30 Saniyelik Özet
- Hiperglisemi kanda çok fazla şeker yani glikoz olduğunda meydana gelen bir durumdur. Yüksek kan şekeri adı da verilen bu durum vücutta çok az insülin hormonu olduğunda ya da vücudun insülini düzgün kullanılmadığında meydana gelir.
- Hiperglisemi genellikle insülin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu durum insülin direncinden ve/ veya insülin üreten organ olan pankreastaki sorunlardan kaynaklanabilir.
- Hipergliseminin teşhis edilmesi için hastanın sağlıklı şeker aralığı belirlenir. Açlık şekeri olarak ölçülen kan testi ile hiperglisemi teşhisi konulabilmektedir.
- Hiperglisemisi olan kişilerin kan şekerlerinin aniden yükselmesini önlemek için hangi besinden ne kadar tükettiklerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Bunun içinde doktorları veya diyetisyenleri ile birlikte çalışmaları önerilir.
Hiperglisemi Nedir?
Hiperglisemi kanda çok fazla şeker yani glikoz olduğunda meydana gelen bir durumdur. Yüksek kan şekeri adı da verilen bu durum vücutta çok az insülin hormonu olduğunda ya da vücudun insülini düzgün kullanılmadığında meydana gelir.
Hiperglisemi genellikle diyabet hastalarının etkiler. Diyabet hastalarında hiperglisemi görülmesinin birkaç sebebi bulunmaktadır. Bunların içerisinde yiyecek ve fiziksel aktivite, hastalık ve diyabetle ilgili olmayan ilaç kullanımıdır. Bunun yanında doz atlamak veya kan şekerini düşürmek için yeterli insülin veya başka ilaç almamak da hiperglisemiye yol açabilmektedir.
Hipergliseminin tedavi edilmesi son derece önemlidir. Tedavi edilmemesi halinde ciddi klinik tablo sergileyerek komada dahil olmak üzere acil bakım gerektiren ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Şiddetli hiperglisemi olmasa dahi bu durum gözleri, böbrekleri, sinirleri ve kalbi etkileyen sağlık sorunlarının görülmesini yol açabilmektedir.
Hiperglisemi Nedenleri
Hiperglisemi genellikle insülin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu durum insülin direncinden ve/ veya insülin üreten organ olan pankreastaki sorunlardan kaynaklanabilir. Diğer hormonlar da hipergliseminin gelişimine katkıda bulunabilir. Örneğin aşırı kortizol veya büyüme hormonunun yüksek kan şekerine yol açabilmektedir.
İnsülin Direnci
Hipergliseminin en yaygın görülen nedeni insülin direncidir. İnsülin direnci, bozulmuş insülin duyarlılığı olarak da bilinir. Kaslardaki, yağlardaki ve karaciğerdeki hücreler insüline gerektiği gibi yanıt vermediğinde ortaya çıkar.
Hücrelerin insüline düzgün bir şekilde yanıt vermediğinde vücutta kan şekerini düzenlemek için giderek daha fazla insüline ihtiyaç duyulmaktadır. Vücudun yeterli insülin üretmemesi veya yeterli insülin enjekte edilmemesi durumunda ortaya hiperglisemi çıkmaktadır.
İnsülin direnci tip 2 diyabetin başlığı nedenidir. Ancak diyabet hastası olmayan kişiler ve diğer diyabet türlerine sahip kişiler de dahil olmak üzere herkes bunu deneyimleyebilir. Geçici veya kronik olarak görülebilir. İnsülin direncinin yaygın görülen nedenleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Obezite
- Fiziksel hareketsizlik
- İşlenmiş, yüksek karbonhidratlı gıdalar ve doymuş yağlardan oluşan bir beslenme şekli
- Kortikosteroidler
- Bazı tansiyon ilaçları
- Bazı HIV tedavileri
- Bazı psikiyatrik ilaçlar
Bunların yanında bazı hormonlar da insülin direncinin gelişmesine neden olabilmektedir. Bu hormonların içerisinde şunları yer almaktadır.
- Kortizol fazlalığı
- Hormonu fazlalığı
- Gebelik
İnsülin direnciyle bazı kalıtsal genetik durumlar da ilişkilidir. Bunlar arasında şunlar yer almaktadır.
