Kemoterapi

Ara 16, 2023

KISA YOL

Kemoterapi nedir?

Hızlı bir şekilde büyüyen hücrelerin öldürülmesi için güçlü kimyasalların kullanıldığı ilaç tedavisine kemoterapi adı verilmektedir. Kemoterapi tedavisi genellikle kanser tedavisi planlarından yer almaktadır. Ancak amidioz gibi farklı hastalıkların tedavisinde de kullanılır.

Farklı amaçlarla kullanılan birçok kemoterapi ilacı bulunmaktadır. Kemoterapi ilaçları tek başına kullanılabilecekleri gibi farklı kemoterapi ilaçlarıyla kombine edilerek kullanılabilir. Birçok kanser türünde başarılı sonuçların elde edilmesini sağlayan kemoterapi aynı zamanda bazı yan etkilere de sahip olmaktadır. Bu yan etkilerin bazıları hafif şiddette olup tedavi edilebilirken bazı komplikasyonlar ise son derece ciddi olabilmektedir.

Kemoterapinin sistemik bir ilaç olmasından dolayı vücudun her yerine tesir etmektedir. Hücre döngüsünün belirli kısımların hücrelere saldırması ile kanser hücrelerinin öldürülmesini sağlar. Kanser hücrelerinin döngülerinin daha hızlı olmasından dolayı kemoterapi ilaçları kanser hücrelerine daha fazla etki etmektedir. Bu durum aynı zamanda hastalarda görülen saç dökülmesi ve mide bulantısı gibi yan etkilerin yaşanmasına neden olmaktadır. 

Kemoterapi çeşitleri

Kanserlerinin kontrolsüz bir şekilde bölünüp çoğalmasından dolayı kemoterapi farklı şekillerde kullanılarak bu durum da kemoterapinin çeşitlenmesine neden olur

Neoadjuvan kemoterapi

Neoadjuvan terapi radyasyon tedavisinden ya da ameliyattan önce hastalara kemoterapi tedavisi uygulanmasıdır. Bu tedavi ile tümörün boyutları küçültülerek uygulanacak asıl tedavi yönteminden maksimum faydanın sağlanması amaçlanmaktadır.

Adjuvan kemoterapi

Ameliyat ya da radyasyon tedavisinden sonra uygulanan kemoterapiye ise adjuvan tedavi denmektedir. Adjuvan kemoterapide ilk tedaviden sonra geride kalmış olabilecek kanser hücreleri öldürülmesi amaçlanır.

Palyatif tedavi

Özellikle yaşamın son dönemlerindeki kanser hastalarına uygulanan bir tedavidir. Bu tedavi hastalığın iyileştirilmesinden ziyade tümörün boyutunun küçülmesi ve kanser sebebi ile görülen belirtilerin azaltılması sağlanır.

Kemoterapi ilacı türleri

Kemoterapide kullanılan yüzden fazla farklı ilaç bulunmaktadır. İlaçların farklılaşmasının nedeni ise hücre döngüsünün farklı aşamalarına müdahale etmesidir. Bu sebeple de kemoterapi tedavisi planlanırken birden fazla kemoterapi ilacı birlikte kullanılır ve kanser hücresine farklı şekillerde müdahale edilebilir. Ana kemoterapi türleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Alkileyici ajanlar
  • Bitki alkaloitleri
  • Antimetabolitler
  • Mitotik inhibitörler
  • Anti-tümör antibiyotikleri
  • Topoizomeraz inhibitörleri

Kemoterapi nasıl uygulanır?

Kemoterapi tedavisi farklı şekillerde uygulanabilen bir tedavidir. Bu sebeple de tedaviden önce hastaların hazırlanması için uzmanlar tarafından özel talimatlar verilmektedir.

Kemoterapi öncesi hazırlık süreci

Kemoterapi öncesinde hastaların belirli bir hazırlık süreçleri bulunmaktadır. Bu hazırlık süreci içerisinde yer alan adımlar ise şunları içermektedir.

  • Kemoterapi tedavisinin damardan uygulanacağı durumlarda hekimler kateter gibi bir cihaz önerebilir. Kateterler genellikle göğüsteki büyük bir damara cerrahi olarak implante edilir. Daha sonrasında bu cihaz aracılığı ile kemoterapi ilaçları verilir.

  • Hastaların tedaviden önce kemoterapi almaya hazır olduğundan emin olmak için bazı testler ve prosedürlerin de yapılması gerekmektedir. Seans öncesinde hastaların böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının kontrol edilmesi için gerekli kan testleri ve kalp sağlığının kontrol edilebilmesi için gerekli kalp testleri uygulanmaktadır. Testler sonucunda hastanın kemoterapiye hazır olmadığı sonucuna varılırsa hekimler tedaviyi ileri bir tarihe planlayabilir ya da farklı bir kemoterapi ilacı ve dozajı seçebilir.

