Akciğer dokularında ki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşan bir hastalık olarak yerini almaktadır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevresindeki dokuları sararak ya da akciğer dışındaki organlara yayılarak metastaz oluşturabilmektedir. WHO ( Dünya Sağlık Örgütü ) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser riskleri arasında en sık görülen ve en sık ölüme götüren kanser türü olarak gözlemlenmiştir. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır.
Ölüm oranı oldukça yüksek olan bu kanser çeşidinde dünya genelinde sigara içme alışkanlıklarında bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Dünyada akciğer kanseri şu anki konumda bir salgın hastalık olarak kabul edilmiştir. Günümüzde bir salgın türü olan bu hastalık erkeklerde, daha çok görülmektedir. ABD’de 1987’den bu yana kadınlarda akciğer kanseri birinci öldürücü kanser olarak gözlemlenmektedir. 1996'da ABD’de yaklaşık olarak 64,000 kadın akciğer kanserinden, yaklaşık olarak 44,000 kadın meme kanserinden hayatını kaybetmiştir. ABD’de akciğer kanseri vakalarındaki 1990’lardaki artış, kadınlarda 1960’lardan sonra ortaya çıkan ve yaygınlaşan sigara içme alışkanlığındaki hızlı artışa bağlı olduğu düşünülmektedir.
ABD dışındaki oldukça gelişmiş ülkelerde de hızla gelişen akciğer kanseri birinci neden olarak gözlemlenmektedir. Genel olarak tüm dünya ortalamasını göz önünde bulundurduğumuzda erkeklerde birinci, kadınlarda meme kanserinden hemen sonra ikinci sırada olduğu bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü 1985 yılında gelişmekte olan tüm ülkelerde 300,000 kadının sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybettiği, bunun %21,1’inin akciğer kanserine bağlı ölümlerin olduğunu bildirmiştir.
Oysa geçmişte yer alan akciğer kanseri 20.yüzyılın başında son derece ender rastlanan bir hastalık olarak gözlemleniyordu. Geçmişte ve günümüzde yer alan tütünün sigara haline dönüşmesi ve tüketiminin herkes tarafından büyük bir hızla yaygınlaşması sonucu 1940’larda akciğer kanseri salgını ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu akciğer hastalığı salgını etkisini, tüm dünyada, hızla artan bir şekilde devam etmektedir.
Akciğer Kanseri Türleri
Akciğer kanserinin birçok farklı türü bulunmaktadır. Bu türlerin bir kısmı akciğer dokusunda oluşurken bir kısmı ise göğüs duvarında oluşmaktadır. Akciğer dokusu üzerinde oluşan ve en sık görülen akciğer kanseri türleri içerisinde şunlar yer almaktadır.
Büyük hücreli akciğer kanseri
Akciğer kanserinin en sık görülen türü olan büyük hücreli akciğer kanseri küçük hücreli akciğer kanserine göre daha yavaş büyür ve yayılır. Büyük hücreli akciğer kanseri tümördeki hücrelerin türlerine 3 farklı çeşidi ayrılmaktadır.
Adenokarsinom
Akciğer kanserinin en yaygın görülen türüdür ve genellikle akciğerlerin dış bölümleri boyunca başlar. Bunun yanında hiç sigara kullanmamış kişilerde görülen en yaygın akciğer kanseri türü olmaktadır.
Büyük hücreli karsinomlar
Büyük ve anormal görünümlü hücrelere sahip olan bir kanser grubudur. Akciğerin herhangi bir yerinde başlayabilecekleri gibi hızla büyüme eğilimindedirler.
Skuamöz hücreli karsinom
Epidermoid karsinom olarak da adlandırılan bu türde genellikle akciğerlerin ortasına yakın olan bronşlarda görülmektedir.
Küçük hücreli akciğer kanseri
Küçük hücreli akciğer kanseri vakalarının neredeyse tamamı sigara kullanımı dolayısıyla görülmektedir. Diğer kanser türlerine göre çok daha hızlı yayılan bir kanser türüdür ve kendi içerisinde iki alt türe ayrılır. Bu türlerden iki küçük hücreli karsinom vakalarının önemli bir kısmı oluşturan yulaf hücreli kanser olmaktadır. Diğer türlü ise kombine küçük hücreli karsinomdur.
Mezotelyoma
Genellikle serbest asbest maruziyeti nedeniyle görülen göğüs zarı kanseridir. Akciğer kanserleri vakalarının yaklaşık olarak %5'ini oluşturur. Asbeste maruz kalma ile kansere yakalanma arasında 30 ila 50 yıllık bir süre bulunmaktadır. Bu hastaların önemli bir kısmı asbest parçacıklarını sordukları yerlerde çalışmışlardır.
Akciğer Kanseri Nedenleri
Günümüzde oldukça sık görülen akciğer kanserinin başlıca nedeni sigaradır. Çünkü yaklaşık olarak tüm akciğer kanserlerinin %80-90’ı yalnızca sigaraya bağlı fonksiyonlarla gelişmiştir. Akciğer riski kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Çünkü kişilerde sigara içme süresi, toplam içilen sigara, ilk başlama yaşı ve tüketilen sigaranın tipine göre değiştiği gözlemlenmektedir. Sigara içen bir kadının akciğer kanserine yakalanma riski içmeyen bir kadına nazaran 1,5-153 kat daha fazla olduğu yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra aynı miktar sigaraya maruz kalan kadınların erkeklere oranla 1,5-3 kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma riskleri olduğu gözlemlenmiştir.