- Rabson mendenhall sendromu
- Donohue sendromu
- Minyotonik distrofi
- Werner sendromu
- Alatröm sendromu
Pankreas Sorunları
Kaslar hangi bir sebeple oluşan hasar insülin üretimi eksikliğine ve perdesine diyorum açabilmektedir. Hipoglisemiye ve diyabete neden olabilen pankreas hastalıkları içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Otoimmün hastalık
- Kronik pankreatit
- Pankreas kanseri
- Kistik fibröz
Hiperglisemi'nin Geçici Nedenleri
Bu durumlar diyabet hastası olan veya olmayan kişilerde kan şekeri seviyesinin geçici olarak yükselerek hiperglisemi yaşanmasına neden olmaktadır. Bunların içerisinde hastalık, ameliyat ve yaralanma gibi fiziksel stres yer almaktadır. Bunun yanında travma veya iş kaynaklı stres gibi akut duygusal stres de kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Bunun nedeni vücudun kortizol ve veya epinefrin salgılamasındır.
Diyabetli Kişilerde Hiperglisemi Nedenleri
Diyabet hastalarında hipergliseminin gelişmesinde birkaç faktör bulunmaktadır. Gıda ve diyabet ilaçları gibi şeyler dengesizleşmesi durumundan hiperglisemi görülmektedir. Diyabetli kişiler de hiperglisemi yol açabilen yaygın durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Yeterli insülin almamak, yanlış insülin enjekte etmek, insülinin son kullanma tarihi geçmiş olması ya da enjeksiyonla sorun olması
- İnsülin ve karbonhidrat alımını doğru zamanlamak
- Tüketilen karbonhidrat miktarı vücudun üretebildiği insülin miktarı veya enjekte edilen insülin miktarı ile dengelenmesi
- Kullanılan oral diyabet ilacının dozunun ihtiyaçlar için çok düşük olması
- Her zamankinden daha az fiziksel aktivitede bulunmak
Hiperglisemi Belirtileri
Hipergliseminin erken belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Artan susuzluk ya da açlık
- Sık idrara çıkma ihtiyacı
- Baş ağrısı
- Bulanık görme
Uzun süreli hipergliseminin belirtileri şunlardır.
- Tükenmişlik
- Kilo kaybı
- Vajinal mantar enfeksiyonları
- Cilt enfeksiyonları
- Yavaş iyileşen kesikler ve yaralar
diyabet hastalarında belirtilerin deneyimlemeye başladığı glukoz seviyesi değişiklik göstermektedir. Birçok kişi kan şekeri 250 MG/ DL veya daha yüksek olana kadar belirti yaşamaz. Henüz diyabet teşhisi konmamış kişiler genellikle bu belirtileri daha düşük seviyelerde yaşarlar.
Özellikle hipergliseminin erken belirtilerini bilmek ve diyabet için insülin veya diğer ilaçlar kullanılıyorsa kan şekerinin düzenli olarak izlemek önemlidir. Hiperglisemi tedavi edilmezse insülin eksikliği veya yüksek miktarda keton kanının asittik hale gelmesine neden olarak diyabetle ilişkili ketoasidoza dönüşebilir. Ayrıca teşhis edilmemiş tip 1 diyabet hastalarını da etkileyebilir. Bu durum komaya veya ölüme yol açabilen acil bir durumdur.
Ketoasidoz uzun belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır
- Mide bulantısı ve kusma
- Dehidrasyon
- Karın ağrısı
- Tüm meyve gibi kokması
- Derin zorlu solunum veya hiperventilasyon
- Hızlı kalp atışı
- Kafa karışıklığı
- Yönelim bozukluğu
- Bilinç kaybı
Hiperglisemi Tanı Kriterleri
Hipergliseminin teşhis edilmesi için hastanın sağlıklı şeker aralığı belirlenir. Açlık şekeri olarak ölçülen kan testi ile hiperglisemi teşhisi konulabilmektedir. Genel olarak kabul edilen normal kan şekeri seviyeleri şu şekilde olmaktadır.
- Diyabet dışında herhangi bir hastalığı olmayan 59 yaş altı kişiler için desilitre başına 80 ila 120 miligram arasında
- 60 yaş ve üzeri kişilerde kalp, akciğer ve böbrek hastalığı gibi başka tip bir rahatsızlığı bulunan, düşük kan şekeri öyküsü bulunan ve hipogliseminin semptomlarını tanımakta zorluk çeken kişiler için ise desilitre başına 100 ile 140 miligram
Diyabet hastalarında genel olarak hedeflenen kan şekeri seviyesi yemek öncesi ölçümlerde 80 ila 130 mg/ dl, yemekten iki saat sonra ise 180 mg/ dl’den az olması gerekmektedir.
