30 Saniyelik Özet
- Anksiyete, endişe, kaygı, korku gibi duyguların aşırı ve kontrol edilemeyen şekilde yaşanmasıdır.
- Toplumda yaygın görülen bir hastalıktır.
- Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel, psikolojik ve tıbbi faktörler rol oynayabilir.
- Psikoterapi ve ilaç tedavisi ile tedavi edilebilir.
Anksiyete Nedir?
Kaygı bozukluğu olarak da adlandırılan anksiyete bozukluğu toplumun yaklaşık olarak %18’ini etkilemektedir. Kaygı ise insanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunların üstesinden gelebilmesi için beyni hazırlayan ve daha hızlı bir şekilde karar alınmasını sağlayan ortamı hazırlar. Kaygı, insanların beyinlerinin gelecekte yaşayacakları tehlikelere karşı uyarma şekli olmaktadır. İnsanların gün içinde kaygı yaşamaları normaldir. Ancak anksiyete bozukluğu olan kişiler her zaman en kötüsünü düşünür ve bu düşüncelerini kontrol edemez. Bu düşüncelerden dolayı da kişilerin günlük ve sosyal hayatlarında bozulmalar görülebilir. Bunun yanında hastaların ruhsal sağlıklarının da bozulması söz konusu olmaktadır. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ise anksiyete bozukluğu kişilerin hayat kalitelerini ciddi şekilde düşürür.
Anksiyete Çeşitleri
Anksiyete bozukluğu birkaç alt türe ayrılmaktadır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın anksiyete bozukluğu temel olarak hastaların belli şeyler için değil hayatlarının her alanındaki etkiler için geniş bir yelpazede kaygı bozukluğu yaşamalarıdır. Yaşanılan bu aşırı endişe durumu ile hastaları günlük hayatlarını sürdürmekte zorluk çekerler. Bu hastaların endişeleri özellikle aile, sağlık ve para üzerinde yoğunlaşır. Yaşanılan bu kaygıların yanında hastalar başlarına geleceklerin denetlenemez ve geri alınamaz olduğunu düşünmektedir. Yaygın anksiyete bozukluğunun yaşa boyu devam etme olasılığı ise %5 ile %6 arasında değişmektedir.
Obsesif- Kompulsif Bozukluk
OKB hastaları hem kendilerini zorlar hem de saplantılı hareketler gösterir. Bu sebeple de fark edilmeleri son derece kolay olmaktadır. OKB hastalarının kaygılarının yükseldiğinde bunları kontrol etmek için belirli ritüeller belirlerler. Fakat oluşturulan bu ritüeller kaygılarının sebepleri ile realistik bir ilişki içinde olmamaktadır.
Panik Bozukluk
Panik bozukluk tanısı alan hastalar yaşadıkları yoğun ve ani korkular ile birlikte panik atak yaşamalar. Panik atak sürecinde hastaların göğüslerinde ağrı hissetmeleri, kalp atışlarının hızlanması ve vücuda ter basması gözlemlenebilir. Panik atak süresince hastalar kalp krizi geçirdiklerini ya da boğduklarını hissedebilirler.
Fobiler
Hastalar belirli uyaranlara karşı aşırı korku geliştirebilirler. Yaşanılan bu korkular normal düzeyin çok üstündedir ve korku duyulan sebebin realistik olmasına gerek yoktur. En çok bilinen fobiler içinde yükseklik korkusu, örümcek korkusu, ayrılık korkusu ve açık alan korkuları bulunmaktadır. Fobilerin bir kısmı anksiyete bozukluğunun alt dalı olarak da tanımlanabilmektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Kişilerin aşırı kokmasının yanı sıra kendilerini çaresiz hissettiren ve olaylar üzerinde hiçbir etkileri bulunmayan olaylar yaşaması travma olarak adlandırılmaktadır. Doğal afetler, savaş ya da cinsel saldırılar travmalar için birer örnek olmaktadır. Bu travmalardan sonra insanların yaşamış oldukları ruhsal çöküntüye ise travma sonrası stres bozukluğu adı verilmektedir.
Sosyal Kaygı Bozukluğu
Sosyal kaygı bozuklukların hastalar sosyal ortamlarda eleştirmekten ciddi bir şekilde korkarlar. Yaşadıkları bu korkular ise sosyal ortamlardan çekilmelerine neden olur.
