Obezite

Oca 26, 2022

KISA YOL

30 Saniyelik Özet

  • Vücuttaki yağ oranının normalden fazla olması durumudur. Vücut kitle indeksi (BMI) 30'un üzerinde olan kişiler obez olarak kabul edilir.
  • Belirtileri arasında hareket güçlüğü, sırt ve eklem ağrıları, uyku apnesi, terleme artışı, genel yorgunluk ve sosyal izolasyon sayılabilir.
  • Nedenleri arasında fazla yemek yeme, hareketsiz yaşam, genetik faktörler ve hormonal bozukluklar sayılabilir.
  • tedavisinde diyet, egzersiz, ilaç tedavisi ve cerrahi müdahale gibi yöntemler uygulanabilir.

Obezite Nedir?

Vücutta çok fazla yağ bulunması ile ilgili olan obezite son derece karmaşık bir hastalıktır. Sadece kozmetik bir endişe olmanın ötesinde başka birçok sağlık probleminin yaşanmasına neden olabilecek tıbbi bir sorundur. Bu sebeple en sık görülen tıbbi sorunların içerisinde kalp hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, uyku apnesi, karaciğer hastalığı ve bazı kanser türleri yer almaktadır.

Bazı kişilerin ideal kilolarına ulaşmalarında zorlanmaları mümkündür. Bu durumun altında yatan birçok farklı neden olmaktadır. Obezite sıklıkla kalıtsal, fizyolojik ve çevresel faktörlerin yanı sıra diyet, fiziksel aktivite ve egzersiz seçimlerinin yanlış olması sebebi ile de görülmektedir.

Obezite ile ilgili en iyi haber ise küçük bir kilo verme dahi obezite ile ilgili sağlık sorunlarının iyileşmesini ya da önlenmesini sağlamasıdır. 

Obezite Nedenleri

Obezitenin temel sebebi vücuda kullanabileceğinden daha fazla enerjinin alınmasıdır. Vücudun ihtiyacından daha fazla kalori tüketilmesine neden olabilecek nedenler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Belirli ilaçlar

Diğer sağlık sorunlarının tedavi edilmesinde kullanılan bazı ilaçlar kilo alımına neden olabilmektedir. Bu ilaç örnekleri içerisinde antidepresanlar, steroidler, anti- nöbet ilaçları, diyabet ilaçları ve beta- brokerler yer almaktadır.

Engellilik

Fiziksel ve öğrenme engelli yetişkinler ile çocuklar obezite açısından en büyük risk altında olan kişilerdir. Fiziksel sınırlamalar ve yeterli özel eğitim ve kaynakların eksikliği sorunun büyümesine neden olabilir.

Beslenme Alışkanlıkları

Vücudun ihtiyacından daha fazla kalori, aşırı işlenmiş gıdalar, yüksek şekerli yiyecekler ve içecekler ve doymuş yağ oranı yüksek gıdalar tüketmek aşırı kiloya neden olabilmektedir. 

Genetik

Obezite üzerinde yapılan araştırmalar, obezite sorunu olan kişilerin iştahını etkileten belirli genlere sahip olduğunu göstermektedir. Aşırı kilolu kişilerin aynı genetik yapıya sahip oldukları ise net değildir. 

Fiziksel aktivite eksikliği

Televizyon izlemek ya da video oyunu oynamak gibi ekran başında geçirilen sürelerin uzaması fiziksel aktiviteye ayrılan sürenin azalmasına neden olmaktadır. Fiziksel aktivitenin azalması ise vücudun daha az kalori yakmasına ve dolayısıyla obeziteye neden olmaktadır.

Uyku eksikliği

Yetişkinlerin günde en az 7 saat uyumaları gerekmektedir. Daha az uyumak ise açlık hissini kontrol altında tutan hormonların etkilenmesine neden olabilmektedir.

Stres

Beyin, vücut açlığını yöneten kortizol gibi daha fazla hormon üreterek strese tepki verebilmektedir. Stresli olunan zamanlar vücudun ekstra yağ depoladığı yüksek yağlı ve şekerli yiyecekler tüketme olasılığı daha yüksek olmaktadır.

Altta Yatan Sağlık Sorunları

Metabolik sendrom ve polikistik over sendromu gibi hastalıklar kilo alımının yanı sıra birçok yan etkiye neden olabilmektedir. Anksiyete ve depresyon gibi ruh sağlı sorunları da beyindeki zevk merkezlerini harekete geçirerek yüksek kalorili yiyecekler yemeğe yol açabilir. 

Obezitenin Risk Faktörleri

Obezitenin görülme riskinin artmasına neden olabilecek faktörler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Genetik
  • Kötü yaşam tarzı seçimleri
  • Bazı hastalıklar ve kullanılan ilaçlar
  • Sosyal ve ekonomik durum
  • Yaş
  • Hamilelik
  • Sigara kullanımı bırakmak
  • Uyku eksikliği
  • Stres
  • Mikrobiyom

Obezite Belirtileri

Obezite her ne kadar bir hastalık olsa da belirli semptomlara neden olmaz. Bir sağlık uzmanı obeziteyi tanımlarken aşağıdaki hesaplamaları kullanmaktadır.

BMI Sınıflandırmaları

Doktorlar obeziteyi BMI (vücut kitle indeksi) göre sınıflandırırlar. Doktorların kilo vermek için izleyeceği tedavi yöntemlerine karar verirken kullandıkları 3 temel obezite sınıfı bulunmaktadır. Bu sınıflar içerisinde şunlar yer alır.

  • Sınıf I obezite: BMI değeri 30 ila 35 arasında ya da altında olması durumu
  • Sınıf II obezite: BMI değerinin 35 ile 40 arasında olması durumunda 
  • Sınıf III obezite: BMI değerinin 40’ın üzerinde olması durumunda 

Vücut kitle indeksi ölçeği belirli sağlık risklerini doğru bir şekilde tahmin etmede yeterli olmadığı unutulmamalıdır.

Bel Çevresi

Fazla kiloların bulunduğu bölge, obezitenin neden olabileceği sağlık sorunlarına yakalanma riskinin daha yüksek olduğunun bir işareti olmaktadır. Kadınların bel çevresinin 89 cm, erkeklerin bel çevresinin 101 cm’den fazla olması durumunda kardiyovasküler hastalık veya tip 2 diyabet riski artmaktadır. 

Obezitenin Tanı Kriterleri

Obezite tanısında öncelikle hastaların boy ve kilo bilgileri alınmaktadır. Bunun yanında bel çevresi ölçümleri de yapılır. Kemik yoğunluğu taraması veya biyoelektrik empedans analizi gibi vücut komplikasyon testlerinin uygulanması da söz konusu olmaktadır.

