  • Döküntü,
  • Ödem,
  • Nefes darlığı,
  • Karında şişkinlik,
  • Gaz,
  • Geğirme ihtiyacı,
  • Abdominal kramplar,