Kalp yetmezliği vücuda yeterli kanın pompalanmasını yeterli düzeyde olmamasına neden olduğu için vücudun temel işlevlerini yerine getirme başta olmak üzere vücutta birçok soruna neden olmaktadır. Tedavi edilmemesi durumunda ise hayati tehlikeye neden olabilmektedir.
Kalp Yetmezliği Nedir?
Kalbin farklı nedenlerle zarar görmesi sonucunda vücuda, vücudun ihtiyacı olan kanı pompalayamaması olarak tanımlamak mümkün olmaktadır. Kalp yetmezliğinin en sık görülen sebebi ise kalp kasının özellikle kalp krizi sebebiyle zarar görmesidir. Bunun yanında uzun süreli hipertansiyon, doğumsal sebeplerle görülen kalp kası hastalıkları, kalp kapak hastalıkları gibi sebepler de kalp yetmezliğine neden olmaktadır.
Kronik bir hastalık olan kalp yetmezliği aynı zamanda ilerleyici bir hastalık da olmaktadır. Diğer bir yandan ilaç tedavileri ile hastalık kontrol altına alınabilir ve kalp kası güçlendirilir.
Kalp Yetmezliği Belirtileri
Kalp yetmezliği görülen kişilerde kalbin vücut için gerekli olan kan miktarını pompalayamamasından dolayı bazı belirtiler görülmektedir. Bu belirtiler bazı hastalarda yavaş yavaş gelişebilirken bazı hastalarda ise aniden ortaya çıkabilir. Kalp yetmezliği bulunan hastalarda görülebilecek belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Hem aktivite sırasında hem de dinlenirken yaşanılan nefes darlığı
- Yorgunluk
- Halsizlik
- Ayak bilekleri, ayaklar ve bacaklarda şişme
- Kalp atışının hızlı ya da düzensiz olması
- Eskisi kadar egzersiz yapamamak
- Hırıltı
- Geçmeyen öksürük
- Kan lekeleri de dahil olmak üzere beyaz ya da pembe mukus
- Göbek bölgesinde şişme
- Ödem oluşmasından dolayı hızlı bir şekilde kilo alma
- Konsantrasyon zorluğu
- Daha fazla uyuma ihtiyacı
- Kalp yetmezliğinin kalp krizinden kaynaklanması durumunda göğüste ağrı hissedilmesi
Bu belirtilerin yanında bazı belirtilerin görülmesi durumunda hemen acil sağlık yardım hizmetlerinin aranması gerekmektedir. Acil tıbbi yardım gerektiren belirtilerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- Göğüs ağrısı
- Nefes darlığı
- Bayılma
- Şiddetli zayıflık
- Bayılma ile birlikte hızlı ya da düzensiz kalp atışı
- Ani ve şiddetli bir şekilde yaşanan nefes darlığı
- Öksürüğün eşlik ettiği beyaz ya da pembe, köpüklü mukus
Bu belirtiler kalp yetmezliğinin belirtileri olabileceği gibi farklı sağlık sorunlarının da habercisi olabilmektedir. Bu sebeple de hastaların kendilerine teşhis koymadan hızlı bir şekilde tıbbi yardım alması gerekir.
Bunların yanında kalp yetmezliğinde görülen bazı belirtiler yetmezliğin sağ ya da solda görünmesine göre değişiklik göstermektedir. Sağ tarafta kalp yetmezliğinin en karakteristik belirtisi karında, akciğerlerde, belde, ayaklarda, ayak bileklerinde ve bacaklarda ödeme neden olmasıdır. Sıvının birikme alanın yer çekimine bağlı olarak değişmektedir. Sürekli olarak ayakta duran bir kişide ödem ayaklarda ve bacaklarda birikirken. Yatan kişilerde ise sırtta birikmektedir. Sol taraflı kalp yetmezliğinin karakteristik belirtisi ise nefes darlığı olmaktadır.
Kalp Yetmezliği Nasıl Teşhis Edilir?
Kalp yetmezliğe semptomlarına sahip olan hastaların öncelikle tıbbi öyküsüne başvurulması gerekir. Daha sonrasında fiziksel muayenenin uygulanmasının ardından kalp fonksiyonlarının araştırılması için bir takım testler uygulanır.
