30 Saniyelik Özet
- Fil hastalığı, el ve ayaklarda anormal ödemlerle belirginleşir, hızlı tedavi gereklidir.
- Hastalık, çeşitli testlerle teşhis edilir, belirtiler ilerlemeyle ağırlaşır.
- Tedavide lenf akışını kolaylaştırma ve enfeksiyonları önleme yöntemleri uygulanır, ilaç tedavisi de mevcuttur.
- Hastalığın tedavi edilmemesi cilt enfeksiyonları, sepsis, lenf sızıntısı, deri değişiklikleri ve nadiren kanser riski oluşturur.
Fil hastalığı (lenfödem) nedir?
Halk arasında fil hastalığı olarak bilinen lenfödem lenfatik sistemin çalışmasındaki sorunlardan dolayı oluşan bir hastalıktır. Hücreler arası sıvıya lenf sıvısı adı verilir. Lenfatik sistem bu sıvının kontrol edilmesini sağlar ve bağışıklık sisteminin önemli bir parçasını oluşturur.
Fil hastalığının en karakteristik görüntüsü ellerde ve ayaklarda meydana gelen anormal ödem şişlikleridir. Bu şişlikler hastalara fonksiyonel olarak zarar vermesinin yanı sıra hastaların psikolojik olarak etkilenmelerine de neden olmaktadır. Fil hastalığının neden olduğu bu sorunların önüne geçmek için de tedavinin en kısa süre içerisinde başlaması gerekir.
Fil hastalığı (lenfödem) tanı
Hastalar sağlık kuruluşlarına genellikle ellerinde ve ayaklarındaki şişlikler nedeni ile başvurmaktadır. Bu şikayetler ile başvuran hastaların öncelikle detaylı tıbbi öyküsü alınır. Hastaların daha şikayetleri, daha önce geçirmiş oldukları hastalıklar ve kullandıkları ilaçlar öğrenilir. Fil hastalığından şüphelenilmesi durumunda ise hastalara birtakım testler uygulanır.
Bu testlerin başında lenf sıvısının akışının görülebildiği lenfosintigrafi bulunur. Bunun yanında hastalardan MR ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme testleri de istenir. Ayaklardaki şişlikler dolaşım sisteminden kaynaklanabildiği için ve bu ihtimalin elenebilmesi için hastalardan dopper ultrason testi de istenebilmektedir. Son olarak boyar madde ile röntgen çekiminin yapıldığı lenfanjiyografi de istenebilmektedir.
Fil hastalığı (lenfödem) belirtileri
Lenfödem hastalığının ilk evrelerinde lenf sistemindeki bozukluklar belirti vermeyebilir. Diğer bir yandan bazı vakalarda görülen belirtiler fil hastalığından şüphelenilmesini gerektirmeyecek şekilde ortaya çıkmaktadır. Ancak hastalığın ilerlemesi ile birlikte lenfödeme ait ayırıcı belirtiler görülmektedir. Hastaların önemli bir kısmında görülen lenfödem belirtileri ise şunlar olmaktadır:
- Vücudun farklı bölgelerinde oluşan şişlikler
- Bacaklarda hissedilen ağırlaşma hissi
- Kol ve bacaklarda görülen gerginlik hissi
- Kol ve bacaklarda güç kaybı ve ağrı hissedilmesi
- Eskiden kullanılan yüzüklerin, çorapların, ayakkabıların ve pantolonların küçük gelmesi
- Bileklerin esnekliğini ve hareket kabiliyetini kaybetmesi
- Ayak ve bilek derisinde sertleşme ve çatlamalar
- Bacakların dizden aşağı kısmının kalınlaşarak fil ayağı görüntüsü alması
Hastalığın ilk dönemlerinde görülen ellerde ve ayaklardaki şişlikler sabah uyanıldığında ortadan kaybolur. Günün ilerleyen saatlerinde ise eller ve ayaklar yeniden şişmeye başlar. Bu durum hastalığın ilk aşamasının en karakteristik belirtisi olmaktadır.
Hastalığın en ileri devresinde ise fil ayağı görüntüsü kalıcı olmaktadır. bu görüntü tedaviye dirençli olmasının yanı sıra enfeksiyonlara karşı da son derece yatkındır.
