30 Saniyelik Özet
- Erken menopoz kadınların genç yaşlarında yumurta yetmezliği gibi nedenler ile menopoz dönemine girmesini ifade eder.
- Menopoz döneminde görülen belirtiler tüm kadınlarda görülmeyebilir.
- Menopoz, aşamalı olarak gelişen ve aşamalar halinde gerçekleşme eğiliminde olan bir süreçtir. 40 veya 60 yaşında başlayabilir, yaş ortalaması 51'dir.
- Kısa, sıcak basmaları nadiren birkaç dakikadan fazla sürer. Ara sıra olabilir veya saatte birkaç kez ortaya çıkabilirler.
Menopoz Nedir?
Bir kişinin 12 ay süresince adet kanaması olmaması durumuna menopoz denir. Yumurtalıkların yumurta üretimini durdurması ve östrojen üretimini azaltması sebebi ile gerçekleşen doğal bir süreçtir. 40 yaştan sonra görülmesi normal olarak kabul edilmekle birlikte ortalama olarak 52 yaşında görülmektedir. Menopozun cerrahi ya da tıbbi sebepler ile gerçekleşme ihtimali de bulunmaktadır.
Bu duruma indüklenmiş menopoz adı verilmektedir.Menopoz doğal bir süreç olmakla birlikte sebep olduğu fiziksel değişiklikler kadınların yaşam kalitelerinin etkilenmesine neden olabilmektedir. Bu sebeple de belirtilerin şiddetinin azaltılmasına yönelik tedaviler uygulanabilir.
Yalancı Menopoz Nedir?
Her ne kadar yalancı menopoz ile erken menopoz birbirine karıştırılan kavramlar olsa da birbirinden tamamen farklıdırlar. Erken menopoz kadınların genç yaşlarında yumurta yetmezliği gibi nedenler ile menopoz dönemine girmesini ifade eder ancak yalancı menopoz bazı kadın hastalıklarının tedavisi için yapılan bir uygulama olmaktadır.
Adenomyozis myom, infertilite ve endormetriozis gibi hastalık tedavisinde uygulanabilen bu yöntem ile hastalara çeşitli ilaçlar verilmektedir. Bu ilaçlar ise hastaların yumurtlama fonksiyonlarını baskılayarak hastaların adet döngülerini geçici bir süre ile baskılamaktadır. Kısacası yalancı menopoz kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının bilinçli bir şekilde ilaç yardımı ile yaptığı bir tedavi yöntemi olmaktadır.
Yalancı Menopoz Belirtileri
Sağlıklı bir şekilde yumurtlama dönemi geçiren ve bu sebeple de sağlıklı adet döngülerine sahip olan kadınlarda yumurtlama süreçlerinin durdurulması bazı yan etkilere neden olmaktadır. Bunların başında ise adet döngüsünün durdurulması bulunmaktadır. Bunun yanında yalancı menopozda olan bir kadında görülmesi gereken muhtemel belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Üşüme
- Uyku problemleri
- Sıcak basması
- Saç tellerinin incelmesi
- Öfke
- Metabolizmanın yavaşlaması
- Kilo alma
- Memedeki dolgunluğun kaybolması
- Gece terlemeleri
- Cilt kuruluğu
- Ani ruh değişimleri
- Alıngan ruh hali
Menopoz Belirtileri
Menopoz döneminde görülen belirtiler tüm kadınlarda görülmeyebilir. Ancak bu dönemde görülebilecek genel belirtiler şunlardır.
- Düzensiz adet görme (adet kanamaları daha ağır ya da hafif olabilir.)
- Sıcak basması
- Gece terlemeleri
- Soğuk basmaları
- Cinsel ilişki sırasında rahatsızlığa neden olabilecek vajinal kuruluk
- Sık idrara çıkma isteği
- Uyumada güçlük
- Cildin daha kuru olması
- Duygusal değişimler
- Gözlerde kuruluk
- Ağız kuruluğu
- Adet öncesi sendromun şiddetlenmesi
- Göğüslerde hassasiyet
Daha nadir olarak görülmekle birlikte bazı kişilerde aşağıdaki belirtilerin de görülme ihtimali bulunmaktadır.