Bu test, vücuttan elektrik akımı geçme hızına göre vücut kompozisyonunun ölçülmesini sağlamaktadır. Daha sonrasında hastanın genel sağlık durumunun öğrenilmesine yönelik tanı çalışması yapılmaktadır. Genel sağlık hakkında bilgi edinmek için uygulanan teknikler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kullanılan ilaçlar da dahil olmak üzere hastanın tıbbi durumu ve tedavi geçmişi ile aile sağlığı hakkında soruların sorulması

  • Daha öncesinde denenen kilo yönetimi stratejilerinin ve deneyimlerinin öğrenilmesi

  • Mevcut yeme alışkanlıkları, uyku düzeni ve günlük hayatta ne kadar aktivite yapıldığına dair faktörlerin öğrenilmesi

  • Stres ve zihinsel iyiliğin etkilenmesine neden olabilecek diğer şeylerin öğrenilmesi

  • Hayati belirtilerin izlenmesini sağlayacak kan testleri

Obezite Tedavi Yöntemleri

Obezite tedavisinin temel amacı sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bu kiloda kalmayı sağlamaktır. Bu genel sağlığın iyileşmesini ve obezite ile ilgili görülebilecek komplikasyonların gelişme riskinin azalmasını sağlamaktadır. 

Yemek ve aktivite alışkanlıklarının anlanması ve bunlarda değişikliğe gidilmesine yardımcı olmak için diyetisyen, davranış danışmanı veya obezite uzmanı gibi sağlık uzmanlarından oluşan bir ekip ile çalışılması gerekebilir.

Obezite tedavisinin ilk hedefi mütevazi bir kilo kaybının sağlanmasıdır. Bu miktar obez kişilerde toplam kilonun %5’i ila %10’u arasında olmaktadır. Aşırı obez kişilerde ise miktar %10 ila %20 arasından değişiklik gösterir. 

Tüm kilo verme programları, yeme alışkanlıklarının değiştirilmesini ve daha aktif olmayı gerektirmektedir. Hastalar için doğru olan tedavi yöntemleri kiloya, genel sağlık durumuna ve kilo verme planına katılma isteğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. 

Diyet Tedavisi

Obezite tedavisinin kilit anahtarı tüketilen kalori miktarını azaltmak ve daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarını edinmektir. İlk başlarda hızlı bir şekilde kilo verilebilse de uzun vadede istikrarlı kilo kaybının sağlanmasının en güvenilir yolu olarak düzenli ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak olarak görülmektedir. Bu aynı zmanda kalıcı olarak kilo vermenin de en iyi yoludur. 

En iyi kilo verme diyeti diye bir şey yoktur. Ancak hasta için sağlıklı olan besinlerin seçilmesi ve doğru miktarlarda yenmesi gerekir. Obezite tedavisindeki diyet değişikleri şunları içermektedir.

Kalori Alımının Azaltılması

Kilo vermek için alınan kalori miktarının azaltılması gerekmektedir. İlk adım ise tipik olarak tüketilen kalori miktarının ve kalori kaynaklarının gözden geçirilmesidir. Bu sayede ne kadar kalori tüketildiğinin ve kalori kesintisinin nerelerden yapılabileceği daha net bir şekilde görülmektedir. Kişilerin ihtiyacı olan kalori miktarı değişiklik göstermekle birlikte temel hesaplama yöntemleri kullanılarak hastaların günlük kalori ihtiyaçlarının hesaplanması mümkün olmaktadır.

Kalori hesabında cinsiyet, kas yoğunluğu ve günlük aktivite durumu gibi kriterlerin de göz önüne alınması gerekmektedir. Genel olarak ise kadınların gün içerisinde tüketmesi gereken kalori miktarı 1200 ila 1500 arasında değişirken, erkeklerin günlük kalori ihtiyaçları ise 1500 ila 1800 arasında değişiklik göstermektedir.

Daha Az Yiyecekle Tok Hissetmek

Tatlılar, şekerlemeler, yağlar, işlenmiş gıdalar gibi bazı yiyeceklerin küçük porsiyonları dahi yüksek miktarda kalori içermektedir. Buna karşılık meyveler ve sebzeler daha az kalori içerir. Bu sayede daha büyük porsiyonlar tüketmek mümkün olmaktadır. Daha az kalorisi olan yiyeceklerden daha büyük porsiyonlar tüketmek ise açlık sancılarının azalmasını ve daha az kalori tüketilmesini sağlamaktadır.

Daha Sağlıklı Seçimler Yapmak

Genel diyetin daha sağlıklı hale getirilmesi için daha fazla bitkisel kaynaklı besin tüketilmesi önerilmektedir. Bu besinler içerisinde meyveler, sebzeler ve tam tahıllar dahil olmaktadır. Bunun yanında fasulye, mercimek ve soya gibi yağsız protein kaynakları ile yağsız et kaynaklarının da tüketilmesi önerilmektedir. Tuz ve ilave şekerin sınırlandırılması da gerekir. Diyet tedavisinde kullanılan yağ miktarının azaltılmasına ve yağ tercihlerinin sağlıklı yağlardan yana yapılmasına da dikkat edilmesi gerekmektedir.

Belirli Yiyeceklerin Kısıtlanması

Bazı diyetler yüksek karbonhidrat ya da tam yağlı yiyecekler gibi belirli yiyecek gruplarının sınırlandırılmasını gerektirmektedir. Sağlık uzmanları hangi diyet planının etkili olduğunu ve hangilerinin hasta için yararlı olabileceğini tespit edecektir. 

Diğer bir yandan genel olarak şekerli içecekler yüksek miktarda kalori içerdiği için bu içeceklerin sınırlandırılması ya da tamamen beslenmeden çıkarılması kalori azaltmaya başlamak için en iyi başlangıç noktalarından birisidir. 

Öğün Yerine Geçenler

Bu beslenme planların bir ya da iki öğün düşük kalorili shake’ler ya da öğün barları gibi ürünlerle değiştirmek ve sağlıklı atıştırmalıkları yemeği içermektedir. Daha sonrasında yağ ve kalorisi düşük ve sağlıklı bir öğün tüketilir. Kısa vadede bu diyetler kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Ancak bu diyetleri devam ettirilebilen yaşam tarzına dönüştürmek zor olmaktadır. Bu sebeple de kilonun korunmaya yardımcı olması için diyete devam edilmesi gerekmektedir.

Diyet tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise hızlı çözümlere karşı dikkatli olunmasıdır. Hızlı ve kolay kilo vermeyi vaad eden moda diyetlerin çekiciliğinden uzak durulması gerekmektedir. Bunun yanında sihirli yiyecekler ve hızlı kilo vermeyi sağlayan reçeteler bulunmamaktadır. Moda olan diyetler kısa bir süre için kilo vermeyi sağlasa da sonuçları daha kötü olmaktadır.

Benzer bir şekilde şok diyetler de kilo vermeyi sağlamaktadır. Ancak diyetin bırakılması halinde kilonun geri alınma olasılığı yüksek olmaktadır. Kilo vermek ve verilen kiloyu korumak için zaman içerisinde sürdürülebilen beslenme alışkanlıklarının kazanılması gerekmektedir. 

