Tip 2 diyabet nedir?
Kısaca insülin direncine bağlı olarak kan şekeri düzeylerinin anormal bir şekilde yükselmesi ile karakterize olan kronik bir hastalık olan tip 2 diyabet hastalarında pankreas tarafından üretilen insülin hormonu tam olarak görevini yerine getiremez.
İnsülinin vücuttaki görevini yerine getirememesi sonucunda artan kan şekeri ise kişilerin birçok faklı şikayette bulunmasına neden olur. Tedavi edilmemesi durumunda ise yüksek kan şekeri iç organları üzerinde olumsuz etkilere neden olarak kişilerin ciddi sağlık problemleri yaşamasına neden olur.
İnsülin insanların yiyecekler ile almış olduğu glikozun metabolize edilerek hücrelerin içerisinde taşınmasında görevli olan bir hormondur. Tip 2 diyabet hastalarında ise glikoz olması gereken miktarda hücrelerin içine taşınamaz ve bu nedenle de hücrelerin enerji ihtiyaçları karşılanamaz. Bu durum da dokuların ve dolayısıyla organların zarar görmesine neden olur.
Tip 2 diyabet tanı kriterleri
Tip 2 diyabet hastaları genellikle genel muayene sırasında ya da farklı bir hastalık için uygulanan testler ile tesadüfü olarak tanı alan hastalıklardan birisi olmaktadır. Çünkü hastalığın ilk aşamalarında kişilerde diyabet hastalığına bağlı olarak görülen belirtilere pek rastlanmaz. Tip 2 diyabetin tanı alabilmesi için uygulanan testlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
Açlık kan şekeri
Açlık kan şekerinin ölçülebilmesi için birden fazla kez ölçüm yapılması gerekebilir. Bu ölçümler sırasında kişilerin açlık kan şekeri 100 mg/ dl’nin altında ise normal olarak değerlendirilir.
Eğer değer 100 ile 126 mg/ dl arasında ise prediyabetik olarak değerlendirilmektedir. Ölçüm sırasında sonucun 126 mg/ dl’nin üzerinde çıkması durumunda ise kişiye diyabet teşhisi konulabilmektedir.
Hemoglobin A1C
3 aylık kan şekeri testi olarak da adlandırılan bu test ile kişilerin son 3 ay içerisinde kan şekeri seviyelerinin gidişatı hakkındaki bilgilere ulaşılmaktadır. Hemoglobin seviyesinin normal olarak değerlendirilebilmesi için ölçüm sonucunun %5,7’nin altında olması gerekmektedir. Eğer değer %5,7 ile %6,4 arasında ise prediyabetik olarak yorumlanır. Kişiye diyabet teşhisinin konulabilmesi için ise değerin %6,5’in üzerinde olması gerekmektedir.
Glukoz tolerans testi
Kişilerin 12 saat açlıktan sonra 300 ml su içerisinde 75 gr şeker eklenen karışımı içmesinin ardından uygulanan bir test olmaktadır. Kişinin değerlerine karışımı tükettikten sonraki 2. Saatte bakılmaktadır.
Eğer bu ölçümde çıkan sonuçlar 140 mg/ dl’nin altında ise nomal olarak kabul edilmektedir. Değerin 140 ile 200 mg/ dl aralığında olması durumunda prediyabetik ve 200 mg/ dl’nin üzerinde olması durumunda ise diyabetik olarak sınıflandırılır.
İdrar tahlili
Normal şartlarda idrarda glikoza rastlanmaz. Ancak hastanın idrarında glukoz bulunması durumunda diyabet tanısına yardımcı kriter olarak görülür.
Tip 2 diyabet hastalarının teşhis alabilmesinde ayrıca ortopedi ve göz sağlığı ve hastalıkları uzmanlarının da kişiyi muayene etmesi gerekmektedir. Çünkü diyabetik kişilerde sıklıkla diyabetik ayak ve retinopati görülmektedir. Bu bulguların bulunması da teşhisi destekler.