- Kalp çarpıntısı
- Baş ağrısı
- Eklem ve kas ağrıları
- Libido değişiklikleri
- Konsantrasyon güçlüğü
- Genellikle geçici hafıza kayıpları
- Kilo alma
- Saç dökülmesi
- Saç tellerinin incelmesi
Menopoz öncesinde ve sürecinde görülen bu belirtiler hormonlardaki değişiklikler sebebi ile olmaktadır. Bazı kadınlarda belirtilerin şiddeti hafif olabilirken bazı kişiler ise şiddetli bir şekilde belirtileri yaşayabilirler.
Menopozun resmen ortaya çıkmadan önce belirtiler 10 yıl kadar devam edebilir. Ortalama olarak ise menopozun belirtileri 7 yıl sürmektedir. Kadınların önemli bir kısmı menopoz sonrası dönemde belirtilerin tamamen ortadan kalktığını ya da şiddetinin ciddi biçimde azaldığını bildirmektedir.
Menopoz Teşhisi
Menopoz tanısı, yaklaşık 50 yaşındaki bir kadında 12 ay boyunca adet görmemesine dayanır. Bu durumda, önsel olarak herhangi bir inceleme gerekli değildir.
Şüphe durumunda, doktor teste başvurabilir. Tedavi genellikle, hormonları arka arkaya üç ay boyunca ayda 10 gün reçete etmekten ibarettir. Çoğu zaman işe yarar fakat yan etki risklerinden dolayı tercih edilmez.
Menopoz Tedavisi
Bazı kadınlarda hiçbir semptom görülmez, ancak çoğunda en az bir veya daha fazla semptom bulunur. Durumunuz buysa, umutsuzluğa kapılmamalısınız. Düzenli egzersiz semptomları azaltmaya yardımcı olabilir ve akupunktur ve hipnoterapi sıcak basmaları ve uykusuzlukla baş etmede etkilidir.
Geçmişte HRT veya hormon replasman tedavisi standart tedaviydi. Daha sonra, bazı çalışmalarda, bu tür bir tedavi meme kanseri, tromboz veya felç gelişimi ile ilişkilendirildi. Bununla birlikte, birçok kadın için HRT'nin yüksek etkinliği de kanıtlanmıştır ve faydaları, duruma bağlı olarak genellikle risklerden daha ağır basmaktadır. Sonuç olarak, günümüzde birçok doktor, menopozun ilk 10 yılındaki kadınlara yeniden kısa süreli hormon tedavisi önermeye başlıyor.
Bununla birlikte, yaşlı kadınlar için riskin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, menopoz sırasında meme kanseri geliştirme riski, obezite ve düşük fiziksel aktivitenin bir sonucu olarak böyle bir hastalığa yakalanma riski ile karşılaştırılabilir.
Bir kadının açıkladığı gibi, doğru çözümü seçmek biraz zor olabilir: "O kadar çok ilaç ve takviye var ki - hepsi kendi yan etkileriyle - kafanızı karıştırabilir ve hayal kırıklığına uğratabilir." Bu yüzden bunu doktorunuzla tartışmaya değer.
Menopoz mesane kontrolünü etkileyebileceğinden, bu durum için çantanızda birkaç külot taşımayı düşünebilirsiniz. Ve ayrıca adetinizin aniden başlaması durumunda.
Hormon Replasman Tedavisi
HRt olarak da adlandırılan hormon replasman tedavisi, menopoz belirtileri olan kişilere uygulanan tedavi seçeneklerinden birisidir. Ancak hormon replasman tedavisi 50 yaşından sonra uygulanıyorsa bu tedaviye hormon tedavisi (HT) adı verilmektedir. HTR ise özellikle 40 yaşından önce tedavi görülmesi gerektiğinde kullanılan bir terimdir.
Tedavi sırasında iki terim birbiri yerine kullanılabilir. Ancak aralarında ufak farklılıklar bulunmaktadır. Bunların başında HT daha fazla hormonun kullanıldığı bir tedavi yöntemi olmaktadır. Buna örnek olarak kanser için hormon tedavisi veya belirli hormon dengesizliklerinin tedavileri verilebilir. Bu sebeple de HT sadece menopozda olan kadınlara reçete edilen bir tedavi değildir. Bu sebeple de doğal menopoz yaşında olan kişilere HT reçete edilmektedir.
Diğer bir yandan HRT ise genellikle hormonların doğal olarak üretilmesi gerektiği halde üretilemediği 30’lu ve 40’lı yaşlardaki kişilere reçete edilmektedir. İkisi arasındaki temel fark ise HRT’nin yaşa bağlı olarak farklı risklere sahip olmasıdır.