Kalp yetmezliği teşhisinde kullanılan en etkili yöntem ise ekokardiyografi olmaktadır. Bu testte ses dalgaları kullanılarak kalbin detaylı şekilde görüntüsüne ulaşılır. Bu sayede kalpte oluşan yapısal bozukluklar ve hasarlar görüntülenebilir.
Fiziksel muayene sırasında ise ödem oluşan yerlerin incelenmesi, kalp ritminin dinlenmesi ve boyun damarlarının şişkinliklerinin incelenmesi bulunmaktadır.
Diğer bir yandan kalp yetmezliğinde görülen belirtiler ile bazı akciğer ve kalp hastalıklarında görülen belirtilerin benzerlik göstermesi sebebiyle hastalara ayrıntılı testler de uygulanmaktadır.
Kalp Yetmezliği Tedavisi
Kalp yetmezliği kronik bir hastalık olduğu için hayat boyu tedavi gerektiren bir hastalık olmaktadır. Düzenli tedavi sayesinde hastaların önemli bir kısmı normal bir hayat sürebilmektedir.
Kalp yetmezliği tedavisi sayesinde hastaların hastaneye yatma oranların ciddi bir azalma görülmekle birlikte aynı durum ani ölümlerin engellenmesinde de söz konusu olmaktadır.
Anjiotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) İnhibitörleri
Kalp yetmezliğinde uygulanan ilaçla tedavi yönteminde hastalara farklı gruplarda bulunan ilaçlar verilmektedir. Bunlardan birisi de ADE grubundaki ilaçlar olmaktadır. Bu ilaçlar kalp kasının güçlenmesini sağlayarak kalbin vücuda daha iyi bir şekilde kan pompalamasını sağlamaktadır. Bir çeşit tansiyon ilacı olan bu ilaçlar özellikle kalp kası zayıflığı olan hastalara verilmektedir.
Anjiotensin Reseptör Blokerleri (ARP)
Tansiyon düşürücü ilaçlar grubuna ait olan ARP grubu ilaçlar ADEİ grubu ile benzerlik göstermektedir. Genellikle ADEİ ilaç grubunu kullanım sonucunda yan etki görülen hastalarda kullanılmaktadır.
Beta Brokerler
Ani ölüm ile sonuçlanan kalp ritim bozukluklarının önlenmesinde etkili olan beta blokerler kalp atım hızını düşünerek aynı zamanda kalbin genişlemesini sağlar. Bu sayede kalp ve kalp kasları daha fazla beslenerek kalp kaslarını güçlenmesini sağlar. Bu özelliği sebebi ile de kalp yetmezliği semptomlarının tedavisinde kullanılmaktadır.
Diüretikler
İdrar söktürücü olarak da bilinen bu ilaç grubu, kalp yetmezliğinin neden olduğu ödemin böbrekler aracılığı ile atılmasını sağlamaktadır. Vücuttan ödemin atılması ise nefes darlığını azalmasına yardımcı olmaktadır.
Hastalığa bağlı semptomlarının hafifletilmesinde en etkili olan ilaç grubu olan diüretiklerin kullanım süreçlerinde düzenli olarak potasyum ve sodyum incelemelerinin yapılması gerekir.
Digoxin
Kalp kasının kasılma gücünü artıran Digoxin ayrıca kalp atım hızını da yavaşlatmaktadır. Genellikle kalp yetmezliğine kalp ritim bozukluğu eşlik eden hastalarda kullanılmaktadır.
Yukarıda belirtilen ilaç gruplarına ek olarak kolesterol düşürücü ilaçlar ve kan sulandırıcılar da tedaviye eklenebilir. Çok fazla sayıda ilaç kullanımı zorlu olmasına rağmen ilaçların titizlikle kullanılması tedavinin başarılı olması açısından son derece önemlidir.
Düzenli ilaç kullanımına rağmen hastalığın seyrinde hastane yatışları da söz konusu olabilmektedir. Bu durumda hastalara oksijen tedavisi ve damardan yoğun ilaç tedavisi uygulanır.
