Kalın Bağırsak - Kolon Kanseri

Onaylayan Doktor (-lar) ; Varlık Erol , Abdullah Haluk Şirin • Oca 11, 2022

KISA YOL

30 Saniyelik Özet

  • Kalın bağırsak kanseri, kalın bağırsakta oluşan ve hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kanser türüdür.
  • Kalın bağırsak kanserinin en yaygın belirtileri arasında dışkıda kan, kilo kaybı, kabızlık ve ishal yer alır.
  • Erken teşhis, kalın bağırsak kanserinde tedavinin başarı şansını artıran en önemli faktördür.
  • Kalın bağırsak kanserinin tedavisi, kanserin evresine göre değişiklik gösterir.

Kolon (kalın bağırsak) kanseri nedir?

Kolon, sindirilmiş gıdaların rektuma ve oradan dışarı taşınmasını sağlayan uzun tüp şeklindeki yapıdır. Kolon kanseri ise kolonun iç astarında yer alan belirli poliplerde ya da büyümelerde görülür. Bu özelliğinden dolayı da polip tarama testleri ile hücreler kanserleşmeden müdahale edilebilir. 

Kolon duvarı mukoza ve kas katmanından oluşan bir yapıdır. Kolon kanseri ise kolonun en iç katmanını oluşturan, mukus ve diğer vücut salgılarının üretilmesini sağlayan hücrelerde başlamaktadır. Sözü edilen hücrelerin zaman içerisinde mutasyona uğraması ve normal seyrinden daha hızlı bir şekilde çoğalması durumunda da kolon kanseri söz konusu olacaktır. 

Kolon tokuşunda yer alan polipler zaman içerisinde kansere dönüşebilmektedir. Bu süre ortalama olarak 10 yıl olmaktadır. Bu süre içerisinde tanı almayan ya da tedavi edilmeyen polipler nedeni ile kanser hücrelerinin kolonun dış kısmına kadar ilerlemesi mümkün olmaktadır.

Kolon kanseri kimleri etkiler?

Kolon kanseri en yaygın kanser türlerinden birisi olmaktadır. Erkeklerde görülme olasılığı kadınlara oranla daha fazla olmaktadır. Bunun yanında siyahi ırka mensup olan kişilerde görülme sıklığı daha fazla olmaktadır. Kolon kanseri özellikle 50 yaş üzerindeki kişileri etkilemektedir. Ancak son 15 yıldaki istatistikler 20 ile 49 yaş aralığında kolon kanserinin görülme sıklığı artmaktadır. 

Kolon (kalın bağırsak) kanseri tanı kriterleri

Kolon kanserinin teşhis edilebilmesi için kullanılan tetkikler içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Tam kan sayımı
  • Kapsamlı metabolik panel
  • Karsinoembriyonik ajan tahlili
  • Röntgenler
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Manyetik rezonans görüntüleme
  • Pozitron emisyon tomografisi
  • Ultrason
  • Biyopsi

Tarama testi ile kolon kanseri teşhis eden testler arasındaki farklar

Kanser tarama testleri kolon kanseri belirtilerinin görüldüğü kişilere uygulanan testler olmaktadır. Bunun yanında daha öncesinde yapılan taramalarda herhangi bir anormallik görülmesi durumunda da kolon kanseri testleri uygulanmaktadır. Bunun dışında tarama testleri kolon kanserinin öncü belirtilerinin belirlenebilmesi için herhangi bir sağlık sorunu ya da belirtisi olmayan kişilere uygulanan kontrol testleri olmaktadır.

Yaygın kolon kanseri tarama testleri

Kolon kanseri tarama testlerinde en sık kullanılan yöntem kolonoskopi olmaktadır. Bunun yanında tarama testlerinde şu tetkikler kullanılmaktadır.

  • Dışkı immünokimyasal testi (FIT) dışkıdaki gizli kanın teşhis edilmesini sağlar. Bu sayede gözle görülmeyen kan hücreleri test edilebilir.
  • Guaiac bazlı dışkıda gizli kan testi (gFOBT) de FIT gibi dışkıda gözle görülemeyen kanın belirtilerinin aranmasını sağlar.
  • Dışkıda DNA testinde ise genetik mutasyonlar ve kan ürünleri aranmaktadır.
  • Esnek sigmoidoskopi ile alt kolon ve rektumun görüntülenmesi sağlanır.
  • Sanal kolonoskopi ise kolon ve rektumdaki polip, ülser ve tümörlerin görüntülenmesini sağlayan röntgendir. 