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
Anksiyete bozukluğunun birçok alt türü olmasının yanında bazı ortak belirtileri bulunmaktadır. Bu belirtiler şunları olmaktadır:
Fiziksel Belirtiler
Anksiyetenin fiziksel belirtileri arasında şunlar bulunmaktadır:
- Nefes almada zorlanma,
- Çarpıntı,
- Karın ağrısı,
- Mide krampları,
- Çene ve boyun kaslarında ağrılar,
- Aşırı terleme,
- Baş ağrısı,
- Halsizlik,
- Mide bulantısı,
- Ağız kuruluğu,
- Nefes darlığı,
- Baş dönmesi,
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma,
- Ellerin ve ayakların terlemesi,
Ruhsal Belirtiler
Anksiyete bozukluğunun psikolojik belirtileri ise şunları olmaktadır:
- Uyku problemleri,
- Sakin kalamamak,
- Ruhsal durumlarda değişkenlik,
- Sürekli endişeli hissetme hali,
- Panik,
- Korku,
- Huzursuzluk,
Anksiyete Nedenleri
Anksiyete bozukluğuna sebep olan etmenler tam olarak belirlenememiştir. Ancak yapılan bazı çalışmalarda anksiyete bozukluğu riskini arttıran bazı faktörler bulunmuştur. Bu faktörler şu şekilde sıralayabiliriz:
- Genetik faktörler,
- Beyinde yer alan korku ve duyguların kontrolünden sorumlu olan merkezin hatalı bağlanması,
- Çevresel travmalar,
- Akciğer kalp şeker ve tiroid sağlık sorunları,
- Kullanılan ilaçların yan etkileri,
Bunların yanında anksiyete bozukluğu riskini arttıran bazı faktörler de bulunmaktadır.İnsanların çocukluk döneminde yaşadıkları ihmal ya da cinsel istismar anksiyete riskini oldukça arttıran etmenlerin başında gelmektedir. Bunun yanında hayatlarının bir döneminde travmatik olayları yaşamış insanların anksiyete bozukluğu yaşama ihtimalleri de artmaktadır.
Anksiyete bozukluğu riskini arttıran bir diğer etmenler ise depresyon olmaktadır. Ayrıca kendi ya da sevilen bir kişinin sağlığından duyulan sürekli endişe ve stres halinde anksiyete bozukluklarını arttırdıkları bilmektedir.
Uyuşturucu madde kullanımı ya da alkol bağımlılığı gibi faktörler de anksiyete riskini arttırmaktadır.
Çocukluktan itibaren yabancılarla konuşmamak da anksiyete bozukluğu yaşama ihtimali de artmaktadır. Bunun yanından özgüven eksikliği bulunan ve insanların sürekli olarak onunla alay ettiğini düşünen kişilerde anksiyete bozukluğu daha yüksek görülmektedir. Tüm bunların yanından belirli kişilik tiplerinde anksiyete bozukluğu görülme ihtimali artmaktadır.
Anksiyete nasıl teşhis edilir?
Anksiyete bozukluğunun tanısında hem fiziki muayene hem de hastaların öyküleri kullanılmaktadır. Hastalara uygulanan laboratuvar testlerinin hastalarda bulunabilecek ve anksiyete semptomları ile benzerlik gösterebilecek rahatsızlıkların belirlenmesi için yapılmaktadır. Ancak bu testler anksiyete tanısı için yeterli olmamaktadır bu sebeple hem bu testlerin hem de hastaların geçmişlerini ve semptomlarının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anksiyete tedavi yöntemleri
Anksiyete bozukluğunun semptomlarını tedavi etmek amacıyla birçok farklı yöntemden yararlanılmaktadır. Ancak en yaygın 2 tedavi şekli psikoterapi ve ilaç kullanımı olmaktadır.
Psikoterapi
Konuşma terapisi ya da psikolojik danışmanlık olarak da adlandırılan psikoterapiyle hastaların semptomlarını azaltmak için danışman ile birlikte çalışmak olarak tanımlanabilir. Psikoterapiler ile hastaların anksiyetesine sebep olan etkenler belirlenebilir ve bu etkenlerin ortadan kalkması için çalışmalarda bulunabilir.
Bilişsel davranışçı terapi
Psikoterapinin anksiyete bozukluğunda en çok kullanılan türlerinden biri olan bilişsel davranışçı terapi ile hastaların panik yaratan düşüncelerini ve davranışlarını nasıl olumlu bir şekle dönüştürecekleri konusunda danışmanlar yardımcı olurlar. Hastaların yaşamış oldukları anksiyete bozukluklarının anlamalarının ve onları gördüklerine nasıl davranmaları gerektiğini öğrenmeleri için en etkili yöntemlerin başında gelir.
