Otizm

Tem 26, 2023

KISA YOL

30 Saniyelik Özet

  • Otizm, erken çocukluk döneminde görülen ve sosyal etkileşim, sözlü ve sözsüz iletişim, takıntılı davranışlar ve sınırlı ilgi alanları ile karakterize olan bir gelişimsel bozukluktur.
  • Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir.
  • Tamamen iyileşme olmaz, ancak erken müdahale ve eğitim ile belirtilerin hafifletilmesi ve çocuğun yaşam kalitesinin artırılması mümkündür.
  • Belirtileri erken çocukluk döneminde fark edilebilir, ancak bazı çocuklarda belirtiler daha sonra ortaya çıkabilir.

Otizm nedir?

Halk arasında otizm olarak bilinen otizm spektrum bozukluğu erken çocukluk döneminde görülen ve ciddi bir gelişim bozukluğu olmaktadır. Otizm olan çocukların genellikle yürüme ya da oturma gibi motor becerilerinde herhangi bir gerilik görülmez. Boy ve kilo artışlarında da herhangi bir gerilik söz konusu olmamakla birlikte otizmli çocukların dış görünüşleri diğer akranlarından farklı olmamaktadır. Ancak bazı çocukların baş çevreleri daha büyük olabilmektedir.

Otizmin etkilediği temel nokta sosyal iletişim olmaktadır. Otizmli çocuklarda görülen sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar sosyal etkileşimin kısıtlanmasına neden olmaktadır. Bazı çocuklarda belirtiler 1 yaşından sonra ortaya çıkarken bazı çocuklarda ise gelişimleri normal bir şekilde devam ederken ve ilk hecelerini söylemeye başladıkların görülmektedir.

Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi ve çocuk yetiştirme yöntemleri ile ilgisi bulunmayan otizmin beyin yapısının ve sinirlerin etkilenmesine neden olan sinir sistemi sorunlarında kaynaklandığı düşünülmektedir.

Anne karnında teşhis edilemeyen otizm erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 4 kat daha fazla görülmektedir. Bu dağlımın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte otizm terimi yaygın gelişimsel bozukluk için kullanılan bir terim olmaktadır. Bu sebeple de birçok alt türü bulunur.

Otizm tanı yöntemleri

Otizm tanısı çocuk psikiyatrileri tarafından konulmaktadır. Otizm tanısının konulabilmesini sağlayabilecek herhangi bir test ya da görüntüleme yöntemi bulunmamaktadır. Bu sebeple de tanı ailenin cevapladığı sorular ve çocukların gözlemlenmesi ile konulmaktadır.

Bunun yanında bazı hastalık ihtimallerinin bertaraf edilmesi ya da eşlik eden hastalıkların belirlenebilmesi için gerekli ayırıcı tahliller yapılabilmektedir. Bunların içerisinde ise şunlar yer alır:

  • Kan tahlilleri
  • Nörolojik tahliller
  • Kulak, burun boğaz muayenesi
  • Metabolik hastalıklar için ayırıcı tahliller

Bunların yanında çocuk psikiyatri uzmanları gelişimsel, bilişsel ve sosyal becerilerin gelişip gelişmediğini kontrol etmek için bazı gelişimler testlerin yapılmasını da önerebilmektedir. Bu testlerin içerisinde ise şunlar yer alır:

  • 6. aya kadar olan bebeklerin mutlu bir yüz ifadesine mutlu bir ifade ile tepki vermesi
  • 9. aya kadar olan bebeklerin sesleri ya da yüz ifadelerini kopyalayabilmesi
  • 12. aya kadar olan bebeklerin gevezelik yapması veya mırıldanmaya başlaması
  • 14. aya kadar olan bebeklerin işaret etmeye ya da el sallamaya başlaması
  • 16. aya kadar olan bebeklerin tek kelime söylemeye başlaması
  • 18. aya kadar olan bebeklerin taklit yeteneğinin gelişmesi ya da yalandan inanma taklitti yapması
  • 24. aya kadar olan bebeklerin iki kelimelik cümleler kurması

Yukarıda bahsedilen gelişimlerin olmaması ya da birden bire duraksaması durumunda otizm varlığından söz edilebilmektedir.