Kolon (kalın bağırsak) kanseri nedenleri

Tüm diğer kanser türlerinde olduğu gibi kolon kanserinin nedeni de hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesidir. Hücrelerin normal yaşam döngüsünde büyüme ve yıkım birbirini takip etmesi gereken döngülerdir. Ancak kanser hücrelerinde yıkım görülmez. Bunu yerine hücreler sürekli olarak bölünmeye ve çoğalmaya devam eder. 

Bazı araştırmalar kolonda görülen poliplerin kolon kanserine neden olabileceğini göstermektedir. Ancak bu kesinleşmiş bir olgu olarak kabul edilmez. Ancak bazı risk faktörlerinin kolon kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Bu risk faktörleri içerisinde yaşam tarzı ve bazı tıbbi durumlar yer almaktadır. Bu risk faktörlerine sahip olmak kolon kanseri geliştirme riskinin artmasına neden olsa da kesinlik yoktur.

Kolon (kalın bağırsak) kanseri belirtileri

Kolon kanseri belirtileri her hastada görülmeyebilir. Bazı vakalarda ise belirtilere sahip olunup olunmadığı net değildir. Bunun sebebi ise kolon kanseri belirtilerinin daha az ciddi sağlık problemleri ile benzerlik göstermesidir. Bunun yanında kolon kanseri belirtileri içerisinde unlar yer almaktadır.

Dışkıda kan

Dışkıda koyu ya da parlak kırmızı kan görülmesi durumunda uzmana başvurulması gerekmektedir. Ancak dışkıda kan görmek her zaman kolon kanseri belirtisi olmamaktadır. Çünkü dışkıda kan görülmesinin nedeni hemoroitten kırmızı besinler tüketmeye kadar değişiklik gösterebilmektedir.

Bağırsak alışkanlıklarında kalıcı değişiklikler

Bir kişinin sürekli olarak ishal ya da kabız olması veya tuvalete çıktıktan sonra bağırsakların tam olarak boşalmadığı hissi var ise uzmanla konuşulması gerekmektedir.

Karın ağrısı

Karın ağrısının nedeninin bilinmemesi, çok şiddetli olması ya da geçmemesi durumunda uzmana başvurulması gerekmektedir. Her ne kadar birçok neden karın ağrısına neden olsa da özellikle alışılmadık ve sık sık tekrarlayan karın ağrısı durumlarında doktora danışılması gerekmektedir. 

Karın şişkinliği

Karın şişkinliğinin de birçok nedeni bulunmakla birlikte karın şişkinliğine aşağıda belirtilen durumların eşlik etmesi durumunda sağlık uzmanı ile görüşülmesi gerekmektedir.

  • Şişkinliğin bir haftadan uzun sürmesi
  • Şişkinliğin kötüleşmesi
  • Dışkıda kan görülmesi
  • Kusma ve kusmada kan görülmesi

Açıklanamayan kilo kaybı

Kilo vermek için çaba harcanmamasına rağmen açıklanamayan kilo verme durumunda doktor ile görüşülmesi gerekmektedir. 

Kusma

Kusmanın kolon kanseri belirtisi olabileceği durumlar içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Bilinen bir neden dışında kusma
  • 24 saat içerisinde çok fazla kusma
  • Periyodik aralıklar ile kusma

Yorgunluk ve nefes darlığı

Yorgunluk ve nefes darlığı tipik olarak aneminin belirtileri içerisinde yer almaktadır. Kolon kanseri de anemiye neden olan hastalıklardan birisi olmaktadır. 

Kolon (kalın bağırsak) kanseri tedavi yöntemleri

Kolon kanseri tedavisinin farklı yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerin bir kısmı kolon kanseri tedavisinde standart tedaviler olarak kabul edilir. Bir kısmı ise klinik deneme aşamasında olan tedavilerdir. Yapılan klinik denemelerde sonuçların uygulanan standart prosedürden daha iyi olması durumunda bu klinik denemeler de kolon kanserinin standart tedavileri içerisinde yer alacaktır. Kolon tedavisinde uygulanan yöntemler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Ameliyat
  • Radyofrekans ablasyonu
  • Kriyocerrahi
  • Kemoterapi
  • Radyasyon tedavisi
  • Hedefe yönelik tedavi immünoterapi

Yukarıda belirtilen yöntemler kolon kanserinde standart tedavi yöntemleri olarak kabul edilmektedir. Bunun dışında hastalar klinik denemelere de kendi istekleri doğrultusunda katılabilmektedir. 

