Depresyon

Şub 08, 2022

KISA YOL

Tıp dilinde majör depresif bozukluk olarak adlandırılan depresyon, düşünce yapısını, duyguları ve davranışları olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olmaktadır. Toplumda oldukça yaygın görülmesinin yanı sıra tedavi edilebilen ve ciddi bir hastalıktır. Tıbbi bir hastalık olan depresyon hastaların hayattan keyif almalarını etkileyen ve hastaların sürekli olarak üzüntü halinde bulunmasına neden olur. Depresyonun psikolojik olduğu kadar fiziksel belirtileri de bulunur. Özellikle depresyon hastaları hem iş veya okullarında ki hem de evdeki görevlerini yerine getirmede ciddi zorluklar yaşamaktadır.

Depresyon nedenleri

Depresyon tek bir belirtiye bağlı olarak ortaya çıkmamaktadır. Depresyonun oluşabilmesi için psikolojik, sosyolojik ve biyolojik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Ancak depresyon riskini arttıran bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörleri ise şunlar olmaktadır.

  • Erken dönemde ebeveyn kaybı,
  • Sevilen kişiden ayrılma ya da ölmesi,
  • Kadın olmak,
  • Düşük sosyoekonomik düzey,
  • İş kaybı,
  • Alkol kullanımı,
  • Boşanma,
  • Kötü ve travmatik çocukluk çağı,
  • Madde kullanımı,
  • Ailede depresyon geçmişinin bulunması,
  • Bazı kullanılan ilaçlar,
  • Hormonal dengesizlikler,
  • Bazı hastalıklar,

Depresyon Belirtileri

İnsanların zaman zaman üzgün hissetmeleri son derece normaldir. Ancak söz konusu depresyon olduğunda üzgün hissetmenin farklı boyuttaki duyguları bulunur. Bundan dolayı da üzüntü ve depresyonun birbirine karıştırılmaması gerekir. Depresyonun belirtileri arasında ise şunlar bulunmaktadır.

  • İntihar eğilimi,
  • Konsantrasyon kaybı,
  • Karar verme zorluğu,
  • Değersiz hissetme,
  • Suçlu hissetme,
  • Konuşmada yavaşlama,
  • Hareketlerde yavaşlık,
  • Sürekli olarak yorgun hissetme,
  • Uykuya dalmada zorluk yaşama,
  • Sık sık uyanma,
  • Aşırı uyuma,
  • İştah değişiklikleri,
  • Günlük aktivitelerle ilgili yaşanan zevk kayıpları,
  • Sürekli olarak üzgün hissetmek,

Hastaların depresyon tanısını alabilmesi için yukarıda geçen belirtilerin en az 2 hafta süre ile devam etmeleri gerekmektedir. Çocuklardan yaşlılara kadar her yaşta görülen depresyonun kadınlarda görülme sıklığı ise daha fazla olmaktadır. Diğer bir yandan depresyon tedavi edilse dahi ilerleyen dönemlerde tekrar etme ihtimali bulunmaktadır.

Depresyon tanısı nasıl yapılır?

Psikiyatri alanında depresyon iyi tanımlanmış hastalıklardan birisi olmaktadır. Uzmanlar hastalardan aldıkları öykü ile depresyon tanısı koyabilmektedir. Ayrıca depresyonun tanımlanmasını sağlayan depresyon testi de bulunmaktadır.

Bunların yanında toplumda yaygın bir şekilde görülen anksiyete bozukluğunun depresyon ile karıştırılmaması gerekmektedir. Çünkü anksiyete bozukluğu hastaların durum ile alakası olmayan düzeylerde yaşadıkları kaygı bozuklukları olmaktadır. Genellikle aşk, iş ve para gibi durumlar ile ilgili olan kaygılar denetlenemez durumdadırlar ve en az 6 ay süre ile devam eder.