Günlük hayatta aktif kullanılan sigaradan sonra akciğer kanserinin en önemli ikinci risk faktörü ise pasif sigara maruziyeti ya da diğer adlarıyla çevresel sigara maruziyeti ya da duman altı olmaktan geçmektedir. Ayrıca pasif sigara maruziyetinin tek başına ortalama 1,2-1,3 kat riski arttırdığı gözlemlenmiştir. Akciğer kanserinde genetik risk taşıyıcılığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü ailede herhangi birinin akciğer kanseri olması, kişinin akciğer kanserine yakalanma riskini arttırdığı gözlemlenmektedir. Ailede akciğer kanseri olan ve hayatında hiç sigara içmemiş bir kadının akciğer kanseri riski 2,8 kat artmış iken; ailede akciğer kanseri olmayan ve sürekli sigara kullanan bir kadında bu risk 11,3 kat artmış olarak gözlemlenmiştir.
En Belirgin Nedenleri
- Kullanılan tütün ürünleri
- Asbest
- Radon
- Akciğerde skar
- İnorganik arsenik
- Kronik İntertisyel
- Halojen eterler
- Hava kirliliği
- Radyoizotoplar
- Ağır metaller
- Nikel
- Krom
- Vitamin A ve B eksikliği
- Hardal Gazı
Akciğer Kanseri Görülme Sıklığı
Küçük hücreli akciğer kanseri akciğer kanseri tipleri içerisinde en hızlı artış gösteren kanser tipi olarak bilinmektedir. Bu tip akciğer kanserinin oluşumunu tetikleyen en önemli faktör sigara kullanımından kaynaklanmaktadır. Günümüzde var olan Adenokanser insanlarda en sık görülen akciğer kanseri olarak gözlemlenmiştir.
Akciğer Kanseri Belirtileri
- Geçmeyen öksürük
- Göğüs ağrısı
- Solunum sırasında hırıltı
- Nefes darlığı
- Hışıltı sesleri duyma
- Öksürükle kan ya da kanlı balgam çıkarmak
- Boyunda ve yüzde şişlikler
- Ses kısıklığı
- İştahsızlık, halsizlik ve ani kilo kayıpları
- Kol ve omuz ağrısı
- Egzersiz yapmada zorlanma
- Kemik ağrısı
- Yutarken zorlanma ve takıntı hissi
- Düzensiz kalp atımları
- Anemi (kansızlık)
- Lenfadenopati
- Ateş
- Göz kapağında düşme, göz içinde çökme
- Yüzde dolgunluk ve kızarma
- Cilt ve cilt altı nodülleri
- Sarılık
Yukarıda yer alan semptomlardan herhangi birinin gözlemlenmesi sonucu hiç vakit kaybetmeden bir cerraha başvurmaları gerekmektedir.
Akciğer kanseri evreleri
Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi akciğer kanseri de kendi içerisinde 4 ana evreye ayrılmaktadır. Bu evreleme yapılırken TNM sistemi kullanılmaktadır. Bunun dışında birçok evreleme sistemi bulunmasına rağmen en sık kullanılan sistem TNM olmaktadır. T tümörün büyüklüğünü belirtirken N kanserin lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını belirtmektedir. M ise uzak bölgelere yayılım gösterip göstermediğini belirtmektedir.
Gizli kanser
Bu aşamadan akciğerlerde herhangi bir nedenden dolayı asıl tümör değerlendirilemez. Ancak balgam veya diğer akciğer sıvılarından alınan örneklerde kanser hücreleri görülür. Yakındaki lenf düğümlerinde ya da uzak bölgelerde metastaz görülmemekle birlikte diğer testlerde de kanser tanısı konulmaz.
0 evre
Bu evrede tümör sadece hava geçişlerini kaplayan hücrelerin üst katmanlarında bulunmaktadır. Diğer akciğer dokularının derinlerinde kanser hücresi görülmez.
1.evre
Akciğer kanserinin ilk evresi kendi içerisinde 3 farklı gruba ayrılmaktadır. 1A1 olarak adlandırılan evrenin iki farklı tanımı bulunmaktadır. Bu tanımlardan ilkinde kanser minimal invazif bir adenokarsinomdur.
Tümörün çapı 3 santimetreden büyük olmamakla birlikte daha derin akciğer dokularına yayılmış olan kısmın çapı yarım santimetreden daha küçüktür. 1A1 evresinin ikinci senaryosunda ise tümör 1 santimetreden daha küçük olmakla birlikte akciğerleri çevreleyen zararlara ulaşmamış ve bronşların ana dallarını etkilememiştir.
1A2 evresinde ise tümör 1 santimetreden büyük ancak 2 santimetreden küçüktür. Akciğer zarına ulaşmayan tümör hücreleri aynı zamanda bronşların ana dallarında etkilenmemektedir.
1A3 evresinde ise tümör 2 santimetreden büyük ve 3 santimetreden küçüktür. Akciğer zarına tümör hücresi ulaşmamıştır ve bronşlar bunun ana dalları etkilenmez.
1B aşamasında tümör aşağıda belirtilen özelliklerden biri veya daha fazlasına sahip olmaktadır.
- Çapı 3 santimetreden büyük ancak 4 santimetreden küçüktür.
- Tümör hücresi ana broşa dönüşmüştür ancak nefes borusunun sol veya sağ ana broşları ayrıldığı noktaya dönüşmemiştir.
- Tümör akciğer zarına doğru büyümüştür.
Solunum yolları kısmen tıkanmaktadır.
