İnsülin Direnci

Haz 11, 2024

KISA YOL

İnsülin direnci nedir?

Bozulmuş insülin duyarlılığı olarak da adlandırılan İnsülin direncinin kaslarda yağlarda ve karaciğerdeki hücreler, pankreasın yaşam için gerekli olan kan şekeri seviyelerimiz düzenleyen bir hormon olan insülini olması gerektiği gibi yanıt vermemesi halinde ortaya çıkmaktadır. İnsülin direnci geçici veya kronik olabilir. 

Normal şartlar altında insülin aşağıdaki adımlarla çalışmaktadır. 

  • Vücut yenilen yiyecekleri ana enerji kaynağı olan glikoza dönüştürür. 
  • Glikoz kan dolaşımına girerek pankreasa insülin salma siniri gönderir. 
  • İnsülin kandaki glikozun kaslara, yağlara ve karaciğer hücrelerine girmesine yardımcı olur. Böylece hücreler bunu enerji olarak kullanabilir veya daha sonra kullanmak üzere depolayabilir. 
  • Glikoz hücrelere girdiğinde ve kan dolaşımındaki seviyeleri azaldığında pankreas insülin üretimini durdurur. 

Birçok farklı nedenden dolayı kaslar, yağlar ve karaciğer hücreleri insüline uygun olmayan şekilde yanıt verebilir. Bu da glikozun verimli bir şekilde alamadığı veya depolayamadığı anlamına gelmektedir. Sonuç olarak ise pankreas artan kan şekeri seviyesini aşmak için daha fazla insülin üretmeye başlar. Bu duruma hiperinsülinlemin adı verilmektedir. 

Pankreas hücrelerinin kandaki glikoz seviyesini karşılayıp üzerinden gelmeye yetecek kadar insülin üretebildiği sürece kan şekeri düzeyi sağlıklı bir aralıkta kalmaktadır. Ancak hücrelerin insüline karşı çok dirençli hale gelmesi durumunda kan şekeri seviyeleri yükselir. Bu da zamanla prediyabet ve tip 2 diyabete yol açar. 

Tip 2 diyabetin yanı sıra İnsülin direnci aşağıdakilerden dahil olmak üzere bazı durumlar ile ilişkili olmaktadır. 

  • Obezite 
  • Alkolden bağımsız karaciğer yağlanması 
  • Polikistik over sendromu 
  • Kalp damar hastalığı 
  • Metabolik sendrom

İnsülin direnci tanı

İnsülin direncini test edilebilmesini sağlayan herhangi bir test bulunmaz ve pankreas direncin üstesinden gelemeyecek kadar insülin ürettiği sürece herhangi bir belirti görülmez. İnsülin direncini doğrudan teşhis edebilecek tek bir test bulunmamasından dolayı doktorlar insülin direncini değerlendirirken aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli faktörleri göz önünde almaktadır. 

  • Hastanın tıbbi geçmişi 
  • Aile öyküsü 
  • Fiziksel muayene 
  • Belirti ve bulgular 
  • Çeşitli testlerin sonuçları 

İnsülin direncinin değerlendirilebilmesi için uygulanabilecek testler içerisinde şunlar yer almaktadır. 

  • Gebelik diyabeti, prediyabet ve tip 2 diyabetin teşhis edilebilmesi ve izlenebilmesi için açlık plazma glikozu FPG veya glikoz tolerans testi GTT kullanılabilmektedir. 
  • Glikasyonlu hemoglobin A1C sesli ile son 3 aydaki ortalama kan şekeri seviyeleri ölçülebilmektedir. 
  • Lipit paneli ile kandaki toplam kolesterol LDL kolesterol, HDL kolesterol ve trigliserit gibi spesifik lipidler ölçülmektedir. 

Bu testlerin yanında uzmanlar metabolik sendrom, polikistik over sendromu ya da kardiyovasküler hastalık gibi İnsülin direnci ile ilişkili diğer durumların teşhisine yardımcı olabilecek testler de isteyebilmektedir.