Otizm belirtileri

Otizm tanısı çocukların ilk 3 yıllarında konulduğu için tanı her zaman kolay bir şekilde konulmaz. Çünkü küçük çocukların umursamadığı için mi yoksa otizm kaynaklı olarak mı iletişim kurmadıkları her zaman belirlenemez. Bunun yanında birçok sağlıklı çocukta konuşma geriliğinin görülmesinin de mümkün olmasından dolayı ailelerin kafasının karışması normaldir.

Otizmin genel gelişim bozukluğu olarak adlandırılmasının temel sebebi de budur. Otizm hafiften ağıra doğru değişen bir yelpazede belirtilere neden olmaktadır. Bu sebeple de sağlıklı olan ancak gelişimi yavaş olan çocuklarda ağır nörolojik gelişim bozukluğu olan çocuklara kadar farklı bir yelpazeyi oluşturur.

Otizmden bahsedebilmek için aşağıda belirtilen semptomlardan en az 6 tanesinin çocukta görülmesi gerekmektedir:

  • Göz temasının sınırlı ya da hiç olmaması
  • Çocuğun adı ile seslenince tepki vermemesi
  • Aşırı hareketli olması
  • Aşırı hareketsiz olması
  • Çevreleri ile ilgilenmemeleri
  • Sarılma ya da öpme gibi fiziksel temas gerektiren hareketlerden hoşlanmamaları
  • Konuşma gelişimlerinde gecikme oluşması
  • Yaşıtları ile diyalog kuramamaları
  • Oyunlara katılmamaları
  • Kendilerini izole etmeleri
  • Konuşmayı öğrenenlerin aynı kelimeyi sürekli olarak tekrar etmeleri
  • Uygun olmayan cümle kalıpları ile konuşmaları
  • Konuşma şekillerinin ve ses tonlarının tek düze olması,
  • Bir cismin herhangi bir parçasını takıntı haline getirmeleri
  • İlgisi olamayan şeylere bile kıkırdamaları ya da gülmeleri
  • Düzen takıntılarının bulunması
  • Rutinlerinin bozulması durumunda hırçınlaşmaları
  • Bazı objelere karşı aşırı bağımlılık geliştirmeleri
  • Tekrarlayan hareketlerde bulunmaları
  • Sürekli olarak aynı oyunu oynamaları
  • İnatçılık
  • Hırçınlık
  • Sosyal ortamlarda aşırı korkmaları ve tepki vermeleri
  • Yeme bozukluğu
  • Tehlikeye karşı duyarsız olmaları
  • Kendilerine zarar vermeleri
  • Çevrelerine zarar vermeleri
  • Acıya karşı duyarsız olmaları
  • Yapılan espri ya da imayı anlamamaları
  • Normal öğrenme metotlarına karşı duyarsız olmaları
  • Kendisiyle konuşan kişileri duymuyor gibi davranması
  • Tek başına oynamayı tercih etmesi
  • Belirli bir yüz ifadesi yoksunluğu
  • Kendiliğinden diyalog başlatamaması ya da diyaloğu sürdürememesi
  • Diyaloğu sadece bir şey istemek için kullanması
  • Şarkı söyler bir ritimle konuşması
  • Kelimeleri ya da cümleleri harfiyen tekrarlamasına rağmen nasıl kullanılacaklarını anlamaması
  • Basit talimatları anlamaması
  • Başkalarının duygularını farkına varamaması
  • Duygularını ifade edememesi
  • Koordinasyon sorunlarının görülmesi
  • Ayak parmakları üzerinde yürüme
  • Garip, abartılı ve sert bir vücut dili kullanma
  • Işığa ya da sese karşı aşırı hassas olma
  • Taklit edememe
  • Belirli yemekleri yeme ya da belirli yemek gruplarını toptan reddetme

Bebeklerde otizm belirtileri

Bebeklerde otizm tanısının konulabilmesi için görülen küçük ipuçları değerlendirilmektedir. Otizm ve bebeklerin gelişimi için gerekli olan bu kritik dönemde ailelerin bazı ipuçlarını değerlendirmesi ile uzman yardımının gerekip gerekmediğini anlaşılabilmektedir.