  • Kemoterapi seansından önce hastaların diş hekimleriyle de görüşmeleri önerilmektedir. Bazı kemoterapi ilaçlarının vücudun enfeksiyonlara karşı savaşma yeteneğini azaltabileceğinden diş kontrollerinin ve olası diş enfeksiyonlarının kontrol edilmesi son derece önemlidir. Bu sayede kemoterapinin neden olabileceği yan etkiler de azaltılmaktadır.

  • Kemoterapinin neden olabileceği yan etkiler için ön bilginin alınması ve bu yan etkiler için önceden plan yapılması hastaların tedaviye hazırlanması için önemli olan bir diğer konudur. Örneğin kemoterapi sebebi ile kısırlık görülebilecek ise yumurtaların ya da spermlerin gelecekte kullanılması için saklama seçeneklerinin değerlendirilmesi hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacaktır.

  • Kemoterapi tedavisi genellikle ayakta tedavi kliniklerinde verilmektedir. Bu sebeple de hastaların önemli bir kısmı tedavi sonrasında çalışmaya ve günlük aktivitelerine geri dönmeye devam edebilir. Ancak uygulanan kemoterapi seansının günlük faaliyetler üzerinde ne kadar etkili olacağının tam olarak bilinmesi mümkün değildir. Bu sebeple de çocuklar, iş ya da evcil hayvanlar için yardım edebilecek kaynakların planlanması gerekmektedir.

  • İlk kemoterapi seansı öncesinde hastaların doktorlarına ve kemoterapi hemşirelerine seansa nasıl hazırlanacaklarını sormaları stres seviyelerinin azalmasını sağlayacağı gibi kendilerini daha hazırlıklı hissetmelerini de mümkün kılacaktır. Özellikle ilk kemoterapi seansından önce iyi bir şekilde dinlenmiş olmak kemoterapi seansının daha kolay geçmesini sağlayacaktır. Bunun yanında seanstan önce hafif bir şeyler yemek mide bulantısının önlenmesi açısından etkili olacaktır. İlk seansa aile üyesi ya da arkadaş ile gitmek hastaların kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlayabileceği gibi seans sonrasında hastaların kendilerini uykulu ya da uyuşuk hissetmeleri durumunda eve gitmeleri konusunda yardım almalarına yardım almalarına imkan sağlayacaktır.

Kemoterapi planı hangi kriterlere göre belirlenir?

Kanser tedavisinde birçok farklı kemoterapi ilacı kullanılmaktadır. Bu ilaçlar tek başlarına kullanılabileceği gibi diğer kemoterapi ilaçları ile birlikte de kullanılabilir. Kemoterapinin bu özelliği planlanma aşamasının zorlu olmasına neden olmaktadır. Kemoterapinin planlanması aşamasında onkologların dikkate aldığı noktalar içerisinde ise şunlar yer almaktadır. 

  • Kanserin türü
  • Kanserin evresi
  • Hastanın yaşı
  • Hastanın genel sağlık durumu
  • Vücut ağırlığı
  • İlacın olası yan etkisi
  • Hastada görülen diğer tıbbi durumlar
  • Daha öncesinde uygulanan kanser tedavileri

Kemoterapi ilaçları nasıl verilir?

Kemoterapi de tedavisinde farklı ilaçlar farklı şekillerde hastalara verilmektedir.

Kemoterapi infüzyonları

Kemoterapi genellikle damar içerisine infüzyon şeklinde zerk edilmektedir. Bunun için koldaki bir damara ya da göğüsteki bir damara özel başka bir cihaz yerleştirilir. Daha sonrasında kemoterapi ilacı damar yolu ile hastaya verilir.

Kemoterapi hapları

Bazı kemoterapi ilaçları kapsül ya da hap şeklinde olabilmektedir.

Kemoterapi iğneleri

Kemoterapi ilaçları içerisinde enjekte edilebilen kemoterapi ilaçları da bulunmaktadır. Kemoterapi enjeksiyonunu ile diğer enjeksiyonlar arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.

Kemoterapi kremleri

Belirli cilt kanserlerinin tedavisinde de kemoterapi kullanılmaktadır. Bu ilaçlar krem ya da jel şeklinde olabilmektedir.

Vücudun bir bölgesinin tedavi etmek için kullanılan kemoterapi ilaçları

Bazı kemoterapi ilaçları vücudun belirli bir bölgesine doğrudan verilebilmektedir. Karın içine, göğüs boşluğuna ya da merkezi sinir sistemine verilebilen kemoterapi ilaçları bulunmaktadır. Bunun yanında üretra yoluyla mesaneye de kemoterapi ilacı verilebilir. Vücudun belirli bir bölgesini tedavi etmek için kullanılan bu yöntemden hastaların kan dolaşımları yönetilmektedir.

Kemoterapinin doğrudan tümöre verilmesi

Kemoterapi ilaçları doğrudan tümöre ya da ameliyat sonrasında tümörün bulunduğu bölgeye verilebilir. Örneğin kemoterapi ilaçlarını içeren ince disk şeklindeki plakalar ameliyat esnasında tümörün yanına yerleştirilir. Bu diskler zaman içerisinde parçalanarak kemoterapi ilaçlarının serbest kalmasını sağlar. Bunun yanında kemoterapi ilaçları direkt olarak tümörü besleyen damara da enjekte edilebilir.