Evde Kan Şekeri Testi
Kan şekeri ölçüm cihazıyla rutin kan şekeri takibinin yapılması şeker hastaları için son derece önemlidir. Bu sayede kan şekeri seviyesinin normal aralıkta tutulması mümkün olmaktadır. Ciddi hiperglisemi belirtileri yaşayan kişilerin ise hemen kan şekerlerini ölçmeleri gerekmektedir.
Kan şekeri seviyesinin 240 mg/ dl ya da üzerinde ise reçetesiz satılan idrar keton testi kitinin kullanılması gerekmektedir. İdrar testinin pozitif çıkması halinde diyabetik ketoasidoza yol açabilecek değişiklikler başlamış olabilir.
Hemoglobin A1C Testi
Hastaların son 2- 3 ay içerisindeki ortalama kan şekeri seviyesinin anlaşılmasını sağlamaktadır. Kırmızı kan hücrelerinde oksijen taşımak ile görevli olan protein, yani hemoglobine bağlı kan şekeri yüzdesini ölçerek çalışmaktadır.
%7 veya daha düşük A1C seviyesi tedavinin başarılı olduğunun göstergesi olmaktadır. Bu seviyenin üzerinde olması halinde ise tedavi planında değişikliğe gidilmesi gerekebilir.
Bazı kişilerde, yaşlılarda ve farklı sağlık sorunları olan kişilerde ise bu seviyenin %8 veya daha yüksek olması normal olarak kabul edilebilir.
Hiperglisemi Tedavi Yöntemleri
Kan şekerinin normal aralıkta kalması için evde uygulanması gerek birçok yöntem bulunmaktadır. Farklı tedavi yöntemleri kan şekerinin hedeflenen aralıkta kalmasına yardımcı olmaktadır.
Fiziksel Olarak Aktif Olmak
Kan şekerinin kontrol altında tutulması için düzenli fiziksel egzersiz yapmak en iyi çözümlerden birisidir. Ancak idrarda keton bulunması durumunda egzersiz yapılmaması gerekir. Çünkü bu durumda kan şekerinin daha fazla yükselme ihtimali bulunmaktadır.
İlaçların Düzenli Olarak Kullanılması
Hipergliseminin sık sık görüldüğü kişilerde ilaç dozlarının ayarlanması gerekmektedir. Bunun yanında hastaların ilaçlarını doktorlarının belirttiği zamanlarda ve dozlarda düzenli olarak kullanmaya özen göstermeleri gerekir.
Beslenme Planının Takip Edilmesi
Diyabet hastalarının özellikle dikkat etmeleri gereken bir diğer nokta beslenme planlarına sadık kalmalarıdır. Küçük porsiyonlar ile sık sık yemek yemek hastaları şekerli besinlerden ve atıştırmalıklardan uzak tutacaktır.
Kan Şekerinin Kontrol Edilmesi
Kan şekeri ölçümlerinin doktorun belirtiği şekilde düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Hipergliseminin sık sık görüldüğü kişilerde kontrollerin daha sık yapılması önemlidir.
İnsülin Dozlarının Ayarlanması
İnsülin programında değişiklikler yapmak veya kısa etkili insülin takviyesi yapmak, hiperglisemiyi kontrol etmeye yardımcı olmak için kullanılan ekstra yöntemlerden birisidir. Yüksek kan şekerinin olması halinde hastaların doktorları ile bu konuyu görüşmeleri gerekmektedir.
Şiddeli Hiperglisemi İçin Acil Tedavi Yöntemleri
Diyabetik ketosidoz veya acil hiperozmolar hiperglisemi durumu ve belirtilerinin oluşması halinde hastaların acil servise başvurmaları gerekmektedir. acil müdahalede uygulanan tedavi seçenekleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
Sıvı replasmanı
Vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıların geri kazandırılması için damar yolu ile sıvı takviyesi yapılmasıdır. Bu sayede hastaların idrar ile kaybetmiş olduğu sıvılar yerine konur. Bunun yanında kandaki fazla şekerin seyreltilmesine de yardımcı olmaktadır.
Elektrolit replasmanı
Elektrolitler, dokuların doğru bir şekilde çalışması için gerekli olan minerallerdir. İnsülin eksikliği ise kandaki mineral miktarının düşmesine neden olabilir. Bu durum kalbin, kasların ve sinir hücrelerinin gerektiği gibi çalışmasını engelleyebilir. Bunun için acil müdahalede hastalara damar yolu ile elektrolit takviyesi verilmektedir.
İnsülin tedavisi
İnsülin tedavisi ile kanda keton birikme sürecinin tersine çevrilmesi mümkün olmaktadır. Sıvı ve elektrolitler ile birlikte genellikle damar yolu ile verilmektedir.