İlaç tedavisi
Anksiyetenin sebep olduğu semptomların hafifletilmesi için uzmanlar çeşitli antidepresanlardan ve yatıştırıcılardan yararlanabilirler. Anksiyete bozukluğunda kullanılan ilaçların hedefi hastaların kısa süreli rahatlama sağlamalarını gerçekleştirmektir. Diğer bir yandan hastaya uygun en uygun ilacın belirlenebilmesi için kullanılan ilaçların artı ve eksilerini doktor ile paylaşılması gerekmektedir.
Anksiyete anında ne yapılmalı?
Anksiyetesi olan kişilerin belirtileri kontrol altında tutabilmesi için hem uzun vadeli hem de acil stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Vücudun algıladığı gerçek olan ya da olmayan uyaranlara karşı vermiş olduğu anksiyeteyi kontrol altına almak yaşam koşullarının yükseltilebilmesinin en önemli aşamalarından birisi olmaktadır.
Anksiyete atakları ile acil başa çıkabilmek için gerekli olan beceriler
Yaşanılan anksiyete ataklarını düzensiz olması ve günlük hayatı etkilemesi durumunda bazı çözümler ile anksiyete ataklarının kontrol altına alınması mümkün olmaktadır. Bunun için yapılabileceklerin içerisinde şunlar yer almaktadır.
Düşünce kalıplarının sorgulanması
Anksiyete bozukluğu olan kişilerde yararsız düşünceler zihinlerine kök salabilmektedir. Bu düşünceler kişilerin anksiyete ataklarının sıklaşmasına neden olmaktadır. Bu sebeple de korkulara meydan okumak gerekir. Bunun yanında düşüncelerin doğruluğunun da sorgulanması gerekir. Bu sayede kontrol yeniden sağlanabilir.
Odaklanmış nefes alıştırmaları
Anlık kaygıların yönetilmesinde en etkili yöntemlerden birisi olan nefes çalışmaları duyguların yönetilmesine yardımcı olmaktadır. Bunun için 5 dakika boyunca dörde kadar sayarken nefes alın ve yine dörde kadar sayarken nefes verin. Bu düzenli nefes alıp verme kalp hızının yavaşlamasına yardımcı olur ve bu sayede anksiyete ataklarının daha kısa süre içerisinde atlatılmasını sağlar. Bunun yanında uygulanabilecek diğer nefes teknikleri de bulunmaktadır.
Aromaterapi
Aromaterapi ile ilgili yapılan araştırmalar aromaterapinin kaygının azaltılması üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Aromaterapi uzmanları duygularla başa çıkma noktasında daha derin bilgilere sahip olmakla birlikte kaygının azaltılmasında özellikle sandal ağacı, lavanta ve papatya kokuları etkili olmaktadır.
Egzersiz
Özellikle kaygılı düşünceler ile başa çıkılamadığında zihin yerine bedene odaklanmak bu düşüncelerin giderilmesindeki en etkili yöntem olmaktadır. Günlük egzersizler yapmak ise genel olarak mutluluğu arttırır. Özellikle yoga ve yürüyüş gibi hafif egzersizler duygu durumunu dengelemenin en iyi yolları arasında yer almaktadır.
Topraklama teknikleri
Topraklama teknikleri içerisinde en sık kullanılan yöntemler günlük tutmak ve 333 kuralını uygulamaktır. Anksiyete ile başa çıkmak için günlük tutmak ve tüm duyguları günlüğe aktarmak rahatlama sağlamaktadır. Bunun yanında daha sonrasında günlükleri okuyarak duyguların altında yatan sebepler ya da tetikleyiciler çok daha rahat anlaşılabilir.
333 kuralı ise görülebilen, işitilebilen ve dokunulabilen 3 şeyle iletişim kurma tekniği olmaktadır. Bu teknik sayesinde endişeler çok daha kısa süre içerisinde giderilir ve daha hızlı sakinleşmek mümkün olmaktadır.