Kolon kanseri ameliyat

Tümörün ameliyat ile alınması tüm evreler için uygulanan en yaygın tedavi seçeneği olmaktadır. Bunun için kullanılan yöntemler içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Lokal eksizyon

Kolon kanserinin çok erken bir şamada tanı alması durumunda uygulanan yöntemdir. Bu yöntemde kanserli doku, karın duvarını kesmeden çıkartılabilir. Karın bölgesinde kesi açmak yerine rektumdan girilerek kolonun kesilmesini sağlayan bir alet ile kanserli doku çıkarılabilir. Kanserinin bir polipte ya da şişkin bir dokuda bulunması durumunda bu ameliyatın uygulanması durumunda ise işlem polipektomi adını alacaktır.

Anastomoz

Kanserli dokunun büyümesi durumunda uygulanan bir cerrahi işlemdir. Bu işlemde kanserli dokunun yanı sıra bir miktar sağlıklı doku da çıkarılmaktadır. Gerekli dokuların çıkarılmasından sonra ise cerrah ayrılan kolon parçalarını birbirine birleştirmektedir. Bu işleme de anastomoz adı verilir. Anastomoz ameliyatları sırasında genellikle yakınlardaki lenf düğümlerinin de çıkarılması söz konusu olmaktadır. Daha sonrasında lenf düğümlerine biyopsi uygulanır.

Kolostomi

Kanserli dokunun çıkarılmasından sonra kolonun iki ucunun birleştirilemediği vakalarda uygulanan bir işlem olmaktadır. Bu durumda atıkların geçmesi için vücudun dışına stoma açılmaktadır. Bu prosedüre de kolostomi adı verilir. Kolostomi bazı vakalarda geçici olarak kullanılan bir yöntemdir. Alt kolonun iyileşmesinden sonra kolon uçları birbirine bağlanır ve atıkların toplandığı torbaya ihtiyaç kalmaz. Ancak bazı hastalarda kolostomi kalıcı olmaktadır.

Radyofrekans ablasyonu

Kanser hücrelerinin öldürülmesi için uygulanan yöntemlerden birisi olan radyofrekans ablasyonunda kanserli hücrelerin ölmesini sağlayan özel elektrotların bulunduğu bir prop kullanılmaktadır. İşlem deri yüzeyinden uygulanabilmektedir. Bu yöntemin tercih edilmesi durumunda hastalara lokal anestezi uygulanır. Radyofrekans ablasyonunun en sık uygulama şekli ise kanserli dokuya elektrotların doğrudan temas etmesidir. Bu durumda hastaların karın bölgesine bir kesi açılır ve prob bu kesiden kanserli dokuya yerleştirilir.

Kriyocerrahi

Kriyocerrahide anormal ya da kanserli dokunun dondurulması söz konusu olmaktadır. Hücrelerin dondurulması ile hastalığın ilerlemesi önlendiği gibi kanserli hücrelerin ölmesi de sağlanmaktadır.

Kolon kanseri kemoterapi

Kemoterapi de kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak ve mevcut kanserli hücrelerin öldürülmesi amacı ile uygulanan standart bir kolon kanseri tedavisi olmaktadır. Ağız yolu ile uygulanabildiği gibi kas içerisinden ya da damar yolundan da uygulanabilen bir tedavi olmaktadır. Hastalara verilen özel kemoterapi ilaçları kanserli dokuyu bulur ve gerekli etkinliği gösterir. Bu duruma sistemik kemoterapi adı verilmektedir.

Bazı kemoterapi tedavilerinde ise kemoterapi ilaçları doğrudan beyin omurilik sıvısına, organa ya da karın boşluğuna da verilebilmektedir. Bu yönteme ise bölgesel kemoterapi adı verilmektedir. Kemoterapinin nasıl uygulanacağı ise kanser evresine göre değişmektedir. 

Radyasyon tedavisi

Yine kanser hücrelerinin öldürülmesi ya da gelişimlerinin durdurulması için uygulanan yöntemlerden birisi olan radyofrekans yönteminde amacı yerine getirebilmek için yüksek enerjili röntgen ışınları ya da diğer radyasyon türleri kullanılmaktadır. Radyasyon tedavisi de kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır.

Dış radyasyon tedavisinde vücutta kanserin bulunduğu bölgede radyasyon gönderecek bir makine kullanılmaktadır. Dahili radyasyon tedavisinde ise doğrudan kanserli dokunun içerisinde ya da yakınına yerleştirilen iğneler, teller ya da kateterler kullanılır. Bu ekipmanlar ile radyoaktif madde gerekli dokulara iletilir. 