Hiperglisemi ve Beslenme
Hiperglisemisi olan kişilerin kan şekerlerinin aniden yükselmesini önlemek için hangi besinden ne kadar tükettiklerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Bunun içinde doktorları veya diyetisyenleri ile birlikte çalışmaları önerilir. Ayrıca hastaların dikkat edebileceği bazı noktalar içerisinde şunlar da yer almaktadır.
Düşük Glisemik İndeksli Gıdalar ve Karbonhidrat Alımı
Glisemik indeks (GI), yiyeceklerin tüketilmesinden sonra kan şekeri seviyelerini nasıl etkilediğine göre sıralanmaktadır. Bu sebeple de besinlerin sindirim hızına bağlı olarak değerlendirilmesi mümkün olmaktadır. Bir besin ne kadar hızlı sindirilirse GI değeri o kadar yüksektir.
Hiperglisemisi bulunan kişiler için beslenmelerinden karbonhidratları takip etmeleri önemlidir. Çünkü karbonhidratlar kan şekerinin yükselmesine neden olur. Sindirim sistemi karbonhidratları hızlı bir şekilde parçalayarak açığa çıkan şekerin kana karışmasına neden olur.
Bu noktayı akılda tutarak GI yardımı ile düşük değerlere sahip olan besinleri tercih etmek kan şekeri düzensizliklerinin önlenmesine yardımcı olmaktadır. Kan şekeri seviyesinin dengede kalmasını sağlamak için her öğünde eşit miktarda karbonhidrat tüketmek hastaların tükettikleri karbonhidrat miktarını takip edebilmelerini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca karbonhidratlar ile birlikte protein ve yağ tüketmek kan şekerinin daha yavaş yükselmesine yardımcı olmaktadır.
Düşük GI indeksi 55’in altında olan gıdaları temsil etmektedir. Ayrıca günlük karbonhidrat alımının genellikle 130 gramın altında kalması önerilir.
Su Tüketimi
Su genel sağlık için önemli olduğu kadar hiperglisemisi olan kişiler için de en iyi içecek seçimidir. Diğer su bazlı içeceklerde vücuda sıvı sağlayabilir. Ancak mümkün olduğunca az şekerin tüketilmesi hedeflendiği için su tüketimi tercih edilmektedir.
Ayrıca bol su tüketimi hipergliseminin önlenmesine ve yönetilmesine de yardımcı olmaktadır. Yapılan çalışmalarda günlük su tüketimi düşük olan kişilerde daha sık hiperglisemi görülmüştür.
Çözünür Lif ve Baklagiller
Beslenmeye çözülebilir lifli besinlerin eklenmesi diyabet gelişme riskinin azalmasını sağlayacaktır. Bunun yanında GI seviyesinin düşmesine de yardımcı olabilir. Bunun yanında lifli besinlerin tüketilmesi açlık kan şekerinin ve trigliserit düzeylerinin önemli ölçüde düşürülmesini sağlamaktadır.
Lifli besinlerin sindirimi daha uzun sürdüğü için kişilerin daha uzun süre tokluk hissetmesi söz konusudur. Bu durum da gün içerisinde tüketilen besin miktarının azalarak kan şekerinin daha fazla dengede kalmasına yardımcı olur.
Yulaf, içeriğinde bulunana b- glukan ile glikoz ve insülin tepkilerinin azalmasını sağlamaktadır. Bunun yanında kalp sağlığının korunmasına da yardımcı olur. Lifli besinler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Yulaf kepeği
- Yulaf ezmesi
- Arpa
- Brokoli
- Turunçgiller
- Baklagiller
Çözülebilir lif kaynakları içerisinde baklagiller önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca hipergliseminin düşürülmesine ve glisemik indeksin kontrol edilmesine de yardımcı olmaktadır. En düşük GI sahip baklagiller içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Fasulye
- Nohut
- Mercimek
Yetişkin kadınlar için önerilen günlük lif miktarı 25 gram olurken, yetişkin erkekler için önerilen günlük lif miktarı ise 38 gramdır.
Balık
Diyabet hastaların beslenmelerine eklemeleri gereken bir diğer glisemik dostu besin balık olmaktadır. Yapılan bir araştırma hastaların herhangi bir yan etki olmaksızın günlük 75- 100 gram balık tüketmeleri Tip 2 diyabet üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Tüketilen balığın yağsız olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir yandan balık tüketiminin tip 2 diyabetten koruduğuna dair yeterli çalışma bulunmamaktadır.