2.evre
Akciğer kanserinin ikinci evresinde de çeşitli alt evreler bulunmaktadır. Bunlardan ilki 2A evresidir. İki a evresinde tümör aşağıdaki özelliklerden biri veya daha fazlasına sahip olmaktadır.
Çapı 4 santimetreden büyük ve 5 santimetreden küçüktür.
Tümör ana broşa dönüşmüştür. Ancak nefes borusunun sol ve sağ ana broşlara ayrıldığı noktada dönüşmemiştir.
Tümör akciğer zarına doğru büyümüştür.
Tümör havayollarının kısmen tıkanmasına neden olmaktadır.
Akciğer kanserinin 2B evresinde ise çeşitli senaryolar bulunmaktadır. Bu senaryoların ilkinde tümör 3 santimetreden büyük olmamakla birlikte akciğer zarına doğru büyüme göstermez ve bronşların ana dallarını etkilemez.
Bu aşamada akciğer içindeki lenf düğümlerinde ve veya broşun akciğere girdiği alanın çevresinde yayının göstermektedir. Kanser hücresi görülen lenf düğümleri kanser ile aynı tarafta olmaktadır.
2B evresinin ikinci senaryosunda görülebilecekler içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tümörün çapı 3 santimetreden büyük ve 5 santimetreden küçüktür.
- Ana bronşta kanser hücresi görülür ancak nefes borusunu sonrası ana bronşlara ayrıldığı noktalarda görünmez.
- Tümör akciğer zarına doğru büyüme göstermiştir
- Solunum yolları kısmen tıkalıdır.
- Kanser akciğer içerisinde yer alan lenf düğümlerinde de görülmektedir.
- 2B evresinin son aşamasında görülebilecekler içerisinde şunlar bulunmaktadır.
Tümörün çapı 5 santimetreden büyük ve 7 santimetreden küçüktür.
Göğüs duvarına, göğüs duvarının iç hatlarına, fremik sinirine veya kalbi çevreleyen kesenin zarına doğru büyüme göstermiştir.
Akciğerin aynı lobunda iki veya daha fazla ayrı tümör nodülü bulunmaktadır.
3.evre
Akciğer kanserinin 3A evresinde görünebilecek senaryolardan ilki kanserin çapının 3 santimetreden daha küçük olmasıdır. Tümör akciğer zarına yayılmamıştır ve bronşların ana dallarını etkilemez. Kanser nefes borusunun sol ve sağ bronşlara ayrıldığı noktanın altındaki lenf düğümlerine veya akciğer arasındaki boşluğa yayılmıştır. Yayılım görülenler bezleri ana akciğer tümörü ile aynı tarafta olmaktadır
3A evresinin 2 senaryosunda görülebilecekler içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tümörün çapı 3 santimetreden büyük ancak 5 santimetreden küçüktür.
- Ana bronşta kanser görülür ancak nefes borusunun sol ve sağ ana bronşlara ayrıldığı noktada görülmez
- Kanser akciğer zarına doğru büyüme gösterir.
- Solunum yolları kısmen tıkalıdır.
Akciğer kanserinin çaresinde görülebilecek bir diğer senaryo ise aşağıdaki gibi olmaktadır:
- Tümörün çapı 5 santimetreden büyük ve 7 cm'den küçüktür.
- Göğüs duvarına, göğüs duvarının iç astarına, frenik sinire veya kalbi çevreleyen kesenin zarına doğru büyüme gösterir.
- Akciğerin aynı lobunda 2 veya daha fazla ayrı tümör nodülü bulunur.
3A evresini görülebilecek son senaryo ise şu şekilde olmaktadır.
- Tümörün çapı 7 santimetreden büyüktür.
- Tümör kalbe yakın büyük kan damarları, soluk borusu, yemek borusu ve ince bağırsak ile yemek borusu arasındaki boşluğa doğru büyümüştür. Ayrıca diyafram ve omurgada da tümör görülebilir.
- Akciğerin aynı tarafındaki loblarda iki veya daha fazla ayrı tümörün modülü bulunmaktadır.
Akciğer kanseri 3B evresinde görülebilecek İlk durum şu şekilde olmaktadır:
- Kanserin çapı 3 santimetreden küçüktür.
- Akciğer zarına yayılmaz ve bronşların ana dallarını etkilemez.
- Kanser vücudun her iki tarafındaki köprücük kemiğinin üzerindeki lenf düğümlerine yayılım gösterir.
- Vücudun diğer tarafındaki hiler veya mediastinal laf düğümlerine yayılım göstermektedir.
3B evresinin 2 durumunda görülebilecek belirtiler içerisinde şunlar bulunmaktadır:
- Tümörün boyutu 3 santimetreden büyük ve 5 santimetreden küçüktür.
- Ana broşta tümör görülebilir ancak nefes borusunun sol ve sağına broşlara ayrıldığı noktada görülmez.
- Tümör akciğer zarına doğru büyüme gösterir.
- Tümör solunumu kısmen engeller.
3B evresinde görülebilecek 3 durum içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tümörün çapı 5 santimetreden büyük ve 7 santimetreden küçüktür.
- Göğüs duvarına, göğüs duvarının iç astarına, frenik sinire veya kalbi çevreye kesenin zarına doğru büyüme gösterir.
- Akciğerin aynı lobunda 2 veya daha fazla ayrı tümör nodülü bulunur.
Bu evrenin son özellikleri içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tümörün çöpü 7 santimetre den büyüktür.
- Akciğer, kalp, kalbe yakın bir yüz kan damarları, yemek borusu, ince bağırsak arasındaki boşluk, diyafram ve omurgaya doğru yayılım göstermektedir.