6 aydan küçük olan bebeklerde sınırlı ya da hiç göz temasının olmamasının yanı sıra sınırlı ya da hiç gülümseme olmaması otizm belirtisi olarak kabul edilebilmektedir. Bu yaştaki bebeklerde neşe eksikliğinin olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir.

9 ayını doldurmuş olan bebeklerin seslere, gülmelere ya da diğer yüz ifadelerine tepki vermesi beklenir. Eğer bu tepkiler hiç yoksa ya da çok az gözlemleniyor ise uzmana başvurulması gerekir.

12 aya kadar olan bebeklerde beklenen gelişimin içerisinde ise mırıldanmalar, işaretle göstermeler, el sallama ya da bir nesneye ulaşma gibi hareketler yer almaktadır eğer bu gelişimsel özellikler görülmüyor ya da çok az görülüyorsa uzmana başvurulması önerilir.

16 aya kadar olan bebeklerin kelimeler ile konuşmaya başlaması gerekmektedir. Eğer bu gelişim görülmüyorsa yine uzmana başvurulması gerekir. Son olarak 24 aya kadar olan bebeklerin çok ya da hiç anlamlı ve iki kelimeli söz öbekleri kullanmaması durumunda da uzmanla görüşülmesi gerekmektedir.

Bunların yanında her yaşta olan bebeklerde aşağıda belirten semptomların görülmesi durumunda da uzmana başvurulması gerekmektedir:

  • Daha önce edinilmesine rağmen sosyal ve konuşma yeteneklerinin kaybolması
  • Göz temasından kaçınma
  • Dikkat eksikliği belirtileri
  • Yalnız kalmayı tercih etmeleri
  • Diğer insanların hislerini anlamada güçlük yaşama
  • Sese, kokuya ya da ışığa karşı aşırı duyarlı olma
  • Tekrar edilen davranışlar
  • Kısıtlı ilgi alanları
  • Çevrede gerçekleşen küçük değişikliklere dahi büyük tepkiler gösterme
  • Dil gelişiminin gecikmesi
  • Kelimelerin ve seslerin sürekli olarak tekrar edilmesi

Otizm çeşitleri

Otizm geniş bir yelpazeyi kapsayan çatı terimlerden birisi olmaktadır. Bu sebeple de belirtilerin şiddeti farklı olmak üzere birçok türü bulunmaktadır.

Asperger sendromu

Dil ve zihin gelişiminde herhangi bir geriliğe neden olmayan Asperger sendromunun karakteristik belirtisi kişilerin iletişime geçmede zorluk yaşamasıdır. Bireyler görsel ve algısal alanlarda zayıflık yaşamakla birlikte kelime dağarcığı ve dil bilgisinde herhangi bir zayıflığa neden olmamaktadır.

Atipik otizm

Atipik otizmin neden olduğu belirtiler erken yaşta ortaya çıkmaktadır. Ancak bazı vakalarda tam olarak tanı koymak mümkün olmamaktadır. Atipik otizmli bireylerde konuşma zorlukları, gelişim bozuklukları ve sosyal hayatta karşılaşılan problemlere dair belirtiler bulunmaktadır. Doğru bir tedavi planı ile sorunlar ortadan kaldırılmaktadır. Bunun yanında tedaviye en başarılı cevabı veren otizm türü olmaktadır.