Bazı Süt Türleri
Süt ürünlerinin önemli bir kısmının GI seviyesi düşüktür. Ayrıca yapılan çalışmalarda hem düşük hem de yüksek yağ oranına sahip olan süt ve süt ürünlerinin tip 2 diyabet üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığı görülmüştür. Bunun yanında düzenli olarak yoğurt tüketmek tip 2 diyabet riskini azaltmaktadır. Ancak tüketilen yoğurdun tatlandırılmamış ve aromasız olmasına dikkat edilmelidir.
Sarımsak
Diğer birçok faydasının yanı sıra sarımsak hipergliseminin yönetilmesinde son derece etkilidir. Yapılan çalışmalar sarımsağın glisemi ve lipid seviyesini düşürdüğünü göstermektedir.
Hiperglisemi Nasıl Düşürülür?
Kan şekerinin düşürülmesi ve kontrol altında tutulması için dikkat edilmesi gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Karbonhidrat tüketiminin yönetilmesi
- Düzenli olarak egzersiz yapmak
- Bol miktarda su tüketilmesi
- Yeterince ve kaliteli uyumak
- Daha fazla lifli gıda tüketilmesi
- Probiyotik açısından zengin gıdaların tüketilmesi
- Düşük glisemik indeksli besinler ile beslenme
- Porsiyon kontrolünün sağlanması
- Stresin yönetilmesi
- İdeal kilonun korunması
- Magnezyum ve krom açısından zengin besinlerin tüketilmesi
- Sağlıklı atıştırmalıkların tercih edilmesi
Hipergliseminin Risk Faktörleri
Hipergliseminin gelişmesinde rol oynayan birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bu risk faktörleri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Yeterli insülin ya da diyabet ilacının kullanılmaması
- Diyabet beslenme planının takip edilmemesi
- Hareketsiz olmak
- Hastalık ya da enfeksiyon
- Steroidler ya da diğer bağışıklık baskılayıcı ilaçların kullanımı
- Yaralanma
- Ameliyat olma
- Stres
Hiperglisemi Komplikasyonları
Hipergliseminin neden olabileceği komplikasyonlar kısa süre içerisinde ortaya çıkabileceği gibi uzun vadede de görülebilmektedir. Hiperglisemi sebebi ile görülebilecek komplikasyonlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
Uzun Vadeli Komplikasyonlar
Kan şekerinin sağlıklı aralıkta tutulması diyabet ile ilgili olan komplikasyonların önlenmesine yardımcı olmaktadır. Tedavi edilmeyen hipergliseminin uzun vadede neden olabileceği komplikasyonlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Kalp ve damar hastalıkları
- Sinir hasarı
- Böbrek hasarı
- Böbrek yetmezliği
- Retinanın kan damarlarını etkileyerek körlüğe neden olması
- Hasarlı sinirler ve zayıf kan akışı sebebi ile oluşan cilt enfeksiyonu, ülseri ve ampütasyona kadar varabilecek ayak sorunları
- Kemik sorunları
- Eklem sorunları
- Diş ve diş eti enfeksiyonları
Kısa Vadeli Komplikasyonlar
Kan şekerinin çok yükselmesi ve tedavi edilmemesi durumunda karşı karşıya kalınabilecek 2 acil durum bulunmaktadır. Bu durumlardan ilki diyabetik ketoasidoz olmaktadır. Yüksek kan şekerinin oluşması, kanda yeterli insülinin bulunmaması sebebiyledir. Bu durumda kandaki şeker hücrelerin içerisine giremez ve hücreler için gerekli olan enerjiyi sağlayamaz. Bu durumda vücut enerji için yağları parçalamaya başlar. Yağların parçalanması keton adı verilen toksik maddenin üretilmesine neden olur. Bu durumun tedavi edilmemesi halinde ise koma görülür.
Hipergliseminin kısa vadeli bir diğer komplikasyonu ise hiperosmoslar hiperglisemi durumu olmaktadır. Bu durumda kanda yeterince insülin bulunur ancak doğru bir şekilde çalışmaz. Bu sebeple de şeker hücrelere giremediği gibi enerji için yağların parçalanması da görülmez. Bu sürecin sonucunda keton oluşmadan kan şekeri seviyesinin 600 mg/ dl’nin üzerinde çıkar. Bir sonraki aşamada şeker idrara geçer ve idrar atımını arttırır. Tedavi edilmemesi halinde yaşamı tehdit eden dehidrasyona ve komaya yol açabilir.