Kemoterapi ne işe yarar?

Kemoterapi genellikle kanser hücrelerinin öldürülmesi için kullanılmaktadır. Kemoterapinin kullanılabileceği çeşitli durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kanserin başka tedavilere gerek kalmadan tedavi edilmesini sağlamak sebebiyle kemoterapi birincil ya da tek tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır.

  • Farklı tedavi seçeneklerinden sonra vücuttaki gizli kanser hücrelerinin öldürülmesi için kemoterapi tedavisi uygulanabilir.

  • Ameliyat ya da radyasyon tedavisi gibi diğer tedavileri hastaların hazırlanması için kemoterapiden yardım alınabilmektedir. Kemoterapi sayesinde tümörün küçülmesi sağlanarak diğer tedavi seçeneklerinden daha fazla başarının elde edilmesi sağlanabilir.

  • Kanser hücrelerinin bir kısmının öldürülmesini sağlayan kemoterapi kanser sebebiyle görülen belirtilerin hafiflemesini sağlamak için de kullanılabilmektedir.

Kanser dışı durumlar için kemoterapi kullanımı

Bazı sağlık durumları kemoterapi ilaçlarının kullanılması ile tedavi edilebilmektedir. Bu hastalıkların içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kemik iliği ve kan hücrelerini etkileyen kemik iliği hastalıklarından kök hücre naklinden önce kemik iliğinin hazırlanması için kemoterapi uygulanmaktadır.

  • Romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalarda aşırı aktif bağışıklık sisteminin kontrol altına alınması için düşük dozlarda kemoterapi ilaçları verilebilmektedir.

Kemoterapinin yan etkileri nelerdir?

Kemoterapinin neden olduğu yan etkiler son derece ciddi olabilir. Kemoterapi tedavisinde kullanılan ilaçlar farklı yan etkilere sahip olmaktadır. Bu sebeple de bazı ilaçlarda belirli yan etkiler görülmezken bazı ilaçlarda ise ciddi yan etkiler görülebilmektedir. Kemoterapi ilaçlarının bu özelliklerinden dolayı hastaların ilacı almadan önce yan etkileri konusunda doktorlarına danışması önerilmektedir.

Kemoterapi tedavisinde görülen yan etkiler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Mide bulantısı kabızlık
  • Kusma
  • Ağrı
  • Ağız yaraları
  • Saç kaybı
  • Ateş
  • İshal
  • İştah kaybı
  • kanama
  • Kolay morarma

Kemoterapi sebebiyle görülen yan etkilerin önemli bir kısmı önlenebilir ve tedavi edilebilir özelliktedir. Bunun yanında yan etkilerinin önemli bir kısmı tedavi bittikten sonra kendiliğinden ortadan kaybolur.

Kemoterapinin neden olduğu uzun süreli ve geç gelişen yan etkileri tedaviden aylar ya da yıllar sonra ortaya çıkabilmektedir. Kullanılan kemoterapi ilacına bağlı olarak görülebilecek geç yan etkiler farklılık göstermekle birlikte sıklıkla görülen geç yan etkileri arasında şunlar yer almaktadır.

  • İkinci bir kanser riski
  • Akciğer dokusunda hasar
  • Sinir hasarı
  • Kalp sorunları
  • Böbrek sorunları
  • Kısırlık
  • Bellek ve düşünme sorunları (kemojenik beyin adı verilmektedir)
  • Erken menapoz

Kemoterapinin faydaları

Kemoterapi birçok yan etkiye sahip olmasına rağmen onlarca yıldır en güvenilir kanser tedavisi olarak görülmektedir. Kemoterapi sayesinde kanserin tamamen yok olması mümkün olabilmektedir. Bunun yanında hastalarda görülen belirtilerin azalmasını ve hayat kalitelerinin artmasını sağlamaktadır. Bunun yanında ameliyat ya da radyasyon tedavilerinin başarı şanslarının da artmasını sağlamaktadır.

Kemoterapi sonrası iyileşme süreci

Kemoterapi seanslarının tamamlanmasından sonra yan etkilerin bir süre daha görülemeye devam etmesi beklenen bir durumdur. Bu etkiler genellikle 3- 4 hafta boyunca devam eder. Bazı hastalarda ise 6 haftaya kadar görülmesi mümkündür. Yan etkilerin tamamen ne zaman geçeceği alınan kemoterapinin türüne ve görülen yan etkilerine göre değişiklik göstermektedir. 

Kemoterapi hastaları nelere dikkat etmeli?

Kemoterapi hastaların tedavi süreçlerinde dikkate almaları gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar hakkında onkologlarından bilgi almaları ve bu doğrultuda hareket etmeleri gerekmektedir. Hastaların dikkat etmesi gereken noktalar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Güneş ve deniz

Hastaların denize girme ve güneşlenme konuları hakkında hekimleri ile görüşmeleri gerekmektedir. Ancak hastalara genel olarak tavsiye edilen noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kemoterapi alınan günlerde denize girmekten ve güneşlenmekten kaçınılması önerilir. Çünkü kemoterapi cildin güneşin UV ışınlarına karşı hassasiyetini arttırabilmektedir.