İnsülin direnci belirtileri

İnsülin direnci olmasına rağmen pankreas kan şekeri seviyesini belli aralıkta tutmak için insülin üretimini arttırdığı durumunda herhangi bir belirti görülmemektedir. 

Ancak zaman içerisinde İnsülin direnci daha da kötüleşebilir ve pankreastaki insülin üreten hücreler yıpranabilir. En nihayetinde pankreas artık insülin direncinin üstesinden gelemeye yetecek kadar insülin üretemez. Bu da kan şekerinin yükselmesine yol açar ve bu durumda belirtiler görülmeye başlar. Yüksek kan şekerinin belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır. 

  • Artan susuzluk 
  • Sık idrara çıkma 
  • Yavaş iyileşen kesikler ve yaralar 
  • Vajinal ve cilt enfeksiyonları 
  • Baş ağrıları 
  • Bulanık görüş 
  • Kendini daha fazla aç hissetme 

Bazı kişilerde yıllarca herhangi bir belirtileri görülmez. Ancak prediyabet ve tip 2 diyabete dönüşen belirtiler görülmeye başlanır. Prediyabet ve ti 2 diyabet aşağıdaki belirtiler ile karşılaşabilmektedir. 

  • Akantozis nigricans adı verilen koltuk altı, boyun, sırt ve yanlardaki cildin koyulaşması 
  • Cilt lekeleri 
  • Diyabetle ilişkili retinopatiye yol açabilecek göz değişimleri

İnsülin direnci nedenleri

İnsülin direncini tam olarak nasıl geliştiğine dair bütün bilgiler elde edilememiştir. Şimdiye kadar bir kişinin insülin direnci geliştirme ihtimalinin az ya da çok olmasını sağlayan birkaç faktör tanımlanmıştır. Bunun yanında yaşlı insanlar insülin direncine daha yatkın olmaktadır. Çeşitli faktörler ve koşullar değişen derecelerde insülin direncine neden olabilmektedir. Özellikle bel çevresinde aşırı vücut yağının birikmesi ve fiziksel hareket eksikliğinin insülin direncine katkıda bulunan iki ana faktör olduğu bilinmektedir.

İnsülin direnci tedavi

İnsülin direncine neden olabilecek yaş ve genetik faktörler gibi nedenlerin tedavi edilememesinden dolayı İnsülin direncinin birincil tedavisi yaşam tarzı değişiklikleri olmaktadır. Hastaların yapmaları gereken yaşam tarzı değişiklikleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır. 

Sağlıklı bir diyet 

Uzman doktorlar ya da beslenme uzmanları aşırı miktarda karbonhidrat yemekten kaçınılmasına ve daha az sağlıksız yağ, şeker, kırmızı et ve işlenmiş nişasta yemeği önermektedir. Bu besinlerin yerine daha fazla sebze, meyve, tam tahıl, balık ve yağsız kümes hayvanları içeren gıdalardan oluşan bir diyet ile beslenilmesi önerilmektedir. 

Fiziksel aktivite 

Düzenli miktarda ve orta yoğunlukta fiziksel aktivite yaparak glikoz enerji kullanımını arttırmak mümkün olmaktadır. Bunun yanında kas insülin duyarlılığının da artmasına yardımcı olur. Tek bir seansta orta yoğunlukta egzersiz glikoz alımını en az %40 oranında arttırabilmektedir. 

İdeal kiloda olmak 

İdeal kiloda olmamak İnsülin direnci nedenlerinden birisi olmaktadır. Bu sebeple de insülin direnci tedavisinde fazla kilolardan kurtulması önerilmektedir. Yapılan çalışmalar mevcut kilosunun %7'sini veren kişilerde tip 2 diyabet başlangıcının %58 oranında düştüğünü göstermektedir. 

Uygulanacak bu yaşam tarzı değişiklikleri zaman içerisinde aşağıdaki değişikliklerin oluşmasına neden olacaktır. 