Hormon Replasman Tedavisinin Türleri
Hormon replasmanı tedavisinin iki ana türü bulunmaktadır. Ayrıca bu türlerin kombinasyonu da tedavi olarak uygulanabilir.
Östrojen Tedavisi
Sadece sentetik östrojen hormonunun verildiği HRT türüdür. Genellikle tedavinin başlangıcında düşük dozlarda östrojen reçete edilmektedir. Östrojenin kullanılabileceği birçok farklı form bulunmaktadır. Bu formların içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Hap
- Cilde yapıştırılabilen yamalar
- Cilde uygulanan jeller
- Vajina içerisinde yerleştirilen halka şeklinde aparat
- Vajinaya sürülen krem
- Vajina içerisine yerleştirilen tabletler
- Kola sıkılan spreyler
Histerektomi olan kişilere genellikle sadece östrojen içeren tedavi önerilmektedir. Bunun temel seneni ise sadece östrojen alınması, östrojen ve progesteron kombinasyonuna göre uzun vadede daha az riske sahip olmasıdır.
Kombinasyon Tedavisi (EPT)
Bu tedavide progestin olarak bilinen progesteron ve östrojen birleştirilmektedir. Progestin, sentetik olanlar da dahil olmak üzere progesteron gibi davranan tüm hormonlara verilen isimdir. Rahme sahip olan kadınların progestine ihtiyacı olmasından dolayı reçete edilmektedir.
Kombinasyon tedavisi genellikle ha ya da cilde takılan bantlar şeklinde uygulanmaktadır. Ancak vajinaya yerleştirilen RİA şeklinde de uygulandığı durumlar bulunmaktadır.
HRT Uygulama Yöntemleri
HRT sistemik ve lokal olarak uygulanmaktadır. Sistemik hormon tedavisinde ilaç kan dolaşımına girdikten sonra ulaşması gereken dokuya iletilir. Özellikle menopoz sebebi ile görülen belirtilerin hafifletilmesi için uygulanmaktadır.
Lokal hormon tedavileri ise tedavinin belirli bir bölgeye uygulandığı anlamına gelmektedir. Vajinaya sürülen kremler gibi uygulamalar özellikle vajina kuruluğu görülen kişilere önerilmektedir.
HRT tedavisi sürekli uygulanabileceği gibi döngüsel şekilde de uygulanabilir. Sürekli tedavilerde hormonlar günlük olarak alınır. Döngüsel tedavide ise her gün östrojen kullanılır. Ancak progesteron her ay 12- 15 gün kullanılır.
Hormon Replasman Tedavisinin Riskleri
HRT menopozun neden olduğu belirtilerin şiddetinin azalmasını sağlayarak kadınların yaşam kalitelerinin önemli ölçüde artmasını sağlamaktadır. Bunun yanında bazı riskleri de taşır. Bu risklerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Rahim hala yerindeyse ve östrojen ile progestinin birlikte kullanılmadığı rahim kanseri riskinin artması
- Menopozun başlamasından 10 yıl sonra HRT tedavisine başlanması halinde kalp hastalığı riskinin artması
- Kan pıhtılaşması
- Felç
- Safra kesesi hastalığı riskinin artması
- Uzun süreli kullanımda meme kanseri riski artmaktadır.
- Testler çoğu zaman işe yaramaz.
Menopoz Dönemleri
Menopozun herhangi tıbbi ya da cerrahi bir müdahale ile gerçekleşmemesi durumunda kademeli bir süreç olarak ilerlemektedir.
Premenopoz
Yumurtalıkların daha az östrojen üretmeye başladığı döneme premenopoz dönemi adı verilmektedir. Bu dönem ortalama olarak 8- 10 yıl sürmektedir. Genellikle 40’lı yaşlarda başlar. Perimenopoz döneminde birkaç yıl kalınabileceği gibi birkaç ay da kalınabilir. Kadınların önemli bir kısmı düzensiz adet kanamaları, sıcak basmaları ve ruh hali değişiklikleri gibi belirtileri hissetmeye başlarlar.
Menopoz
Kadınların 12 ay boyunca adet görmediği dönemdir. Bu dönemde yumurtalıklar yumurta bırakmaz ve çok fazla östrojen üretilmez. Diğer dönemlerin aksine menopozun kendisi tanımlanmış bir andır. Bu sebeple de bu aşamada kalınmaz.