  • Tedaviden sonraki 10 gün boyunca kan değerlerinin alt seviyede olması beklenen bir durumdur. Bu sebeple de bu süreç içerisinde bulaşıcı ve ateşli hastalıklara karşı daha savunmasız olunur. Hastaların denize ya da havuza girmeleri sırasında mikrop kapmaları durumunda daha ciddi enfeksiyonlarla karşı karşıya kalabilirler.

  • Tedaviden sonra hastaların kan değerleri normal ise doktorun da görüşünü alarak güneşlenmek ya da denize gitmek mümkün olmaktadır.

Kemoterapi sırasında başka ilaç kullanımı

Kemoterapi tedavisi, diğer sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan ilaçların kullanımına engel teşkil etmemektedir. Ancak kullanılan ilaçlar kemoterapi ilaçları ile etkileşimde olabilmektedir. Bu sebeple de zorunlu olmadığı sürece aspirin ve aspirin içeren ağrı kesici ilaçların kullanılmaması önerilmektedir. Ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak parasetamol içeren ilaçların kullanılması önerilmektedir. Bunun yanında hastaların dikkat etmeleri gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Gereksiz ya da aşırı vitamin takviyelerinden kaçınmak
  • Kullanılan tüm ilaçların onkolog ile paylaşılması
  • Farklı doktorlar tarafından reçete edilen ilaçların onkologlar bildirilmesi
  • Hepatit ve grip gibi aşıların onkolog izni ile yaptırılması
  • Canlı aşıların kemoterapi tedavisi sırasında ya da sonraki birkaç ay yaptırılmaması

Ağız sağlığı

Kemoterapi uygulanan hastaların ağız sağlıklarına da dikkat etmeleri gerekmektedir. Bunun için hastaların özellikle üzerinde durması gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kemoterapi öncesinde diş bakımının yaptırılması gerekir 
  • Protez kullanan hastaların protezlerinin ağız yapısına iyi uymasına dikkat etmesi gerekmektedir. 
  • Protez kullanan hastaların yemekten sonra protezlerini çıkararak ağızlarını ve protezlerini temizlemeleri gerekmektedir. 
  • Dişlerin her yemekten sonra ve yatmadan önce yumuşak bir fırça ile temizlenmesi önerilir. 
  • Aşırı sıcak, soğuk, sert ve acı yiyeceklerden kaçınılması gerekmektedir.
  • Yemeklerden sonra ve yatmadan önce bir bardak suyun içerisine eklenen bir çay kaşığı karbonat ile gargara yapılması önerilmektedir.

Fiziksel aktivite

Kemoterapisi sırasında hastaların fiziksel aktivitelerini ve sosyal faaliyetlerini sürdürmeleri de bir diğer önemli noktadır. Hastaların önemli bir kısmında kemoterapi sonrasında halsizlik ve çabuk yorulma görülse de düzenli fiziksel aktivitelere devam etmek hissedilen bu yan etkilerin azalmasını sağlamaktadır. Bunun yanında sosyal hayattan kopmamak hastaların psikolojik olarak rahatlamasını sağlayacaktır. Ancak kalabalık sosyal ortamlarda uzun süre vakit geçirmemeleri önerilmektedir.

Duygular

Kemoterapi hastalarının hayata bakış açısını ve hislerini değiştirmektedir. Bu süreçte hastalar korkmuş ya da üzüntülü hissedebilirler. Duyguları hakkında konuşmak ise hastaların rahatlamasını sağlayacaktır. Bu aşamada hastaların klinik psikologlardan yardım almaları önerilmektedir. bunun yanında hastaların cinsel yaşamları ve doğum kontrolleriyle ilgili konularda da doktorlarından ya da hemşirelerden yardım almaları bu süreci daha iyi kontrol etmelerini sağlayacaktır.

Kemoterapi ve beslenme 

Kemoterapi tedavisi alan hastalar için beslenme son derece önemli olmaktadır. Hastaların yetersiz ve kötü beslenmesi durumunda tedavi süreci yavaşlar ve hastalar için ağır sonuçlara neden olabilir. Buna rağmen yetersiz beslenme kemoterapi hastalarında son derece sık görülen bir durumdur. Bu sebeple de kemoterapi hastalarının yetersiz beslenme durumunun erken evrede teşhis edilmesi ve hastaların bu açıdan sürekli olarak taranması oldukça önemlidir. Kanser hastalarının yaklaşık olarak % 30’u tedavi sürecinde beslenmelerine dikkat ederek tedavilerine uygun bir şekilde diyet planlaması yapmaktadır. Bu durum kemoterapi hastalarının tedavinin başarısından yeterince yararlanmasına neden olmaktadır. Hastaların diyetlerine dikkat etmemesinden dolayı yaklaşık %15’inde istemsiz kilo kaybı görülmektedir. Beslenmeye dikkat etmek hastaların hastanede yatış süresinin kısalmasına da etkili olmaktadır. Bunun yanında hayat kalitelerinin en üst düzeye çıkmasın da sağlar.