Cerrahi Tedaviler ve Tıbbi Destek Cihazları
Bazı hastaların tedavisinde cerrahi yöntemlerden de yardım alınmaktadır. Kalp yetmezliğinde kullanılan cerrahi yöntemler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
Aortokoroner Bypass Greftleme
Kalp yetmezliğinin ciddi seyreden kalp damar hastalığına bağlı olarak gelişmesi durumunda koroner bypass cerrahisi uygulanarak kalp kasına oksijen götürülmesi sağlanmaktadır.
Kapak Değişimi veya Onarımı
Kalp yetmezliğinin kalp kapakçığı hastalıklarına bağlı olarak geliştiği durumlarda kalp kapak değişimi ya da onarımı için cerrahi müdahalede bulunulur. Zamanında kalp kapakçık problemlerinin teşhis edilmesi durumunda ise kalp yetmezliği gelişmeden müdahale etmek söz konusu olmaktadır.
kalp kapakçığı değişiminde hastalıklı olan kapakçık mikrocerrahi ile mekanik veya biyoprotez kapakçık ile değiştirilmektedir.
İmplante Edilebilir Kardiyoverter Defibrilatörler (ICD)
Kalp ritim bozukluklarında kullanılan yöntemlerden birisi olan ICD ile hayati tehlike yaratan kalp ritim bozukluklarında kalbe elektrik şoku göndererek kalp ritminin düzenlenmesini sağlamaktadır. Eğer hastaların kalp ritimlerinde aşırı yavaşlama söz konusu olursa o zaman kalp ritmini artırma özelliğine de sahip olmaktadır.
Kardiyak resenkronizasyon tedavisi (KRT) veya Çift Odacıklı Kalp Pili
Kalp yetmezliği hastalarında genellikle kalp kasının daha fazla bozulmasına neden olan elektriksel sistem kaynaklı problemlere rastlanılmaktadır. Bu durumun tedavisinde ise kalp pili kullanılmaktadır. Bu sayede kalp odacıkları koordineli bir şekilde çalışabilir.
Kalp Pompası
Zayıflamış kalbi desteklemek için kullanılan kalp pompası, karın ve göğüs boşluğuna yerleştirilen bir cihaz olmaktadır. Özellikle sol karıncık yetmezliği olan hastalara uygulanmaktadır. Kalp pompasının yapılmasının amacı ise hastanın kalp nakli gerçekleşene kadar hayatta tutulmasıdır.
Kalp Nakli
İleri düzeyde olan kalp yetmezliğinde hem ilaç hem de cerrahi tedavi yöntemleri yetersiz kalmaktadır. Bu durumlarda kalp naklinin gerçekleştirilmesi gerekir.
Kalp yetmezliği evreleri
Kronik hastalıklardan birisi olan kalp yetmezliğinin klinik tablosu zaman içerisinde kötüleşmektedir. Bu sebeple de kalp yetmezliğinin aşamaları bulunmaktadır. Bu aşamalar kalp yetmezliği geliştirme riskinden başlar ve ileri derece kalp yetmezliğine kadar devam eder.
1.evre kalp yetmezliği
1. evre kalp yetmezliği aynı zamanda aşama A olarak da adlandırılmaktadır. Bu aşamada hastalarda kalp yetmezliği görülmez. Ancak hastanın ailesinde kalp yetmezliği öyküsünün bulunması ve bazı hastalıklara sahip olması kalp yetmezliği geliştirme riskini arttırmaktadır. Kişilerde aşağıdaki hastalıkların bulunması durumunda kalp yetmezliği riski bulunduğu düşünülür. Bu sebeple de Aşama A olarak sınıflandırılır:
- Hipertansiyon
- Kalp kaslarına zarar verebilecek bazı kanser ilaçlarının kullanılmış olması
- Diyabet
- Ailede kardiyomiyopati öyküsünün bulunması
- Koroner arter hastalığı
- Romatizmal ateş öyküsünün bulunması
- Metabolik sendrom
- Alkol bağımlılığı geçmişinin bulunması
2.evre kalp yetmezliği
2. evre kalp yetmezliği hastaları kalp yetmezliğinin belirtilerini yaşamamalarına rağmen sol ventrikülün iyi çalışmaması ve/ veya anatomik bir bozukluk olması söz konusudur.
