Saçkıran Nedir?
Halk arasında saçkıran olarak bilinen alopesi areata, saç, kirpi, bıyık ya da sakal gibi tüylü bölgelerde birdenbire ortaya çıkan ve bölgesel dökülmelere neden olan bir hastalıktır. Saçlı bölgede ortaya çıkması durumunda ise kafa derisinin dışarıdan da görülebildiği daire şeklinde dökülmelere neden olur. Saçkıran yaklaşık olarak %80 oranında 40 yaşın altındaki kişilerde görülmektedir. Dökülmenin yaşandığı bölgeler bazı hastalarda tekrar tüylenme görülürken bazı hastalarda ise yeni lezyonların oluşması söz konusu olabilir. Saçkıran erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülmektedir.
Saçkıranın farklı çeşitleri bulunmaktadır. En sık görülen ve kafa derisini etkileyen saçkıran türüne alopesi areata universalis denilmektedir. Bazı kişilerde ise saçlı deride dökülmeler görülmez ancak saç telleri aniden incelerek güçsüzleşir. Bu türe ise diffüz alopesi areata denmektedir. Saçkıranın bir diğer türü ise saçların bir anda ve tamamen döküldüğü alopesi areata totalis olmaktadır. Dökülmelerin ense ve kulak arkasında saç bandı şeklinde olması durumuna ise ofiazis alopesi areata denmektedir.
Saçkıran Belirtileri
Saçkıranın en karakteristik belirtisi saçlı deride bir ya da birden fazla düzgün oval şeklinde tüysüz bölgelerin kendisini göstermesidir. Etkilenen bölgede herhangi bir iltihabi durum söz konusu olmadığı gibi bölgedeki cilt de son derece sağlıklıdır. Saç bölgesinde görülen dökülme şakak ve kaş bölgesinden başlamaktadır. 5 gün ile 5 hafta arasında değişen bir sürede dökülmeler ilerler. Bazı hastalarda dökülmelere ek olarak etkilenen bölgede yanma ve kaşıntı belirtileri de görülebilir.
Saçkıran ilk olarak saçlı deride başlasa da ilerlemesi durumunda kirpik, kaş, koltuk altı, sakal ve kasık tüylerinde de dökülmeler görülebilir. Bazı hastaların tırnak yapıları da saçkırandan etkilenir.
Bazı hastalarda saçkıran tekrarlayan bir özellik gösterirken, hastalığın ne şekilde ve hangi hızda ilerleyeceği öngörülemez. Bu sebeple de bazı hastalarda kendiliğinden iyileşme de görülmektedir. Ancak saçsız bölgede yeniden çıkan saçlar beyaz olarak çıkmaktadır. Eğer inflamasyon saç köklerini etkilenmiş ise saçların yeniden çıkması beklenir. Hastaların yaklaşık olarak %30’luk kısmında saçkıranın kötüleştiği ya da tekrarlayabildiği görülmektedir. 10 hastadan birinde ise saçkıranın vücudun diğer bölgelerini de etkilediği bilinmektedir.
Saçkıranın belirtileri arasında el ve ayak tırnaklarındaki değişiklikler de bulunmaktadır. Özellikle çocuklarda görülen saçkıranda bu belirtilere daha sık rastlanılır. Bazı hastalarda ise bu belirtiler hastalığın ilk belirtisi olarak çıkmaktadır. Tırnaklarda görülen belirtiler şunlar olmaktadır:
- Tırnaklarda incelme ya da ayrılma,
- Tırnakların soluk görülmesi,
- Tırnakların sertleşmesi,
- Beyaz lekelenmeler,
- Çizgilenme,
- İğne deliği şeklindeki oyuntular,
Saçkıranın diğer belirtileri ise şunlar olmaktadır:
- Uçlara doğru kalınlaşan saçlar,
- Saçkırandan etkilenen bölgede bulunan saç tellerinin yüzeye çıkmadan kırılması,
- Etkilenen bölgedeki saçların beyazlaması,
Saçkıran Nedenleri
Saçkıranın neden meydana geldiği henüz tam olarak belirlenememiştir. En yaygın olarak kabul edilen teori ise otoimmün hastalıklardan birisi olduğu yönündedir. Bu sebeple hastaların bağışıklık sistemlerinin saç köklerine saldırdığı varsayılmaktadır. Bu durumda saçların uzamasının durmasında ve sonrasında da dökülmesine neden olmaktadır.