Her ne kadar kemoterapi sırasında ilaçların neden olduğu mide bulantısı ve kusma gibi yan etkiler sebebiyle beslenmeyi korumak zor olsa da sağlık profesyonelleriyle hazırlanmış doğru bir programın sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Hastaların beslenme güçlüğü çekilmesi nedenleri içerisinde tedavi sebebiyle ağız içi yaralarının oluşması, yutkunma güçlüğü, diş çürükleri, tat ve koku değişiklikleri gibi etmenler de son derece etkili olmaktadır. Bu değişiklikler bazı hastalarda gelip geçici olsa da genellikle kemoterapi tedavisi süresince görülmeye devam eder. Bu sebeple de hastaların hem tedavi sürecinde hem de tedaviden sonra doğru bir şekilde planlanmış beslenme düzenini takip etmeleri genel sağlık durumlarını koruyabilmeleri sağlarken, kemoterapi ilaçlarının kanserle mücadelesinin başarılı bir şekilde sonlanmasına da katkıda bulunmaktadır.

Kemoterapi sürecinde beslenme

Kemoterapi ilaçlarının neden olduğu yan etkiler hastaların beslenmesini ciddi ölçüde etkilemektedir. Bu durumun üstesinden gelmek istemsiz kilo kaybını önlemek ve tedaviyi desteklemek için hastaların dikkat etmesi gereken noktaların içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kemoterapi hastalarının öncelikle dikkat etmesi gereken nokta taze sebze ve meyve tüketimidir. Hastaların yıkanmamış çiğ sebze ve meyve tüketmeleri önerilmez. Bunun yanında kabuğu hasar görmüş, direkt temas toprakla temas etmiş ve çürümüş meyve ve sebzelerin de tüketilmesi gerekir. Hastaların şeftali elma ve kivi gibi ince kabuklu meyveler yerine mandalina portakal ve muz gibi kalın kabuklu meyveleri tercih etmeleri önerilmektedir. Kemoterapi hastalarının meyveler konusunda dikkat etmesi gereken bir diğer nokta ise kuru meyve içeren tahıllar ve dondurulmuş meyvelerden uzak durdurulmasıdır. Kemoterapi hastaları için en uygun meyve tüketme yöntemi komposto olmaktadır. Sebze tüketiminde ise sebzelerin iyi bir şekilde pişirilmiş olması önerilir.

  • Hastaların süt ve süt ürünleri tüketirken dikkat etmeleri gereken en önemli nokta pastörize edilmiş ürünleri tüketmelidir. Ev yapımı yoğurtlar ya da sokak sütleri bakteriyel bulaşmaya açık olduğu için bağışıklık sistemi zayıflamış olan kemoterapi hastalarına önerilmemektedir. Bunun yanında probiyotik ya da probiyotik içeren süt ve süt ürünlerinin tüketimine de kısıtlama getirilmesi gerekir.

  • Kemoterapi hastalarının peynir tüketiminde küflü ve otlu peynirler ile olgunlaşmamış peynirleri tüketmemeleri gerekmektedir. Bunun yerine süzme ya da lor peyniri gibi sert, pişmiş ve paketlenmiş peynirleri tüketmeleri önerilmektedir.

  • Kemoterapi hastaları için çiğ yumurtadan yüksek riskli besinler içerisinde yer almaktadır. Bu sebeple de mayonez ve krema gibi çiğ yumurtanın kullanıldığı soslar ile yarı pişmiş yumurta tüketilmemesi gerekmektedir.

  • Bağışıklığın olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olan mikroorganizma açısından yüksek değerlere sahip olan suşi, az pişmiş etler, kabuklu deniz ürünleri, salam, sosis ve sucuk gibi besinlerden de uzak durulması gerekmektedir. Et balık ve tavuk gibi besinlerin iyi pişmiş olarak tüketilmesi mikroorganizma bulaşının önlenmesi açısından son derece önemli olmaktadır.
  • Hastalar beslenmelerinde zorluk yaşamaları durumunda yemeklerine nane, kekik, fesleğen ve biberiye eklemeleri önerilmektedir. Çünkü onkolojik hastalar üzerinde yapılan araştırmalar bu baharatların hastaların damak tatlarına en uygun baharatlar olduğu bulunmuştur.
  • Hamburger gibi mangalda ve dışarıda hazırlanan besinlerde hastalar açısından risk oluşturmaktadır. Bu sebeple de hastaların bu tür besinlerden uzak durmaları tavsiye edilir.

  • Isıl işlemden geçirilmeyen şarküteri ürünleri, kuruyemişler, hazır çorbalar, bal ve hazır bisküvi tüketimine kısıtlama getirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında kavrulmamış paketli kuru yemiş ürünleri tüketilebilir.

  • Hastaların dikkat etmesi gereken bir diğer nokta su tüketimidir. Suyun içerisinde bulunan bakteriler hastalar açısından yüksek risk taşıdığından dolayı musluk suyu yerine şişe su tüketiminin sağlanması gerekmektedir.

