Mide Kanseri

Onaylayan Doktor (-lar) ; Yusuf Ziya Erzin , Hakan Yüceyar • Oca 26, 2022

KISA YOL

30 Saniyelik Özet

  • Mide kanseri, mide yüzeyinde bulunan hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve çoğalması sonucu oluşur.
  • En yaygın belirtisi iştahsızlıktır.
  • Diğer belirtiler arasında kilo kaybı, yutkunma zorluğu, mide bulantısı, kusma, kanlı dışkı ve kanlı kusma yer alır.
  • Mide kanserinin tedavisi cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi ile yapılır.

Mide Kanseri

Kanser, çağımızın tedavisi en zor ve en fazla can alan hastalıklarından biri olmakla birlikte mide kanseri de en zor hastalık çeşitlerinden birisidir. Zira mide kanseri hiçbir genetik faktör, cinsiyet, yaş veya sosyoekonomik durum değişikliğine bağlı olmadan herkeste görülebilen bir rahatsızlıktır.

Tam olarak tanımlaması yapılması gerekirse, mide kanseri; mide yüzeyinde bulunan ve kaplama görevi üstlenen hücrelerdeki kontrolsüz büyüme ve çoğalma sonucunda yaşanan onkolojik bir hastalık çeşididir. Genellikle bu kanser yemek borusu ile midenin birleşim noktasında veya midenin gövde genelinde karşılaşılabilen bir rahatsızlıktır.

Mide Kanseri Çeşitleri

Mide kanseri tümör şeklinde ortaya çıkan bir rahatsızlık olmakla birlikte tümörün bulunduğu noktaya göre de mide kanserinin çeşitleri birbirinden ayrılmaktadır. Bu duruma bağlı olarak mide kanseri çeşitleri ayrı ayrı kısaca incelenebilir.

  • Adenokarsinom olarak adlandırılan çeşit, mide kanseri yaşayan kişilerin %90 gibi bir oranında karşılaşılan yani en fazla görülen çeşittir. Temel olarak mide mukozasında tümör gelişmektedir.

  • Lenfoma genel bir kanser türü olmak ile birlikte mide kanseri çeşidi olarak da mide lenfoması şeklinde görülebilir. Nadir görülmek ile birlikte mide duvarı içerisinde oluşabilir.

  • Karsinoid tümör olarak bilinen çeşit ise midedeki hormonların üretilmesini sağlayan hücrelerde görülen tümör çeşididir. Genellikle diğer organlara yayılma riski düşüktür.

  • Gastrointestinal stromal tümör nadir görülen bir tümör çeşidi olmakla birlikte mide duvarında bulunan Cajal'ın interstisyel hücreler üzerinde küçük belirtiler ile ortaya çıkar. Aslında bu noktada görülen tümörlerin bazıları kanser göstermemek ile birlikte iyi huylu olabilir. GIST olarak da adlandırılan bu tümörler sindirim sisteminin herhangi bir noktasında görülebileceği gibi genellikle mide iç kısmında yer alırlar.

  • Bu genel çeşitler dışında diğer farklı mide kanseri türleri arasında da adenokarsinom ile benzer bir yapıya sahip skuamöz hücreli karsinom, leiomyosarkom ve skuamöz hücreli karsinom gibi midede başlayan nadir görülen kanser çeşitleri bulunmaktadır.

Mide Kanseri Tanısı Nasıl Koyulur?

Hastalığın başlangıç çevrelerinde mide kanseri teşhisi koyması gayet zordur. Bu noktada öncelikle fiziksel muayene gerçekleştirilerek, anormal bir durum olup olmadığı belirlenir. Bu belirleme açısından da Helicobakter Pylori bakterisinin varlığını tespit etmek amacıyla kan testi uygulanır.

Teşhis yöntemlerinde gastrointestinal sistem endoskopisi yani ismiyle gastroskopi sistemi de bulunmaktadır. İnceleme kapsamında küçük bir kameranın olduğu ince bir hortum ile boğaz yolundan başlayarak mideye kadar ulaşılır. Doktor kontrolünde yapılan bu incelemede midenin mukoza tabakası dahil tüm tabakalar incelendikten sonra herhangi bir şüpheli durum olup olmadığının incelenmesi için doku örnekleri alınır ve biyopsi olarak adlandırılan bu işlem sayesinde en doğru tanıyan ulaşmaya çalışılır. 