Fil hastalığı (lenfödem) nedenleri
Lenfödeme neden olan etkenlerin önemli bir kısmı doğumsal olmamaktadır. Ancak küçük bir kısmı genetik olarak aktarılmaktadır. Sonradan oluşan fil hastalığının en yaygın görülen sebebi ise hastaların daha öncesinde oldukları tedavilerin lenf sistemlerine zarar vermesidir. Bu tedavilerin başında ise kanser tedavisinde uygulanan cerrahi uygulamalar ve radyoterapidir. Özellikle meme kanserinde yapılan uygulamalarda fil hastalığı geliştirme riski yüksek olmaktadır. Kanser tedavisinin yanı sıra lenf kanalları üzerinde gerçekleştirilen cerrahi operasyonlarda ve lenf yollarının zarar görmesine neden olan enfeksiyonlar da lenfödem gelişimine neden olmaktadır. Lenfödemin diğer nedenleri içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Mantar hastalıkları
- Travmalar
- Enfeksiyonlar
- Sivrisinekler ile bulaşan parazitler
Fil hastalığı (lenfödem) tedavi yöntemleri
Lenfödemin tamamen iyileşmesini sağlayacak herhangi bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak hastalığın neden olduğu belirtilerin kontrol altına alınmasını sağlayan ve ilerlemesi durduran tedavi uygulamaları bulunmaktadır.
Fil hastalarında öncelikle lenf sıvı akışının kolaylaşmasına yönelik olarak yapılan tedaviler oluşturmaktadır. Bu tedaviler ile hastalarda görülen şişlikler en aza indirilerek hastalığın neden olduğu komplikasyonların en aza indirilmesi mümkün olmaktadır. Bu tedaviye dekonjestik lenfatik tedavi adı verilmektedir ve hastalığın temel tedavisi olmaktadır.
Lenfödem hastalığının tedavisinde enfeksiyonlara da dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple de antibiyotik kullanımının düzenli bir şekilde takip edilmesi ve aksatılmaması gerekir. Ayrıca hastaların dermatoloji uzmanlarından da yardım almaları gerekmektedir. Bu destek ile cilt bakımının ve hijyeninin nasıl sağlanacağının ayrıntılı bir şekilde öğrenilmesi ve enfeksiyon riskinin düşürülmesi sağlanır.
Hastaların şikayetlerinin azalması için uygulanan bir diğer yöntem ise lenfatik drenaj masajıdır. Bu masaj teknikleri ile hastanın lenf sistemi uyarılır ve lenf sıvısı akımı hızlandırılır. Bu sayede şişliklerin azalması sağlanır. Bu etkileri ile hastaların günlük yaşamlarının çok daha konforlu hale gelmesi sağlanabilir.
Fil hastalığı (lenfödem) ameliyatı
Son olarak ilerlemiş vakalarda cerrahi yöntemlerde hastaların hayat kalitelerinin arttırılması için bir seçenek olmaktadır. Hafif şekil bozukluklarının ya da kısmi tıkanıklıkların giderilmesinde mikrocerrahi yöntemlerinden yararlanılmaktadır. Daha ciddi vakalarda ise biriken lenf sıvısının sağlıklı olan bölgelere akmasını sağlayacak yöntemler uygulanmaktadır. Lenfödem tedavisindeki en yeni uygulama ise tünel açma operasyonu olmaktadır. Bu operasyon ile hastaların bacaklarında biriken lenf sıvıları sürekli olarak sağlıklı bölgelere aktarılabilmektedir.
Ameliyatın Özeti
Ameliyatın Süresi: 2-5 Saat
Anestezi Yöntemi: Genel, Lokal
Hastanede Yatma Süresi: 1-5 Gün
İşe Dönme Süresi: 2-6 Hafta
Fil hastalığı (lenfödem) egzersiz
Fil hastalığında önerilen bir diğer tedavi ise fizik tedavi olmaktadır. Uzun kasların çalıştırılması lenf sıvı akışının iyileşmesini sağlamaktadır. Bu sebeple de hastanın yaşına uygun olarak hazırlanan egzersiz programının düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir.
İlaç tedavisi
Özellikle parazitler sebebiyle oluşan fil hastalığının tedavisinde ilaçlar kullanılmaktadır. Dietilkarbamazin adı verilen ilaç grubu ile kandaki mikroskobik solucanların öldürülmesi sağlanır. Bunun yanında hastalara DEC ivermektin adı verilen başka bir ilaç grubu da verilmektedir. Yılda bir kez kullanılması gereken bu ilaç grubu ile daha uzun süreli ve olumlu sonuçlar gözlemlenmektedir.
Fil hastalığının tedavi edilmezse ne olur?
Fil hastalığının belirtilerinin kontrol altında tutulması gerekmektedir. Kronik bir hastalık olması ve ilerleyici özellik göstermesi durumunda kontrol altında tutulması durumunda hastaların günlük hayatlarını ciddi bir şekilde etkileyeceği gibi başka sağlık sorunlarına da neden olmaktadır.