Radyoaktif tedavi kanserin evresine göre farklı şekillerde uygulanabilir. Dış radyasyon tedavisi genellikle belirtilerin hafiflemesi ve yaşam kalitesinin arttırılması için palyatif tedavide de kullanılan bir yöntem olmaktadır. 

Hedefe yönelik tedavi

Belirli kanser hücrelerinin tanınması ve bu tanımlanan kanser hücrelerine saldırılması için kullanılan ilaç ya da diğer yöntemlere hedefe yönelik tedavi adı verilmektedir. Hedefe yönelik tedavinin kemoterapi ve radyoterapiye göre en büyük avantajı normal hücrelere daha az zarar vermesidir. Kolon kanserinde kullanılan hedefe yönelik tedavinin içerisinde şunlar yer almaktadır.

Monoklonal antikorlar

Başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan monoklonal antikorlar, bağışıklık sisteminde yer alan proteinlerden birisi olmaktadır. Monoklonal antikorlar kanser hücrelerine ya da kanser hücresi olabilecek diğer hücreler üzerindeki belirli hedeflere bağlanmaktadır. Daha sonrasında ise kanserli hücrelerin öldürülmesini sağlarlar. Bunun yanında monoklonal antikorlar kanserli hücrelerin bölünmesini engelleyerek kanserin yayılmasının da önüne geçmektedir. İnfüzyon ile erilen monoklonal antikorlar tek başlarına etki edebildikleri gibi ilaçları, toksinleri ya da radyoaktif maddeleri doğrudan kanserli hücrelerin içerisine taşıyabilirler. 

Monoklonal antikor tedavisinin farklı türleri bulunmaktadır. Bu türlerin içerisinde şunlar yer alır. 

Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) inhibitör tedavisi

Kanser hücrelerinin normal davranışları içerisinde yeni kan damarları oluşmasına neden olarak kanserin büyümesini sağlayan ve VEGF olarak adlandırılan özel bir madde üretmektedir. VEGF inhibitörleri ile kanser hücrelerinin oluşturdukları VEGF maddesinin bloke edilmesini sağlayarak yeni kan damarlarının oluşumunun önüne geçer. Yeni kan damarlarının oluşmaması durumunda kanser hücreleri beslenemez ve zaman içerisinde ölürler. 

Epidermal büyüme faktörü reseptörü (EGFR) inhibitör tedavisi

İçerisinde kanser hücrelerinin de bulunduğu bazı hücrelerin yüzeylerinde bulunan proteinlerden birisi de EGFR olmaktadır. EGFR hücrelerin yüzeylerine tutunarak hücrelerin büyümesini ve bölünmesini sağlar. Tedavide kullanılan inhibitörler ise reseptörün bloke olmasını sağlar. Bu sayede EGFR hücreye tutunamaz. Bu sayede hücrelerin büyümesi ve bölünmesi engellenir. 

Anjiyogenez inhibitörleri

Tümörlerin büyümesini sağlayan yeni kan damarlarının büyümesini durduran bir yöntemdir ve kendi içerisinde ikiye ayrılır. İlki Zİv- aflibercept olmaktadır. Bu yöntemde kan damarlarının büyümesi için gerekli olan enzimleri bloke eden vasküler endotelyal büyüme faktörü tuzağı olmaktadır. 

Regorafenib ise vücudun diğer bölgelerine de metastaz yapmış olan kolon kanseri tedavisinde kullanılan bir yöntem olmaktadır. Başta vasküler endotelyal büyüme faktörü olmak üzere birçok enzimin bloke edilmesini sağlar. Bu yöntem ile kanser hücrelerinin büyümesi engellenebileceği gibi kanser hücrelerinin öldürülmesi de mümkün olmaktadır. Bunun dışında yeni kan damarlarının oluşumunun da önüne geçen bir yöntem olmaktadır. 

Protein kinaz inhibitör tedavisi

Protein kinaz inhibitör tedavisinde ise kanser hücrelerinin bölünmesi için gerekli olan protein bloke edilmektedir. Protein kinaz inhibitör tedavisi içerisinde yer alan seçenekleri içerisinde ise mutant BARF ve encorafenib BRAF inhibitörleri yer almaktadır.