Diğer tanı yöntemleri açısından bilgisayarlı tomografi ile erken vakaların incelenmesi zor olsa da ilerleyen vakalarda sonuç elde edilebilir. Yani endoskopi ve ardından biyopsi tanısı sonrası tomografi tercih edilebilir. Başka bir tanı yöntemi olan laporoskopi ise cerrahi girişim öncesinde fayda sağlamaktadır. İlerleyen kanser evrelerinde de mide kanserinin farklı organlara sıçrayıp sıçramadığını ve metastaz oluşturup oluşturmadığını belirlemek için hem bilgisayarlı tomografi hem ultrasonografi hem de manyetik rezonans(MR) yöntemlerinden yararlanılabilir.

Mide Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

İnsan vücudunda mide kanseri ile karşılaşılmasının altında özellikle genetik yapı ön planda tutulsa da hem çevresel etkenler hem de kansere neden olan bazı öncü hastalıklar bulunmaktadır. Birçok araştırmada mide kanserinin tesadüfi olarak görüldüğü fakat %10 gibi bir hasta oranında ailesel geçişin bulunduğu kabul edilmiştir.

Mide kanserinde özellikle Helicobakter Pylori, beslenme düzensizliği ve kalıtsal özellikler riski artırmaktadır. Kömür madenciliği, asbest ile çalışılan meslekler, petrokimya sektörü gibi sektörler riskli sektörler grubunda yer almaktadır.

Bazı hastalar daha önce değişen mide rahatsızlıkları nedeniyle ameliyat veya tedaviler aldığında midede normalin üzerinde safra ve pankreas salgısı oluşabileceği için bu hastalarda ilerleyen dönemde mide kanseri gelişebilir.

Yine en önemli risk faktörlerinden birisi de genç yaştan itibaren sigara kullanımının yer alması ve kişinin çok fazla tüketimi terk etmemesi risk olarak kabul edilebilir. Yine bununla birlikte fazla alkol kullanımı, 50 yaşın üzerinde olma, beslenme çeşidinde çok fazla yağlı, acı ve baharatlı gıdalar tüketme, aşırı kilo ve pernisiyöz anemi gibi noktalar risk oluşturmaktadır.

Mide Kanseri Belirtileri

Hastalığın ortaya çıkışından başlamak üzere kişinin beslenme düzeninde dengesizlik ortaya çıkarken, hızlı bir şekilde kilo kaybı ile karşılaşılabilir. Mide kanserinde hastalarda genel olarak görülen belirtiler arasında;

  • Ani şekilde görülen iştahsızlık
  • Kanserleşen dokular ile midenin üst kısmında karşılaşıldığında, yutkunmada zorluk ve takılma hissiyatı
  • Yemek borusunda hissedilen doygunluk, şişkinlik ve sık sık geğirti şikayeti
  • Midenin alt bölgesinde kanserli dokuların görülmesi ile sık sık mide bulantısı ve kusma şikayetinin ortaya çıkması bulunmaktadır.

İlerlemiş Mide Kanseri Belirtileri

Kanserin ilerleyen evrelere ulaşması ile birlikte kişilerde en fazla görülen belirtiler arasında dışkının kanlı bir hale gelmesi ve kusma durumunda kanlı kusma ile karşılaşılması bulunmaktadır.

Mide Kanseri Evreleri

Belirtilerin ortaya çıkması ile hekim tarafından mide kanseri tanısı konulduktan sonra kanser belirli evrelere ayrılarak takip edilir. Bu açıdan kanserin ciddiyeti ve tedavi yöntemlerinin seçilmesi kapsamında her kanser evresi hayatta kalma oranını değiştirmektedir. Kısaca bahsedilmesi;

  • Evre 0 düzeyinde kanserli hastanın midesinde anormal hücreler görülebilir.
  • Evde 1 düzeyinde mideyi oluşturan kas dokuları ve yakın noktadaki lenf bezlerinde tümörler ortaya çıkmıştır.
  • Evre 2 düzeyinde kanser midenin dışına doğru ilerlemeye başlamıştır.
  • Evre 3 kademesinde kanser midenin ana kas tabakası dışında en az 7 hatta daha fazla lenf noktasına sıçramış olabilir.
  • Evre 4 noktasında kanser midenin dışında birçok organa ulaşarak, metastaz oluşturmuş ve en üst seviyeye ulaşmıştır.