Cilt enfeksiyonları
Selülit olarak adlandırılan bu durumda dokular arasında sıkışan sıvının mikropların çoğalması için verimli bir zemin hazırlamasından dolayı kol ya da bacaklarda oluşabilecek en küçük yaralanmaların dahi ciddi enfeksiyonların gelişmesine neden olmasıdır. Cilt enfeksiyonların cilt şişmiş ve kızarık görünür. Genel olarak hastalar ağrı hisseder ve dokunulduğunda bölge sıcaktır. Cilt enfeksiyonlarının en kısa süre içerisinde tedavi edilebilmesi için doktorlar hastaları için acil durumda kullanmak üzere antibiyotik reçete etmektedir.
Sepsis
Cilt enfeksiyonlarının tedavi edilmemesi durumunda enfeksiyonun dolaşım sistemine yayılabilmektedir. Bu durum da sepsisin tetiklenmesine neden olur. Sepsis ise bir vücudun kendini enfeksiyondan korumak için kendi dokularına saldırmasıdır. Acil tıbbi tedavi gerektirmesinin yanı sıra hayatı tehdit eden bir durumdur.
Deri yoluyla sızıntı
Fil hastalığının neden olduğu şişme deride çatlakların oluşmasına neden olmaktadır. Bu durumda da hastalarda lenf sıvısı sızıntıları görülmektedir. Fil ayak tedavisinde bu durumun önlenmesi için tedavinin erken başlaması gerekir.
Cilt değişiklikleri
Lenfödemin şiddetli görüldüğü hastalarda etkilenen uzuvlardaki deri sertleşip kalınlaşmaktadır. Bu değişim hastaların derilerinin fil derisine benzemesine neden olur.
Kanser
Lenfödemin çok şiddetli olarak görüldüğü vakalarda nadir olarak görülse de yumuşak doku kanseri görülmektedir.
Lenfödem hastalığının tedavi edilmemesi durumunda görülebilecek diğer komplikasyonlar ise şunlar olmaktadır:
- Vücut uzuvlarında görülen şişliklerin fonksiyon bozukluklarına neden olması
- Hayat kalitesinin azalması
Fil hastalığı (lenfödem) beslenme
Lenfödem hastalığında beslenmenin uygun bir şekilde düzenlenmesi ve yeterli sıvı tüketilmesi hastaların şikayetlerinin önemli ölçüde azalmasına yardımcı olmaktadır. Çünkü doğru bir beslenme düzeninin uygulanması sayesinde günde 2 litre daha az lenf sıvısı üretilir. Bunun için hastaların beslenmelerinde dikkat etmeleri gereken noktalar şunlardır:
- Gün içerisinde en az 2,5 litre suyun yavaş yavaş tüketilmesi gerekir.
- Taze gıdalar ile beslenilmeli ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.
- Bitkisel besinleri beslenmenin temeli haline getirilmesi gerekir.
- Antioksidatif beslenme tarzının benimsenmesi ve dengeli beslenme önemlidir.
- Hastaların bol miktarda pazı, ıspanak, domates, roka ve pırasa tüketmeleri önerilmektedir.
- Başta çilek, frambuaz, yaban mersini, kiraz ve narenciye olmak üzere meyve tüketimine dikkat edilmesi gerekmektedir.
- Ton balığı, uskumru ve somon balıkları öncelikli olmak üzere haftada en az 2 kez balık tüketmeleri gerekmektedir.
- Doktorun gerekli görmesi halinde Omega 3 takviyelerinin kullanılması aksatılmamalıdır.
- A, B6, B12i C, D, E ve K vitaminlerinin vücutta optimal miktarda olmasına dikkat edilmesi ve gerekli olması halinde vitamin takviyelerinin kullanılması gerekmektedir.
- Probiyotik besinlerin tüketiminin arttırılması önemlidir.
- Sodyum içeren besinlerden uzak durulması ya da sınırlandırılması gerekir. Bu sebeple de günde en fazla 5 gr tuz tüketilmesine dikkat edilmesi gerekir. Fil hastalarının tükettikleri sodyum miktarına özellikle dikkat etmelerinin sebebi sodyumun vücutta sıvı tutulumuna neden olmasıdır. Bu durum da bakteri dengesinin bozulmasına ve hastalarda enfeksiyon görülme riskinin artmasında neden olur.
- Az miktarda karabiber eklenmiş zerdeçalın tüketilmesi hastaların rahatlamasını sağlayacaktır.
- Kuruyemişlerin sınırlı tüketilmesi gerekir.