Postmenopoz
Menopoz sonrası döneme postmenopoz adı verilmektedir. Kadınlar hayatlarının geri kalanında postmenopoz döneminde kalırlar. Menopozda görülen belirtiler bu dönemde genellikle hafifler ya da kaybolurlar. Devam eden belirtiler ise birkaç yıl boyunca devam eder. Bu aşamadaki kadınlar düşük östrojen seviyeleri sebebiyle osteoporoz ve kalp hastalığı açısından risk altındadır.
Menopoz Ne Zaman Başlar?
Menopoz, aşamalı olarak gelişen ve aşamalar halinde gerçekleşme eğiliminde olan bir süreçtir. 40 veya 60 yaşında başlayabilir, yaş ortalaması 51'dir. Hangi yaşta başlayacağı genetiğe bağlıdır, bu nedenle büyük olasılıkla annenizle aynı yaşta menopoz başlangıcı yaşarsınız. Semptomlar, “perimenopozal” dönem olarak adlandırılan dönemden aylar hatta yıllar önce başlayabilir ve genellikle durduktan sonra 4 yıla kadar devam edebilir.
Menopoz Başlangıcını Kabul Edin
Menstrüasyon gibi, menopoz da kabul edilmesi gereken tamamen doğal bir süreçtir. Adet dönemleri ve PMS ile ilgili takıntı yapmanıza gerek yoktur. Bu birçok kadın için büyük bir rahatlamadır. Sonuç olarak, menopoz bir serbest bırakma kaynağı olabilir, yeni bir vücut çağına girdiğiniz ve vücudunuzda kendinizi evinizde hissettiğiniz bir duygu olabilir. Ünlü bir doktor menopozu şu şekilde tanımlıyor: "Daha az yaygın olan 'ikinci bahar' terimini tercih ediyorum çünkü kadınlar için bu - yeni gelişme zamanı."
Yine de, duygusal ve fiziksel olarak gezinmeyi zor bulabilirsiniz. Ancak sizi neyin beklediğini bilmek, hayatınızdaki bu dönemi daha iyi anlayabileceğiniz ve kabul edebileceğiniz anlamına gelir.
Menopoz Yaşı
Menopoz yaşı bulunulan coğrafyaya göre değişiklik göstermektedir. İklimler, beslenme düzeni, stres ve hareketlilik düzeyi gibi etkenler menopoz yaşının üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre menopoz yaşı tüm dünyada 45 ile 55 yaş arasında değişiklik göstermektedir.
Bazı coğrafyalarda etkenlerin değişmesinden dolayı bu sınır 45 yaşın altında olurken, bazı ülkelerde ise 55 yaşın üzerinde olmaktadır. Yaş sınırının bu kadar değişken olmasının bir diğer sebebi ise modern sağlık hizmetlerine ulaşımın hangi ölçüde mümkün olduğudur.
Çünkü modern sağlık hizmetlerine kolay bir şekilde ulaşan kadınlar da kadın hastalıkları ile ilgili tedavilerin ve diğer sağlık hizmetlerinin alımı çok daha kolay olması yumurtlama döngülerinin sorunsuz bir şekilde ilerlemesini ve kadınların daha uzun süre adet döngüsüne sahip olmasını sağlamaktadır.
Bazı Yaygın Semptomlar
Menopoza sıklıkla klimakterik bozukluklar (yumurtalık fonksiyonunun durmasıyla ilişkili hormonal değişikliklere eşlik eden semptomlar) eşlik eder ve yoğunluğu kadına göre değişir. Bu semptomlar östrojenlerdeki hormonal yetersizliğe bağlıdı. Sistematik değillerdir ve bazı kadınlarda hiç görülmezler.
Bu klimakterik bozukluklar şunlardır:
- sıcak basması veya vazomotor basması (on kadından yedisinde bulunur).
Bu olaylar aşağıdakilerle sonuçlanır:
- titreme, halsizlik ve baş dönmesi hissinin tutarsız oluşumu,
- gövdeden yüze ve boyuna doğru yükselen ve ardından kızarıklığın eşlik ettiği ani bir yoğun ısı hissi,
- normale dönmeden önce çarpıntı, aşırı terleme ve titreme.
Kısa, sıcak basmaları nadiren birkaç dakikadan fazla sürer. Ara sıra olabilir veya saatte birkaç kez ortaya çıkabilirler.
Özellikle geceleri ortaya çıkarlar ve uykuyu bozarlar. Ayrıca gün içinde ortaya çıkarlar: daha sonra ortam ısısı, yemek yeme, alkol, egzersiz ve duygu tarafından etkilenecek şekilde normale dönerler. Birkaç ay da sürebilirler birkaç yılda.