Depresyon Çeşitleri

Majör depresyon belirtileri hastan hastaya değişiklik göstermektedir. Bu sebeple de depresyonun çeşidinin belirlenebilmesi için uzmanların belirtileri doğru bir şekilde sınıflandırmaları önemli olmaktadır. Bu sınıflandırma aynı zamanda doğru bir tedavinin planlanması için de önemli olmaktadır. Depresyon çeşitlerini kabaca şu şekilde özetlemek mümkün olmaktadır.

Anksiyete Sıkıntısı

Bu depresyon türünde hastalar olaylara dair henüz gerçekleşmemiş ihtimal için yüksek düzeyde endişe duyarlar ve huzursuzluk yaşarlar.

Atipik Özellikler

Atipik depresyonda hastalarda bulunan belirtiler arasında, uzuvlarda ağırlık hissi, reddedilmeye karşı aşırı derecede duyarlı olmak, uykuya çok fazla ihtiyaç duymak ve iştah artışı bulunur.

Mevsimsel Özellikler

Güneş ışınlarının yetersiz alınması da depresyona neden olan etmenlerden birisi olmaktadır. Bu sebeple de mevsim değişikliklerinde daha az güneş ışığının olması durumunda görülen depresyonlara verilen isim mevsimsel depresyon olmaktadır.

Katatoni

Depresyon hastalarının katı ve sabit duruşlar veya istem dışı motor hareketleri ile amaçsız hareketlerin bulunduğu depresyon çeşidi olmaktadır.

Melankolik

Melankolik depresyon türünde görülen belirtiler içerisinde sabahları erken kalkma, ajitasyon, kötüye giden ruh hali ve geçmişte keyif veren şeylere karşı soğuma bulunmaktadır.

Peripartum Başlangıç

Gebelikten sonra lohusalık döneminde veya hamilelik döneminde görülen depresyon çeşidi olmaktadır.

Psikotik

Halüsinasyonların eşlik ettiği bu depresyon türünde hastalar kendini yetersiz hissetme ve olumsuzluk içeren hezeyanlar içinde bulunma vardır. 

Depresyon tedavi yöntemleri

Depresyonun doğru bir şekilde tedavi edilebilmesi için hangi sınıfa girdiğinin belirlenmesi ve terapinin hastalara uygun bir şekilde planlanması önemli olmaktadır. Majör depresyon bozukluğun tedavisinde birden çok yöntem bir arada kullanılabilinir.

İlaç Tedavisi

Depresyon hastalarının kullanması gereken ilaçların mutlak suretle uzmanlar tarafından belirlenmesi ve dozlarının yapılan kontroller ile uzmanlar tarafından ayarlanması gerekmektedir. Depresyon tedavisinde antidepresan ilaç grubuna ait ilaçlar bulunmaktadır. Hastaların da kullanılan ilaçların yapmış olduğu yan etkiler ve etkilerini doktorları ile paylaşmaları gerekmektedir. Majör depresyon bozukluğu hastalarında sıklıkla kullanılan ilaç grupları ise şunlar olmaktadır.

  • Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI)
  • Atipik antidepresan,
  • Trisiklik antidepresan,
  • Serotonin- norepinefrin geri alım inhibitörleri,
  • Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI)
  • Diğer ilaçlar,

Psikoterapi

Psikoterapi genel olarak kişileri duygu durumlarını ve davranışlarını etkileyen sıkıntıların çözümü, ruh sağlığının geliştirilmesinin ve korunmasının sağlanması için alanında uzman kişiler tarafından uygulanan tekniklerin genel adı olmaktadır. Psikoterapi aynı zamanda konuşma terapi veya psikolojik terapi olarak da adlandırılmaktadır.

Hastane Tedavisi

Bazı hastalar depresyonu ağır bir şekilde geçirmektedir. Bu durumlarda tedavilerinin hastanede yapılması zorunlu hale gelmektedir. Özellikle hastaların kendilerine bakamayacak duruma gelmeleri ve gerek kendisine gerekse de başkasına zarar verme ihtimallerinin  bulunması durumunda hastane tedavisi tercih edilmektedir. Hastane tedavilerinde hastaların ruh halleri düzelene kadar güvenli ve sakin bir ortamda tedavilerinin gerçekleşmesini sağlamaktadır.