- Hayvansal yağlardan uzak durulmalıdır. Bunun yerine avokado, zeytinyağı, tereyağı ve hindistancevizi yağı tüketilmelidir. Ancak yağ tüketiminin de sınırlandırılması gerekir.
- Hayvansal besin tüketmek lenf sıvısının koyulaşmasına neden olmaktadır. bu sebeple de hastaların mümkün olduğunca hayvansal besinler tüketmemesi önerilir.
- Rafine şeker içeren ürünlerin tüketilmemesi önerilir.
- Yüksek kaliteli protein tüketilmesi gerekmektedir. Protein kaynağı olarak ise tohumlardan ve bitkilerden yararlanılmalıdır.
- Soya östrojen hormonunu olumsuz etkilediği için tüketiminden kaçınılmalıdır.
- Hastaların glutensiz beslenmeleri gerekir.
- Magnezyum, çinko ve selenyum dengesine dikkat edilmesi gerekir. Gerekli olması durumunda ise takviyelerin kullanılması gerekmektedir.
- Alkol tüketilmemelidir.
- Sağlıklı kilo arlığının korunması gerekir.
Hastaların öğün atlamaması önemlidir. Özellikle kilo problemi olan hastaların porsiyonlarını küçültmeleri ve öğün aralarını sıklaştırmaları gerekmektedir. Hastaların günlük protein tüketimine dikkat etmeleri gerekmektedir. Yeterli proteinin tüketilmemesi durumunda sıvı birikimi artar. Beslenmenin düzenlenmesi için hataların beslenme uzmanlarından yardım almaları önerilmektedir.
Fil hastalığı (lenfödem) çeşitleri
Fil hastalığı gelişim şekline göre iki türe ayılmaktadır.
Doğuştan (primer) lenfödem nedir?
Doğuştan gelen lenfödem hastalığında hastaların lenf sistemlerindeki bozukluk doğuştan gelen bir sorun olmaktadır. Lenf damarlarında ya da lenf düğümlerinde görülen bu sorunlar fil hastalığının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Doğuştan (primer) lenfödem belirtileri
Primer lenfödem her ne kadar doğuştan gelen bir hastalık olsa da hastalığın belirtilerinin görülmesi ancak hastaların gençlik yıllarına denk gelmektedir. Primer lenfödemin en karakteristik belirtisi ise belirgin şişliklerdir.
Doğuştan (primer) lenfödem nedenleri
Primer lenfödem lenf damarlarının hiç ya da yeterince gelişim göstermemesi sebebiyle oluşmaktadır. Hastanın ilerleyen yaşlarında lenf sistemindeki değişiklikler hastalığın ortaya çıkıp çıkmamasındaki en önemli faktör olmaktadır.
Akkiz/skonder lenfödem nedir?
Sekonder lenfödem fil hastalığının en sık görülen türü olmaktadır. Sekonder lenfödemin ortaya çıkmasında lenf sisteminin sonradan herhangi bir sebeple bozulmasıdır.
Akkiz/skonder lenfödem belirtileri
Sekonder lenfödem belirtileri içerisinde fil ayağı görüntüsü en karakteristik belirtisi olmaktadır. Diğer belirtileri ise lenfödemin belirtileri ile benzerlik göstermektedir.
Akkiz/skonder lenfödem nedenleri
Sekonder lenfödemin ortaya çıkmasında etkili olan en büyük neden lenf bezlerinin cerrahi operasyonla alınmasıdır. Bunun yanında radyoterapi, travma, selülit, bazı tropik parazit enfeksiyonları ve lenfanjit enfeksiyonları olmaktadır.
Sekonder lenfödemin en sık ortaya çıkması meme ve prostat kanseri ameliyatlarından sonra olmaktadır. Görülmesinin ikinci sırada en sık sebebi ise kanser tedavisinin bir parçası olan radyoterapi olmaktadır.
Sekonder lenfödemin görülmesine neden olan bir diğer etken ise toplardamarların temel fonksiyonlarını erine getirmemesidir. Kalbe en uzak bölge olan diz altındaki bölgede ortaya çıkan venöz yetmezlik lenf sistemine aşırı yüklenilmesine neden olmaktadır. Bu durum da fil hastalığının ortaya çıkmasına neden olur.
Son olarak aşırı yağlanma sendromu olarak da adlandırılan lipödem oluşumu sonucunda da lenfödem olabilmektedir. Adet ve hamilelik dönemlerinden sonra bacaklarda aşırı yağ birikmesi lenf sistemi üzerinde baskı oluşturulmasına neden olmaktadır. Bu durum da sekonder lenfödemin ortaya çıkmasına neden olur.