3.evre kalp yetmezliği
3. evre kalp yetmezliği aynı zamanda hastanın kalp yetmezliği tanısı aldığını da gösteren bir aşamadır. Bu sebeple de bu aşamada kalp yetmezliğine dair belirtiler görülür.
4.evre kalp yetmezliği
Kalp yetmezliğinde son aşama olan 4. Evre kalp yetmezliği aynı zamanda ileri derecede kalp yetmezliği anlamını taşımaktadır. Bu evredeki kalp yetmezliği için kullanılan bir başka tanım ise ejeksiyon fraksiyonun azaldığı kalp yetmezliği olmaktadır. Bu aşamadaki hastalara tedavi uygulanmasına rağmen ilerlemiş semptomlar görülmektedir.
Kalp yetmezliği ölüm oranı
Kalp yetmezliği ölüm oranları üzerinde 1959 yılından bu yana çeşitli araştırmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Belirli zaman dilimlerinde yapılan bu araştırmalarda en dikkat çekici nokta ise ölüm oranlarının önemli ölçüde azalmasıdır. Yapılan bu araştırmalar hastaların 1 aylık, 1 yıllık, 3 yıllık ve 5 yıllık ölüm oranlarını içermektedir. Buna göre 1959 ile 1969 yılları arasında yapılan çalışmalarda kalp yetmezliği bulunan erkek hastaların ölüm oranları %70 olurken bu oran kadınlarda %57 olmaktadır. Ancak 1990 ile 1999 yılları arasında yapılan çalışmalarda bu oranların erkeklerde %59’a kadınlarda ise %45’e düştüğünü göstermektedir.
6 aylık ölüm oranlarının incelendiği ve 1995 ile 1997 yılları arasında yapılan araştırmalarda ölüm oranları ortalama olarak %26 olurken, aynı araştırma 2004- 2005 yılları arasında %14 olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak yapılan araştırmalarda kalp yetmezliği hastalarının sağ kalım oranlarının 1991 yılında yapılan araştırmaya göre 2001 yılında yapılan araştırmada arttığını göstermektedir. Bu araştırmalarda sağ kalım oranları 1 aylık, 1 yıllık ve 5 yıllık olmak üzere ölçülmüş ve sağ kalım oranlarındaki artış da sırasıyla %5, %10 ve %9 oranında arttığı gözlemlenmiştir.
Günümüzde kalp yetmezliği yaşayan hastaların hayatta kalma süreleri ile yapılan araştırmalarda ise kalp yetmezliği olan kişilerin kalp yetmezliği olmayan kişilere göre hayatta kalma sürelerinin 10 yıl daha kısa olduğunu göstermektedir. Ayrıca günümüzde yapılan çalışmalarda kalp yetmezliği hastalarının sağkalım oranları şu şekilde tespit edilmiştir.
- Kalp yetmezliği tanısından sonraki ilk 1 yıl içerisinde sağ kalım oranı %80 ile %90 arasında değişmektedir.
- Tanı alındıktan sonraki ilk 5 yıl içerisinde sağ kalım oranı ise %50 ile %60 arasında değişiklik göstermektedir.
- Kalp yetmezliği alan hastaların ilk 10 yıl içerisinde hayatta kalma oranları ise %30 olmaktadır.
Kalp yetmezliğinde ölüm belirtileri
Hastada son dönem kalp yetmezliğinin bulunması 6 ile 12 ay içerisindeki ölüm riskinin arttığını göstermektedir. Son dönem kalp yetmezliğinde yaygın olarak görülen belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
- Ağrı
- Konuşma, hafıza ya da dille ilgili bilişsel bozukluklar
- Minimum eforda ya da istirahat halinde iken yaşanan nefes darlığı
- Uykusuz başta olmak üzere çeşitli uyku sorunları
- İnatçı öksürük
- Ödem
- Aşırı yorgunluk
- İştah kaybı
- Mide bulantısı
- Sınırlı fiziksel aktivite
- Kabızlık
- Depresyon
- Anksiyete
Kalp yetmezliği ve akciğerlerde su toplama ilişkisi
Akciğer ödemi genellikle kalp yetmezliğinden kaynaklanan bir sağlık sorunu olmaktadır. Kalbin verimli bir şekilde kanı pompalayamamasından dolayı kan, kanı akciğerlere götüren damarlara geri dönmektedir. Bu durum da akciğerlerdeki damarlarda basıncın artmasına neden olur. Akciğerlerdeki basıncın artması ise alveollerin sıkışmasına ve akciğerlerdeki oksijen hareketinin kısıtlanmasına neden olmaktadır. Bu durum beraberinde nefes darlığının yaşanmasına neden olur.