Mide Kanseri Tedavileri

Kanserlerin tümünde uygulanan tedavi yöntemleri gibi mide kanserinde de cerrahi yöntem, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler ile tedavi sağlanmaktadır. Hastaların radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemlerle uzun bir sürece girmesini engellemek için uygun bulunması durumunda ilk olarak cerrahi yöntem tercih edilir.

Mide kanserinde cerrahi yöntem açısından ilk 3 evreye kadarki olan hastalarda midenin bir kısmı veya tamamı çıkarılarak lenf bezlerinin temizlenmesi ile palyatif cerrahi yöntemi sayesinde iyileştirme sağlanabilir. Bu açıdan belirtildiği gibi kanserin erken şekilde teşhis edilmesi önemlidir. Hastalarda ameliyat uygulanabilmesi için mide kanseri ameliyatı fiyatı bazı noktalara göre değişim gösterebilir. Özellikle uygulanan kurum ve uygulayan hekimlere göre değişimler görülebilir. 

Mide kanseri tedavisi için kemoterapi ile genellikle ilerleyen evrelerde cerrahi müdahale ile alınamayacak kadar büyüklükteki tümörlere müdahale edilir. Bu sayede tümör büyüklüğü düşürüldükten sonra cerrahi müdahale ile iyileşme elde edilebilir. Ayrıca radyoterapi yöntemi de tedavide rutin bir şekilde tercih edilmekle birlikte tümörün küçültülmesi ve çok ilerlemiş evrelerde hastanın hayat kalitesinin arttırılması için seçilir.

Mide kanseri tedavisinde son yıllarda yeni bir jenerasyon ile birlikte tıpta hedefe yönelik ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Tümör hücrelerini hedef alan bu ilaçlar sayesinde iyileşmeyi hızlandırma ihtimali görülmektedir. Farklı bir yöntem olarak immunoterapi sayesinde de bağışıklık hücrelerinin kanser hücrelerine saldırması amaçlanarak tedavi sağlanabilmektedir.

Mide Kanseri Ameliyatı Sonrası Beslenme

Mide kanserinde ameliyat uygulanması sonrasında beslenmenin düzenlenmesi çok önemli bir noktadır. Gastrektomi ameliyatı ardından kişi de çok daha erken ve sık karşılaşılan tokluk hissi görülmektedir. Bu durumda kişi yeterli kalori ile beslenemediği için sorunlar ile karşılaşılabilir. Çünkü gıda, yemek borusundan direkt olarak bağırsağa geçmekte ve mide depolama alanı olmadığı için beslenme eksik kalmaktadır.

Hasta mide kanseri ameliyatı sonrasında beslenme düzeninde kaloriyi yetersizliği yaşamamak için sık sık kısa aralıklar ile beslenmeli ve küçük porsiyonlar tercih etmelidir. Midede emilimi gerçekleştirilen Demir ve B12 vitaminleri eksik kalacağı için beslenmede bu vitamin ve minerallerin enjeksiyon yoluyla alınması da tercih edilebilir.

Mide kanserine iyi gelen yiyecekler

Mide kanseri hastalarının beslenmesinde büyük problemler yaşanmaktadır. Gerek ameliyat ile midenin bir kısmının alınmasından dolayı gerekse de tümör sebebi ile besinlerin geçişinin aksamasından dolayı hastalarda sıklıkla kilo verme görülmektedir. Bu nedenler aynı zamanda hastaların yeterli besinleri alamamasına neden olmaktadır. Ancak bazı gıdalar mide kanseri hücresi büyümesinin engellenmesine yardımcı olabilecek serbest radikaller ve antioksidanlar içermektedir. Bu sebeple de hastaların özellikle bu besinler açısından zengin beslenmeleri tedavinin desteklenmesi açısından son derece önemlidir.