- sıcak basması olmayan izole gece terlemeleri ;
- vulvovajinal kuruluk;
- üriner bozukluklar: daha sık üriner tahrişler veya enfeksiyonlar, idrar kaçırma, sık idrara çıkma dürtüsü;
- baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk, sinirlilik, kaygı;
- eklem ağrısı, yaygın ve değişen, sabahları daha belirgin ve sabah gerilmesinden sonra azalan.
Sıcak basması, terleme, yorgunluk gibi bazı klimakterik bozukluklar... geçici olabilir, ancak bazen menopoz sırasında da devam edebilir. Vajinal kuruluk, idrar rahatsızlıkları gibi diğerleri uzun sürelidir.
Menopoz Başlangıcı Nasıl Açıklanır?
Doğumda, her kız bebek sınırlı bir yumurtalık folikülü kaynağı ile doğar. Ergenlikten menopoza kadar “genital aktivite” olarak bilinen döneminde her kadının döllenmenin mümkün olduğu adet döngüleri vardır.
Menstrüel siklus, birbirinden ayrılan 2 evreden oluşur. Foliküler faz yumurtlamaya hazırlanır. Bu aşamada, folikül uyarıcı hormon (FSH) tarafından üretilir. Hipofiz, yumurtalık foliküllerini olgun bir yumurta üretmesi için uyarır. Aynı zamanda, kalınlaşma üzerinde etkili olan östrojen folikülleri tarafından salgılanmasını da teşvik eder.
Yumurtlama, östrojen etkisi altında luteinize edici hormon (LH zirvesi) seviyesindeki bir artıştan kaynaklanır, bu da folikülün yırtılmasına ve olgun yumurtanın salınmasına neden olur.
Luteal faz, yumurtlama ile adetin başlangıcı arasındaki dönemdir. Yumurtlamadan sonra, korpus luteuma dönüşen folikül, uterus astarını güçlendirmeye yardımcı olan progesteron üretir.
Yumurta döllenmezse korpus luteumatrofive progesteron seviyesi, düşük östrojen üretimi bağlamında keskin bir şekilde düşer. Sonuç olarak, uterus astarının yüzey tabakası soyulur ve dökülür. Bunlar bir sonraki döngünün başlangıcını belirleyen kurallardır.
Bu döngü dizisi, folikül rezervinin sonuna kadar gerçekleşir. Daha fazla yumurtalık folikülü olmadığında ve dolayısıyla yumurtlama olmadığında, progesteronun ve ardından östrojenin hormonal üretimi düşer ve durur. Premenopoz, progesteron üretimindeki düşüşün sonucudur. Östrojenlerin hormonal üretimi durduğunda menopoz başlar.
Erken Menopoz
40 yaşından önce ortaya çıktığında erken menopozdan bahsediyoruz. Bu spontan (genetik kaynaklı) olabilir veya tedaviden kaynaklanabilir:
- ameliyat,
- kemoterapi,
- radyoterapi gibi terapiler kaynaklı olabilir.
Bu durumda, komplikasyonları önlemek için 50 yaşına kadar kontrendikasyon yokluğunda hormon replasman tedavisi reçete edilir.
Erken Menopoz Belirtileri
Genellikle sağlık sorunları sebebiyle ortaya çıkan erken menopozun belirtileri menopoz belirtileri ile benzerlik taşımaktadır. Erken menopozda kadınlarda görülebilecek belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Baş ağrısı
- Baş dönemsi
- İştah artışı
- Unutkanlığın artması,
- Konsantrasyonun düşmesi
- Ruh halinin daha endişeli ya da sinirli olması
- Uykusuzluk
- Yorgunluk
- Mesane kontrolünün zayıflaması
- Vajinal kuruluk
- Vajinal kaşıntı
- Cinsel isteksizlik
- İki regl dönemi arasındaki sürenin uzaması ya da dönemin kısalması
- Reglin bir haftadan daha uzun sürmesi
Erken Menopozun Nedenleri
Erken menopoza neden olan etmenler tam olarak belirlenememiştir. Ancak bazı faktörlerin erken menopoza zemin hazırladığı düşünülmektedir. Bu etmenlerin içerisinde şunlar yer alır:
- Hiç doğum yapmamış olmak
- Sigara kullanmak
- Sosyo- ekomonik düzeyin düşük olması
- Genetik
- Otoimmün hastalıklar
Erken Menopoz Tanısı
Erken menopozun tanı alabilmesi için hastanın vücudundaki değişikliklerin gözlemlenmesi gerekmektedir. Özellikle regl dönemlerinin düzensiz hale gelmesi ve bu belirtilerin 40 yaş öncesinde görülmeye başlaması durumunda kadın hastalıkları ve doğum polikliniğine başvurulması gerekmektedir.