Egzersiz ve Aktivite

Hastaların gün içerisinde daha fazla fiziksel aktivitede bulunması obezite tedavisinin bir diğer önemli noktasıdır. 

Egzersiz

Obezite tedavisi gören kişilerin haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapmaları gerekmektedir. Bu daha fazla kilo alımının önlenmesine veya orta düzeyde kilo kaybını korumaya yardımcı olmaktadır. Dayanıklılığın ve zindeliğin artması geliştikçe muhtemelen egzersiz miktarı da kademeli olarak artacaktır. 

Hareket Etmeye Devam Etmek

Düzenli olarak aerobik yapmak kilo vermenin en etkili yolu olsa da her ekstra hareket fazladan kalori yakımı sağlamaktadır. Bu sebeple de gün içerisindeki hareket miktarının arttırılması gerekmektedir. 

Davranış Değişiklikleri

Obezite tedavisinde davranış değişiklikleri programının yer almasının sebebi kilo vermeye yardımcı olmanın yanında verilen kilonun korunması aşamasında da başarılı sonuçlar elde etmesidir. Kilo vermek ve kilonun korunması için yaşam tarzı değişikliklerinin yapılmasına yardımcı olabilmektedir. Atılacak adımlar arasında obeziteye hangi faktörlerin, streslerin ya da durumların katkıda bulunmuş olabileceğini anlamak için mevcut alışkanlıklar incelenir.

Danışmanlık

Psikolog ya da psikiyatrist ile görüşmek yemeyle ilgili duygusal davranış sorunlarının ele alınmasına yardımcı olabilmektedir. Terapi, neden aşırı yeme davranışının geliştiğinin anlaşılmasını ve kaygıyla başa çıkmanın sağlıklı yollarının öğrenilmesine yardımcı olacaktır. Bunun yanında diyetin ve aktivitenin nasıl izleneceği, yeme tetikleyicilerinin nasıl anlaşılacağı ve yiyecek istekleri ile nasıl başa çıkılacağı da bu terapiler ile öğrenilebilir. Danışmanlık bire bir veya grup halinde yapılabilir.

Destek Grupları

Başkalarının obezite ile benzer zorlukları paylaştığı destek gruplarında dostluk ve anlayış bulunabilir. Bu sayede zorlukların üstesinden daha kolay gelinebilir.

Kilo Verme İlaçları

Kilo vermeye yardımcı olabilecek bazı ilaçlar bulunmaktadır. Ancak bu ilaçların diyet ve egzersiz ile birlikte kullanılması gerekmektedir. Çünkü tek başlarına etkili sonuçların elde edilmesi mümkün değildir. Hastaların hangi ilaçları kullanacağına karar vermeden önce hastaların genel sağlık durumlarının ve olası yan etkilerinin de göz önüne alınması gerekmektedir.

Bunun yanında kilo verme ilaçları herkes için yararlı olmayabilir. Ayrıca ilaç kullanırken zaman içerisinde kilo verme miktarı düşebilir ve verilen kiloların geri alınması da mümkün olmaktadır. 

Onaylı ve genellikle kullanılan kilo verme ilaçlarının etkin maddeleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Yiyecek alımının azalmasını sağlayabilen bupropion- naltrekson
  • İştahın kontrol edilmesine ve tokluk hissinin yaratılmasına yardımcı olmanın yanı sıra kan şekerinin düşürülmesini de sağlayan GLP- 1 agonistleri
  • İştahın bastırılmasını sağlayan ve genellikle GLP- 1 ile kombine edilen semaglutid ve tirzepatid
  • İştahın azaltılmasını ve sindirimin yavaşlamasını sağlayan liraglutide
  • Bağırsaklardaki yağ emilimini azaltan orlistat
  • Daha az acıkılmasını sağlayan fentermin topiramat
  • İştahın azalmasını sağlamanın yanı sıra kullanımına sadece 3 ay izin verilen phentermine

Obezite Ameliyatı

Kilo verme ameliyatları genellikle sınıf III obezitesi olan hastalar için önerilmektedir. Bariatrik cerrahi altında gerçekleştirilen bu ameliyatlar genellikle midenin ve ince bağırsağın bir kısmının değiştirilmesini içermektedir. Bu sayede hastaların daha az yemek yemesini sağlayarak tüketilen kalori miktarının azaltılmasını sağlar. Ayrıca bazı prosedürler daha az açlık sinyallerinin oluşmasını da sağlamaktadır. 

Obezite Ameliyatın Yöntemleri

Obezite cerrahi, dünyada obezitenin yayılım hızının artmasına bağlı olarak birçok yeni yöntem ile uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin bir kısmı invaziv yöntemler olurken bir kısmı daha küçük operasyonlar olmaktadır. Günümüzde en sık kullanılan obezite cerrahi yöntemleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Duodenal Switch

Mide ve ince bağırsakta değişiklik yapılmasını içeren bir kilo verme yöntemi olan duodenal switch, midenin bir kısmının çıkarılmasını ve bağırsak bypassını içermektedir. Bu sayede besinlerin bağırsaklara ulaşmak için izlediği yol kısalır. 

Bu ameliyat aynı zamanda midenin kapasitesini küçülterek ince bağırsağın ne kadar emileceğini de etkilemektedir. Bu sebeple de malabsorptif bir prosedür olarak nitelendirilmektedir. Bu değişiklikler mide ve ince bağırsak tarafından üretilen hormonların da azalmasını sağlamaktadır.

Günümüzde duodenal switch yöntemi iki farklı şekilde uygulanmaktadır. Orijinal forma biliopankreatik diversiyon ya da gastrik redüksiyon duodenal switch adı verilmektedir. İkinci formu ise daha yeni bir versiyon olmakla birlikte loop duodenal switch olarak adlandırılmaktadır. İkinci yöntem ilk formun prosedürün basitleştirilmesi ve komplikasyon riskinin azaltılması için geliştirilmiştir. 

Duodenal switch yöntemi diğer obezite cerrahisi yöntemleri ile karşılaştırıldığında daha az tercih edilmektedir. Çünkü bu yöntem sindirim sisteminde daha fazla kesi yapılmasına ve daha fazla dikiş işleminin gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de diğer seçeneklere göre daha karmaşık bir sistemdir. Bunun yanında diğer yöntemlere göre daha fazla dokunun çıkarılmasını da içermektedir. Diğer bir yandan duodenal switch yöntemi diğer yöntemlere göre hastaların daha fazla kilo vermesini ve sonuçların daha kalıcı olmasını sağlamaktadır. 

Mide Bandı Ameliyatı

Ayarlanabilir gastrik bant, kilo vermeye yardımcı olan ve cerrahi olarak yerleştirilen bir cihazdır. Tek seferde ne kadar yemek tüketilebileceğini kısıtlayabilen birkaç obezite cerrahisi yönteminden birisidir. Ayarlanabilir gastrik bant, diğer ameliyatlarda yapıldığı gibi midenin kalıcı olarak bölünmesine gerek kalmadan mide boyutunun küçültülmesini sağlamaktadır. 