- Akciğerin aynı tarafındaki farklı noktalarda 2 veya daha fazla ayrı tümör nodülü bulunmaktadır.
Akciğer kanserinin 3C evresinde görülebilecek ilk durum içerisinde şunlar bulunmaktadır:
- Tümörün çubuğu 5 santimetreden büyük ancak 7 santimetreden küçüktür.
- Göğüs duvarına, göğüs duvarına, frenik sinire veya kalbi çevreleyen kesenin zarına doğru büyüme görülür.
- Akciğerin aynı lobunda 2 veya daha fazla ayrı tümör nodülü bulunmaktadır.
Bu evrenin ikinci durumunda hastalarda görülebilecekler içerisinde şunlar bulunmaktadır.
- Tümörün çapı 7 santimetreden büyüktür.
- Kanser hücreleri kalp, kalbe yakın büyük kan damarları, soluk borusu, yemek borusu, diyafram, omurga veya nefes borusunun sol ve sağ ana bronşlara ayrıldığı noktadaki kasa yayılım görülmektedir.
- Akciğerlerin aynı tarafındaki farklı noktalarda iki veya daha fazla ayrıntılı olması da bulunmaktadır.
4.evre
Akciğer kanserinin 4. evresi de kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. A evresinde görülebilecek İlk durum aşağıdaki gibi olmaktadır.
Bu aşamada kanser herhangi bir boyutta olabilir ve yakındaki yapılara doğru büyümüş ya da büyümemiş olabilmektedir. Bunun yanında yakındaki lenf düğümlerine ulaşmış olması da mümkündür. Ayrıca aşağıda belirtilen durumlarda hastalarda görülebilmektedir.
- Kanser diğer akciğere sıçramıştır
- Kanser akciğer zarına ya da kalp zarına yayılım göstermiştir.
- Kanser hücreleri akciğer çevresindeki sıvıda görülür.
- Kanser hücreleri kalp çevresindeki sıvıda görülür.
4A evresinde görülebilecek bir diğer durum ise şu şekilde olmaktadır.
- Kanser herhangi bir boyutta olabilir.
- Kanser yakındaki yapılara büyümüş ya da büyümemiş olabilir.
- Kanser yakındaki lenf düğümlerine ulaşmış olabilir veya olmayabilir.
- Uzak bir laf düğününe veya karaciğer kemikler ya da beyin gibi bir organa tek bir tümör olarak yayılmıştır.
Akciğer kanserinin son aşaması olan 4B aşamasında görülecekler arasında şunlar yer almaktadır.
- Kanser herhangi bir boyutta olabilir.
- Yakındaki yapılara doğru büyüme göstermiş olabilir veya olmayabilir.
- Kanser yakındaki lenf düğümlerine ulaşmış olabilir veya olmayabilir.
- Uzak uzak lenf düğümlerine ve/ veya karaciğer kemikler ve beyninin gibi diğer organlara tümör yayılım görülür.
Akciğer Kanseri Tedavi Yöntemleri
Günümüzde oldukça sık rastlanan akciğer kanserli hastalarda çeşitli tedavi seçenekleri yerini almaktadır. Klinik tedavi açısından birincil akciğer kanserleri küçük hücreli kanserler olarak bilinmektedir (KHAK). Bir diğer tür olan küçük hücre dışı akciğer kanseri ( KHDAK) olarak kanser türleri ikiye ayrılırlar. Akciğer kanserinde hücre tipinin belirlenmesi, tedavi planlanması ve prognozu açısından büyük önem taşımaktadır. Hastalığın evresi ve histolojik tipini belirledikten sonra, hastanın yaşı ve durumu da göz önünde bulundurularak tedavisi planlanmaktadır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisi
Teşhisi konmuş küçük hücreli dışı akciğer kanserinde metastatik hastalık saptanmayan, olguların büyük bir çoğunluğunda cerrahi tedaviyle şifalı kür uygulaması denenmektedir.
Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisi
En sık görülen ve en tehlikeli safraya gelmiş kanser türü arasında yerini almaktadır. Hastalık çok sınırlı bir evrede ise cerrahi tedavi uygulanırken, vakaların oldukça büyük olgulara ulaşması durumunda kemoterapi uygulamasına geçilmelidir.
Akciğer kanserinde ameliyat
Akciğer kanserinin tedavisi için uygulanacak ameliyat akciğer kanserinin tipine konumuna ve evresine bağlı olarak bazı hastalar için en iyi seçenek olmaktadır. Akciğer kanseri ameliyatla tedavi edilmesi durumunda tümörün çevresindeki bazı akciğer dokusuyla sıklıkla tümör bölgesindeki lenf düğümleri de çıkarılmaktadır.
Tümörün ameliyatla çıkarılması özellikle lokalize olduğu ve yayılma ihtimali düşük olduğu durumlarda en iyi seçenek olarak kabul edilmektedir. Bu duruma erken evre büyük hücreli akciğer kanseri ve karsinoid tümörlerde dahil olmaktadır.
Akciğer kanseri ameliyatının yöntemleri
Akciğer kanseri ameliyatları temel olarak 4 farklı prosedürle uygulanmaktadır. Bu prosedürler içerisinde şunlar yer almaktadır.
Lobektomi
Sağ akciğerin 3 ve sol akciğerin 2 lobu bulunmaktadır. Lobektomi ile akciğer kanserinden etkilenen akciğer lobu çıkarılmaktadır. Lobektomi en sık yapılan akciğer kanseri ameliyatı prosedürü olmaktadır. Lobektomi prosedürü aynı zamanda bilobektomi olarak da uygulanmaktadır. Bu yöntem sadece sağ akciğere uygulanan bir yöntemdir. Çünkü bu yöntemde birbirine bitişik iki lobunu çıkarılması söz konusu olmaktadır. Bunların yanında kollu lobektomi adı verilen bir prosedürde bulunmaktadır.
