Solunum yetmezliği solunum yollarıyla alakalı hastalıkların en başında yer almaktadır. Temel olarak solunum sisteminde herhangi bir hasar oluşumu sonucu meydana gelen, vücutta yeteri kadar oksijen ve karbondioksit değişimi olmaması sonucu oluşan bir rahatsızlık türü olarak gözlemlenmektedir. Kişilerde günlük hayat aktivitelerini kısıtlayarak meydana gelen bu hastalık, eğer tedavi edilmezse yüksek risk faktörüne sahip rahatsızlıkların en başında yerini almaktadır.
Solunum Yetmezliği Nedir?
Akciğer vücudumuzun solunum sisteminde yer alan en önemli organlardan biridir. Akciğerlerde yaşanmış olan herhangi bir sorunun solunum sisteminin düzgün çalışmamasına neden olmaktadır. Bu durum sonucunda ise vücudumuzun en önemli olan işlevlerinden nefes alıp verme işlemini olduğu gibi yerine getirememektedir. Buda doku ve organlara yeterli oksijen gitmemesini sağlamaktadır. Eğer doku ve organlarımıza kan yoluyla yeterince oksijen sağlayamazsak, çeşitli hastalık ve rahatsızlıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlamış oluruz.
Solunum yetmezliği genel olarak akciğerlerle ilgili bir rahatsızlık olarak gözlemlenmektedir. Bu noktada akciğerler yeterli oranda yeterince etkili olarak çalışmaz. Bu yüzden vücudun oksijen oranı tam olarak karşılanamaz. Bu durum sonucunda ise vücutta üretilen karbondioksitin dışarı atılmaması ile fonksiyonel sorunlar meydana gelmektedir. Bu da vücutta daha çok toksinin birikmesini sağlar. Ayrıca kan ve diğer vücutta bulunan sıvılar olması gerekenden daha asidik bir hal alarak çeşitli hastalıkların başlamasına neden olmaktadır. Solunum yetmezliği asit oranını fazlasıyla etkilemesi sebebiyle, solunumsal asidoz ya da asitlenme olarak ta bilinmektedir.
Solunum yetmezliği tipleri
Solunum yetmezliği temel olarak akut ve kronik olarak ikiye ayrılmaktadır. Ayrıca kronik solunum yetmezliği kendi içerisinde 4 alt tipe ayrılmaktadır.
Hipoksemik solunum yetmezliği
Kandaki oksijen miktarının yeterli olmamasından dolayı ortaya çıkan solunum yetmezliğidir. Kalp ve akciğer hastalıklarında görülen solunum yetmezliği türü olmaktadır.
Hiperkapnik solunum yetmezliği
Kanda çok fazla karbondioksit olmasından dolayı yaşanan solunum yetmezliğine hiperkapnik solunum yetmezliği adı verilmektedir. Vücuttaki atıklardan birisi olan karbondioksitin atılamaması sebebi ile kan hücreleri oksijeni taşıyamaz.
Hiperkapnik solunum yetmezliğinin en sık görülen nedenleri içerisinde kalp, kas, akciğer ve nörolojik hastalıklar yer almaktadır. Bazı ilaçların da hiperkapnik solunum yetmezliğine neden olduğu bilinmektedir.
Perioperatif solunum yetmezliği
Ameliyat olan hastalarda görülen solunum yetmezliği türü olmaktadır. Anestezi için verilen ilaçlar nedeni ile hastaların normal bir şekilde nefes alması engellenebilmektedir. Bazı durumlarda ise akciğerlerdeki hava keseleri çökerek oksijenin kana girmesi engellenir.
Şok nedeniyle solunum yetmezliği
Şok başta solunum yetmezliği olmak üzere akciğerlerde ödem ve düşük tansiyon gibi diğer sağlık sorunlarına da neden olabilmektedir. Şok nedeni ile solunum yetmezliğine neden olabilecek sağlık problemlerinin içerisinde kalp krizi, sepsis ve kan kaybı yer almaktadır.
Solunum Yetmezliği Belirtileri
Solunum yetmezliği kandaki oksijen ve karbondioksik oranına bağlı olarak farklılaşan belirtilerle ortaya çıkan hastalık türüdür. Kandaki oksijen miktarının normalden az olması solunum güçlüğü ve nefes darlığı gibi sorunlara yol açmaktadır. Bunun yanı sıra ciltte kurumaya ve dudak ve tırnaklarda ciddi renk değişimine sebep olmaktadır. Kanda karbondioksit seviyesinin normalinden fazla olması ise farklı doku ve organların zehirlenmesine sebep olur. Tüm bu semptomların yanında hücrelerde zararlı madde birikimi artarak, çeşitli hastalıkların meydana gelmesine neden olur. Vücutta karbondioksit seviyesi olduğundan fazla olursa hızlı nefes alıp verme, kalp atış hızında düzensizlik ve bilinç karışıklığı gibi şikâyetler ortaya çıkmaktadır.
Bunlara ek olarak bazı hastalarda şu belirtilerde gözlemlenmektedir:
- Kas seğirmeleri
- Sürekli uyku hali ve uyuşukluk
- Aşırı baş ağrısı
- Karar mekanizmasında zayıflama
- Panik atak ve nöbetler
- Bayılma
- Hırıltı
- Siyanoz adı verilen ağız, göz ve tırnaklarda mavi renge dönen renk değişimi
- Oryantasyon güçlüğü
Yukarıda yer alan bu tek başına ya da bir arada ortaya çıkan olasılıklar arasında yerini almaktadırlar. Bu şikâyetlerin gözlemlenmesi durumunda hiç vakit kaybetmeden uzman hekime başvurmak gerekmektedir. Zamanında uygulanan erken teşhis ve tedaviler hasta hayatını kurtarmada büyük rol oynamaktadır.