Silikondan imal edilmiş olan bu bantlar şişirilebilir tüp şeklindedir. Midenin üst kısmının etrafına yerleştirilir. Daha sonrasında cildin altına yerleştirilen ve şişirilmesini sağlayan bir porta bağlanır. Daha sonrasında cerrah porta ulaşarak midenin üst kısmı ile alt kısmı arasında küçük bir çıkışa izin verecek kadar bir aralık kalana kadar cihaza tuzlu su enjekte eder. Yemek yendiğinde üst midenin küçülmesi sayesinde daha hızlı doyma hissi yaşanır. 

Mide Bypass Ameliyatı

Gastrik bypass ameliyatı metabolik ve kilo verme prosedürü olmaktadır. Prosedür sayesinde hastaların daha az kalori tüketmesi ve sindirim sisteminin besinleri daha az emmesi mümkün olmaktadır. Bu prosedür ile hem midede hem de ince bağırsakta değişikliğe gidilmektedir.

Mide bypass ameliyatları da diğer bariatrik cerrahi yöntemlerinde olduğu gibi klinik obezite hastalarına önerilmektedir.  Bunun yanında aşağıdaki sağlık sorunlarının hafiflemesi için de kullanılmaktadır.

  • Tip 2 diyabet
  • Obstrüktif uyku apnesi
  • GERD
  • Hiperglisemi
  • Hiperlipidemi
  • Hipertansiyon
  • Kalp hastalığı
  • Yağlı karaciğer hastalığı
  • Osteoartroz

Roux- en -Y olarak da adlandırılan bu prosedür ismini sindirim sisteminin değiştirilme biçiminden almaktadır. Y şekli anlamına gelen bu adından da anlaşılacağı üzere prosedür ile hem midenin hem de ince bağırsağın bölünerek yeni segmentli bir Y şekli oluşturacak şekilde birbirine bağlanması söz konusudur.

Prosedürde midenin üst kısmı zımba ile geri kalanından cerrahi olarak ayrılmaktadır. Oluşturulan kese yaklaşık olarak bir yumurta büyüklüğündedir. Daha sonrasında ince bağırsak birkaç santim kesilerek keseye bağlanır. Bu sayede yemekler mide kesesinden direkt olarak bu bölüme geçebilir. Bu sırada midenin alt kısmı ile ince bağırsağın bağlı kaldığı yer bozulmaz ve sonuç olarak ince bağırsak Y şeklini alır. Bu işlem sayesinde karaciğer, safra kesesi ve pankreas enzimleri sindirim sistemine iletilmeye devam eder. Bu sayede besinlerin daha düzgün bir şekilde sindirilmesi sağlanmaktadır. 

Tüp mide ameliyatı

Gastrik sleeve olarak da adlandırılan bu prosedür midenin boyutunun küçültülerek daha az kalori alınmasına yardımcı olmaktadır. Bu işlemde midenin yaklaşık olarak %80’nin çıkarılması söz konusu olmaktadır. Mide ameliyat ile muz şeklini alır. 

Midenin küçülmesi kalori miktarının azalmasını sağlayacağı gibi aynı zamanda midenin daha az açlık hormonu üretmesini de sağlamaktadır. Bu sayede hastalar daha uzun süre tok kalarak hızlı bir şekilde kilo verebilirler. 

Obezite Ameliyatının Faydaları

Obezitenin tedavisinde farklı ameliyat yöntemleri kullanılmaktadır. Bu yöntemler alınan faydanın değişiklik göstermesine neden olmaktadır. Ameliyat yöntemlerine göre alınabilecek faydalar ise şu şekilde olmaktadır.

Duodenal Switch 

Bu yöntemin kullanıldığı hastalar 2 yıl içerisinde ortalama olarak fazla kilonun %80’nini vermektedir. Bu oran diğer obezite cerrahisi yöntemlerinin ortalamalarının çok üzerinde olmaktadır. Bunun yanında hastalar daha sonrasında ideal kilolarını daha rahat koruyabilirler. Bu konuda yapılan çalışmalar ameliyattan sonraki 10 içerisinde hastaların %70’inde fazla kiloların verilmeye devam ettiği ve kilonun korunduğunu göstermektedir.

Bu yöntemin başarı oranı %90 olmaktadır. Diğer bir değişle hastaların en az %90’nı fazla kilolarının %50’sini kaybetmektedir. Bunun yanında bu yöntem ile Tip 2 diyabetli kişilerin %90’nı ameliyat sonrasında ilaç kullanımını bırakmaktadır. 

Bu yöntemin sağlamış olduğu diğer avantajlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Uzun vadede metabolizmayı, açlık hissini, kan lipid ve kan şekeri seviyelerini iyileştirir.
  • Diğer ameliyat yöntemlerine göere biraz daha büyük mide dokusu bırakıldığı için biraz daha fazla öğün tüketilmesine olanak sağlar
  • Nadiren dumping sendromuna neden olduğu için şeker ya da yağdan kaçınılmasına gerek yoktur.
  • Herhangi bir sebep ile ölüm riskini azaltmasından dolayı daha uzun yaşama imkanı sunar. 

Mide Bandı

Mide bandı ile hastaların kilolarının %40’nı kaybetmeleri mümkün olmaktadır. Alınacak sonuçlar ameliyattan sonra hastaların alışkanlıklarını ne kadar değiştirdiğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. 

Mide bandı ameliyatlarının sağlamış olduğu en büyük avantaj ise diğer ameliyat yöntemlerine göre daha az komplikasyon riski taşıması ve gerekli olması halinde basit bir şekilde çıkarılabilmesidir. 

Mide Bypass Ameliyatı

Mide bypass prosedürünün en büyük avantajı en uzun süredir uygulanan obezite cerrahisi olmasıdır. Bunun yanında diğer yöntemler ile karşılaştırıldığında uzun vadede en iyi başarı oranına sahip yöntemlerden birisidir.

Uzun süredir uygulanması sebebi ile hakkında elde edilen veriler çok daha fazladır. Bu çalışmalarda uygulamadan yıllar sonra dahi ideal kilonun korunmaya devam etmesi ve obezitenin neden olabileceği diğer sağlık durumlarını iyileştirerek ilaç kullanımını azalttığını göstermektedir.

Tüp Mide Ameliyatı

Diğer bariatrik cerrahisi prosedürleri ile karşılaştırıldığında tüp mide ameliyatı daha basit, hızlı ve güvenilir olmaktadır. Daha uzun bir prosedür için uygun olmayan sağlık koşullarına sahip olan kişiler için en uygunlar seçenek olmaktadır. Bu yöntem ile bağırsakların yeniden düzenlenmesi söz konusu olmadığı için beslenme ile ilgili uzun vadeli komplikasyonların yaşanma olasılığı çok daha düşük olmaktadır.