Bu durumda başvuran hastalara fiziki muayenenin yanı sıra kan tahlilleri de uygulanmaktadır. Bunların içerisinde tiroid bezleri ve hamilelik durumunun gözlemlenmesi de bulunmaktadır. Ayrıca östrojen seviyesinin ölçülmesi ile yumurtalıkların durumu hakkında da bilgi sahibi olunur.
Erken Menopoz Tedavisi
Erken menopozun tedavisi henüz bulunmamaktadır. Ancak belirtilerin ilk görülmeye başlamasından itibaren bazı önlemler alınabilir. Ancak bu önlemlerin uygulanabilmesi için menopozun başlamamış olması gerekmektedir. Menopozun başlamadığı ve kişinin genel sağlık durumunun uygun olduğu vakalarda ise hormon takviyesi yapılmaktadır. Bunun yanında kadınların düzenli bir hayat düzeni belirlemesi ve sigarayı bırakması da tedaviye yardımcı olacaktır.
Menopoza Girerken Adet Kanamaları Nasıl Olur?
Pre-menopoz döneminde hormonların değişmeye başlaması sebebi ile adet kanamalarında da düzensizlikler görülmeye başlamaktadır. Son derece düzenli olan döngülerde dahi uzamalar görülebilir. Genellikle kanamalar bir ay çok az olurken diğer ay şiddetli görülür. Arada kanamanın hiç olmadığı dönemler olabilir ve bu dönemler birkaç ayı bulabilir.
Menopoz ve Cinsellik
Menopozdan sonra östrojen ve testosteron kaybı, bir kadının vücudunda ve icinsel dürtüsünde değişik yaşanmasına neden olabilir. Menopoz ve post menopoz döneminde kadınlar kolayca uyarılmadıklarını fark edebilirler. Bu sebeple de dokunmaya ve okşanmaya karşı daha az duyarlı olabilirler. Bu durum cinselliğe karşı olan ilginin azalmasına neden olabilir.
Bunun yanında düşük östrojen seviyesi vajinaya kan akışının azalmasına da neden olmaktadır. Bu durum vajinal kayganlığın ve hissin azalmasına neden olabilir. Ayrıca vajinada kuruluk oluşması sebebi ile cinsel ilişki sırasında bazı sorunlar oluşabilir.
Bunların yanında menopozda kadınların cinsel ilişkiye karşı tavırlarını etkileyen başka etmenler de bulunmaktadır. Bu etmenler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Mesane kontrol sorunları
- Uyku bozuklukları
- Depresyon
- Anksiyete
- İlaçlar
- Sağlık endişeleri
Ancak kadınların hepsinde cinsellikten uzaklaşma görülmez. 70 yaşında olan kadınların yaklaşık olarak %27’si cinsel hayatlarına devam eder. Menopozdan sonra bazı kadınların libidolarında artış görülebilir. Bunun en önemli etmeninin ise hamile kalma riskinin ortadan kalkması olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bu yaşlardaki kadınların daha az çocuk yetiştirme sorumluluğunun bulunması da partnerleri ile daha fazla yakınlaşmalarını sağlamaktadır.
Menopoz Döneminde Cinsel Sağlığın İyileştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler
Premenopoz ve post menopoz dönemlerinde cinsel sağlığın iyileştirilmesi için atılabilecek adımlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Fiziksel aktivite enerji seviyesinin artmasını sağlayabilir. Ruh halinin ve vücut imajının da iyileşmesini sağlayabilir. Bu etkenler cinselliğe olan ilginin artmasına yardımcı olmaktadır.
- Sigara kullanımının bırakılması ile vajinaya olan kan akışının arttırılması mümkün olmaktadır. Ayrıca sigara kullanımı östrojen seviyesinin düşmesine de neden olmaktadır.
- Uyuşturucu ve alkolden uzak durulmalıdır.
- Daha sık cinsel ilişkiye girmek vajinaya giden kan akışını arttırabilir. Bu sayede dokular daha sağlıklı kalır.
- Cinsel ilişki sırasında uyarılmaya zaman ayırarak vajinanın nemlenmesi sağlanmalıdır. Nem dokuları koruyarak cinsel ilişkinin daha konforlu olmasını sağlamaktadır.