Allium sebzeler

Bu sebze grubu kanserin önlenmesine neden olabilecek birçok madde içermektedir. Ayrıca iltihabın azaltılarak kanser hücresi üretiminin yavaşla atılmasına da yardımcı ol olabilecek bileşikler içermektedir. Bu sebzelerin içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Soğan 
  • Sarımsak
  • Frank soğanı
  • Pırasa

Zerdeçal

Uzun süredir tıbbi özellikleriyle bilinen zerdeçal sadece mide kanseriyle bağlantılı olan helicobakter pylori bakterisini engellemekle kalmaz aynı zamanda kanser hücrelerinin esasen kendi içerisinde yok edilmesine neden olan bir tür fitokimyasal olan kurkumen de içermektedir. Bu sebeple de hastaların beslenmelerini bol miktarda zerdeçal eklemeleri önerileri.

C ve E vitamini

Bu vitaminlerin vücuttaki serbest radikallerin nötralize edilmesini sağlarken aynı zamanda bağışıklık sisteminin de güçlenmesini yardımcı olduğu bilinmektedir. C vitamininin bir diğer faydası ise midede yağ bulunmadığı zamanlarda kansere neden olduğu bilinen bir madde olan nitrozamin üretiminin engellemesidir. C vitamini açısından zengin olan besinlerin içerisinde şunlar yer almaktadır

  • Kivi
  • Portakal
  • Brokoli
  • Dolmalık biber
  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler

E vitamini açısından zengin olan besinler içerisindesin şunlar yer almaktadır.

  • Pazı
  • Ispanak
  • Ay çekirdeği
  • Badem

Mantarlar

Bazı mantarlar doğal olarak polisakkarit olan beta glukan içerdiği için kanser hücreleriyle mücadelede bağışıklık sistemini desteklemektedir. Bu mantarların içerisinde Maitake, Reishi ve Shiitake mantarları bulunmaktadır. Bu mantarlar aynı zamanda B 2, C ve D vitamini açısından da son derece zengin olmaktadır.

Tam tahıllar

Rafine tahıllar yerine tam tahılların tüketilmesi bağırsak hareketliliğinin ve mide boşalmasının teşvik edeceği için sindirim sisteminin sağlıklı kalmasını sağlamaktadır.

Selenyum

Yapılan araştırmalarda beslenme yolu ile alınan selenyum mide kanserinin tedavisinde yardımcı olduğunu göstermektedir. Selenyumun anti kanser etkilerinin yanı sıra anti oksidatif özelliği sayesinde DNA hasarını azaltma kabiliyeti bulunmaktadır. Bunun yanında aşırı serbest radikallerin nötralize ederek hücreleri hasardan korumaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendiren selenyum aynı zamanda kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olur. Selenyum kaynakları içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kahverengi pirinç
  • Brezilya fıstığı
  • Makarna

Mide kanseri hastalarının kaçınmaları gereken besinler

Mide kanseri hastalarının beslenmelerinde çıkartmaları gereken bazı besinler yer almaktadır. Bu besinlerin içerisinde şunlar bulunur.

  • Nitrat gıda koruyucuları içeren kırmızı ve işlenmiş etler
  • Tuzlu gıdalar

Mide kanserinde karında sıvı birikimi

Karın bölgesindeki organları kaplayan ve periton adı verilen bir katman organların korunmasını sağlarken aynı zamanda organların rahat bir şekilde hareket edebilmesi için az miktarda sıvı üretmektedir. 2 tabaka halinde olan periton tabakalara arasındaki sıvının birikmesi ise karnın şişmesine neden olmaktadır. Bu sıvı birikmesine asit adı verilmektedir. Rahim, karaciğer ya da kolon kanseri gibi birçok kanser sebebiyle görülebilen bu durum aynı zamanda mide kanseri hastalarında da görülebilmektedir. Mide kanserinde karında sıvı birikiminin görülmesine neden olan durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kanser hücrelerinin karın duvarını tahriş ederek daha fazla sıvı üretmesine neden olması
  • Karındaki lenf bezlerinin tıkanması ve sıvıyı düzgün bir şekilde boşaltılması
  • Kanserin karaciğere yayılmış ve yakındaki kan damarlarındaki basıncı arttırarak sıvının dışarı atılmasına neden olması
  • Karaciğerin yeterince kan proteini üreten demesinden dolayı sıvının damarlardan karın boşluğuna sızması