Bu prosedürün uygulanması için akciğer loblarının birini etkilenmesinin yanı sıra o akciğerin ana broşunun da etkilenmesi söz konusudur. Daha sonrasında uygulanan sleeve rezeksiyonu ile kanserli lobu ve o akciğere giden ana broşun bir kısmı çıkarılır ve daha sonrasında ana broşür geri kalan ucu etkilenmemiş loplardaki bronşlarla yeniden birleştirilir. Bu yöntem sayesinde pnömonektomi ihtiyacı azalır.
Segmentektomi
Akciğerlerde bulunan loblar 2 ile 5 akciğer segmentine ayrılmaktadır. Segmentektomi yönteminde belirli loptan 1 daha 4 parçaya çıkarma işlemi uygulanmaktadır. Bu sayede akciğer lobundaki diğer sağlıklı dokular korunmaktadır.
Kama rezeksiyonu
Bu prosedürde kanserli dokuları çevreleyen akciğer dokusunun küçük kama şeklindeki çıkarılmaktadır.
Pnömonektomi
Bu prosedürde ise kanserden etkilenen akciğerinin tamamı çıkarılması söz konusudur. Bu seçenek genellikle kanserin lobektomi ile tamamen alınamaması veya lezyonun merkezi yerleşimini olması durumunda uygulanmaktadır.
Akciğer kanseri ameliyatının komplikasyonları
Akciğer kanseri ameliyatlarından sonra birçok farklı komplikasyon gelişebilmektedir. Bu komplikasyonların çoğu önemsizdir ve nadiren meydana gelir. Ancak bazıları yaşama tehdit edebilmektedir. Bunların mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmesi önemlidir. Akciğer kanseri ameliyatlarından sonra görülebilecek komplikasyonlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
Yorgun ve zayıf hissetmek
Hastaların önemli bir kısmından ameliyat sonrasında yorgunluk hissetmeleri beklenen bir durumdur. Hastaların zayıf ve güçten yoksun hissetmelerinin ne kadar süreceği ise farklılık göstermektedir. Hissedilen bu duyguların birkaç haftadan daha uzun sürmesi durumunda doktora danışılması ve gerekli olması halinde fizyoterapi gibi yardımcı olacak desteklerin alınması gerekmektedir.
Akciğerlerin çökmesi
Zor anlaşılan komplikasyonlardan birisi olan hava sızıntısı ve çökmüş akciğerler plevral boşluğa hava sızması sebebiyle görülmektedir. Yeniden genişlemesine yardımcı olmak için göğüs direni gerekmektedir. Bu sebeple de bazı hastalarda ameliyat sonunda yerleştirilen göğüs direğinin daha uzun süre kalması gerekebilir.
Nefes darlığı
Ameliyatlardan sonra hastaların bir miktar nefes darlığı yaşaması beklenen bir durumdur. Özellikle geçirilen ameliyatın türüne ve hastaların normalde ne kadar formda olduklarına bağlı olarak şiddeti değişiklik göstermektedir. Ancak zaman içerisinde özellikle egzersizle desteklendiğinde kolaylıkla üstesinden gelinebilen bir komplikasyondur.
Enfeksiyon
Cerrahi prosedürler enfeksiyon riskini de beraberinde getirmektedir. Bu riskin azaltılması için antibiyotik kullanılmaktadır. Ancak bazı vakalarda tüm önlemlere rağmen enfeksiyon görülebilmektedir. Enfeksiyonun belirtileri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Ateş
- Titreme
- Üşüme
- Genel olarak iyi hissetmeme
- Öksürük
- Yarının etrafında şişlik veya kızarıklık
- Yara yarının sıcak olması
- Yaradan koku gelmesi
- Yaradan sıvı sızması
- İştah kaybı
- Kan pıhtısı
Ameliyattan sonra oluşabilecek kan pıhtıları damarlardaki normal kan akışının engellenmesi neden olur. Özellikle bacaklarda görülen pıhtılar şişmiş, sıcak, kırmızı veya ağrılı bölgeye neden olmaktadır. Bir kan pıhtısının gevşeyip kan dolaşımı yoluyla akciğerlere gitmesi ve orada bir tıkanmaya neden olması riski de bulunmaktadır. Akciğer embolisi denilen bu durumun gerçekleşmesi durumunda görülebilecek belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Nefes darlığı
- Göğüs ağrısı
- Kan tükürme
- Baş dönmesi
- Kanama
Ameliyattan hemen sonra kanama görülebilir. Bunun nedeni kan damarı bağında sızıntı olması veya kanın düzgün şekilde pıhtılaşmaması olabilmektedir. Bu komplikasyonun nasıl tedavi edeceği nedenine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Uzun süreli ağrı
Ameliyat sırasında sinirlerin hasar görmesinden kaynaklı olarak hastalarda uzun süre devam eden ağrı görülebilir. Hissedilen ağrı genellikle ameliyat izi boyunca devam eder. Sinirlerin kendini onarması ile birlikte birkaç ay içerisinde ağrının şiddetinde azalma görülür.
Akciğer kanserinde kemoterapi tedavisi
Kemoterapi kanser hücrelerini yok etmek için antik kanser ilaçlarını kullanıldığı bir prosedür. İlaçlar kan dolaşımıyla vücudun her yerinde dolaşarak kanser hücrelerine öldürmektedir.