- Pelvik taban egzersizleri yapmak orgazmda rol oynayan kasların güçlenmesini sağlar.
- Vajinayı tahriş edebilecek köpük banyoları ve diğer ürünlerin kullanılmaması gerekir.
- Libido düşüklüğünden şikayetçi olunması halinde cinsel isteği arttıracak ürünler hakkında doktor ile görüşülmelidir.
Vajinal kuruluğu olan kişiler su bazlı kayganlaştırıcılar kullanabilir. Şiddetli vajinal kuruluk olanlar için ise vajinal östrojen kremler gibi reçeteli ilaçlardan faydalanılabilir.
Menopoz Döneminde Beslenme
Premenopoz döneminden itibaren görülen belirtilerin şiddetinin azaltılması ve menopozun neden olduğu sağlık risklerinin ihtimallerinin düşürülmesi için kadınların beslenmelerinde bazı değişikliklere gitmesi gerekir. Bazı durumlarda ise beslenmedeki değişiklikler yeterli olmamaktadır. Bu durumlarda doktor tavsiyesi ile takviyeler kullanılabilir.
Kaçınılması Gereken Besinler
Menopoz döneminde beslenmeye eklenen kadar beslenmeden çıkarılanlar da dönemin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için önemli olmaktadır. Bunun için öncelikle vücudun dinlenmesi ve ihtiyaçlarının anlaşılması gerekmektedir. Çünkü bazı besinlerin belirtileri şiddetlenmesi mümkün olmaktadır. Bu besinlerin tespit edilmesi ve beslenmeden çıkarılması gerekmektedir. Bunun yanında genel olarak ara verilmesi gereken besinler bulunmaktadır. Bu besinler içerisinde şunlar yer almaktadır.
Baharatlı Yiyecekler
Özellikle acı biberler ve acı soslar, menopoz döneminde en sık görülen sıcak basması sorununu tetiklemektedir. Acının vücut ısısını arttırdığı göz önüne alındığında acı baharatların da belirtilerin kötüleşmesi üzerinde etkili olduğu fark edilecektir. Acı baharatlar yerine kekik ve fesleğen gibi baharatlar kullanılabilir.
Kafein ve Alkol
Kafein menopoz sırasında sıklıkla görülen ateş basmalarının bir kısmından sorumlu olmaktadır. Bu sebeple de beslenmeden tamamen çıkarılmasa da miktarının azaltılması gerekmektedir. Aynı durum alkol tüketimi için de geçerli olmaktadır. Eğer alkol tüketiminden sonra ateş basması, gece terlemesi, uyku sorunları ve kilo alımı görülüyor ise alkol miktarının da azaltılması gerekmektedir.
Karbonhidratlar
Menopoz döneminde kilo almanın en büyük sorumlusu karbonhidratlardır. Bu dönemde hormonların değişmesinden dolayı metabolizma yavaşlar ve vücut için karbonhidratların işlenmesi diğer besinlere göre daha zordur. Bu sebeple de beslenmedeki makarna, beyaz ekmek, patates ve pirinç gibi besinlerin çıkarılması önerilmektedir. Karbonhidratların yanında işlenmiş gıdaların da beslenmeden çıkarılması gerekmektedir.
Beslenmeye Eklenmesi Gereken Besinler
Menopoz döneminde bazı besinlerin beslenmeye eklenmesi gerekmektedir. Bu besinler birçok farklı şekilde bu dönemin yönetilmesine yardımcı olmaktadır.
Kalsiyum Açısından Zengin Besinler
Sıcak basmaları ve gece terlemeleri ile uğraşırken menopoz döneminde kemikler de değişimden geçmektedir. Bu durum hemen hissedilmese de kemik kaybı ve hatta osteoporoz bu dönemde sıklıkla görülmektedir. Bu sebeple de kemiklerin güçlü ve sağlıklı kalmasını sağlamak için kalsiyum açısından zengin besinlerin tüketilmesi gerekmektedir.
Kalsiyum açısından zengin olan besinlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Yağsız süt
- İnek sütü
- Soya sütü
- Yoğurt
- Az yağlı peynir
Kalsiyumun iyi bir seviyede kalması için günde yaklaşık olarak 1200- 1500 mg kalsiyum tüketilmesi gerekmektedir. Eğer çok fazla süt ve süt ürünü tüketilmiyor ise beslenmeye yulaf ezmesi, portakal suyu konsantresi, yeşil yapraklı sebze ve tofu gibi besinler eklenebilir.