  • İnsülin direncinin azalması 
  • Kan şekeri seviyesini düşürülmesi 
  • Kan basıncının azalması 
  • Kötü kolesterol seviyelerinin azalması 
  • İyi kolesterol seviyesinin yükselmesi 

İnsülin direnci tedavisinde kullanılan ilaçlar 

Mevcut durumda İnsülin direncinin tedavi edebilecek herhangi spasifik bir ilaç bulunmamakla birlikte uzmanlar eşlik eden hastalıklara tedavi etmek için çeşitli ilaçlar reçete etmektedir. Bu ilaçlar içerisinde şunlar yer almaktadır. 

  • Kan basıncını düzenlemek için ilaç 
  • Diyabet için metformin
  • Kötü kolesterolü düşürmek için statinler

İnsülin direnci beslenme

Beslenme düzeninin kan şekeri ve insülin seviyeleri üzerindeki etkisi son derece büyüktür. Yüksek oranda işlenmiş yüksek karbonhidratlı ve yüksek yağlı gıdalar daha fazla insülin salgılanmasını gerektirmektedir. Genel olarak düşük ila orta glisemik indeksi olan gıdaları tüketmek ve yüksek glisemik indeksi olan gıdaları sınırlamak İnsülin direncinin tersine çevrilmesine veya yönetilmesine yardımcı olabilmektedir.

Lif açısından zengin yiyecekleri tüketmek aynı zamanda kan şekeri seviyesinin düzenlenmesine de yardımcı olmaktadır. Çünkü vücudun lifleri sindirmesi daha uzun sürer ve bu durum kan şekeri seviyesinin daha yavaş yükselmesine neden olur. 
Glisemik indeks GI olarak adlandırılır, karbonhidrat içeren gıdaları kan şekeri seviyelerinin ne kadar etkilediklerine göre sıralayan bir ölçümdür. Genel olarak düşük, orta veya yüksek olarak sınıflandırılırlar. Saf glikoz genellikle 100 referans olarak kullanılır. 

  • Düşük glisemik indeks 55 veya daha az 
  • Orta glisemik indeks 56 ile 69 arasında 
  • Yüksek glisemik indeks ise 70 veya daha fazla 

Yüksek glisemik indeksli gıdaları genellikle çok fazla karbonhidrat ve şeker içermektedir. Bunun yanında bu gıdaların lif içeriği düşüktür ya da hiç yoktur. Düşük glisemik indeksli gıdalar ise genellikle düşük miktarlarda karbonhidrat ve daha yüksek miktarda lif içermektedir. 

Yüksek glisemik indeksine sahip olan gıdalar içerisinde şunlar bulunmaktadır. 

  • Beyaz ekmek 
  • Karpuz ve hurma gibi meyveler 
  • Patates 
  • Kek ve kurabiyeler 
  • Kahvaltılık gevrekler 

Düşük glisemik indeksi gıda örnekleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır. 

  • Baklagiller 
  • Süt ürünleri 
  • Elma ve çilek gibi meyveler 
  • Balık 
  • Et 
  • Kuşkonmaz, karnabahar ve yeşil yapraklı sebzeler gibi nişastalı olmayan sebzeler 
  • Kuruyemişler

İnsülin direnci çeşitleri

İnsülin direnci çeşitli faktörler sebebiyle ilerleyen yaşlarda görülebileceği gibi doğumdan itibaren de görülebilmektedir. Bu sebeple de insülin direnci temel olarak ikiye ayrılmaktadır.

Kazanılmış insülin direnci

Kazanılmış İnsülin direnci insanların yaşam süresi içerisinde yüksek kiloda olmak, karbonhidrat açısından zengin beslenmek ya da bel çevresi kalınlığı gibi faktörler sebebiyle ortaya çıkan İnsülin direnci çeşidi olmaktadır.

Kazanılmış insülin direnci belirtileri

Kazanılmış İnsülin direncinin belirtileri genellikle görülmemekle birlikte tip 2 diyabete dönmesi durumunda İnsülin direnci ile benzer belirtiler göstermektedir. Bu sebeplerden aşırı kiloda olmak ya da bel çevresinin kalın olması gibi durumların varlığında risk önemli oranda arttığı için kan şekerinin kontrol altında tutulması önemlidir.