Anksiyete atakları ile başa çıkabilmenin uzun vadeli yolları
Kaygının hayatın önemli bir parçası olması durumunda kontrol altında tutulması çok daha önemli olmaktadır. Bu sebeple de gerekli tedavi stratejilerinin belirlenebilmesi için psikiyatri uzmanları ile iletişime geçilmesi gerekir. Bunun yanında kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin uzun dönemde kaygılarını kontrol etmek için uygulayabilecekleri şu yöntemler de bulunmaktadır.
Tetikleyicilerin belirlenmesi
Anksiyete krizlerinin yaşanmasına neden olan tetikleyicilerin belirlenmesi, atakların kontrol altına alınabilmesi için en önemli noktaların başında gelmektedir. Kişiler bu tetikleyicileri kendileri belirleyebileceği gibi psikiyatri uzmanlarında da yardım alabilirler.
Anksiyete ataklarının yaşanmasına neden olan yaygın tetikleyiciler arasında şunlar yer almaktadır:
- Sigara içmek
- Kafein tüketimi
- Kronik ağrılar
- Geçmişte yaşanılan travmaların şiddetlenmesi
- Bazı ilaçların yan etkileri
- Yaşam ile ilgili stresler
Terapi
Anksiyete bozukluğu ile ilgili birçok psikoterapi bulunmaktadır. Bunların içerisinde en sık tercih edileni ise bilişsel davranışçı psikoterapiler olmaktadır. Bu terapilerde kişilerin farklı düşünmeleri ve farklı şekillerde tepki vermeleri öğretilmektedir.
İlaç kullanımı
Anksiyete bozukluğu olan kişilerin bazı durumlarda ilaç kullanması gerekebilir. Ancak bu ilaçları kullanmadan önce psikiyatri uzmanı ile görüşülmesi ve ondan tavsiye alınması gerekir. Anksiyete bozukluğunda ilaç kullanımı genellikle şiddetli vakalarda yaygın olmaktadır. Özellikle yaşanılan kaygı kişilerin akıl sağlıklarını etkilediği durumlarda uzmanlar ilaç kullanımını önerebilir.
Anksiyete bozukluğunda sıklıkla kullanılan ilaç grupları ise şunlar olmaktadır.
- Trisiklik antidepresanlar
- Benzodiazepinler
- Serotonin norepinefrin geri alın inhibitörleri
- Seçici serotonin geri alım inhibitörleri
Meditasyon yapmak
Düzenli bir şekilde meditasyon yapmak beynin eğitilmesini sağlamaktadır. Bu sebeple de endişeli düşüncelerin yönetilmesini sağlayan en önemli araçlardan birisidir. Eğer hareketsiz bir şekilde oturmakta zorlanılırsa yürüyüş ya da yoga gibi hareket halinde yapılabilecek meditasyonlar denenebilir.
Sosyalleşmek
Anksiyete atakları yaşayan kişilerin aileleri ve arkadaşları ile düzenli vakit geçirmeleri kaygıların yönetilmesini sağlayan bir diğer faktör olmaktadır. Sosyalleşme sayesinde yaşanan beraberlik duyguları, yalnızlığın azalması ve kahkaha atmak kişilerin strese karşı daha dirençli olmasını sağlamaktadır.
Aktif olmak
Yaşanılan kaygılar sebebiyle günlük hayattan uzaklaşmak endişeli düşüncelerin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Bu sebeple de düzenli egzersiz yapmak ya da arkadaşlarla buluşmak gibi aktiviteler ile kişilerin hayatla bağlantıda kalması gerekir.
Diyet ve takviyeler
Takiyeler üzerinde yapılan araştırmalar uzun dönemde bazı takviyelerin kaygıyı yönetmekte etkili olduğunu göstermektedir. Bu takviyeler içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Kahve
- Kediotu kökü
- Yeşil çay
- Ashwagandha
- Omega 3
- Melisa
Anksiyete krizi
Anksiyetenin güçlü olduğu zamanlarda anksiyete krizlerinin görülmesi söz konusudur. Anksiyete krizleri bir anda başlayabileceği gibi saatler içerisinde kademeli olarak da artabilir. Anksiyete atağı geçiren kişilerde görülen belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
- Odaklanmada zorluk yaşama
- Zayıflık
- Titreme
- Hızlı kalp atışı
- Şiddetli öfke
- Huzursuzluk
- Panik, tehlike ya da korku duyguları
Anksiyete ataklarında görülen bu belirtilerin bir kısmın panik atak krizleri ile benzerlik göstermektedir. Ancak her iki durum da birbirinden tamamen farklı olgulardır.