Obezite Ameliyatının Komplikasyonları

Obezite cerrahisinde farklı yöntemlerin kullanılması farklı komplikasyon risklerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bazı komplikasyon ortak olarak görülebilmekle birlikte ortak komplikasyonların şiddeti ve sıklığı da yönteme bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Uygulanan yönteme bağlı olarak görülebilecek komplikasyonlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Duodenal Switch

Bu yöntem ile diğer obezite cerrahisi yöntemlerinde görülebilecek ortak komplikasyonlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Yara enfeksiyonları
  • Aşırı kanama
  • Anesteziye karşı reaksiyonlar
  • Kan pıhtıları

Ameliyata özgü görülebilecek komplikasyonlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Organlardan birinin kas duvarındaki bir boşluktan dışarı çıkması ile oluşan fıtıklar
  • Yara dokusunun ince bağırsağın daralmasına veya yıkanmasına neden olması durumunda ince bağırsak tıkanıklığı
  • Bağırsak bypassı, ince bağırsağın cerrahi olarak kesilip yeniden bağlanmasını içermektedir. Bağlantı noktasının sızdırması durumuna anastomoz sızıntısı adı verilmektedir. Bu durumun gerçekleşmesi halinde karın boşluğu içinde ciddi enfeksiyon görülebilir.

Bu yöntemin uzun vadede neden olabileceği komplikasyonlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Yetersiz beslenme
  • İshal (hastaların sindirim sistemlerinin ameliyata uyum sağlamasının ardından bu komplikasyon düzelir.)
  • Safra reflüsü
  • Safra reflüsünün görülmesi durumunda gastrit ve mide ülseri
  • Safra kesesi taşları

Mide Bandı

Mide bandı yönteminin göze çarpan ilk dezavantajı diğer yöntemlere göre daha az kilo kaybı sağlayabilmesidir. Özellikle ameliyattan sonraki ilk iki yıl sık sık ayarlanması gerekmektedir. Zaman içerisinde ortaya çıkabilecek sorunlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Mide bandı operasyonlarından sonra komplikasyon görülme ihtimali %50 olmaktadır.
  • Mide bandının takılması ya da çıkarılması için tekrarlanan işlem oranı %35’dir.
  • Ek müdahale yapılması ek masrafların ve risklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Mide bandı ameliyatlarının neden olabileceği komplikasyonlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Özellikle ameliyattan sonraki ilk günlerde hastalarda sıklıkla mide bulantısı ve kusma görülmektedir. Zaman içerisinde hastaların yeme biçimini öğrenmesi ile bu durum düzelmektedir.
  • Hastaların yeterli sıvı tüketme konusunda sorun yaşamasından dolayı kabızlık sorunu oluşabilmektedir.
  • Yutma zorluğu
  • Reflü
  • Port sorunları
  • Çıkış tıkanıklığı
  • Bant kayması
  • Yemek borusunun genişlemesi ve/ veya kese genişlemesi
  • Bant erozyonu
  • Bant intoleransı

Gastrik Bypass

Kısa vadede gastrik bypass prosedürü de diğer prosedürler ile aynı riskleri paylaşmaktadır. Bunun yanında prosedüre özel olarak görülebilecek komplikasyonlar içerisinde şunlar yer alır.

  • Fıtık
  • İnce bağırsak tıkanıklığı
  • Anastomoz sızıntıları

Bu yöntemin uzun vadede görülebilecek komplikasyonları içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Yiyeceklerin ince bağırsaktan çok hızlı bir şekilde boşalmasına neden olan Sumping sendromu
  • Malabsorpsiyon
  • Yetersiz beslenme
  • Safra reflüsü
  • Safra kesesi taşları
  • Ülser
  • Kilo alımı

Tüp mide

Tüp mide ameliyatında diğer prosedürler ile ortak görülen komplikasyonların yanı sıra uzun vadede görülebilecek komplikasyonlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Ameliyattan sonra oluşan yara dokusu midenin daralmasına neden olabilir. Bu durum besinlerin mideden geçmesini yavaşlatabilir ya da engelleyebilir. Bu durumda hastalarda kusma, bulantı ya da yemek yeme zorluğuna neden olabilir.
  • Beslenme eksiklikleri
  • GERD
  • Safra kesesi taşı

Obezite Ameliyatı Sonrası İyileşme

Obezitenin tedavi edilmesinden sonra hastaların yaşayacakları iyileşme süreçleri de yöntemler ile bağlantılı olarak değişiklik göstermektedir. Uygulanan yöntemlere göre hastaların karşılaşabilecekleri iyileşme süreçleri ise şu şekilde olmaktadır.

Duodenal Switch

Ameliyatın ardından hastaların birkaç gün boyunca hastanede kalmaları gerekmektedir. Hastaların işlerine ya da okullarına geri dönmek için ise birkaç hafta boyunca dinlenmeleri gerekir. İyileşme aşamasında vücutta hızlı kilo verme de dahil olmak üzere büyük değişiklikler olmaktadır. Bu süre içerisinde bazı belirtiler görülebilir. Bu belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Tükenmişlik
  • Mide bulantısı
  • Hormon dalgalanmaları
  • Ruh hali değişimleri
  • Saç dökülmesi
  • Vücut ağrısı
  • Üşüme hissi

Bunun yanında iyileşme sürecinde ne ve nasıl beslenilmesi konusunda da sıkı kurallar bulunmaktadır. Bu kurallar sindirim sisteminin iyileşmesi ve yeni değişikliklere uyum sağlaması için zaman kazandırmak içindir. Normal beslenmeye geri dönüş genellikle 2 hafta sürmektedir. Bu süre içerisinde uyulması gereken diyetler ise şu şekildedir.

  • Berrak sıvı diyeti
  • Tam sıvı diyeti
  • Püre haline getirilmiş yiyecekler
  • Yumuşak diyet

Mide Bandı

Hastaların önemli bir kısmı ameliyattan sonraki ilk bir iki yıl içerisinde kilo vermektedir. Ameliyattan hemen sonra komplikasyon görülme riski nadir olsa da uzun vadeli komplikasyon görülme riski yüksektir. Bu sebeple de bandın çıkarılması ve daha sonrasında bariatrik prosedür uygulanması gerekebilir. 

Gastrik Bypass

Gastrik bypass ameliyatından sonra hastalar genellikle 1 gün hastanede kalırlar. Daha sonrasında da birkaç hafta evlerinde dinlenirler. Ameliyattan sonraki ilk 6 hafta yorucu aktivitelerden uzak durmaları gerekmektedir. Hastaların normal aktivitelerine dönmeleri ise 12. Haftaya kadar uzayabilmektedir. 

İyileşme sürecinde hastaların karşı karşıya kalabilecekleri durumlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Yorgunluk
  • Ruh hali değişiklikleri
  • Dışkı değişiklikleri

Birkaç ay içerisinde hızlı bir şekilde kilo vermek ve kısıtlı beslenme ise aşağıdaki değişikliklere neden olmaktadır.