Kazanılmış insülin direnci nedenleri

 İnsülin direncinin kazanılmış nedenleri içerisinde şunlar yer almaktadır. 

  • Başta iç organların yağlanması olmak üzere obezite İnsülin direncinin temel nedeni olduğuna inanılmaktadır. Erkekler için 40 inç kadınlar için ise 35 inç veya daha fazla bel ölçümü İnsülin direnci ile bağlantılı olmaktadır. Yapılan çalışmalar göbek yağının vücutta uzun süreli iltihaplanmaya katkıda bulunabilecek hormonlar ve diğer maddeleri ürettiğini göstermektedir. Bu inflamasyonun insülin direncinde rol oynayabilmektedir. 

  • Fiziksel aktiviteler vücudun insüline karşı daha duyarlı hale gelmesine ve kandaki şekeri emebilecek kasların oluşmasına imkân sağlamaktadır. Bu sebeple de fiziksel aktivite eksikliği zıt etkilere sahip olarak insülin direncine neden olabilmektedir. Fiziksel aktivite eksikliği ve hareketsiz bir yaşam tarzı aynı zamanda kilo alımı ile ilişkili olmaktadır. 

  • Yüksek oranda işlenmiş yüksek karbonhidratlı gıdalar ve doymuş yağlardan oluşan bir diyet İnsülin direnci ile ilişkili olmaktadır. Vücutta yüksek oranda işlenmiş yüksek karbonhidrattı yiyecekleri çok çabuk sindirir ve bu da kan şekerinin aniden yükselmesine neden olur. Bu durum pankreasın çok fazla insülin üretmesi için ekstra baskı uygulanmasına neden olur. Zaman içerisinde İnsülin direnci gelişmesine yol açabilir. 

  • Tiroid ilaçları, bazı tansiyon ilaçları ve bazı psikiyatrik ilaçlar da dahil olmak üzere bazı ilaçların İnsülin direncinin neden olduğu bilinmektedir.

  • Son olarak insülin direncini çeşitli hormonal bozukluklarda neden olabilmektedir. Hormonlarla ilgili yaşanan bazı hastalıklar insülinin ne kadar iyi kullanıldığını etkileyebilmektedir. Bu hastalıklar içerisinde Cushing sendromu, akromegali ve hipertiroidizm bulunmaktadır.

Kalıtsal insülin direnci

Kalıtsal İnsülin direnci ise kişilerin doğuştan getirdikleri İnsülin direnci olmaktadır. Bu duruma genellikle farklı bir sağlık sorunu neden olur.

Kalıtsal insülin direnci belirtileri

Kalıtsal İnsülin direncinin belirtileri insülin direnci belirtileri ile benzerlik göstermektedir. Ancak kalıtsal insülin direncine neden olan ek sağlık sorunlarının bulunmasından dolayı bu sağlık sorunlarına özgü çeşitli belirtiler görülmektedir.

Kalıtsal insülin direnci nedenleri

Kalıtsal genetik koşullar sebebiyle görülen kalıtsal İnsülin direnci nedenleri içerisinde şunlar yer almaktadır. 

  • A tipi İnsülin direnci sendromu olan kişilerde İnsülin direnci kan şekerinin düzenlenmesini bozar ve sonuçta diyabete yol açar. İnsülin direnci ve diğer semptomlar genellikle ergenlik çağına kadar ya da daha sonrasında kadar ortaya çıkmaz ve hayati tehdit edici değildir. 

  • Rabson- Mendenhall sendromu olan kişiler doğumdan önce alışamadık derecede küçüktür. Etkilenen bebekler gelişimde başarısızlık yaşarlar. Bu sebeple de beklenen oranda büyüyüp kilo almazlar. Bu sendroma ait belirtiler yaşamın erken dönemlerinde gelişir ve bu kişiler ergenlik veya 20 yaşlarına kadar yaşayabilirler. Ölüm sebepleri genellikle diyabet ile ilgili komplikasyonlardır. 