İmmünoterapi

İmmünoterapi temel olarak kanser tedavisinde hastanın bağışıklık sistemini kullanan bir yöntem olmaktadır. Bunun için vücutta doğal olarak üretilen bağışıklık hücreleri kullanıldığı gibi, laboratuvar ortamında üretilen bağışıklık maddeleri de kullanılabilmektedir. Bu tedavi yönteminde amaç, vücudun doğal savunmasını güçlendirmek, yönlendirmek ve onarmaktır. Bu sebeple de immünoterapi biyolojik bir tedavi yöntemi olmaktadır. 

Bağışıklık kontrol noktası inhibitör tedavisi

Bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri yok edememesinin nedenlerinden biri kanser hücrelerinin bağışıklık sisteminde yer alan T hücreleri gibi bazı bağışıklık sistemi hücrelerinin onları bulmasını engellemek için kontrol noktası adı verilen proteinler üretmesidir. Kontrol noktaları T hücrelerinin tepkilerinin azalmasına neden olarak kanser hücrelerinin hayatta kalmasını sağlamaktadır. Bağışıklık kontrol noktası inhibitör tedavisinde ise bu kontrol noktalarının yok edilmesini sağlayan inhibitörler kullanılmaktadır. Bu sayede T hücreleri tam kapasite ile kanserli hücreleri öldürebilirler. Bağışıklık kontrol noktası inhibitör tedavisi kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. 

CTLA-4 inhibitör tedavisi

T hücrelerinin yüzeyinde yer alan vücudun bağışıklık sisteminin tepkilerini kontrol alında tutmaya yardımcı olan proteine CTLA-4 proteini denmektedir. CTLA-4’ün T hücresindeki B7 adı verilen başka bir proteine bağlanması durumunda ise T hücresi kanser hücresini öldürmeyi durdurur. CTLA-4 inhibitörleri sayesinde CTLA-4 proteini yine CTLA-4 proteinine bağlanır ve T hücrelerinin kanserli hücreleri öldürmesini sağlar.

PD-1 ve PD-L1 inhibitör tedavisi

PD-1’de T hücrelerinde yer alan ve bağışıklık sisteminin tepkileri üzerinde etkili olan bir başka protein türüdür. PD-L1 ise bazı kanser hücrelerinin yüzeylerinde yer alan bir proteindir. PD-1 proteinin PD-L1 proteinine tutunması durumunda T hücresi kanser hücresini ölündürmeyi durdurur. PD-1 ve PD-L1 inhibitörleri ise bu iki proteinin birbirine bağlanmasını engeller. Bu sayede T hücreleri kanser hücrelerini öldürmeye devam edebilir. 

Kolon (kalın bağırsak) kanseri evreleri

Kolon kanseri evrelemesi Amerikan Kanser Ortak Komitesi tarafından geliştirilen TNM kanser evreleme sistemi kullanılarak yapılmaktadır. Kolon kanserinin toplamda 5 aşaması bulunmaktadır. Bu evrelerin de kendi alt evreleri bulunmaktadır.

0. evre

Kolon kanserinin bu ilk evresi in situ karsinoma adı ile de bilinmektedir. Bu aşamada kolonun en iç katmanı olan mukoza tabakasında anormal ya da kanser öncesi hücreler görülmektedir.

0. evre tedavisi

0. evre kolon kanseri için önerilen tedavi ameliyat olmaktadır. Bu evredeki hastalar için önerilen ameliyat seçenekleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Lokal eksizyon 
  • Basit polipektomi

1.evre

Kolon kanserinin birinci evresinde kanser bağırsak duvarına doğru büyüme göstermektedir. Ancak kanserli hücreler kas tabakasında ya da yakın lenf düğümlerinde görülmez. Bunun yanında muskularis propriaya doğru da büyüme gözlemlenebilir. 

1. evre tedavisi

Bu evredeki hastalara önerilen tedavi yine ameliyat olmaktadır. bunun için rezeksiyon ve anastomoz ameliyatları önerilebilmektedir.

2.evre

Kolon kanserinin ikinci evresi kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır. 

2A evresi

Bu aşamalardan ilki 2A olarak isimlendirilmektedir. Bu aşamada kanser hücreleri kolonun ya da rektumun en üst katmanlarına doğru büyüme gösterir ancak bu sınırı geçmez. Yakındaki lenf düğümlerinde ya da uzak bölgelerde yayılım görülmez.

2B evresi

2B aşamasında ise kanser hücreleri kolon ya da rektum duvarını aşar. Ancak yakın lenf düğümlerinde ya da uzak bölgelerde kanser hücrelerine rastlanmaz.