Rett sendromu

Kızlarda meydana gelen otizm çeşidi olan Rett sendromu genetik nedenlere dayanmaktadır. Hayatın ilk 5 ayında baş çevresinin büyümesinin yavaşlaması ile kendisini gösteren bu sendrom aynı zamanda takıntılı el hareketleri ile de karakterize olmaktadır. Zaman içerisinde kişisel becerilerde azalma görülür. Bunun yanında dikkat eksikliği için kullanılacak ilaçlar ve gerekli terapiler ile planlanan tedaviye olumlu yanıt vermektedir.

Çocukluk disinteragratif bozukluğu

Otizmin bu türünde çocukların ilk iki yaşına kadar gelişimleri normal olarak devam eder. Daha sonrasında belirtilerin meydana gelmesi ile birlikte elde edilen yetenekler hızlı bir şekilde kaybedilir. Zihinsel becerilerin etkilenmesine de neden olan bu otizm türünde aynı zamanda zihin geriliği de görülmektedir.

Otizm nedenleri

Günümüzde otizm tanısı alan çocuk sayısı artış göstermesine rağmen otizmin nedenleri tam olarak bilinmemektedir.Hem genetik hem de çevresel faktörlerin otizme neden olduğu düşünülmektedir. Bunun yanında aşılar ile otizm arasındaki bağlantı diğer nedenlerde olduğu gibi tam olarak sağlanamamıştır.

Genetik faktörler

Bazı otizm türlerinde bazı farklı genlerin etkili olduğu bilinmektedir. Bu türlerin içerisinde Rett sendromu ve kırılgan X sendromu bulunmaktadır. Diğer gen mutasyonlarının ise otizm riskini arttırdığı düşünülmektedir.

Diğer bir yandan genetik bireylerin beyin gelişimlerini, beyin içerisindeki sinyalleri ve beyin hücrelerinin kendi içerisindeki iletişimlerini de etkileyen bir faktör olmaktadır. Bu sebeple de genetik bireylerde görülen otizm belirtilerinin şiddeti üzerinde de etkili olmaktadır.

Çevresel faktörler

Çevresel faktörlerin de otizm üzerindeki etkisi tam olarak kanıtlanamamıştır. Ancak hamilelik sırasında kullanılan ilaçlar, viral enfeksiyonlar ve hava kirliliği gibi nedenlerin otizm üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir.

Otizm tedavi yöntemleri

Otizm tedavisinin amacı kişinin sosyalleşmesinin arttırılması ve bireysel yeteneklerinin geliştirilmesidir. Bu sebeple de uygulanacak tedavi hem otizmli bireye hem de ailesine ve yaşam şartlarına uygun olması gerekmektedir. Bunun sağlanması için ise birçok tedavi yönteminden yardım alınır. Bu sebeple de otizmli bireylerin geniş bir yelpazede tedavi edilmesi gerekmektedir.

Davranış ve işetişim terapileri

Otizm tedavisinde kullanılan davranış ve iletişim terapilerinde bireylerin yaşamış oldukları sosyal, dil ve iletişim becerilerinin geliştirilmesine yönelik olarak birçok yöntem kullanılmaktadır. Bu programlar içerisinde bazıları sık sık tekrar eden davranışların azaltılmasını sağlarken bir kısmı ise yeni becerilerin öğrenilmesini sağlamaktadır. Ayrıca otizmli bireylerin sosyal ortamlarda nasıl davranacaklarının öğretilmesi de yine bu programlarda yer almaktadır.

Eğitim terapileri

Otizm olan bireylerin normal eğitim programına yanıt vermeleri beklenen bir durum değildir. Ancak yoğun olarak ve otizmli bireyler için hazırlanmış olan programların uygulanması ile büyük başarılar elde edilebilmektedir. Bu eğitim programlarının içerisinde sosyal beceriler, davranış ve iletişimi geliştirmek için çeşitli aktiviteler bulunmaktadır.

Aile terapileri

Aile terapileri, ailelerin çocuklarının durumunu tam olarak anlamasını sağlamasının yanı sıra ona ve tedavisine nasıl yardımcı olacakları konusunda bilgilendirilmelerini sağlayan terapiler olmaktadır. Bu terapiler sayesinde otizmli çocuğun becerileri ve sosyal etkileşimlerinin arttırılmasına yönelik ailelerin neler yapabileceği öğretilmektedir.