Tip 2 diyabet nedenleri
Tip 2 diyabet hastalığının görülmesinin temel sebebi kişilerin kaslarından, karaciğerlerinden ve yağlarından daha az kan şekeri düşürücü yanıtın alınmasıdır. Bu durum insülin direnci olarak tanımlanmaktadır ve tip 2 diyabet hastalığının görülmesinin temel sebebidir.
Tip 2 diyabet hastalığının bir diğer nedeni olarak ise karaciğerin tam olarak çalışmaması görülmektedir. Karaciğerin verimli bir şekilde çalışmaması durumunda karaciğer glukozu glikojen olarak depolar ve daha sonrasında kana geri salar. Bu durumda kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu durumun yaşanması aynı zamanda açlık krizleri ya da yemekten sonra uyku durumu olarak kendisini göstermektedir.
Kan şekerindeki bu ani değişimler pankreasta insülin üretimi ile görevli olan beta hücrelerinin zarar görmesine ve bu sebeple de yeterli insülin hormonunun üretilememesine neden olmaktadır. Tüm bu süreçler sonucunda da tip 2 diyabet ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir yandan bazı kişiler tip 2 diyabet açısından daha büyük risk altında olmaktadır. Bu risk faktörlerinin içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
- Hipertansiyon hastaları
- Metabolik sendromu olanlar
- Gizli şeker tespit edilmiş kişiler
- Bel çevresinde fazla miktarda yağlanması olan kişiler
- Yüksek kolesterol ve trigliserit düzeyine sahip olan kişiler
- 45 yaşın üzerindeki kişiler
- Hamilelik döneminde gestasyonel diyabet tanısı alanlar
- Ailesinde diyabet tanısı almış kişilerin bulunması
- 4 kilodan daha fazla bebek dünyaya getirenler
- GGT yüksekliği
- Polikistik over sendromu olan kişiler
Tip 2 diyabetin olumsuz olarak etkilenmesine neden olan etmenlerin içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
- Normalden az ya da fazla uyumak
- Depresyon
- Sigara kullanmak
- Azalmış fiziksel aktivite
Tip 2 diyabet belirtileri
Tip 2 diyabet genellikle herhangi bir belirtiye sebep olmadan sinsi bir şekilde ilerleyen bir hastalık olmaktadır. Genellikle aşırı kilolu, hareketsiz bir yaşam tarzı belirleyen ve bel çevresi geniş olan kişilerde görülen bir hastalık olmaktadır. Ayrıca genetik geçişli hastalıklardan birisi olması sebebiyle de ailesinde tip 2 diyabet görülen kişilerde risk daha yüksek olmaktadır.
Tip 2 diyabet olan kişilerde sıklıkla karşılaşılan belirtiler içerisinde ise şunlar yer almaktadır:
- Erken başlayan ve hızlı bir şekilde ilerleyen demans
- Ani ve aşırı şekilde acıkma
- İleri yaşlarda görülen hafıza kaybı
- Gece acıkmaları
- Diyet yapmadan kilo kaybetmek
- Su tüketiminin önemli ölçüde artması
- Diyabetik ayak
- Sık sık idrara çıkma
- Erkeklerde ereksiyon bozukluğu
- Gece idrara çıkma ihtiyacı ile uykudan uyanma
- Uykusuzluk
- Genital bölgede ve ciltte görülen ve dirençli mantar enfeksiyonları
- Kollarda ve bacaklarda hissedilen uyuşma hissi
- Bulanık görme
- Görme alanında uçuşan cisimler
- Koltuk altı ve kasık bölgeleri başta olmak üzere ciltte koyu kahverengi lekelerin görülmesi
- Kendini uzun süre yorgun hissetme
- Dirençli ve sık sık tekrarlayan enfeksiyonlar
Tip 2 diyabet komplikasyonları
Kronik hastalıklardan birisi olan tip 2 diyabetin doğru bir şekilde yönetilmemesi birçok ciddi komplikasyona neden olmaktadır. Bu komplikasyonların içerisinde ise şunlar yer almaktadır.
Kalp ve damar hastalıkları
Tip 2 diyabettin doğru bir şekilde yönetilmemesi öncelikli olarak kalp ve damar sistemini etkilemektedir. Öncelikli olarak damarların sertleşmesine neden olan diyabet ayrıca yüksek tansiyon ve inme gibi hastalıklara da neden olmaktadır.