  • Son olarak sıcak yiyecek ve içecekler hastalara rahatsızlık verebileceği için tüketilen yiyecek ve içeceklerin oda sıcaklığının da ya da soğuk olarak tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Hastaların aşırı baharatlı, tuzlu ya da yağlı gıdalardan kaçınmaları önerilir.

Kemoterapi sonrası beslenme

Kemoterapi tedavisinden sonra da bağışıklık sistemi bir süre yetersiz kalmaya devam edecektir. Bu sebeple de kemoterapi sürecinde önerilen beslenme önerilerine tedaviden sonra da devam edilmesi gerekmektedir. Özellikle yan etkileri devam eden tedavilerde yan etkilerin azaltılmasına uygun önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunun için yapılabilecekler arasında şunlar yer almaktadır.

  • Mide bulantısı yaşayan hastaların küçük porsiyonlar halinde sık sık beslenmesi önerilir.
  • Sıvı alımının öğünler sırasında değil öğünler arasında ve azar azar tüketilmesi gerekmektedir. Bu sebeple de içeceklerin pipetle tüketilmesi önerilmektedir.
  • Ağızdaki tat değişikliği sebebi ile metal çatal ve kaşıklar yemeklerin daha lezzetsiz olmasına neden olabilir. Bu durumu yaşayan hastaların plastik çatal ve kaşık kullanması önerilir
  • Tükürük salgısının artması için buz parçası emmek ve sakız çiğnemek son derece etkili olmaktadır. Tükürük salgısının artması hastaların ağız içini nemlendirerek hissettikleri ağrının hafiflemesini sağlayabilir.
  • Öğünlerden sonra ağız temizliğinin gargara ile sağlanması sayesinde hastalar daha fazla yemek yiyebilir noktam
  • Çiğneme ya da yutma sorunları olan hastalar için yiyeceklerin daha fazla pişirilmesi ve püre haline getirilmesi önerilmektedir

Tedavi sırasında ve sonrasında dikkat etmesi gerekenler

Hastaların bağışıklık sisteminin düşük olmasından dolayı genel olarak tedavi sırasında ve sonrasında dikkat etmesi gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Mutfakta kullanılan tahta araç ve gereçlerin hastanın yemekleri hazırlanırken kullanılmaması gerekmektedir. Çünkü bu gereçler mikroorganizmalar açısından gerektiği gibi temizlenemezler.
  • Tüm yemekler taze besinlerden hazırlanmalıdır. Dondurulmuş ürün söz konusu ise 24 saat içerisinde tüketilmesi gerekmektedir.
  • Hastalar için yapılan yemekler hemen tüketilmelidir. Arda kalan yemeklerin tekrar ısıtılıp hastaya verilmemesi gerekir.
  • Yemekleri piştikten sonra baharat eklenmemelidir. Baharat eklenecek ise pişme sırasında eklenmesi gerekir.
  • Çiğ ve pişmiş besinlerin farklı alanlarda saklanması gerekmektedir
  • Ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
  • Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır

Kemoterapi sonrası ev süreci

Kemoterapinin daha etkin bir şekilde yönetilmesi ve hastaların konforunun arttırılması için günlük hayatın planlanması son derece önemli olmaktadır. Kemoterapi seansları sonrasında hastaların evlerinde geçirdikleri dönemde aşağıdaki noktalara dikkat etmeleri durumunda daha konforlu bir süreç geçirebilirler.

  • Öncelikle hastaların tedaviye gidip gelmelerini yardım edecek birini bulmaları gerekmektedir. Çünkü seanslar sonra hastalar genellikle kendilerini çok yorgun hissederlerdi ve araç kullanamayacak durumda olurlar. Bunun yanında kemoterapi seansları sırasında hastanın yanında güvendiği ve sevdiği birinin bulması psikolojik olarak kendimi rahat daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.

  • Çalışan kemoterapi hastaları için kemoterapi hakkında işveren ile görüşmesi gerekmektedir. Çünkü bazı hastalar kemoterapi seanslarından sonra işlerine geri dönebilir iken bazı hastalar ise seanstan günler hatta haftalar sonra bile dinlenme ihtiyacı hissedilmektedir.

  • Kemoterapi hastaları için genel olarak seanstan sonraki birkaç saat sadece dinlemelerin önerilmektedir.

  • Kemoterapinin neden olduğu mide bulantısı gibi yan etkiler kişilerin yemek yapmasını zorlaştırmaktadır. Bu da yetersiz beslenmelerine neden olabilir. Bu sebeple de hastaların yemeklerini hazırlayacak birini ayarlamaları son derece önemlidir. Bunun yanında çocuk bakımı ve ev temizliği gibi konularda da yakınlarından yardım almaları önerilir.

  • Kemoterapiden sonraki 48 saat boyunca az miktarda da olsa kemoterapi ilacı kusmuk, idrar ve diğer vücut salgıları ile vücuttan uzaklaştırmaktadır. Bu kimyasalların hem hastalardan hem de evdeki diğer insanlardan uzak tutulması son derece önemlidir. Atık yönetiminin nasıl yapılacağı konusunda doktorla konuşmak ve buna uygun davranmak gerekmektedir.