İlaçlar

İlaçlar otizmin iyileştirilmesini sağlamaz. Ancak otizm sebebiyle görülen bazı belirtilerin kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Bu sebeple de bazı vakalarda ilaçlardan yardım alınmaktadır.

Duyu bütünleme tedavisi

Otizmli çocukların yaşamış oldukları duyu problemleri çevreleri ile uyumunun azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca bu problemler çocukların yerinde davranış sergilemesinin de önüne geçer. Duyu problemlerinin neden olabileceği diğer problemler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Bireyin hayat adaptasyonunu azaltır
  • Günlük yaşam becerilerini göstermesini zorlaştırır
  • Akademik eğitimin güçleşmesine neden olur
  • Öz bakım problemlerinin yaşanmasına neden olur

Duyu bütünleme terapileri ise bütünleyici bir yaklaşım uygulanmaktadır. Bu sayede bireylerin davranışlarında düzelmenin sağlanmasının yanı sıra belirtilerin minimum seviyeye inmesine de katkı sağlar.

İşitsel bütünleştirme terapisi

Bu terapi ile otizmli bireyin hangi frekanstaki seslere karşı aşırı duyarlılık gösterdiği saptanmaktadır. Daha sonrasında ise belirlenen bu frekansların olmadığı müzikler kulaklık yardımı ile dinletilir. Bu terapi sayesinde özellikle sese karşı aşırı hassasiyet gösteren bireylerin hassasiyetlerinin giderilmesi sağlanmaktadır.

Müzik terapisi

Müzik terapisinde uzman terapistler ile çalışılmaktadır. Bu terapilerde otizmli bireylerin şarkı söylemesi, dans etmesi ya da müzik aleti çalması sağlanır. Bu sayede terapisi ile birey arasında duygusal bağ kurulurken, aynı zamanda çocuğun başarı hissi yaşaması da sağlanmaktadır.

Sanat terapisi

Otizmli bireylerin kendilerini ifade etmesini sağlayan sanat terapisinde resim, heykel, seramik ya da plastik sanatlar gibi sanat dallarından yardım alınmaktadır. Bireylerin açığa vurmakta zorluk yaşadığı duyguları anlatmasını sağlarken aynı zamanda mutlu olmalarına da yardımcı olmaktadır.

Drama terapisi

Otizmli bireylerin duygusal gelişimlerini sağlamak için drama terapisinden yardım alınmaktadır. Sahne sanatları içerisinde yer alan rol yapma ve hikaye anlatma gibi faaliyetler aynı zamanda bireylerin kendilerini anlatmalarına da yardımcı olmaktadır. Temelinde bireyin yaratıcı zihnine ulaşmak olan drama terapisinde farklı oyun nesneleri de araç olarak kullanılmaktadır.

Hayvan terapisi

Otizmli çocuk ile terapi yapılan hayvan arasında iletişim kurulması çocuğun duygusal açıdan gelişmesine olanak sağlamaktadır. Hayvan terapileri birçok farklı şekilde uygulanmaktadır. Temel olarak ise otizmli bireyin stres ve kaygı seviyesinin düşürülmesini sağlamaktadır.

Tıbbi sağlık sorunları

Otizmli bireylerde otizmin yanı sıra epilepsi, mide hastalıkları ve uyku bozuklukları gibi sağlık problemleri de görülebilmektedir. Bu sağlık sorunlarının doğru bir şekilde yönetilmesi genel durumun kontrol altına alınmasında etkili olmaktadır.

Ergenlik problemleri

Otizmli çocukların ergenlik döneminde vücutlarında görülen değişikliklere uyum sağlaması zorlu olabilmektedir. Ayrıca bu değişiklikleri anlamlandırmada problem de yaşayabilirler. Ergenlik dönemi aynı zamanda sosyal ilişkilerin daha karmaşık bir hale gelmesine de neden olduğu için bu dönemdeki otizmli bireylerin belirtilerinde şiddetlenmeler görülebilmektedir. Bunun kontrol altına alınabilmesi için ise bu döneme özgü tedavilerden yararlanılır.