2C evresi

2C aşamasından ise kanser hücreleri rektum ya da kolonun dış duvarını aşar ve yakındaki doku ve organlara yayılım gösterir. Buna rağmen yakındaki lenf düğümlerinde ya da uzak bölgelere yayılım göstermez.

2. evre tedavisi

Kolon kanserinin ikinci evresinde de birinci evrede olduğu gibi hastalara rezeksiyon ve anastomoz ameliyatları önerilmektedir.

3.evre

Kolon kanserinin üçüncü evresi de kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır. Bu evrelerin tanımlanmaları da kendi içerisinde üçe ayrılabilmektedir. 

3A evresi

Bunlardan ilki 3A evresi olmaktadır. Bu evrede kanser mukozadan submukozaya doğru büyüme gösterir. Bunun yanında muskularis propriaya doğru da büyüme görülebilir. Bunların yanında kanser hücreleri yakındaki 1- 3 lenf düğümünde ve lenf düğümlerinin yakınındaki yağ alanlarında da görülmektedir. Uzak bölgelerde ise kanser hücrelerine rastlanmaz.

3A evresi olarak tanımlanan bir diğer durum ise kanser hücrelerinin mukozadan submukozaya doğru büyümesidir. Bunun yanında yakındaki 4- 6 lenf düğümünde de kanser hücrelerine rastlanır ve uzak bölgelerde kanser hücresi görülmez. Kolon kanserinin 3A evresinde görülebilecek bir diğer senaryo ise kolon duvarı mukozasından submukoza veya kolon duvarı kas tabakasına kadar kanser hücrelerinin yayılım göstermesidir. Yakındaki lenf düğümlerinin ise 1- 3 tanesi kanserden etkilenir. 

3B evresi

Kolon kanserinin 3B evresinde ise hastalarda görülebilecek 3 farklı durum vardır. Bunlardan ilkinde kanser hücreleri kolon kas tabakasından kolon duvarının en dış tabakasına kadar veya seroza yolu ile karın içerisinde yer alan organların çevresinde bulunan zara kadar yayılım gösterir. Bunun yanında kanserli bölgenin yakınında yer alan 1- 3 tane lenf düğümünde de kanser hücreleri görülür. 

3B evresinde görülebilecek bir diğer durum ise kolon duvarının kas tabakasında ya da kolonun en dış tabakasına kanser yayılır. Yakındaki 4- 6 lenf düğümü de kanserden etkilenir. Son olarak bu aşamada görülebilecek bir diğer durumda ise kanser halen kolonun en içinde yer alan mukozadan submukozaya ya da kolon kas duvarına kadar yayılım göstermektedir. Bunun yanında kanserli bölgenin yakınında yer alan en az 7 lenf düğümünde kanser hücresine rastlanır.

3C evresi

Kolon kanserinin 3C aşamasında ise yine 3 farklı durum görülebilmektedir. İlk durumda kanserli doku kolonun dış duvarında ve karın içi organları kaplayan zarda görülmektedir. Bunun yanında kanserli bölgeye yakın olan 4- 6 tane lenf düğümünde de kanser hücresine rastlanır. 

İkini durumda ise kanserli hücreler yine kolonun en dış tabakasında ve visseral peritonde görülmektedir. Bunun yanında kanser hücrelerine en az 7 lenf düğümde rastlanır.

Bu aşamanın son senaryosunda ise kanser kolon duvarının en dış tabakasında ve yakındaki organlarda görülmektedir. Bunun yanında yakındaki bir veya daha fazla lenf düğümünde de kanserli hücrelere rastlanır. Son olarak lenf düğümlerinin yakınlarındaki dokularda d kanserli hücreler görülmektedir. 

3.evre tedavisi

Kolon kanseri 3. evrede olması durumunda önerilen tedavi seçenekleri içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Kemoterapinin takip edeceği rezeksiyon ve anastomoz ameliyatları
  • Ameliyat sonrasında yeni kemoterapi yöntemlerinin klinik denemeleri

4.evre

Kolon kanserinin 4. evresinde uzak bölgelere metastaz görülmektedir. Kan ve lenf düğümleri aracılığı ile kanserli hücreler akciğer, karaciğer, karın duvarı ya da yumurtalıklara ilerleyebilir. Kolon kanserinin 4. evresi de kendi içerisinde üçe ayrılmaktadır. 

Kolon kanserinin 4A evresinde kanserli hücreler kolonun yakınında yer almayan karaciğer, akciğer, yumurtalık a da uzaktaki lenf düğümlerine yayılım gösterir. 