Kalp yetmezliğine neden olarak akciğerlerde su toplanmasına neden olabilecek tıbbi durumlar içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
Koroner arter hastalığı, kalp kaslarının kanlanmasını sağlayan damarlarda plak oluşumu ve bu sebeple de damarların zaman içerisinde daralmasından dolayı sol ventrikülün zayıflaması söz konusu olmaktadır. Bazı durumlarda ise arterlerde kan pıhtısı oluşur ve bu pıhtıda kan akışının zayıflamasına ve kalp kasının bir kısmının zarar görerek kalp krizinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu durumlar da kalp yetmezliğinin ortaya çıkmasına neden olur.
Kalp yetmezliği ve ödem
Ödem kalp yetmezliği hastalarında sıklıkla görülen bir komplikasyondur. Tek başına tehlikeli bir durum olmamasına rağmen ödemin yeri ve şiddeti aynı zamanda kalp yetmezliğinin şiddetinin anlaşılması için son derece önemlidir.
Kalp yetmezliğinde en tehlikeli ödem akciğerlerde görülen ödemdir. Bu ödem hastaların nefes darlığı yaşamasına ve öksürmesine neden olur. Ancak tipik kalp yetmezliğinin neden olduğu ödem vücudun alt kısmında görülen ödemdir.
Kalp yetmezliğine neden olan ödem vücudun her yerinde görülebilse de genellikle karın, bacak ve ayak bölgesinde yoğunlaşmaktadır. Hastalarda ödem görülmesi ise hastalığın ileri seviyede olduğunu göstermez. Ancak kalp yetmezliği ilerledikçe ödemin şiddeti de artmaktadır.
Ayaklarda ödem nasıl iner?
Kalp yetmezliğine bağlı ödemin tedavisinde öncelik kalp yetmezliğinin kontrol altına alınmasıdır. Bunun yanında vücuttaki sıvı seviyesinin de yönetilmesi gerekir. Bunun için kullanılabilecek ilaçlar içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Vücuttaki fazla sıvının atılmasını sağlayan diüretikler
- Kan damarlarının gevşemesinin ve kalp yetmezliğinin etkilerinin azalmasını sağlayan ilaçlar
- Kan basıncının düşürülmesini sağlayan ve tıkanıklığı azaltan ilaçlar
- Kalp atış hızının düşmesini sağlayarak kalbin rahatlamasını sağlayan ilaçlar
Bu ilaçların yanında bacaklarda ve ayaklardaki ödemin geçirilmesi için kullanılabilecek yöntemlerin içerisinde şunlar yer almaktadır.
- Bacaklara baskı uygulayarak kan dolaşımının artmasını sağlayan varis çoraplarının kullanılması
- Düzenli olarak egzersiz yapmak
- Bacakların ve ayakların kalp seviyesinin üstüne kaldırılması
Kalp yetmezliği kimlerde görülür?
Kalp yetmezliği her yaştan ve cinsiyetten kişide görülebilen bir sağlık problemidir. Ancak erken yaşta erkeklerde görülme olasılığı kadınlardan daha fazladır. Kalp yetmezliğinin görülme riskini arttıran faktörler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
- 65 yaşın üzerinde olmak
- Ailesinde kalp yetmezliği hikayesinin bulunması
- Genetik faktörler
- Sigara kullanmak
- Kolesterol oranı yüksek gıdalar tüketmek
- Fazla tuz tüketimi
- Alkol bağımlılığı
- Madde bağımlılığı
- Herhangi bir kalp hastalığının bulunması
- Ciddi akciğer hastalıkları
- Obezite
- Uyku apnesi
- Kronik böbrek hastalıkları
- Demir düşüklüğü
- Kanser tedavisi
Kalp yetersizliği bulunan kişilerin dikkat etmesi gereken durumlar
Kalp yetersizliği bulunan kişilerin hayatları boyunca tedavi altında olması gerekmektedir. Diğer bir yandan nadir olarak görülse de bazı hastalarda kalp yetersizliğinin iyileşebildiği bilinmektedir. Kalp yetersizliği olan kişilerin dikkat etmesi gereken noktalar içerisinde ise şunlar yer alır.