  • Vücut ağrıları
  • Üşüme
  • Saç dökülmesi

İyileşme sürecinde hastaların uygulaması gereken sıkı bir diyet programı bulunmaktadır. Diyete tam olarak uymak sindirim sistemi iyileşirken korunmasına ve kilo vermeye yardımcı olmaktadır. Ameliyattan sonraki ilk birkaç hafta sıvı diyet uygulanmaktadır. Daha sonrasında yumuşak diyete geçilmektedir. Hastaların tam olarak katı gıdaya başlamaları iki ila üç ay arasında değişmektedir. Ameliyattan sonra hastalar için özel programlar hazırlanmaktadır. Ancak genel olarak dikkat edilmesi gerekenler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Günde iki litre sıvı alımı
  • Günde en az 100 gram protein tüketilmesi gerekir.
  • Günlük olarak vitamin ve mineral takviyelerinin alınması
  • Şeker ve nişasta oranı yüksek olan yiyeceklerden kaçınmak

Tüp Mide Ameliyatı

Ameliyattan sonra hastaların eski rutinlerine dönmesi bir ay kadar sürmektedir. Bu süre içerisinde sınırlı kalori tüketilen diyetlere uyum sağlama ve iyileşmenin gerçekleşmesi sebebi ile hastaların kendilerini yorgun hissetmeleri beklenen bir durumdur. Bu yöntemde de hastalar ameliyattan sonra sıvı beslenmektedir. Daha sonrasında yumuşak gıdalara geçer. En sonun da özel olarak planlanmış katı besinleri tüketmeye başlarlar. 

Endoskopik prosedürler

Obezite tedavisinde kullanılan bir diğer yöntem ise endoskopik prosedürlerdir. Bu prosedürlerin uygulanma aşamasında ciltte herhangi bir kesi açılmasına gerek olmaz. Bunun yerine hastalara anestezi uygulandıktan sonra tüpler ve aletler boğazdan mideye doğru sokulur. Uygulanan yaygın prosedürler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Mide Balonu

Mide balonu günümüzde en sık kullanılan tedavi seçeneklerinden birisi olmaktadır. Bu prosedürde mideye küçük bir balon yerleştirilir. Daha sonrasında midedeki alanın daraltılması için balon su ile doldurulur. Bu sayede hastalar daha az yemek yiyerek daha hızlı doyarlar. Mide balonu 6 ay kadar kullanılabilen bir yöntemdir. Daha sonrasında yine endoskop kullanılarak mideden çıkarılırlar. Daha sonrasında sağlık ekibinin uygun görmesi halinde ikinci kez balon yerleştirilebilir.  

Endoskopik Sleeve Gastroplasti

Bu yöntemde midenin kapasitesinin azaltılması için mideye dikiş atılmaktadır. Zaman içerisinde daha az yemek yemeği sağlayan bu prosedür kalori alımını azalttığından dolayı zayıflamaya yardımcı olmaktadır. 

Hidrojeller

Reçete ile satılan bu kapsüller suyu emerek mide içerisinde büyümektedir. Bu sayede hastaların kendilerini tok hissetmelerini sağlar. Kapsüller yemekten önce tüketilir ve daha sonrasında dışkı ile bağırsaktan atılırlar.

Vagus Sinir Blokajı

Bu yöntemde ise mide bölgesinde cildin altına bir cihaz yerleştirilir. Cihaz ise o bölgede bulunan ve vagus sinir adı verilen bir sinire elektrik gönderir. Bu sinir beyne midenin ne zaman boş veya dolu olduğunu ileten sinirdir. 

Gastrik Aspirasyon

Obezite tedavisinde kullanılan bu yöntemde mide içerisine bir tüp yerleştirilmektedir. Daha sonrasında hastalar her öğünden sonra mide içeriğinin bir kısmını tüp yardımı ile çıkarırlar. 

Obezite Ameliyatı Öncesi Nelere Dikkat Edilmeli

Obezite cerrahisi hastaların hayatlarını uzun dönem etkileyen bir tedavidir. Bu sebeple de hastaların hayatlarının değişmesine neden olmaktadır. Başarılı sonuçların elde edilmesi için ise hastaların üzerine düşeni yapmaları gerekmektedir. Bu sorumlulukların başında da ameliyata hazırlanma bulunmaktadır. Bunun için hastaların özellikle dikkat etmeleri gereken noktaların başında şunlar gelmektedir.

Beslenmeyi Öğrenmek

Kilo verme ameliyatlarının anahtarı hastaların sağlıklı beslenmeyi öğrenmeleridir. Bunun için bir diyetisyen ile görüşmek hem ameliyat öncesinde hem de sonrasında yapılacak diyetler ile ayrıntılı ve profesyonel bilgi alınmasını sağlayacaktır. 

Bunun yanında beslenme ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmak için gerekli vitamin ve mineral takviyelerinin de kullanılması gerekmektedir. Ayrıca kan şekerinin düzenlenmesi gerekiyor ise endokrin uzmanı ile de gerekli tedavilerin uygulanması hastaların hazırlık süreçleri için önemlidir.

Egzersiz Planına Sadık Kalmak

Kilo vermenin gerçekleşmesi için sağlık ekibi ameliyat ve beslenmenin yanı sıra hastaları için egzersiz programı da hazırlamaktadır. Hastaların bu yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayabilmeleri için ameliyattan önce çalışmalara başlamaları gerekmektedir. Bu sebeple de hastaların ameliyattan önce uzmanlar tarafından hazırlanan egzersiz programlarına başlamaları ve bu plana sadık kalmaları gerekmektedir. 

Ruh Sağlığı Değerlendirilmesi

Obezite cerrahisinden sonra hastaların hayatlarında büyük değişiklikler olmaktadır. Bunun yanında hızlı kilo vermek hormonların da ciddi şekilde etkilenmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de hastaların ameliyattan sonra ruh hallerinde ciddi değişikliklerin görülmesi sık rastlanan bir durumdur. Olumsuz ruh hali değişikliklerinin önüne geçilmesi ve hastada depresyon gibi herhangi bir sorunun bulunup bulunmadığının da araştırılması için ruh sağlığı uzmanlarından yardım alınması gerekmektedir. Ayrıca terapiler hastaların ameliyat öncesinde ve sonrasındaki stresi etkili bir şekilde yönetebilmelerini sağlayacaktır.

Tıbbi İzin

Ameliyattan önce hastanın genel sağlık durumunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü bu ameliyatlar oldukça kapsamlı olabilmektedir. Ameliyatlarda ya da sonrasında yaşanabilecek komplikasyon riskinin azaltılması için akciğer fonksiyonlarının, metabolik durumun ve sindirim sisteminin kontrol edilmesi gerekmektedir. 

Olumlu Davranışların Benimsenmesi

Kilo vermeyi desteklemek için ameliyat öncesinde olumlu alışkanlıkların edinilmesi gerekmektedir. Bu alışkanlıklar içerisinde temel olarak şunlar yer almaktadır.