Kanserin 4B evresinde ise kanser kolonun yakınında yer almayan ve birden fazla dokuda görülmektedir.

Kolon kanserinin son aşaması olan 4C aşamasında ise kanserli hücreler karın duvarı, karnı kaplayan zara ve diğer bölgelere yayılım göstermektedir. 

4.evre tedavisi

Kolon kanserinin 4. Evrede olması ya da tekrarlayan kolon kanseri söz konusu olması durumunda ise hastalara önerilebilecek tedavi seçenekleri içerisinde şunlar yer almaktadır.

  • Tekrarlayan tümörler için lokal eksizyon
  • Anastomozlu ya da anastomozsuz rezeksiyon
  • Diğer organlarda metastaz görülmesi durumunda metastaz görülen organlara uygulanan ameliyatlar
  • Tümörün küçültülmesi için ameliyattan önce kemoterapi uygulanması
  • Ameliyattan sonra kemoterapi uygulamaları
  • Ameliyat edilemeyecek durumunda olan hastalar için radyofrekans ablasyonu ya da kriyocerrahi
  • Hepatik arterin kemoembolizasyonu
  • Radyasyon ve kemoterapi bazı hastaların yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik olarak palyatif tedavi olarak da uygulanabilir.
  • Hedefe yönelik tedavi
  • İmmünoterapi
  • Kemoterapi ya da hedefe yönelik tedavinin klinik denemeleri

Kolon (kalın bağırsak) kanseri ölüm belirtileri

Son dönem kolon kanserinde tedavilerin artık cevap vermemesi sebebiyle terminal dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönem içerisinde neler olduğunu bilmek ise ne bekleneceğinin bilinmesi ve hastaların yaşam kalitelerinin arttırılabilmesi açısından önemlidir. Ölüm belirtilerinin görülmesi ölüm zamanı hakkında herhangi bir bilgi vermemektedir. Bunun yanında görülen belirtiler ilerleyici özellik taşır. 4. aşama kolon kanserinde görülen belirtiler sadece kolon ile ilgili olmaz. Bunun yanında metastaz yaptığı için diğer organlarla ilgili de belirtiler görülebilir. 

Ağrı

Kolon kanserinin son evresinde metastaz söz konusu olduğu için ağrı ön plana çıkmaktadır. Ağrı sadece kolonda değil kanser görülen diğer organlarda da mevcuttur. Hastaların son dönemlerinde hissettikleri ağrı çok şiddetli olmaktadır. Bu sebeple de bu dönemde reçete edilen ilaçlar içerisinde opioid narkotikler ya da güçlü ağrı kesiciler verilmektedir. Yutma güçlüğü yaşayan hastalar için ise dil altı ya da enjeksiyon önerilir. 

Yaşamın son günlerinde hastalar günlerinin önemli bir kısmını uyuyarak geçirdikleri için hastaların ağrı çekip çekmediğini anlamak her zaman mümkün olmaz. Ancak hastada aşağıda sözü edilen belirtiler hastanın ağrı hissettiğinin belirtileri olarak kabul edilmektedir. 

  • Hızlı nefes alıp verme
  • Yüz buruşturma
  • Kaşların çatılması
  • Kolların ve bacakların sürekli kıpırdaması

Bilinç kaybı

Yaşamının son dönemlerindeki hastaların göstermiş olduğu tipik belirtiler içerisinde bilincin gelip gitmesi de bulunmaktadır. Bunun yanında yaşamın son günlerinde ve saatlerinde hastalar neredeyse koma durumuna gelirler. Bu durum çoğu kişinin zannettiği gibi ilaçların yan etkilerinden birisi olmamaktadır. Ancak son dönemlerindeki kolon kanseri hastalarında görülen bilinç kaybının nedeni de tam olarak bilinmemektedir. 

Solunum değişiklikleri

Son dönemlerinde olan hastalarda görülen bir diğer değişiklikte solunum ritminde görülen değişiklikler olmaktadır. Örneğin hastanın nefes alıp vermeleri arasında uzun süren duraklamalar ya da hırıltı duyulması gibi değişiklikler fark edilebilir. Bunun yanında ölüm hırıltısı olarak adlandırılan ve gurultuya benzer bir ses duyulması halinde hastanın birkaç saatlik ömrünün kaldığı anlaşılmaktadır. Bu aşamada hastaların rahat etmesi için başlarının yukarı kaldırılması ve daha fazla sıvı verilmemesi önerilmektedir. 