Uzuvlarda yaşanan sinir hasarı
Diyabet sinirlerin de etkilenmesine neden olan bir hastalıktır. Nöropati olarak adlandırılan bu durumun belirtileri içerisinde ayak baş parmaklarında hissedilen karıncalanma ve uyuşma bulunmaktadır. Bunun yanında tip 2 diyabet kalp sinirlerine hasara neden olduğunda kalp ritim bozuklukları görülmektedir. Bu durumda görülebilecek belirtilerin içerisinde ise ishal, mide bulantısı ve kabızlık gibi belirtiler yer almaktadır.
Böbrek hastalıkları
Tip 2 diyabetin en sık görülen komplikasyonlarından birisi de böbrek hastalıkları olmaktadır. Böbreklerde hasarın ilerlemesi durumunda hastaların diyalize ya da böbrek nakline ihtiyaç duyması kaçınılmazdır.
Göz hasarı
Diyabetin ilerlemesi retinayı besleyen kan damarlarının zarar görmesine ve bu sebeple de körlüğe neden olmaktadır. Bunun yanında katarakt ve glokom gibi göz hastalıkları riskini de arttırmaktadır.
Cilt hastalıkları
Tip 2 diyabet hastalığının neden olduğu bir diğer komplikasyon ise mantar ve bakteriyel kaynaklı olarak görülen cilt enfeksiyonları olmaktadır. Bu enfeksiyonlara zamanında müdahale edilmemesi durumunda ise geç iyileşen ve ciddi klinik tablo ile seyreden yaraların oluşması söz konusu olmaktadır.
İşitme bozukluğu
Tip 2 diyabet hastalarının enfeksiyona yatkın olması işitme kaybı yaşamalarına da neden olabilmektedir.
Uyku apnesi
Tip 2 diyabet hastalarında görülen uyku apnesinin temel sebebi obezitedir. Obezitenin her iki hastalığa da sebep olmasından dolayı hastalarda sıklıkla uyku apnesi de görülmektedir.
Bunama
Tip 2 diyabet hastaların Alzheimer ve buna bağlı olarak bunama görülmesi popülasyona oranla daha fazla olmaktadır. kan şekerinin kontrol altında olmaması hafızanın direkt olarak etkilenmesine neden olmaktadır.
Tip 2 diyabet tedavi yöntemleri
Tip 2 diyabet hastalarına uygulanan tedavi 3 basamağa ayrılmaktadır. Bu temel unsurlar ise şunlardır:
- Sağlıklı yaşam şeklinin sağlanması: bu aşamada dengeli ve sağlıklı beslenme, düzenli olarak egzersiz yapma ve sigaranın bırakılması bulunmaktadır.
- Uygun ajanlar ile kan şekerinin kontrol altına alınması: bu tedavi aşamasında hastalara ağızdan alabilecekleri ya da enjeksiyon olarak kullanabilecekleri diyabet ilaçları verilmektedir.
- Eşlik eden hastalıkların tedavisi ve semptomların ortadan kaldırılması: tedavinin bu aşamasında tip 2 diyabet hastalığı ile birlikte görülen obezite, hipertansiyon ve dislipidemi gibi komplikasyonların riskinin azaltılması ya da bu hastalıkların tedavi edilmesi bulunmaktadır.
Prediyabettik döneminde olan hastalar için ise tavsiye edilen tedavi içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Günde 30 dakika ve haftada 150 dakika olacak şekilde yürüyüş yapmak
- Az yağlı, düşük kalorili ve yüksek lif içeriğine sahip gıdalar tüketilmeli
- Rafine karbonhidratlardan ve şekerden uzak durulmalı
- Sigara ve alkol gibi alışkanlıkların bırakılması
Tip 2 diyabet ameliyat
Hem tip 2 diyabet hem de obezite hastalarına uygulanabilen bir operasyon olan metabolik cerrahi tip 2 diyabet hastalığının tamamen iyileşmesini sağlamamaktadır. Bunun yerine kan şekerinin kontrol altında tutulmasını sağlar. Bu operasyonun başarılı olması durumunda hastaların medikal tedaviye duydukları ihtiyaç ciddi oranda azalmaktadır.