  • Uyku alışkanlıklarının iyileştirilmesi
  • Stresin yönetilebilmesi
  • Aile , arkadaş ya da destek gruplarından destek almak
  • Duygusal ya da sosyal ortamlar gereği yemek yeme davranışının bozulduğu durumların üstesinde gelmek için gerekli stratejileri oluşturmak
  • Sigara kullanımını bırakmak

Anestezi hazırlığı

Anestezi sağlıklı kişiler için dahi risk oluşturmaktadır. Birçok sağlık riski taşıyan obezite hastalarına uygulanacak anestezi ise daha fazla risk içermektedir. Bu sebeple de anesteziyi etkileyebilecek durumların önceden tespit edilmesi ve ameliyat planının buna uygun olarak yapılması gerekmektedir. 

Obezite Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli

Obezite tedavisinin zor olmasının yanı sıra diğer sağlık sorunlarına da yol açabilmesinden dolayı ameliyattan sonra hastaların tedavilerine kapsamlı bir şekilde devam edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple de ameliyattan sonra hastaların hayatlarını kökten değiştirmeleri ve aşağıda yer alan ana konular üzerinde ciddi bir şekilde durmaları gerekmektedir.

Diyet

Obezite ameliyatlarından sonra sağlık uzmanları hastaların sıkı sıkı uymaları gereken özel diyet programları hazırlamaktadır. Bu programlar ilk haftalar son derece sıkı ve genellikle sıvı olmaktadır. Daha sonrasında hastaların kilo vermeye devam edebilmeleri ve uzun dönemde kilolarını koruyabilmeleri için düzenli beslenmelerine devam etmeleri gerekmektedir.

Ameliyattan sonra hastaların özellikle üzerinde durmaları gereken konulardan birisi de sıvı tüketimi olmaktadır. Günde en az 2 litre sıvı tüketimi sayesinde ameliyattan sonra görülebilecek mide bulantısı, böbrek sorunları, yorgunluk ve kabızlığın giderilmesini sağlayacaktır.

Beslenmelerin protein içeren besinlere yüksek miktarda yer vermeleri gerekmektedir. Bunun yanında nişasta ve şeker içeren besinlerin ise tüketilmemesi önerilir. 

Vitamin ve Mineraller

Obezite ameliyatlarından sonra hastaların hayatları boyunca vitamin ve mineral takviyesi kullanmaları gerekmektedir. Hastaların hangi takviyeleri kullanacakları ise doktorları tarafından belirlenmektedir. Hastalara genellikle B 12  ve D vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum ve demir mineralleri önerilmektedir. Bazı hastalar takviyeleri çiğnenebilir formda almaları gerekmektedir. 

Ameliyatlardan sonra takviye kullanmayan hastaların vitamin ve mineral değerleri düşeceği için hayat süreleri içerisinde ciddi rahatsızlıklar ile karşılaşmaları mümkün olmaktadır. 

Egzersiz

Egzersiz yapmak ameliyattan sonra hastaların kilo vermesine yardımcı olacağı gibi uzun vadede kilolarını korumayı da sağlayacaktır. Ameliyattan sonra hastaların kendilerini daha enerjik hissetmeleri sayesinde daha fazla egzersiz yapacaklardır. Egzersizler ise ameliyattan sadece birkaç saat sonra başlamaktadır. Hastaların sık sık yürümeleri gerekir. Egzersiz programına başlamadan önce ise profesyonellerden yardım almaları gerekir. 

Obezite cerrahisinden sonra hastaların günde yarım saatlik egzersiz yapmaları tavsiye edilir. İlerleyen dönemde ise hastaların önemli bir kısmında egzersiz süresi doğal olarak uzamaktadır. 

İlaçlar

Obezite cerrahisinden sonra hastaların önemli bir kısmında daha öncesinde kullanılan ilaçlar kesilmekledir. Bazı ilaçların ise sıvı ya da çiğnenebilir formda alınmaya devam edilmesi gerekmektedir. 

Ameliyattan önce uzun salınımlı ilaç kullanan hastaların ilaç dozlarının yeniden ayarlanması gerekebilir. Ayrıca kullanılacak ilaçların doktor gözetiminde olması gerekmektedir.

Sigara ve Alkol

Ameliyatta önce uzmanlar hastalarının sigara kullanımını bırakmalarını istemektedir. Ancak bu hastalar için son derece zorlayıcı olabilir. Bu noktada doktorlar hastaların sigarayı bırakmalarına yardımcı olabilecek yöntemler reçete etmesi mümkündür. Bunun yanında sigara dışındaki diğer nikotin ürünlerinin de ameliyattan önce bırakılması gerekmektedir.

Çünkü nikotin akciğer komplikasyonlarının görülmesine neden olmaktadır. Ayrıca iyileşmenin kötüleşmesine de neden olur. Nikotin kullanımı devam eden hastalarda zatürre, kan pıhtısı oluşumu ve kalp krizi riski yüksek olmaktadır. 

Ameliyattan sonra hastaların alkol kullanması da ciddi sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çünkü ameliyattan sonra alkol daha hızlı bir şekilde kana karışır. Bu sebeple de ameliyat öncesine oranla kanda daha fazla alkol bulunur. Bu durum hastalarda alkolizm riskinin oluşmasına neden olmaktadır.

Gebelik

Kadın hastaların ameliyattan önce doğum kontrol yöntemlerini planlamaları gerekmektedir. Çünkü ameliyattan sonra 12- 18 ay hamile kalınmaması gerekir. Bunun temel sebebi ise hastaların ideal kilolarına ulaşmalarını sağlamanın yanı sıra hamilelik durumunda annenin ve bebeğin ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin alınabilmesini sağlamaktır. 

Diğer bir yandan obezite cerrahisinden sonra gebe kalmada zorluk yaşayan kadınların hamile kalmaları daha yüksek ihtimal olmaktadır. Hatta daha öncesinde regl olmayan kadınların dahi ideal kilolarına ulaşmalarının ardından üreme sistemlerinin sağlıklı bir şekilde çalıştığı ve gebe kalabildikleri bilinmektedir. 

Uzun Süreli Takip

Kilo verme uzun süreli bir durumdur. Bu sebeple de hastaların ameliyattan sonra da takip edilmeleri gerekmektedir. Ameliyattan sonraki ilk birkaç yıl hastaların ayda bir doktor kontrollerine gitmeleri gerekmektedir. Çünkü obezite kronik bir hastalıktır ve ideal kiloya ulaştıktan sonra dahi geri dönebilir. 

Uzun süreli takip içerisinde aynı zamanda kan tahlillerinin de düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Kan testlerinin ameliyattan sonra 3, 6 ve 12 aylarda yapılması ve daha sonrasında yıllık olarak tekrarlanması gerekmektedir. Uygulanan testler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Tam kan sayımı
  • Kapsamlı metabolik panel
  • Lipid paneli
  • Hemoglobin A1c
  • Vitamin ve mineral seviyeleri

Obezitenin İyileşme Süreci

Vücuttaki fazla kiloların gitmesi obezite hastalığının iyileşme sürecinde olduğunun göstergesidir. Kilo kaybı hastaların yaşamlarını birçok farklı şekilde etkilemektedir. Kilo vermenin hastalara kazandırdıkları içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Uyku Kalitesinin Artması

Obezite uyku apnesine neden olabilmektedir. Bu durum da obez kişilerin uykularının kalitesiz olmasına ve kişilerin kendilerini sürekli olarak yorgun hissetmelerine neden olmaktadır. Ancak kilo vermek nefes alma sorunlarının iyileşmesini sağlayarak kişilerin daha kaliteli uyku uyumalarını sağlar. Bu sayede kişiler kendilerini dinlenmiş ve enerjik hissederler.