Küçük hücreli akciğer kanseri kemoterapi tedavisi
Küçük hücreli akciğer kanserinin ana tedavisi kemoterapi olmaktadır. Çünkü kemoterapiyi en iyi yanıt veren kanser türlerinden birisi olmakla birlikte genellikle değiştirildiği sırada akciğerin dışında yayılımı gösterme eğiliminde olmaktadır. Kemoterapi ilaçların kan dolaşımında dolaşarak akciğer tümöründen vücudun diğer bölgelerine yayılan hücrelerle de savaşmak mümkün olmaktadır. Küçük hücreli akciğer tedavisinde kemoterapi şu şekillerde kullanılmaktadır.
- Kanseri tedavi etmek için sadece kemoterapi kullanılabilir.
- Radyoterapiden önce ya da sonra kemoterapi tedavisi uygulanabileceği gibi radyoterapi sırasında da uygulanabilir.
- Ameliyattan önce ve sonra kemoterapi uygulanabilir.
- Hastalığın yayıldığı durumlarda immünoterapi ile kemoterapi uygulanabilmektedir.
Büyük hücreli akciğer kanseri kemoterapi tedavisi
Kemoterapi erken safhasında büyük hücreli akciğer kanseri için yaygın bir tedavi olmaktadır. Bu kemoterapinin kullanıldığı durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Ameliyattan önce tümörünün küçülmesi için kemoterapi uygulanmaktadır.
- Radikal radyoterapiden önce sonra veya birlikte kemoterapi uygulanabilmektedir. Özellikle formda olan hastalar için önerilmektedir.
- Metastatik akciğer kanseri hastalarına da kemoterapi uygulanmaktadır.
Akciğer kanserinde ışın tedavisi
Akciğer kanserinde radyasyon tedavisi kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini önlemek için güçlü yüksek enerjili bir x ışınlarını kullanılan bir prosedürdür. Akciğer kanseri tedavisinde kullanılan ışın tedavisi seçenekleri arasında en sık kullanılan dış radyasyon olmaktadır. Bunun yanında radyasyon tedavisinde şu türler uygulanmaktadır.
- Dış ışın radyasyonunda radyasyon dozları akciğere veya çevredeki bölgelere yönelik olarak uygulanmaktadır.
- Yoğunluk ayarlı radyasyon tedavisinde radyasyon ışınları tümöre uyacak şekilde şekillendirilir. Tedavinin yoğunluğu seans boyunca değiştirilebilir.
- Brakiterapi yönteminde kapalı radyoaktif malzeme doğrudan tümörün içine veya yakınına yerleştirilir.
- Stereotaktik vücut radyasyon tedavisinde akciğerdeki veya diğer organlardaki tümöre çok yüksek dozda radyasyon verilirken çevredeki organlara radyasyon tozu sınırlandırılır.
- Stereotaktik radyo cerrahisinde merkezi sinir sistemine yayılan akciğer kanseri tümörlerine çok yüksek dozda radyasyon direkt olarak iletilir.
Radyasyonun olası yan etkileri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Hafif cilt reaksiyonları
- Mide bulantısı
- Yorgunluk
- Boğaz ağrısı
- Yutkunma sırasında ağrı
- Öksürük
Akciğer Kanserinin İyileşme Süreci
Akciğer kanseri ameliyatından sonra iyileşme haftalar sürebilmektedir. İyileşme sürecinin bir kısmı hastanede gerçekleşirken bir kısmında ise evde dinlenerek geçirilmektedir. Ameliyattan sonra hastaların önemli bir kısmı yoğun bakım ünitesinde birkaç gün kalmaktadır. Bu sayede hastalar sürekli olarak gözetim tutulmaktadır. Birkaç gün sonra hastaların normal odaya çıkarılması mümkün olmaktadır. Bunun dışında ameliyat sonrası iyileşme sürecinde hastaları bekleyen durumlar içerisinde şunlar bulunmaktadır.
Yara bakımı
Ameliyat yerinin üzerine pansuman uygulanmaktadır. Ameliyattan birkaç gün sonra pansumanlar değiştirilir ve yaralar temizlenir. Cerrahi yaraların boyutu ve sayısı ameliyatın türüne göre değişiklik göstermektedir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyatlarda 3 küçük yara bulunurken açık yöntemle yapılan ameliyatlarda ise uzun bir kesir bulunmaktadır.
Ameliyatlardan sonra hasta kapatılırken genellikle eriyen dikişler kullanılmaktadır. Eriyen dikiş kullanılmayan hastalarda ise 10 gün sonra dikişlerin alınması gerekmektedir.
Drenajlar
Ameliyat sırasında çeşitli nedenler ile hastalara bazı drenajlar takılmaktadır. Bu drenajların nedenleri içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Genellikle boyun ve koldaki bir damara kan nakli ve sıvı vermek için açılan damar yolları
- Cerrahi yaranın etrafındaki hava ve sıvının boşaltılmasına ve akciğerlerin yeniden genişlemesini sağlayacak göğüs drenajı
- İdrar çıkışının ölçülebilmesi için mesane kateteri
- Kan basıncını kontrol edilmesi için artıya takılan küçük bir tüp
Bunun yanında ameliyattan sonra hastalarda oksijen maskesi bulunabilir. Ayrıca elektronik pompalardan alınan ilaçların kontrol edilmesini sağlayacaktır.