Sağlıklı kilonun korunması
Kalp yetersizliği bulunan kişilerin sağlıklı kilolarını koruması gerekmektedir. Eğer hastalar birkaç gün içerisinde 2- 3 kilo birden alırsa vücutta ödem biriktiğinin ve klinik tablonun kötüleştiğinin belirtisi olarak kabul edilir. Bu durumda idrar söktürücü ilaçların dozlarının yeniden ayarlanması gerekmektedir. Diğer bir yandan kalp yetmezliği bulunan kişilerin kilo kaybetmeye de meyilli olmaları söz konusudur. Kilo vermelerinin sebebi ise yeterli enerji miktarı alınmasına rağmen hareketsiz kalmanın ve kalbin yeterince kan pompalamaması sebebiyle kas kitlelerinin kaybedilmesidir.
Tuz tüketiminin azaltılması
Kalp yetersizliği hastalarında görülen ödemin engellenmesi için en önemli adımlardan birisi tuz tüketiminin azaltılmasıdır. Bunun için masalardan ve görünür yerlerden tuzun kaldırılması önerilir. Tuz tüketiminin azaltılması için meyve, sebze ve balık gibi sağlıklı gıdaların tüketilmesi ve hazır besinlerden uzak durulması gerekmektedir.
Dengeli sıvı alımı
Kalp hastalarının gün içerisinde tüketmeleri gereken sıvı miktarı 1,5 ile 2 litre arasında değişiklik göstermektedir. Bu miktarın içerisinde suyun yanı sıra çay, kahve, meyve suyu, gazlı içecekler ve bitki çayları da dahil olmaktadır. Sıvı alımının sınırsız olmasından dolayı sıvı tüketiminde küçük bardakların kullanılması önerilir. Ayrıca sıvıların son derece yavaş bir şekilde tüketilmesi de gerekmektedir.
Alkol tüketiminin bırakılması
Alkol tüketimi kan basıncının ve kelp hızının yükselmesine neden olmaktadır. Bu sebeple de kalp yetersizliği bulunan hastaların günde en fazla 2 kadeh alkol tüketmesi önerilmektedir. 1 kadehten kasıt ise bir şişe bira ya da 1 kadeh şaraba eşdeğer alkol tüketimi olmaktadır. Eğer hastaların kalp yetmezliği ciddi seviyede ise o zaman alkol tüketiminden uzak durmaları gerekir.
Potasyum alımının dengelenmesi
Kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan idrar söktürücü ilaçlar hastalarda potasyum yetersizliğinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durumda ilaçların yeniden düzenlenmesi ve hastaların potasyum açısından zengin olan besinlere yönelmesi gerekir. Eğer hastanın potasyum değerleri yüksek ise o zaman potasyumun kısıtlandığı diyetlere göre beslenilmelidir. Diyetlerde kolesterolün kontrol edilmesi de önemli bir nokta olmaktadır. Bu sebeple de tüketilen yağların mümkün olduğunca doymamış yağlardan olması gerekmektedir.
Kalp yetersizliği ile yaşamak
Günümüzde kalp yetersizliği hastalığının daha başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi sayesinde hastalar geçtiğimiz 50 yıla oranla çok daha uzun ve kaliteli bir hayata sahip olmaktadır. Bunun yanında kalp yetmezliği hastası olan kişiler de günlük yapmak istedikleri faaliyetlerin birçoğunu yapabilirler.