Diğer ruhsal problemler

Otizmli bireylerde anksiyete ya da depresyon gibi diğer ruhsal problemler çok daha sık görülmektedir. Bu sağlık problemlerin doğru bir şekilde yönetilebilmesi için ise ek tedavi planlarının uygulanması gerekir.

Otizmli bireylerin en belirgin özelliği nedir?

Otizm çatı kavramlardan birisi olduğu için birçok alt türü bulunmaktadır. Her alt türünde kendine özgü ve ayırıcı özellikleri bulunmaktadır. Ancak otizmli bireylerde ortak olarak görülen özellikler genel olarak şunlar olmaktadır.

  • Sosyal etkileşimde zorluk yaşamak
  • İletişim beceri eksikleri
  • Tekrarlayıcı davranışlar
  • Koku, ses, ışık ve fiziksel temasa karşı duyarlılık
  • Yeme içme davranışlarında takıntı
  • Göz temasından kaçınma

Otizmli çocuklarda tuvalet eğitimi

Otizmli bireylerin bağımsız bir hayat sürdürmelerini sağlamak rehabilitasyon süreçlerinin temelidir. Bu amacın gerçekleştirilmesini sağlayan en önemli adımlardan birisi de tuvalet eğitimi olmaktadır. Otizmli çocuklar için tuvalet eğitimi genellikle 3 yaş civarında verilmekle birlikte çocuğun hazır bulunuşluğu tuvalet eğitimine başlamada temel kıstas olarak kabul edilmektedir. Son olarak tuvalet eğitimi süreci bazı otizmli bireyler daha kısa süre içerisinde sonuç verirken bazı bireylerde ise daha uzun sürede tamamlamaları mümkün olmaktadır. Otizmli çocuklar için kullanılan iki farklı tuvalet eğitimi yöntemi bu bulunmaktadır. Bu yöntemlerden ilki geleneksel yöntem olurken diğeri ise hızlı yöntemdir. 

Geleneksel yöntem

Geleneksel yöntem uygulanmaya başlamadan önce çocukların kuruluk sürelerinin belirlenebilmesi için ailelerin 10 gün süre ile günlük tutmaları gerekmektedir. Bu günlüklerde kuruluk süresinin 1 saatten daha az olduğunun saptanması durumunda çocuğun tuvalet eğitimine hazır olmadığı anlaşılmaktadır. 1 saat ve daha uzun süre kuru kalabilen çocuklarda ise tuvalet eğitimine başlanır.

Geleneksel yöntemde çocuğun altı gündüz saatlerinde bağlanmaz. Günlük ile belirlenen saatlerden 10 dakika önce çocuk tuvalete götürülür ve 1- 2 dakika beklenir. Eğer çocuk tuvaletini yaparsa pekiştireçlerle ödüllendirilir. Yapmaması durumunda kaldırılır. 

Tuvaletini yapmayan çocuklar kısa süreliğine başka bir aktivite ile oyalanır ve sonrasında yeniden tuvalete götürülür. Tuvaletini yapması durumunda ödüllendirilir. Tuvaletini yapmayan çocuklara ise hiçbir şekilde ceza verilmez. 

Çocuğun hem idrar hem de gaita yapışları çizelgeye eklenir ve zaman içerisinde tuvalete gitme aralıkları uzatılarak çocuğun daha uzun süre kuru kalması sağlanır. 