Mide kanserinde karında sıvı birikimi olması durumunda hastalarda görülebilecek şikayetler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kıyafetlerin dar gelmesi
  • Hastanın kendini daha kötü hissetmesi
  • Şişkinlik
  • Yorgunluk
  • Karın ağrısı
  • Nefes darlığı
  • Sırt ağrısı
  • Sık sık idrara çıkma ihtiyacı
  • Rahatça oturma ve hareket etme zorluğu
  • Kabızlık
  • İştahsızlık
  • Hazımsızlık

Mide kanseri ölüm belirtileri

Mide kanseri hastalarının son günlerinde görülen değişiklikler hastalara göre farklılık göster vermektedir. Ancak hastalar arasında görülebilecek bazı ortak değişiklikler bulunmaktadır. Bunların içerisinde şunlar yer almaktadır.

Fiziksel değişiklikler

Hastaların son günlerinde vücut tüm işlevlerini yavaşlatmaya başlar bu süreç saatler ya da günler sürebilir. Vücudun işleyişi yavaşladığı için hastalar kendilerini daha zayıf hissederek zamanların çoğunu uykuda geçirmektedir. Bunun yanında nefes alma değişiklikleri ile mesane ve bağırsak kontrolü kaybı da gözlemlenebilir. Mide kanseri hastalarının son günlerinde görülebilecek fiziksel değişiklikler içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Uzun süren uyku dönemleri
  • Uyandırmaya çalıştıklarında yanıt vermemeleri
  • Yutma güçlüğü
  • Yemek yememek
  • Bir şeyler içmemek
  • Mesane ve bağırsak kontrolünün kaybı
  • Acı çekiyormuş gibi huzursuz hareketler
  • Nefes sıklığında değişiklikler
  • Nefesin gürültülü ve düzensiz olması
  • Ağızdan nefes alma
  • Nefes alırken tıkırtı seslerinin duyulması
  • Ellerin, kolların, bacakların ve ayakların soğuması 
  • Cildin soluklaşması
  • Ciltte lekelerin ya da beneklerin görülmesi
  • Anlamsız şeyler söylemesi
  • Çevresindeki insanları tanımaması
  • Tam bilinç kaybı 

Duygusal ve ruhsal değişiklikler

Hayatlarının son dönemlerinde olan mide kanseri hastalarında psikolojik değişiklikler de görülebilmektedir.

  • Endişeli
  • Korkmuş
  • Öfkeli
  • Yarım kalan bir işin tamamlanma isteği
Soru: Babam 4. evre mide kanseri ve son 2 ayda karnı şişmeye başladı. Doktor, şuruptan başka bir şey vermiyor ve o da şişkinlik için bir işe yaramıyor. Doktor, herhangi bir şey söylemiyor, sadece "beklediğimiz bir şey" diyerek şurup yazıyor. Şu an sadece kemoterapiye devam ediyor ve kanserin oldukça ilerlediğini söylüyor. Karın şişmesi neden kaynaklanıyor? Ölüm riski var mı? Endişe duyuyoruz, doktor kemoterapiden başka yapacak bir şey olmadığını söylüyor.

D** A** | 28 Haz 2024

Prof. Dr. Suna Çokmert cevabı | 126 gün içinde cevaplandı
4. evre mide kanseri hastalarının katın bölgesinin şişmesi genellikle kanserin katın zarı a metastaz yaptığının ya da karaciğer fonksiyonlarının bozulduğunu işareti olarak kabul edilmektedir. Çünkü kanserin ilerlemesi ve karın boşluğunda sıvı birikmesi sebebi ile karın bölgesinin şişmesi söz konusudur. Kemoterapi tedavisine rağmen asit hastaların rahatsızlık hissetmesine ve sıkıntı yaşamasına neden olmaktadır. Doktorun kemoterapi haricinde herhangi bir tedavi seçeneği önermemesi ise kanserin evrede olmasından kaynaklanabilmektedir. Bunun dışında şişkinliğin neden olduğu rahatsızlığın giderilmesi için rahatlatıcı tedavi yöntemleri önerilebilir. Bu tedavi seçenekleri içerisinde asit sıvısının boşaltılması veya idrar söktürücü ilaçların kullanımı bulunabilir. Bu tedavi sayesinde hastanın şikayetleri azalabilir.
Doktora Soru Sor