Diğer tedavi yöntemlerinin yeterli olmadığı ve hastalığın ilerleyerek ciddi komplikasyonlara neden olduğu hastalarda tercih edilen bir yöntem olmaktadır. Bu yöntem ile kişilerin vücudunda üretilen ancak vücut tarafından yeterince kullanılamayan insülinin etkisi arttırılmaktadır. Bunun yanında komplikasyon riskini de düşürmesi sebebiyle hastaların uzun dönemde hayat kalitelerini önemli ölçüde arttırmaktadır.
Metabolik cerrahi kapalı yöntem ile uygulanan bir cerrahi yöntem olmaktadır. Farklı yöntemler ile uygulanan bu ameliyatların ortak özellikleri ise mide kapasitesinin küçültülmesi ve besinlerin ince bağırsağa daha kısa yoldan ulaşması için kestirme yolların oluşturulmasıdır.
Tip 2 diyabet insülin tedavisi
Tip 2 diyabetin 2 tedavi basamağından birisi olan ilaç tedavisi kan şekeri kontrolünün sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Bu amaçla kullanılan ilaçlar 3 gruba ayrılır:
- Sulfonilüre sınıfında olanlar insülin salınımının artmasını sağlar. Bu sayede vücudun insülin hormonuna karşı daha duyarlı hale gelmesini sağlar.
- Biguanidler ise var olan insülin seviyelerini kullanarak hücrelere daha fazla şeker girmesini sağlar. Bu sayede kan şekeri seviyesi düşer. Bunun yanında kalın bağırsaktaki şeker emilimini azaltırlar. Özellikle fazla kilolu olan hastalarda tercih edilen ilaç grubu olmaktadır.
- Glinidler ise pankreasta yer alan beta hücrelerini kısa süreli olarak uyararak yemeklerden sonraki tokluk kan şekerinin artışının azalmasını sağlar.
- İnsüline duyarlılığı arttıran ilaçlar ise insülin direncini azaltmaktadır. Ayrıca bu ilaçlar vücutta ödem oluşmasına ve ağırlığın 2- 3 kilo kadar artmasına neden olmaktadır.
Tip 2 diyabet egzersiz
Tip 2 diyabet hastalarının hayatlarına düzenli olarak egzersizi eklemeleri de gerekmektedir. Ancak bu aşamada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Bunların içerisinde şunlar yer alır:
- Öncelikle kişiye uygun bir egzersiz programının belirlenmesi gerekmektedir.
- Egzersizlere önce 5-10 dakika gibi kısa süreler ile başlanmalı ve daha sonrasında süre arttırılmalıdır.
- Egzersizlerin her gün düzenli olarak yapılmasına özen gösterilmelidir ve egzersiz sırasında mutlaka pamuklu çorapların kullanılması gerekir.
- Egzersiz sırasında aktif olarak çalışacak olan kaslara insülin uygulanmamalıdır.
- Aç karnına egzersize başlanmamalıdır.
- Egzersiz sırasında kan şekerinin düşme riskine karşı dikkatli davranılmalıdır. Bu sebeple de kan şekerinin ölçülmesi ve egzersiz sırasında kişilerin yanlarında kesme şeker ve meyve suyu gibi basit şeker bulundurması gerekmektedir.
Tip 2 diyabet hastalarında beslenme
Tip 2 diyabetin en önemli tedavi adımlarından birisi olan beslenme aynı zamanda kan şekerinin dengede tutulmasını sağlayan doğru beslenme düzeninin belirlenmesidir. Bu aşamada kişilerin yeterli ve dengeli beslenmesi önemlidir. Beslenme programlarını ayarlarken günlük olarak tüketmeleri gereken yağ, protein ve karbonhidrat oranlarının ayarlanması gerekmektedir.
Öğün düzenini 3 ana öğün ve 3 ara öğün olarak düzenlemeleri gerekir. Ayrıca ana öğünlerde süt ve süt ürünleri gibi kalsiyum oranı açısından zengin besinlerin tüketilmesi gerekir. Çünkü kalsiyum kan şekerinin ani düşmesini ve yükselmesini önemli ölçüde etkilemektedir. Bunların yanında kişilerin glisemik indeksi düşük olan gıdaları tüketmeleri gerekmektedir.