Hızlı yöntem

Hızlı yöntemde çocuğun tükettiği sıvı miktarı arttırılarak tuvalete gitme sıklığı değiştirilir. Bunun için çocuk banyoda sandalyede otururken sevdiği içecekler ve su verilir. Verilen sıvı miktarı maksimum seviyeye ulaştığında ise çocuk tuvalete oturtulur. Tuvaleti yapan çocuk ödüllendirilir. Yapmayan çocuklar ise 20 dakika süre ile tuvalette bekletilir. Bu süre içerisinde de yapmaması durumunda tuvaletten kaldırılarak yeniden sandalyeye oturtulur. Bir süre sonra çocuğun iç çamaşırı kontrol edilir. İç çamaşırı kuru ile pekiştirilir. Kuru değil ise pekiştirilmez ve süreç 30 dakika sonra yenilenir.

Otizmde aile yaklaşımı nasıl olmalı?

Otizmli çocukların dünyayı algılama şekillerinin farklı olmasından dolayı ihtiyaç, ilgi ve beklentileri de farklılık göstermektedir. Bu özelliklerinden dolayı da günlük hayatlarında bazı zorluklar ile karşılaşırlar. Bu durumların üstesinden gelinmesinde ise aile bireylerinin önemi son derece büyük olmaktadır. Bunun için öncelikle çocuğun günlük hayatlarının düzenli olması gerekmektedir. Bunun yanında çocuğa verilebilecek görevlerin planlanmasının yapılması ve çocukların bu görevleri yerine getirmeleri sağlanmalıdır. Otizmli çocukların gelişimlerinde ailelerin dikkat etmesi gereken noktalar içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Ailelerin öncelikli olarak çocuğun durumunu kabul etmeleri gerekmektedir
  • Çocuğun günlük programının belirlenmesi ve her zaman bu programa uygun olarak hareket edilmesi gerekmektedir. Programın detaylı bir şekilde hazırlanması ise önemli olan bir diğer noktadır. Bu program içerisinde çocuğun yüzünü yıkaması gereken saat gibi ince detayların ve görevlerinin de belirlenmesi gerekmektedir.
  • Evde ve odalarında değişiklikten mümkün olduğunca kaçınılması gerekir.
  • Otizmli çocuklarda hareket tekrarları çok sık görüldüğü için bu hareketlerin yerine yapılabilecek daha basit hareketlerin öğretilmesi gerekmektedir.
  • Çocukla sık sık konuşulması gerekmektedir. Ancak bunun için zorlanmamaları gerekir. Konuşmanın konularının günlük hayat içerisinde seçilmesi ise tercih sebebidir.
  • Otizmli çocukların kendilerini ifade etme noktasında sorun yaşamalarından dolayı ailelerin bu noktada çocuklarına yardım etmeleri gerekir.
  • Anlatılanları her zaman anlamayabilirler. Bu durumun doğal karşılanması gerekir.
  • Bazı konuları öğrenmede zorluk yaşamalarından dolayı bu durumun bir fırsat olarak görülmesi ve daha sonraki öğrenmeleri için gerekli zeminin hazırlanması gerekmektedir.
  • Otizmli çocuklar ortamdaki bazı şeylerden rahatsız olabilirler. Bu sebeple de ortamın onlara göre ayarlanması gerekmektedir.
  • Bazı konuları öğrenme konusunda istekli ve hevesli olmalarından dolayı bu konuda desteklenmeleri önemlidir.
  • Gürültüden hoşlanmamalarından dolayı evin gürültüden uzak olmasına dikkat edilmesi gerekir.
  • Sağlıklarının kontrol altında olması için düzenli sağlık kontrollerine götürülmeleri gerekmektedir.
  • Mecaz anlamları anlamada zorluk yaşamalarından dolayı her şeyin basit bir şekilde anlatılması gerekmektedir.
  • Otoriter davranışlardan kaçınılması gerekir. Bu davranış kaygılarının artmasına neden olacaktır.
  • Ceza vermek yerine her zaman sıcak ve ilgili davranılması gerekir.
  • Sevgi ile yaklaşılmalıdır.
  • Otizmli çocukların en çok ihtiyaç duydukları şey anlaşılmaktadır. Bu sebeple de onları anlamalı ve ailelerin bunu hissettirmeleri gerekmektedir.
Doktora Soru Sor