Düzenli egzersiz yapmak
Kalp yetersizliği olan hastaların düzenli bir şekilde egzersiz yapmaları hastalığın yönetilmesini kolaylaştırmanın yanı sıra genel sağlık açısından da son derece faydalıdır. Ancak yeni bir egzersize başlamadan ya da egzersiz programını değiştirmeden önce kalp üzerinde fazla baskı yapıp yapmayacağının doktor tarafından teyit edilmesi gerekmektedir.
Egzersizlere her zaman ısınma hareketleri ile başlanmalı ve soğuma hareketleri ile bitirilmelidir. Kalp yetmezliği hastaları için en uygun egzersiz türü yürümektir. Hali hazırda düzenli olarak yürüyen hastalar ise bisiklet sürmek ya da yüzme gibi sporlara yönelebilirler. Yemekten 1- 2 saat sonrasında yapılması gereken egzersizler sırasında nefes darlığı, soğuk terleme, mide bulantısı ya da göğüs ağrısı hissedilmesi durumunda ise egzersize son verilmesi gerekmektedir.
Sigarayı bırakmak
Sigara kullanımı birçok kalp ve damar sağlığı problemine neden olmaktadır. Bunların içerisinde kanın oksijen taşıma kapasitesinin düşmesi, damarlarda yap birikimi ve kan basıncının artması yer almaktadır. Bu etkilerin engellenmesi için ise sigara kullanımının bırakılması gerekir.
Seyahat etmek
Kalp yetmezliği olan kişilerin kısa ve orta mesafedeki yolculuklara çıkmalarında herhangi bir problem bulunmamaktadır. Uzun süreli oturma gerektiren seyahatler ise bacaklarda ve ayaklarda ödem oluşumuna ve kramplara neden olmaktadır. Bu sebeple de uzun yolculuklarda sürekli olarak hareket edilmesi gerekir.
Kalp yetmezliği hastalarının araç kullanmalarında herhangi bir engel bulunmaz. Ancak hastalık öyküsü içerisinde ritim bozukluğuna bağlı olarak bilinç kaybı ya da bayılma varsa araç kullanmaları önerilmez. Bunların yanında bazı ülkelerde kalp yetersizliği hastalarının araç kullanılması yasaklanmıştır. Bu sebeple de yurtdışı seyahatlerinde bu noktanın araştırılması gerekir.
Çalışma hayatı
Kalp yetersizliği hastaları uzun yıllar boyunca ve tam zamanlı olarak çalışabilmektedir. Kalp yetersizliği bulunan kişilerin kariyerini etkileyen kısım ise yapılan işin yoğunluğu ve hastalığın evresi olmaktadır. Bu sebeple de bazı hastaların iş saatlerinde ve görev tanımlarında bazı değişikliklere gidilmesi gerekebilmektedir. Son olarak özellikle çalışma hayatında bulunan kişilerin grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları önerilmektedir.
Cinsel yaşam
Kalp yetersizliğinin kontrol altında olması durumunda hastaların cinsel hayatları normal bir şekilde devam etmektedir. Ayrıca aşağıda verilen öneriler sağlıklı bir cinsel yaşam yardımcı olacaktır:
- Cinsel ilişkiye girmek için stressiz, rahat ve dinlenmiş olunması tercih edilmelidir.
- Ağır bir yemekten ya da alkol kullanımından sonra cinsel ilişkiye girilmemelidir.
- Cinsel ilişkiye girilecek ortamın çok soğuk ya da sıcak olmaması gerekir.
- Cinsel ilişki sırasında herhangi bir yorgunluk ya da nefes darlığı hissedilirse ilişkiye devam edilmemesi gerekmektedir.
- Sertleşme probleminin görülmesi durumunda doktora başvurulmalıdır.
Dekompanse kalp yetmezliği nedir?
Kalpte gelişen fonksiyonel ya da yapısal bir değişikliğin meydana gelmesinden dolayı kalbin kanı olması gereken fizyolojik basınç düzeyine çıkaramaması ve/ veya bu basınç düzeyinde tutamamasına dekompanse kalp yetmezliği denmektedir.
Dekompanse kalp yetmezliği acil müdahale gerektiren bir sağlık sorunu olmaktadır. Tedaviyi doğrudan klinik olarak etkileyen dekompanse kalp yetmezliği aynı zamanda reddedilemez bir epidemiyolojik öneme de sahip olmaktadır.