Solunum Yetmezliği Nedenleri
Solunum sistemi ile alakalı gelişen semptomlar zaman içerisinde ilerleyerek solunum yetmezliğinin meydana gelmesine neden olmaktadır. Solunum sisteminin bir parçası olarak var olan kaslar, sinirler, kemik ve dokularda oluşan sağlık sorunları akciğere ciddi oranda zarar verecek şekilde olabilmektedir. Ayrıca solunum yetmezliğinin nedenleri hastalığın tipine ve yoğunluğuna göre farklılıklar gösterebilmektedir.
Tip 1 solunum yetmezliğinin nedenleri
- Akciğer ödemi
- KOAH hastalığı
- Akciğer rahatsızlıkları
- Zatürree, astım, kistik, pnömotoraks, bronşektazi ve fibroz gibi akciğer sorunlarının oluşması
- Covid-19
- Obezite ve aşırı kilo
Tip 2 solunum yetmezliği nedenleri
- Beyin ve omurilik zedelenmesi
- Akciğer ödemi
- Omurgayı etkileyen ve solunum sistemine ciddi oranda zarar veren skolyoz benzeri hastalıklar
- Kas distrofisi
- İlaç ve benzeri nedenlerle yaşanan zehirlenmeler
- Astım ve KOAH gibi oldukça ciddi akciğer hastalıkları
Yukarıda yer alan semptomlar dışında göğüs bölgesine şiddetli ya da hafif orantılarla darbe alma, trafik kazası geçirme gibi faktörel sonuçlar sebebiyle de akciğerde sorunlar meydana gelebilir. Ayrıca aşırı alkol ve sigara tüketimi, zehirli hava ortamlarında maruz kalma, soba zehirlenmeleri, zararlı kimyasalları solunması durumunda da akciğer sağlığını tehdit eden ve çeşitli hastalıkların oluşmasına zemin hazırlayan diğer faktörler olarak gözlemlenmektedir. Solunum yetmezliği belirtileri taşıyan hastaların doğru teşhis ve doğru tedavi yönteminin belirlenmesi için göğüs hastalıkları bilim dalına başvurmaları gerekmektedir. Doğru tanı ve teşhis yöntemleri hastalığın daha çabuk kontrol altına alınmasında büyük rol oynamaktadır.
Solunum Yetmezliği Tanısı Nasıl Konur?
Solunum yetmezliğinde doğru tanı ve teşhis konulması en önemli faktörler arasında yerini almaktadır. Çünkü doğru konulan tanı ve teşhis hayat kurtarıcıdır. Doktorların doğru teşhis koyabilmeleri için hastanın şikâyetlerini iyi anlatması gerekmektedir. Hastalığın ne zaman başladığı, ne gibi rahatsızlıklara maruz kaldığı gibi bilgiler teşhisin doğru konulmasında önemli etkenler arasında yerini almaktadır. Ayrıca cerrahi tetkikler ile de kesin tanı ve teşhis konulması gerekmektedir. Nabız oksimetresi olarak adlandırılan bir sensor yardımıyla kandaki oksijen seviyesi ölçülebilmektedir. Hastalığın tedavi edilebilmesi için bu oranların iyi incelenmesi oldukça önemlidir. Doğru tespiti sağlamak için farklı tetkikler de uygulanmaktadır. Bu tetkikler şu şekildedir:
- Ateryal kan gazı
- Kan tetkiki
- Akciğer röntgeni
- Bilgisayarlı tomografi
- Solunum fonksiyon testleri
Solunum Yetmezliği Tedavi Yöntemleri
Farklı tetkikler sonucunda tanı ve teşhis yöntemlerinin konulması durumunda solunum yetmezliğinin nedenleri ortaya çıkmaktadır. Bu noktada uygulanacak olan tedavi yöntemleri hastanın sağlık durumuna, çeşidine, konumuna göre değişkenlik göstermektedir. Bu süreçte hasta sigara kullanıyorsa ilk olarak tedaviye sigarayı bırakarak başlanılmaktadır. Ayrıca tedavi süresince hastalığın seyrine göre de şu yöntemlerde uygulanabilmektedir:
Oksijen Tedavisi
Kandaki oksijen oranı düşük olan kişilerde evde kullanılabilen oksijen tedavi yöntemi uygulanmaktadır.
Non-invazif Ventilasyon
Hasta olan kişilerin yüzlerine bir maske takılır ve hasta bu şekilde nefes alır.
Mekanik Ventilasyon
Hasta olan kişilere endibasyon tüpü veya trakeostomi tüpü takılmaktadır. Entübasyon tübü ağız yoluyla takılırken, Trakeostomi tüpü gırtlakta cerrahi delik açılması sonucu gırtlağa tüp yerleştirilmesi işlemiyle gerçekleştirilen cerrahi çalışmalar arasında yerini almaktadır.
Hastalık seviyesi ve hastanın genel durumunu gözlemleyen doğru tedavi yöntemiyle hastada gelişebilecek olası semptomların önüne geçmek mümkün hale gelmektedir. Tedavide ana amaç hasta solunum fonksiyonlarının mümkün olduğunca kısa sürede düzenlenmesi ve elbette hayati risklerin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Tedavinin bir parçası olarak gözlemlenen ve birçok hasta üzerinde uygulanan hafif egzersizler ve spor programları da yerini almaktadır. Çünkü bu sayede akciğerlerin daha iyi çalışması mümkün hale gelebilmektedir.