Ajitasyon

Yaşamının son dönemlerinde görülen bir diğer belirti de ajitasyon ve halüsinasyon olmaktadır. Hastaların bu dönemde kafa karışıklıkları giderek artar. Bu aşamada hastanın çevresindeki tanımama ve odada olmayan kişileri, melekleri ya da böcekleri görme gibi belirtiler görülebilir. Bunların yanında hastalarda sinirlilik ve huysuzluk da görülebilir. Bu aşamada çeşitli sakinleştiriciler kullanılabilir. Bunun yanında hastaların da sakin kalması ve hastayı daha fazla rahatsız etmemesi gerekmektedir. Bunun için de nazik davranılması gerekir. 

Uyanıklık

Hayatının son döneminde olan hastalarda görülen sürekli olarak uyku hali bir anda kesilebilir. Bu aşamada hastalar tamamen uyanık olur ve hatta yemek dahi isteyebilir. Bu durum ailelerin akıllarının karışmasına ve hastalarının iyileştiğini düşünmesine neden olabilir. Ancak bu durum geçicidir ve kolon kanserinin son evresinde ölüm belirtilerinden birisi olarak kabul edilir. Uyanıklık dönemi bazı hastalarda birkaç saat bazı hastalar ise birkaç gün sürebilir. Uyanıklık döneminin neden görüldüğü ve bazı hastalarda neden görülmediği ise bilinmemektedir.

Diğer belirtiler

Kolon kanseri sebebi ile ölüm zamanı yaklaşmış olan hastalarda görülen diğer belirtilerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

  • Tükenmişlik
  • Kilo kaybı
  • Kanlı dışkı
  • Kabızlık
  • Karaciğerin etkilenmesi durumunda sarılık

Kolon (kalın bağırsak) kanserine ne iyi gelir?

Kolon kanseri tedavisinin desteklenmesi için uygulanacak yöntemler aynı zamanda kolon kanseri riskinin azaltılması için de uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin içerisinde ise şunlar yer alır.

  • Çeşitli sebze, meyve ve tam tahılların tüketilmesi ile kanserin tedavisine destek olacak lif, vitamin ve mineraller alınmış olur. Alınacak vitamin ve minerallerin çeşitli olması için ise meyve ve sebzelerin çeşitlendirilmesi gerekmektedir.
  • Her ne kadar alkol alınması önerilmese de alkol alan kişilerin miktarını ayarlamaları önerilmektedir. Bunun için kadınların günde 1, erkeklerin ise günde 2 kadehten fazla tüketmemesi önerilir.
  • Sigara ve tütün ürünlerinin kullanımının bırakılması gerekir.
  • Haftanın çoğu gününde egzersiz yapılmalıdır.
  • Sağlıklı kilonun korunması gerekir. 

Kolon (kalın bağırsak) kanseri risk faktörleri

Kolon kanseri genellikle 45 yaşın üzerindeki kişilerde görülen bir kanser türü olmaktadır. Ancak kolon kanseri riskini arttıran bazı etmenler de bulunmaktadır. Bu etmenlerin içerisinde ise şunlar yer alır. 

  • Kolon kanseri olan kişiler genellikle 50 yaş üzerindeki kişiler olmaktadır. Son yıllarda bu yaş grubunda olan kişilerde görülen kolon kanseri vakası artmaktadır.
  • Siyah ırkta kolon kanseri görülme sıklığı daha fazladır
  • Sigara içmek
  • Aşırı alkol kullanımı
  • Obezite
  • Bol miktarda kırmızı et tüketmek
  • Bol miktarda işlenmiş et ürünü tüketmek
  • Egzersiz yapmamak
  • İnflamatuar bağırsak hastalıkları
  • Kalıtsal durumlar
  • Ailede kolon kanseri ya da diğer kanser türlerinin bulunması
  • Ailede polip öyküsünün bulunması
  • Çok sayıda polip sahibi olmak
  • Kişisel kolorektal kanser ya da polip öyküsünün bulunması
  • Kolon kanseri riskinin artmasına neden olan kalıtsal sendromlar
  • Düşük lifli ve yüksek yağlı diyeti benimsemiş olmak
  • Daha öncesinde kanser için radyasyon tedavisi görmek

Ameliyatın Özeti

Ameliyatın Süresi: 2-4 saat

Anestezi Yöntemi: Genel

Hastanede Yatma Süresi: 4-7 gün

İşe Dönme Süresi: 2-8 Hafta

Doktora Soru Sor