Saçkıran hakkında yapılan çalışmaların bir kısmında genetik faktörlerin de etkili olduğu görülmüştür. Saçkıran hastalığına sahip olan bir çocuğun saçkıran olma ihtimali popülasyona oranla 3 ila 6 kat daha fazla olmaktadır. Diğer bir yandan genetiğinde desteklediği bazı hastalıklarda saçkırana neden olabilmektedir. Bu hastalıklar şunlardır:
- Vitiligo,
- Atopik alerjik astım,
- Saman nezlesi,
- Sedef hastalığı,
- Addison hastalığı,
- Egzama,
- Lupus,
Saçkıranı Riskini Artıran Faktörler
- 40 yaşın altında olmak,
- Otoimmün hastalık,
- Erkek olmak,
- Down sendromu,
- Genetik yatkınlık,
Saçkıran Nasıl Teşhis Edilir?
Saçkıranın belirtileri çok tipik olduğu için hastalar genellikle bir uzmana başvurmadan önce de hastalığı teşhis edebilmektedir. Ancak bazı hastalarda saçkıran ile saç mantarı karıştırılabilmektedir. Bu sebeple de doğru tanının alınabilmesi için bir uzmana başvurulması son derece önemlidir. Uzmanlar tanı koymak için ise öncelikle hastalığın belirtilerini incelerler ve dökülme derecesini değerlendirirler. Bunun yanında birkaç saç telini mikroskop altında inceleyerek tanın kesin olmasını sağlarlar.
Saçkıranın otoimmün bir hastalık olduğunun düşünülmesinden dolayı yapılacak kan tahlilleri bu durumun aydınlatılmasında yardımcı olacaktır. Bunun için uygulanabilecek tetkikler içinde tiroid hormon düzeylerinin incelenmesi, antinükleer antikor testi, demir parametreleri,CRP ve sedimantasyon hızı bulunur.
Yaygın kanının aksine saçkıran bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak saçkıran ile benzerlik gösteren mantar enfeksiyonlarının elenebilmesi için bazı hastalarda biyopsiye başvurulur. Yapılan bu biyopsi aynı zamanda diffüz formlarının belirlenmesinde de yardımcı olmaktadır.
Saçkıran tanısında kullanılan bir başka yöntem dermoskopi olmaktadır. Bu yöntem ile uzmanlar etkilenen bölgede saç tellerinde kırılma, sarı ya da siyah nokta ve ünlem işareti saç teli bulgularını inceleyebilirler.
Saçkıran Tedavisi Yöntemleri
Cilt hastalıkları tarafından planlanan saçkıran tedavisinin amacı hastalığı durdurmaktır. Ayrıca dökülen saç tellerinin yerine yenilerinin daha hızlı çıkması da hedeflenmektedir. Hafif ve erken evrede ki saçkıran bazı durumlarda herhangi bir tedavi gerektirmeden kendiliğinden iyileşebilmektedir. Tedavisi son derece karmaşık olan saçkıran için doğru ilaçların bulunması zaman alabilmektedir.
Steroid Tedavisi
İleri düzeydeki saçkıranın tedavisinde ise streoidlerden yararlanılır. Steroid grubu ilaçlar öncelikle krem formunda kullanılmaya başlanır. Daha sonraki aşamalarda ise gerekli görülmesi durumunda enjeksiyon yöntemi ile saçlı deriye uygulanabilmektedir. Bu ilaçlar saçkıran olan bölgeye kan akışını hızlandırmaktadır.
Diğer İlaç Tedavileri
Saçkıran tedavisinde kullanılan farklı grupta ilaçlar da bulunmaktadır. Ayrıca bazı hastalara immünoterapi de uygulanmaktadır. Bunların yanında bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlardan ve ultraviyole ışınlarından da tedavi sırasında yardım alınabilir.
Saçkıran Hastalarının Beslenmesi
Otoimmün bir hastalık olarak görülen saçkıranın tedavisine yardımcı olmak için diğer otoimmün hastalıklarda geçerli olan beslenme kurallarına uyulması gerekmektedir. Otoimmün hastalıklardaki genel beslenme kurallarının içerisinde öncelik gluten ve laktoz içeren besinlerden uzak durmaktır. Ayrıca hastaların içerisinde katkı maddesi bulunan gıdaları da tüketmemeleri ve sağlıklı yağlara yönelmeleri gerekmektedir. Bunların yanında bazı bitkisel çözümler de saçkıran tedavisinin desteklenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu bitkisel destekler şunlar olmaktadır:
- Sarımsak,
- Aloe vera,
- Greyfurt ekstresi,
- Hindistan cevizi yağı,
- Zerdeçal,
- Tuz,
- Limon otu yaprakları,