  • Kemoterapi hastalarının ağız yaralarıyla karşılaşılması son derece sık görülen bir durumdur. Bu sebeple de hastaların alkol içermeyen gargara kullanmaları ve yumuşak diş fırçası ile dişlerini fırçalamayı önerilmektedir. Bunun yanında kemoterapi sürecinde hastaların ağız hijyenlerini nasıl gerçekleştirecekleri konusunda diş hekimleri ile görüşmeleri gerekmektedir.

  • Vücuda yeterince sıvı alımı kemoterapi neden olduğu bazı yan etkilerin hafiflemesini sağlamaktadır. Bu sebepleri kolay ulaşılabilecek yerlere meyve ve sebze gibi düşük kalorili yiyecekleri ve düşük kalorili içeceklerin bulundurulması önerilmektedir.

  • Kemoterapi bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabileceği için evcil hayvanların bakımı konusunda da hastaların yardıma ihtiyacı olabilmektedir. Kedi kumu, köpek dışkısı, kuş kafesi gibi mikroorganizma açısından tehlike oluşturacak bakımların yapılmasında yardım alınması gerekmektedir.

  • Kemoterapi sırasında güvenli cinsel ilişki için planlama yapılması önemlidir. Çünkü kemoterapi ilaçları spermlere zarar vererek doğum kusurlarının oluşmasına neden olmaktadır. Bu sebeple de kemoterapi sırasında gebelik planlanmaması önerileri. Kemoterapi ilaçlarının sperm ya da vajina sıvısı içerisinde kalma ihtimaline karşı her cinsel ilişkide prezervatif kullanılması gerekmektedir.

Enfeksiyonun önlenmesi için yapılması gerekenler

Kemoterapi hastaları özellikle enfeksiyonlar açısından savunmasız durumdadırlar. Bu sebeple de evlerinde enfeksiyondan korunmak için dikkat etmeleri gereken son derece önemli noktalar yer almaktadır. Bu noktalar içerisinde şunlar bulunur.

El yıkama

Ellerimizin sık sık yıkamak enfeksiyon bulaş riskinin önemli ölçüde azalmasını sağlayacaktır. Özellikle aşağıdaki durumların gerçekleşmesi durumunda ellerin en kısa süre içerisinde yıkanması gerekir.

  • Öksürme ya da hapşırma dan sonra 
  • Eller kirlendiğinde 
  • Halka açık bir yerde bulunduktan sonra 
  • Yemek hazırlamaya başlamadan önce 
  • Kirli alanlara dokunduktan sonra 
  • Yemek yemeden önce ve sonra

Sadece hastaların değil aynı zamanda hastanın çevresinde ona bakım veren ya da aynı evde bulunan insanların da ellerini sık sık yıkamaları gerekmektedir.

Beslenme önerileri

Beslenme, enfeksiyon onların oluşma nedenlerinden birisi olmaktadır. Bu durumun önlenmesi için dikkat edilmesi gereken noktaların arasında şunlar yer almaktadır.

  • Suların kaynatılarak tüketilmesi gerekir.
  • Uzun süre bekletilmiş sular kullanılmamalıdır.
  • Damacana su yerine küçük şişelerde hazır satılan suların tercih edilmesi gerekir.
  • Cilt bütünlüğünün korunması için b ve c vitamini ile protein içeren besinlerin tüketilmeye dikkat edilmesi gerekir.
  • Sebze ve meyvelerin iyice yıkanmasına ve yıkandıktan sonra sirke su içinde bekletilmesi gerekmektedir. 
  • Kabukları soyulabilen sebze ve meyvelerin kabukları soyularak tüketilmesi gerekir.
  • Akyuvarların düşük olduğu dönemlerde çiğ sebze ve meyve tüketilmemesi gerekir.
  • Az pişmiş et tavuk yumurta ve balık tüketilmelidir.
  • Çiğ et ve et ürünlerine dokunduktan sonra ellerin yıkanması gerekir.
  • Hemogramı düşük olan hastaların yeşil ve lifli sebzelerin yanı sıra karaciğer ve kırmızı et gibi demir açısından zengin olan gıdaları tüketmeleri önerilmektedir.
  • Dışarıda yemek yemeleri önerilmektedir.

Kişisel bakım önerileri

  • Hastaların duş aldıkları suyun ılık olması gerekmektedir.
  • Kullanılan sabun ve şampuanların pH değerinin dengeli olmasına dikkat edilmelidir.
  • Cildin travmalardan korunması için sert kese ve lifi kullanılmaması önerilir.
  • Ciltte kuruluk ya da çatlak varsa uygun nemlendiricilerin kullanılması önerilir
  • Tuvalete gittikten sonra nazikçe ve iyi bir şekilde temizlenilmelidir.
  • Dışkılamadan sonra anüs bölgesinde ağrı ya da kanama varsa doktora bilgi verilmesi gerekmektedir.
  • Anüs bölgesinin travmalardan korunması için kabızlığa dikkat edilmesi gerekir.
  • Beyaz küre sayısının düşük olduğu dönemlerde fitil, lavman ve ovül kullanılmamalıdır.
  • Kan sayımının düşük olduğu dönemlerde cinsel ilişkiden kaçınılması gerekir.
  • Kişisel eşyaları kimseyle paylaşılmaması gerekir.
  • Diş etlerinin korunması için yumuşak diş fırçalarının kullanılması gerekir.
  • Manikür pedikür yaptırılmalıdır
  • Kesiklerin önlenmesi için jilet kullanılmamalıdır.
  • Sivilce ya da yaraları müdahale edilmemelidir
  • Ateşin kontrol altında tutulması önerilir. Ateşin yükselmesi durumunda hastaların bol sıvı tüketmesi gerekmektedir.