Ağrı
Ameliyattan sonraki ilk hafta ağrının olması beklenen bir durumdur. Bunun için çeşitli ağrı kesiciler reçete edilmektedir. Hastaların herhangi bir ağrı hissetmesi durumunda doktora haber vermesi hasta için en uygun ağrı kesici türünün ve dozunu ayarlanabilmesini sağlayacaktır. Ağrı kesicilerin düzenli olarak alınması en iyi sonuçlarını elde edilmesini sağlayacaktır. Ameliyattan sonra hastaların ağrılarının kontrol altına alınması için aşağıdaki yöntemlerden biri veya daha fazla uygulanabilir.
- Hasta kontrollü analjezi ile hastalar ihtiyaç duyduklarında damar yolundan sürekli olarak ağrı kesici alabilirler
- Ağrı kesicilerin doğrudan akciğer çevresindeki alana verilmesini sağlayan paravertebral kateter
- Hastalara sürekli olarak damar yoluyla ağrı kesici vermek için pompa tarafından kontrol edilen ağrı kesiciler
Hastaların taburcu olduktan sonra da ağrıları devam edebilmektedir. Bunun için doktor çeşitli ağrı kesici ilaçlar reçete edecektir. Ağrının şiddetlenmesi durumunda uzmana başvurulması gerekir.
Yeme içme
Ameliyattan sonra hastaların tamamen uyanması ve kendilerini hazır hissetmeleri ile yemek yemeye başlamaları mümkün olmaktadır. Ancak ameliyattan sonra genellikle hastaların iştahlarında azalma olur. Bu beklenen bir durum olmakla birlikte zorlamamak gerekmektedir.
Ayağa kalkmak
Ameliyattan sonra hastaları mümkün olan en kısa süre içerisinde hareket etmesi gerekmektedir. Bu aşamada hemşireler ve fizyoterapistler hastalara yardımcı olmaktadır. Ayağa kalkmadan önce nefes ve bacak egzersizlerinin yapılması iyileşmeye yardımcı olmaktadır. Hastaların ameliyattan sonraki 12 saat içerisinde sandalyede oturup pozisyonda olmaları gerekmektedir. Ameliyattan sonraki gün ise hastaların yatağın etrafında dolaşmaya başlaması ve birkaç gün içinde hastane koridorlarında yürümesi beklenmektedir.
Akciğer Kanserinin Risk Faktörleri
Akciğer kanseri riskini arttırabilecek faktörler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Radon maruziyeti
- Asbest maruziyeti
- Radyoterapi
- Sigara kullanımı
- Pasif içicilik
- Yaş
- Hava kirliliği
- Ailede akciğer kanseri geçmişinin bulunması
- Mesleki maruziyet
- Radyasyon
- HIV enfeksiyonu
- Arseniğe maruz kalmak
- Kimyasallara maruz kalmak
- Beslenme alışkanlıkları
- Ailesel riskler
- Enflamasyon ve diğer iyi huylu akciğer hastalıkları
Akciğer Kanseri Ölüm Belirtileri
Akciğer kanserinin son evresinde palyatif bakım gerektiren hastaların hayatlarının son zamanlarında görülebilecek belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Nefes darlığı
- Ağrı
- Öksürük
- Odaklanma sorunu
- Bilinç bulanıklığı
- Aşırı zayıflık ve yorgunluk
- Yeme içmeye karşı çok az ilgi
- Huzursuzluk
- Nefes alırken boğazda ve göğsünüz kısmında hırıltı
- Hızlı nefes alma ya da nefesler arasında duraksama
- Kasrı kilo kaybı
- Kanserin beyine yayılması durumunda baş ağrısı nöbeti ve diğer nörolojik problemler
Duygusal değişiklikler
Hayatlarını son zamanlarında olan akciğer hastalarında bazı duygusal değişiklikler görülmektedir. Bu değişiklikler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Bazı hastalar son dönemlerinde kendilerini sosyal ortamlardan geri çekerler.
- Bu sebeple de aile ve arkadaş ziyaretlerinden daha az açık olurlar.
- Bazı hastalar için daha öncesinde onları heyecanlandıran etkinlikler artık ilgi çekici olmaz.
- Sinirlilik
Manevi değişiklikler
Hastaların son zamanlarında gösterebileceğim manevi değişiklikler içerisinde şunlar yer almaktadırlar:
- Cenneti gördüklerinden bahsetmeleri
- Ölmüş sevdiklerini görmelerinden bahsetmeleri
- Ölümün yaklaştığının farkında olmaları
Fiziksel değişiklikler
Son evresinde olan akciğer kanseri hastalarında görülebilecek fiziksel değişiklikler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Akciğer çevresinde sıvı birikmesi
- Büyük hava yollarında tıkanma veya kanama
Akciğer Kanseri ve Beslenme
Akciğer kanseri hastalarının sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmesi sayesinde iştah kaybı yorgunluk ver mide bulantısı gibi tedavinin neden olduğu yan etkileri daha az yaşamazsınız mümkündür. Temel kurallar içerisinde ilave şeker sorduğuna doymuş yağlardan kaçınmak bulunmaktadır.
