Tetanoz

Mar 11, 2022

KISA YOL

Tetanoz Nedir?

İsmini Yunanca’dan alan tetanoz kasılma anlamına gelmektedir. Clostridium tetani adı verilen bir bakteri sebebi ile oluşan tetanoz ölümcül olabilen ve sinir sistemini etkileyen bir hastalıktır. Tetanozun klinik özellikleri uzun süredir bilinen bir  hastalıktır. Öyle ki M.Ö 1600’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Klinik açıdan tetanoz 4 farklı çeşitte gözlemlenmektedir.

Tetanozun en sık görülen çeşidi olan jeneralize tetanoz; çene kilitlenmesi, terleme, taşikardi ve hipertansiyon gibi belirtileri ile karakterize olmaktadır. Neonatal tetanoz ise yeni doğanlarda görülen bir tetanoz türüdür ve göbek bağının bakımının doğru bir şekilde yapılmamasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir yandan neonatal tetanoz bebeklerin sinir hücrelerinin daha kısa olmasından dolayı daha hızlı ilerleyen bir tetanoz çeşididir. Kafa travmalarından sonra gözlemlenen sefalik tetanoz kranial sinirleri tutmaktadır. Son olarak en az gözlemlenen çeşidi olan lokal tetanoz sadece tek kas durumunda gözlemlenen bir çeşididir. Ancak daha sonrasında jeneralize tipe ilerleyebilir.


Tetanozun Belirtileri

Tetanozun belirtileri son derece karakteristik olmaktadır. Bu belirtiler;

  • Hızlı kalp atışları,
  • Hipertansiyon,
  • Terleme,
  • Ateş,
  • Çok hafif uyaranlarda dahi uzun süren ve acı veren spazmlar yaşama,
  • Karın kaslarında görülen sertlik,
  • Yutkunma zorluğu,
  • Ense kaslarında sertlik,
  • Çene kaslarının kilitlenmesi ve sertleşmesi,

Tetanoz Nedenleri

Tetanoza neden olan bakteri hem memeli hayvanlarda hem de toprakta yaşayabilmektedir. Bu bakterilerin ya da sporlarının insanların ciltlerinde oluşan sıyrık ve yaralardan vücutlarına girerek kana karışır ve üremeye başlar. Bakterinin inkübasyon süresi ise ortalama olarak 8 gün olmaktadır. Ancak bu süre hastadan hastaya değişiklik gösterdiği için 3 ile 21 gün arasında da değişebilmektedir. Vücutta ki bu toksin beyin köküne veya omuriliğe ulaştığında ise burada yer alan sinir hücrelerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bozulan sinir hücreleri sebebi ile iletim de bozulmaktadır. Bu sebeple de hastalarda istemsiz kasılmalar görülür.

Dünya çapında görülen neredeyse tüm tetanoz vakaları hiç aşılanmamış ya da 10 yıllık pekiştirme aşısını yapmamış kişilerde görülmüştür. İnsandan insana bulaşmayan tetanoz riskini artıran bazı etmenler bulunmaktadır.

  • Aşı olmama,
  • Güncelleme aşılarının yapılmaması,
  • Bakterilerin vücuda girmesine neden olabilecek türde yaralanmaları,
  • Kıymık, iğne ya da çivi gibi yabancı cisim batması,
  • Vücut piercingi,
  • Dövme,
  • Enjeksiyon sebebi ile oluşan yaralar,
  • Kemiklerde çoklu kırık,
  • Yanık,
  • Cerrahi yaralar,
  • Böcek ısırıkları,
  • Enjektör ile uyuşturucu kullanımı,
  • Böcek sokması,
  • Enfekte ayak ülseri,
  • Diş enfeksiyonları,
  • Aşıları yetersiz olan annelerin bebeklerinin göbek bağları,

Tetanoz Nasıl Teşhis Edilir?

Tetanoz teşhisinin konulabilmesi için herhangi özel bir teste ihtiyaç duyulmamaktadır. Hastaların yakın hikayesinin alınması ve detaylı bir fiziki muayene tetanozun teşhis edilmesi için yeterli olmaktadır.