  • Donohue sendromu sahip olan kişilerde de yine gelişim geriliği görülmektedir. Doğumdan hemen sonra ortaya çıkan ek belirtiler duruma eşlik eder. Bu belirtiler içerisinde kas erimesi, cilt altı yağ dokusu eksikliği ve vücutta aşırı kıllanma bulunmaktadır. Bu durumda doğan çocukların yaşam süreleri 2 yıl olmaktadır. 

  • Miyotonik distrofi ise gözler ve pankreas da dahil olmak üzere endokrin sistem organlarını etkileyen bir kas distrofisi şekli olmaktadır. Bu hastalığa sahip olan kişilerde kaslar insüline duyarlılığı yaklaşık olarak %70 oranında azalır ve bu durumda insülin direncine yol açar. 

  • Alström sendromu ilerleyici görme ve işitme kaybına neden olurken aynı zamanda obezite, tip 2 diyabet ve boy kısalığı ile de karakterinize olan bir durumdur. Nadir görülen kalıtsal durumlardan birisidir. 

  • Werner sendromu ise alışılmadık derecede hızlanmış yaşlanmanın ortaya çıkmasıyla karakterize edilen nadir görülen ve ilerleyici bir hastalıktır. Anormal insülin üretimi ve insülinin etkilerine karşı dirençle dahil olmak üzere vücudun birçok yönünün etkilenmesine neden olmaktadır. 

  • Kalıtsal lipodistrofi ise vücudun yağı düzgün şekilde kullanamadığı ve depolayamadığı bir durumdur. Bu durumda İnsülin direncinin temel nedeni fazla glikozun yağ dokusunda depolamamamasıdır.

İnsülin direnciyle diyabet arasındaki fark nedir? 

Herkeste geçici ya da kronik olarak İnsülin direnci gelişebilir. Kronik İnsülin direnci zamanla prediyabet gelişebilir ve tedavi edilmezse tip 2 diyabette dönüşebilir. Prediyabet kan şekeri seviyelerinin normalden daha yüksek olduğu ancak diyabet tanısı alacak kadar yüksek olmadığı durumlara verilen tanıdır. Prediyabet genellikle zaten bir miktar insülin direnci olan kişilerde ortaya çıkmaktadır.

Tip 2 diyabet ise pankreasın yeterince insülin üretemediği ya da vücudun insülini iyi kullanamadığı durumlarda meydana gelmektedir. Bu durumda kan şekerinin yükselmesine neden olur. 
Tip 1 diyabeti ise vücudun bağışıklık sisteminin bilinmeyen bir nedenden ötürü pankreastaki insülin üreten hücrelere saldırıp yok etmesiyle ortaya çıkmaktadır.

Tip 1 diyabet otoimmün ve kronik bir hastalıktır. Bu kişilerin yaşamak ve sağlıklı olmak için sentetik insülin enjekte etmesi gerekmektedir. Tip 1 diyabetli kişiler hücrelerinin enjekte ettikleri insana iyi yanıt vermediği durumlarda insülin direnci yaşayabilir. 
Gestasyonel diyabet hamilelik sırasında ortaya çıkan ve geçici bir diyabet şeklidir. Prezentonun ürettiği hormonlardan kaynaklanan İnsülin direnci sebebiyle görülmektedir. Bebeğin doğumunun ardından gebelik diyabeti ortadan kalkmaktadır.

İnsülin direnci vücudu nasıl etkiler? 

İnsülin direnci tipik olarak insülin üretimini arttırmaktadır. Bu sayede vücut sağlıklı kan şekeri seviyelerini koruyabilir. Yüksek insülin seviyeleri kilo alımına neden olabilir ve bu da İnsülin direncinin daha da kötüleşmesi ile sonuçlanır. Bunun yanında hiperinsülinemi aşağıdaki durumlar ile de ilişkili olmaktadır. 

  • Daha yüksek trigliserit seviyeleri 
  • Atardamarda sertleşme 
  • Yüksek tansiyon 

Bunların yanında İnsülin direnci bel çevresinde aşırı yağlanmasına ve insülin direncini arttıran kardiyovasküler hastalık, felç ve tip 2 diyabet riskini arttıran bir dizi özellik olan metabolik sendromunun ana özelliği olmaktadır.

Doktora Soru Sor