Daha İyi Ruh Hali

Kilo vermek sadece fiziki iyileşme sağlamaz. Aynı zamanda depresyon, öfke ve gerginlik gibi olumsuz ruh hallerinin de iyileşmesini sağlar. 

Tat Değişimi

Obezite tat alma üzerinde etkili olmaktadır. Çünkü obezite tat tomurcuklarının körelmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de özellikle obezite cerrahi uygulanan kişilerin ameliyattan sonra tat alma duyularının iyileştiği görülmektedir. Bu sebeple de hastaların önemli bir kısmında şekerli ya da yağlı yiyeceklere karşı tiksinti oluşmaktadır.

Beyin Kazanımları

Obezite hafıza, düşünme ve genel beyin fonksiyonlarının üzerinde olumsuz etkiye neden olmaktadır. Ancak kişilerin kilo vermesinden sonra belirtilen noktalarda beyin işlevinin arttığı gözlemlenmiştir. Yapılan çalışmalar, kilo vermeden sonra beynin bazı bölgelerinin daha aktif bir şekilde çalıştığını göstermektedir. 

Daha İyi Cinsel Hayat

Obez kişilerin önemli bir kısmı cinselliğe çok fazla ilgi duymaz. Diğer bir yandan obez erkeklerin önemli bir kısmında erektil disfonksiyon sorunu görülmektedir. Ancak kilo verilmesinin ardından bu sorunlar düzelir ve kişiler cinsel hayatlarından daha fazla zevk alır. 

Deri Sarkması

Kilo vermenin neden olduğu nadir rahatsızlıklardan birisi de cildin sarkmasıdır. Özellikle yüksek miktarda kilo veren kişilerde cildin eski sıkılığını yakalaması mümkün olmamaktadır. Bu sebeple de daha sonrasında cilt germe operasyonlarının uygulanması gerekebilir. Çünkü cildin aşırı sarkması sadece görünüşün etkilenmesine neden olmaz aynı zamanda cilt tahrişi sebebi ile enfeksiyon oluşumuna da neden olabilir.

Metabolizmanın Yavaşlaması

İyileşme sürecinde karşılaşılan sorunlardan birisi de metabolizmanın yavaşlamasıdır. Daha az kalori tüketilmesi sebebi ile metabolizma yavaşlamaya başlar. Bu durum kilo vermenin yavaşlamasına da neden olmaktadır. Bu durumun üstesinden gelmek için direnç egzersizlerinin yapılarak kas kütlesinin arttırılması gerekmektedir.

Vücut Saatinin Değişmesi

Obezitenin iyileşme sürecinde yaşamın son derece düzenli olması vücut saatinin yeniden ayarlanmasını sağlamaktadır. Bunun yanında yemek yenilecek zaman da etkili olmaya başlamaktadır. Bazı çalışmalar yemek yeme zamanının kilo verme üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir.

Vücut Sıcaklığının Değişmesi

Obez kişilerin vücut sıcaklıkları diğer kişilere göre daha yüksek olmaktadır. Bu durum özellikle menopoz durumunda kişilerin daha fazla belirti yaşamasına neden olmaktadır. Ancak kilo verme dönemi devam ettikçe vücut ısısı normale dönmektedir. 

Obezitenin Riskleri

Obezite sorunu yaşayan kişilerde aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi potansiyel olarak ciddi sağlık sorunu gelişme olasılığı daha yüksektir. 

Kalp Hastalığı ve Felç

Obez kişilerin kalp hastalığı ve felç riskinin artmasına neden olan yüksek tansiyon ve sağlıksız kolesterol seviyelerinin yüksek olması bu risklerin artmasına neden olmaktadır.

Tip 2 Diyabet

Obezite vücudun kan şekeri seviyesini kontrol etmek için insülin kullanma şeklinin etkilenmesine neden olabilmektedir. Bu insülin direnci ve diyabet riskinin artmasına neden olur.

Bazı Kanser Türleri

Obezite rahim, serviksi, endomentrium, yumurtalık, meme, kolon, rektum, yemek borusu, karaciğer, safra kesesi, pankreas, böbrek ve prostat kanseri görülme riskini arttırmaktadır.

Sindirim Sorunları

Obezite mide ekşimesi, karaciğer sorunları ve safra kesesi sorunlarının artmasına neden olmaktadır.

Uyku apnesi

Obez kişilerde uyku apnesi görülme riski daha yüksek olmaktadır.

Osteoartrit

Obezite eklemlere binen stresin artmasına neden olmaktadır. Ayrıca vücutta şişlik, ağrı ve sıcaklık hissi gibi iltihaplanması da teşvik eder. Bu gibi sebepler osteoartrit gibi komplikasyonların görülmesine neden olur.

Yağlı Karaciğer Hastalığı

Obezite karaciğerde fazla yağ birikmesine neden olmaktadır. Bazı durumlarda karaciğer sirozu olarak da bilinen ciddi karaciğer hasarının yaşanmasına neden olabilir. 

Obezite Nasıl Hesaplanır?

Obezite tanısında kullanılan ilk değer vücut kitle indeksi olmaktadır. BMI olarak da adlandırılan bu değerin hesaplanması için kişinin ağırlığının (kg cinsinde) boy uzunluğunun (cm cinsinden) karesine bölünmesi gerekmektedir. Bu hesaplama obezite riskinin ve vücuttaki yağ oranının hesaplanmasını sağlamaktadır.

BMI sonuçları ise aşağıdaki gibi yorumlanmaktadır.

  • 18,5 az olanlar düşük kilolu
  • 18,5 ile 24,9 arasında olanlar sağlıklı kiloda
  • 25 ile 29,9 arasında olanlar fazla kilolu
  • 30 ile 34,9 arasında olanlar 1. Sınıf obezite
  • 35 ile 39,9 arasında olanlar 2. Sınıf obezite
  • 40’ın üzerinde olanlar ise 3. Sınıf obezite

Obezite Dereceleri

Obezitenin derecelendirilmesinde vücut kitle indeksi hesaplamasından yararlanılmaktadır. Buna göre obezite genel olarak 3 sınıfa ayrılmaktadır. Bazı uzmanlar ise 3. Sınıf obeziteyi kendi içerisinde iki alt gruba daha ayırmaktadır. Buna göre;

  • BMI sonucu 50 ila 59 arasında olanlar süper obezite ve 
  • BMI sonucu 60 ve üzeri olanlar süper süper obezite olarak tanımlanmıştır.
Doktora Soru Sor