Çevresel önlemler

Hastaların mümkün olduğunca kalabalık ortamlardan ve enfeksiyon olan kişilerden uzak durmaları gerekmektedir. Bu tür ortamlara girmeleri gerekmesi durumunda mutlaka bu maske kullanmaları önerilir. Bunun yanında hastaların dikkat etmesi gereken çevre şartları içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Havasız ve tozlu ortamlardan kaçınmaları gerekmektedir.
  • Evin sık sık havalandırılması gerekir.
  • Evde çiçek, kuş kafesi, ev bitkisi, kedi, köpek ya da akvaryum bulundurulmaması gerekir
  • Hayvan dışkısı ya da atıklarıyla temas edilmesi durumunda eldiven kullanılmalıdır.
  • Bahçe ve tarla işlerinde mümkün olduğunca çalışılmamalıdır. Eğer çalışacaksa mutlaka eldiven kullanılmalıdır.

İlaç ve aşılar

Hastaların kemoterapi sürecinde kullanacağı ilaçlar ve aşılar konusunda her zaman doktorlarına bilgi vermeleri gerekmektedir. Bunun yanında hastaların dikkat etmesi gereken noktalar içerisinde şunlar yer almaktadır 

  • Ateşi yüksek olan hastaların ateş düşürücü kullanmadan önce doktora danışmaları gerekmektedir. Özellikle aspirin, asetaminofen ve ibuprofen gibi ateş düşürücü ilaçların kullanılmaması gerekmektedir. 
  • Alternatif tedavi olarak tavsiye edilen bitkisel ürünlerin hiçbir şekilde kullanılmaması gerekmektedir. Çünkü bu bitkiler kemoterapinin etkisini azaltabileceği gibi karaciğer ve böbreklere zarar verebilmektedir. Bu sebeple de bitkisel bir ürün kullanılmadan önce mutlaka onkologa danışılması gerekmektedir.

Kemoterapi kürleri

Kemoterapi tedavisinin ne kadar süre devam edeceği uygulanan kemoterapinin türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bu sebeple de bazı seanslar birkaç dakika ile sınırlı olurken bazı seanslar ise birkaç saat ya da gün sürebilmektedir. Birkaç gün süren kemoterapi tedavisine sürekli infüzyon tedavisi adı verilmektedir. Bu kemoterapi seansları tamamen hastanede gerçekleşebilir ya da hastanede başlayıp evde devam ettirilebilir. 

Kemoterapi için uygun olan belirli bir kanser evresi bulunmamaktadır. Bunun yerine herhangi bir evrede uygulanabilecek çeşitliliğe sahip kemoterapi ilaçları bulunmaktadır. Bu sebeple de hastalığın her aşamasında ilaç ve doz ayarlamasının yapılması gerekir.

Kemoterapi verilme sıklığı nedir?

Kemoterapinin verilme sıklığı kullanılan ilaçlara kanserin özelliklerine ve tedaviden sonra alınan yanıta göre değişiklik göstermektedir. Bu sebeple de kemoterapi programları sürekli olabileceği gibi iyileşme süresinin uzunluğundan dolayı kemoterapi ve dinlenme dönemleri gibi ayrı periyotlarda da verilebilir.

Kemoterapinin işe yaradığı nasıl anlaşılır?

Kemoterapi tedavisinin başarılı olup olmadığının anlaşılabilmesi için bazı tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Bu tetkikler tümör ile ilgili bilgiler içerdiği gibi hastanın genel sağlık durumu hakkında da bilgi vermektedir. Tedavinin başarılı olabilmesi için yapılan bu tetkiklerden olumlu sonuçların elde edilmesi gerekmektedir. Sonuçların olumlu olması halinde kemoterapi ilaçlarından bazılarının bırakılması mümkün olurken seans sıcaklıklarının azalması da söz konusu olmaktadır.

Kemoterapi ve ışın tedavisinin farkları

Kemoterapi ile ışın tedavisinin temel farkı ışın tedavisi lokal bir tedavi olurken kemoterapi tedavisi sistemik bir tedavi olmaktadır. Bu sebeple de ışın tedavisi sadece tümör hedef alınarak uygulanan bir tedavi yöntemidir. Kemoterapi tedavisinde ise vücutta bulunan tüm kanser hücreleri hedef alınmaktadır.

Doktora Soru Sor