Tetanoz Tedavisi

Tetanoz hastalığının tedavisi için kullanılacak herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Çünkü tetanoz toksinlerinin sinir hücrelerine bağlanmasından sonra toksinlerin buradan çıkarılma ihtimali bulunmamaktadır. Bu sebeple tetanozun tam olarak iyileşebilmesi ancak yeni sinir uçlarının oluşumu ile mümkün olabilmektedir. Yeni sinir uçlarını  oluşması ise aylar alabilen bir süreçtir. Diğer bir yandan tetanozun ilerlemesinin durdurulabilmesi ve semptomların önlenebilmesi için bazı tedavilerden yardım alınır.

Yaranın Temizlenmesi

Tetanoz tedavisinin ilk adımı yaranın temizlenmesidir. Özellikle yara dokularında yer alan ölü dokular bakterilerin üremesine ortam hazırlandığı için ölü dokuların temizlenmesi gerekmektedir.

Antitoksin

Bu tedavi henüz sinir uçlarına bağlanmamış olan tetanoz toksinlerinin varlığında kullanılmaktadır. Tetanoz immünglobulini denilen bir antitoksin kullanılarak gerçekleştirilen tedavi sayesinde tetanoz toksinlerinin sinir hücreleri yerine antitoksine bağlanması sağlanır.

Antibiyotikler

Hastalığa bir bakteri neden olduğu için hem oral hem de enjeksiyon olarak antibiyotik tedavisinde de yararlanılmaktadır.

Diğer İlaç Tedavileri

İstemsiz olarak gerçekleşen kasılmaların giderilmesi ve kas aktivitelerinin düzenlenebilmesi için beta brokerler ve magnezyum sülfat gibi ilaçlar da kullanılmaktadır.

Tetanoz Nasıl Önlenir?

Tetanoz aşı ile kolaylıkla önlenebilir bir hastalıktır. Uzun yıllardır güvenli bir şekilde uygulanan tetanoz aşıları bebeklik döneminden itibaren uygulanmaktadır. İlk tetanoz aşısı 2 aylık bebeklere uygulanmaktadır. Daha sonrasında ise pekiştirme dozları 4, 6 ve 18. aylada uygulanmaktadır. Daha sonrasında ise 48 ve 72. aylarda dörtlü karma aşıların da içinde yer almaktadır. Çocuklar 13. yaşlarına geldiğinde ise erişkin tip difteri ve tetanoz aşısı uygulanmaktadır. Bu pekiştirme aşısı aynı zamanda yetişkinlere de uygulanan aşıdır.

Hiç aşı olmayan yetişkinlerin ise aşı takvimi daha farklı olmaktadır. Bu yetişkinler için ilk ve ikinci doz aşının arasında 2 hafta bulunmaktadır. 6 ay geçtikten sonra ise 3. doz uygulanır. Daha sonrasında ise her 10 yılda bir pekiştirme aşılarının yapılması gerekmektedir.

Gebelikte Tetanoz Aşısı

Ülkemizde uygulanan aşı politikasından dolayı gebelere tetanoz aşısı uygulanmaktadır. Gebe takip rehberine göre hiç aşılanmamış gebelerin en azından 2 doz tetanoz aşısının uygulanması gerekmektedir. Her iki doz aşısının arasında ise 2 haftanın bulunması gerekmektedir. Gebelere uygulanan aşılar 27. ve 36. haftalar arasında olmaktadır. Eğer gebeliğin erken döneminde temas nedeni ile tetanoz aşısı uygulanmış ise o zaman bu dozların uygulanmasına gerek bulunmamaktadır. Gebelikte aşılarını olmamış annelerin ise doğumdan sonraki en kısa sürede aşılarını olması gerekmektedir. Bu sayede anne sütü ile antikorlar bebeğe d geçmektedir.

Tetanoz Aşısının Yan Etkileri

Tetanoz aşılarının özellikle bünyesi zayıf düşmüş bireylerde bazı yan etkileri bulunmaktadır. Bu kişilerde görülen yan etkiler ateş, halsizlik, baş ağrısı, aşı yapılan kolda uyuşma veya kızarıklık, sindirim sistemi sorunları, şişlik, dışkı ve idrarda kan oluşumu ve alerjik reaksiyonlardır.

Aşının sebep olduğu bu yan etkiler bazı kişilerde 7 ile 21. günlerde çıkmaktadır. Herhangi bir yan etki durumunda da doktora bilgi verilmesi gerekmektedir.

Doktora Soru Sor