Akciğer kanseri hastalarının tüketmemesi gereken gıdalar
Akciğer kanseri tedavisi sırasında sıklıkla yan etkileri tetiklenmesine neden olan gıdalar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Yağlı kızartılmış veya aşırı baharatlı yiyecekler
- Çok sıcak yiyecek ve içecekler
- Süt ürünleri
- Yüksek miktarda kafein tüketmek
Kemoterapi gibi akciğer kanseri tedavi yöntemleri vücudun enfeksiyonuna karşı savaşmasını sağlayan beyaz kan hücrelerine zarar vermektedir. Bu sebeple de bazı gıdalarda bulunan bakterilerin vücuda girmesi ve enfeksiyona neden olması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bunun engellenmesi için uzak durması gereken besinler içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Şarküteri ürünleri
- İyi pişmemiş yumurta
- Çiğ yumurta içeren salata sosları
- Pastörize edilmemiş çiğ süt veya süt ürünleri
- Erimiş dondurma
- Muhallebi gibi süt içeren hamur işleri ve tatlılar
- Yonca, brokoli veya turp gibi çiğ sebze filizleri
- İyi bir şekilde temizlendiğinden emin olunmayan yapraklı yeşillikler
- Sushi
- Tütsülenmiş balık
- İstiridye gibi çiğ veya az pişmiş kabuklu deniz ürünleri
- Çiğ fındık ezmesi
- Pastörize edilmemiş meyve suları
Akciğer kanseri hastalarının beslenmelerine dikkat etmesi gereken noktalar
Akciğer kanserinin ve tedavinin etkileriyle başa çıkabilmek için vücudu çok fazla enerjiye ihtiyacı bulunmaktadır. Bu sebeple de düzenli ve kalori açısından zengin beslenmek hastalığın daha kolay bir şekilde yenilmesini sağlayacaktır. Bunun için dikkat edilmesi gereken noktaları içerisinde şunlar yer almaktadır.
Kilo kaybını en aza indirmek
Akciğer kanserinde kilonun korunması önemlidir. Bunun içinde yüksek miktarda enerji alınması gerekir. Enerji açısından zengin olan karbonhidrat ve yağ oranının yüksek besinlerin seçilmesi sağlıklı kilonun korunmasını sağlayacaktır. Bunun için yemeklere fazladan yağ eklenebilir ve patates gibi karbonhidrat açısından zengin olan sebzelere yönelinebilir.
Bunların yanında yemek yemek için hastaların acıkana kadar beklemeleri gerekmektedir. Bunun yerine sık sık beslenmeleri önemli nokta hastalar genellikle sabahları daha fazla yemek yeme eğiliminde olmaktadır. Bu sebeple de sabah kahvaltılarına daha fazla önem verilmesi gerekir.
Yeterli proteinin tüketilmesi
Vücudun iyileştirilmesi için protein en önemli makro besini olmaktadır. Protein yeni ve sağlıklı hücrelerin büyümesini desteklemenin yanı sıra hasarlı dokuların onarılması ve güçlü bir bağışıklık sistemini sürdürülebilirliği için gereklidir. Bunun için balık, kümes hayvanları, kırmızı et, yumurta, tam yağlı süt, yoğurt, peynir, fındık ve fındık ezmesi, fasulye, bezelye, mercimek, soya ve jelatin gibi protein açısından zengin olan gıdaların bol miktarda tüketilmesi gerekmektedir.
Su tüketimi
Vücudun sağlıklı kalmasının yanı sıra kusma ve ishal gibi yan etkilerden kurtulmak ve ilaçların zararlı yan ürünlerini vücuttan atmak için bol miktarda su tüketilmesi gerekmektedir. Gün içerisinde yaklaşık olarak 8 ile 12 bardak suyun yanı sıra süt ve meyve suyu gibi içeceklerin de tüketilmesi önerilmektedir. Bunun yanında çay, kahve ve gazlı içeceklerden uzak durulması gerekmektedir.
İşte kalbini yönetmek
Tedavi sırasında damak zevkinin değişmesi görülen bir durumdur. Bu sebeple de önceden sevilen birçok besine tahammül etmeyebilir. Bunun yerine daha öncesinde nadiren yenilen besinler konulabilir. Eğer yiyecek kokularına karşı hassasiyet oluşuyorsa soğuk ya da oda sıcaklığındaki yemeklerin tercih edilebilir. Ağızdaki kötü tatlardan kurtulmak için dişlerinin fırçalanması ve dişi ipi kullanmakta önerilmektedir. Yemeklerden önce ve sonra damak tadının temizlenmesi için karbonat çözeltisi ile gargara yapılmazsa son derece faydalı olmaktadır.
Akciğer Kanserinde Ağızdan Kan Gelmesi
Ağızdan kan gelmesi hemoptizi olarak adlandırılmaktadır. Bu durum akciğer kanserinin bir belirtisi olabilmekle birlikte farklı sağlık sorunlarından belirtisi olabilmektedir. Bu sebeple de doktora başvurulması gerekir.
Akciğer kanserinde özellikle 40 yaş üstü ve sigara içen kişilerde görülen bir durumdur. Akciğer kanseri olan kişilerin %30 ile %60'ı bu sorunu yaşamaktadırlar. Bunun sebebi olarak akciğer kanserinin akciğerlerdeki kan akışını bozması gösterilmektedir. Tümörün büyümesi akciğerlerdeki kan damarlarının tahriş olması dolayısıyla ya da tümörün aktif olarak kan damarını istila etmesinden kaynaklanabilmektedir.
Akciğer Kanseri Olan Bireyler Nelere Dikkat Etmeli?
Akciğer kanseri ile savaşan kişilerin sağlıklı bir yaşam tarzı bir insana hem tedavi sırasında hem de tedavisi sonrasında kendilerine daha iyi hissetmelerini sağlamaktadır. İyi beslenme ve egzersiz tedavi sırasında hastaların yaşam kalitelerini artırmaktadır. İyi beslenme ve egzersiz yanında hastaların streslerini kontrol etmeleri ve sigara içme gibi kötü alışkanlıkları bırakmaları durumunda tedavilerinden çok daha fazla faydalandıkları bilinmektedir.