Sebze
Menopoz döneminde tüketilen yeşil yapraklı sebzeler sadece kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda kemik erimesinin önlenmesine de yardımcı olur. Yeşil yapraklı sebzeler içerisinde kara lahana, ıspanak ve şalgam gibi sebzeler yer almaktadır.
Sıcak basmalarının şiddetinin de azalmasını sağlayacak diğer sebzeler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Brokoli
- Karnabahar
- Kuşkonmaz
- Brüksel lahanası
Yağsız Protein
Menopozun neden olduğu belirtilerin olabildiğince azaltılabilmesi için yağsız protein kaynaklarının tüketilmesi gerekmektedir. Bu kaynaklar aynı zamanda kilo yönetimine de katkıda bulunabilir. Ayrıca kemik ve kas kütlesinin korunmasını da garanti etmektedir. Diyete eklenebilecek yağsız protein kaynakları içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Izgara tavuk
- Ton balığı
- Hindi
- Yağsız dana eti
- Tofu
- Mercimek
- Fasulye
Soya ürünleri
Soya bazlı bazı ürünlerin menopoz döneminde görülen belirtilerin hafiflemesine yardımcı olabileceği bilinmektedir. Özellikle ateş basmalarını ve gece terlemelerini hafifletmede etkilidir. Çünkü soya içerisinde östrojen hormonuna benzer içerikler bulunmaktadır.
Fitoöstrojen İçeren Besinler
Bazı besinlerde doğal olarak bulunan fitoöstrojenler takviyelerden daha az yoğundur. Fitoöstrojen açısından zengin olan besinler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Yer fıstığı
- Susam
- Keten tohumu
- Nohut
- Meyveler
- Arpa
- Kayısı
- Yeşil çay
- Siyah çay
Takviyeler
Menopoz döneminin getirmiş olduğu olumsuzlukların etkilerinin giderilmesi her zaman beslenme ile mümkün olmamaktadır. Bu durumda doktora danışılarak bazı takviyelerden yararlanılabilir. Menopoz döneminde tavsiye edilen takviyeler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
Magnezyum
Menopoz döneminde bazı kadınlarda görülen uykusuzluk magnezyum eksikliğinden kaynaklanabilmektedir. Bu durumda magnezyum takviyelerinden yararlanılabilir. Ancak bu takviyelerin etkileri üzerinde kısıtlı çalışmalar bulunmaktadır.
Magnezyum takviyesi yerine tüketilebilecek bazı besinler de bulunmaktadır. Bu besinler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Tam tahıllar
- Ispanak
- Kabak çekirdeği
- Badem
- Fasulye
Fitoöstrojen
Fitoöstrojenler östrojen hormonu gibi davrandığı için menopoz döneminde kullanılabilecek takviyeler içerisinde yer almaktadır. Fitoöstrojen takviyeleri bir dizi bitkisel ilaçta bulunmaktadır. Bu ilaçlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Sarı kantaron otu
- Karayılan otu
- Genistein
- Kırmızı yonca
- Soya
İzoflavon da içeren kırmızı yonca ve soyanın sıcak basmalarını azaltabileceği yönünde kanıtlar bulunmaktadır. Ancak kırmızı yoncanın meme kanseri olan kişiler tarafından tüketilmemesi gerekmektedir. Diğer bir yandan bu takviyeler epilepsi ve astım gibi diğer ilaçlar ile etkileşime girebilmektedir.
Kalsiyum
Herhangi bir sebepten dolayı yeterince kalsiyum içeren besin tüketemeyen kişilerin kalsiyum takviyesi tüketmeleri önerilmektedir. Ancak bağırsaklar bir seferde en fazla 500 mg kalsiyumu emebilir. Bu sebeple doz miktarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Büyük takviyeler bölünerek alınabilir.
D Vitamini
Günlük yeterli miktarda kalsiyum alınsa dahi kalsiyumun kemikler tarafından kullanılabilmesi için D vitaminine ihtiyacı bulunmaktadır. Yeterince güneş alamayan kişilerin günlük olarak D vitamini tüketilmesi önerilmektedir.
Yabani Patates
Menopoz belirtilerinin yönetilmesi için doğal seçenek arayanlar için yabani patates özütü ya da tendürü önerilmektedir. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar yabani patatesin menopoz belirtileri üzerinde çok az etkili olduğunu göstermektedir.