Tip 2 diyabet hastalarında insülin kullanımı
Tip 2 diyabet hastalarında insülin kullanımı en son tercih edilecek tedavi seçenekleri arasında yer almaktadır. İnsülin kullanılacak hastalarda bulunması görünen özelliklerin içerisinde ise şunlar bulunmaktadır:
- Diğer tedavi yöntemlerine rağmen kan şekeri seviyesinin düşmemesi durumunda
- Ameliyat olacak hastalar
- Diyabete bağlı olarak komplikasyonların görülmesi
- Ameliyat dönemlerinde
- Ayak yarası olan diyabet hastalarında
- Gebeliği sırasında tanı alan ve kan şekeri seviyelerini koruyamayan kişilere
- Ağır enfeksiyon geçiren ve iyileşemeyen kişilerde
Evde kan şekeri takibi nasıl yapılır?
Tip 2 diyabet hastalarının haftada birkaç kez kan şekeri seviyelerini ölçmeleri gerekmektedir. Bu ölçümler diyetisyenlerin beslenme düzenini belirlemesinde ve tüketilen besinlerin kan şekeri üzerindeki etkilerinin anlaşılmasında önemli bir yer tutmaktadır.
Tedavisinde ilaç kullanan tip 2 diyabet hastalarının bu ölçümleri günde 4 kez yapması gerekir. Sabah, öğle, akşam ve gece öğünlerinden önce yapılması gereken bu test aynı zamanda bir hafta içerisinde farklı öğünlerden önce ve 2 saat sonra da uygulanması istenebilir. Kan şekerinin hangi sıklıkla ölçüleceği ise uzmanlar tarafından belirlenmektedir. Tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri testlerini genellikle haftada 2 gün ve 2 kez yapmaları yeterli olmaktadır.
Tip 2 diyabet hastalığının aşamaları
Tip 2 diyabet hastalığı tanı aşamasından şiddetli komplikasyonların görüldüğü döneme kadar farklı aşamalardan geçmektedir. Bu aşamalar ise şunlardır.
1.Aşama
Bu aşamada vücutta insülin salgılanmasına rağmen karaciğer, yağ ve kas hücrelerine yeterince glikozu alamazlar. Bu sebeple de vücuttaki insülin seviyeleri artar. İnsülin seviyesinin yüksek olmasından dolayı da kişilerin kan şekerleri normal düzeyde olmaktadır.
Vücuttaki insülin ve glikoz döngüsündeki bozukluğun teşhis edilmesi için ise glikoz yükleme testinin yapılması gerekir. Prediyabettik dönem olarak da adlandırılan bu döneme aynı zamanda bozulmuş glikoz toleransı adı da verilmektedir.
2.Aşama
Bu aşama da prediyabettik olarak adlandırılmaktadır. İlk aşamadan farkı ise glikoz seviyelerindeki olumsuzluklar direkt kan testleri ile görülmektedir. Halk arasında gizli şeker olarak adlandırılan bu dönemde insülin hormonunun kapasitesi kan şekerini normal düzeyde tutacak kadar etkili olmamaktadır.
Bu aşamadaki kişilerde kan şekerleri normalin üzerinde seyretse de diyabet tanısı alacak kadar yüksek olmamaktadır.
3.Aşama
Bu aşamada kan şekeri seviyeleri hastaların direkt olarak diyabet tanısı alabileceği düzeyde seyretmektedir. Ayrıca diyabet bazı organlarda doku hasarına neden olabilir. Bu dönemdeki hastaların kan şekeri seviyelerinin düşürülmesi için ilaç ya da insülin tedavisine ihtiyacı olmaktadır.
4.Aşama
Bu aşamadaki kişilerde yüksek kan şekerine bağlı olarak hem küçük hem de büyük damarlarda hasar görülmektedir. Ayrıca çeşitli organlarda sağlık sorunları da görülmeye başlar. Bunların içerisinde başta böbrekler gelmektedir. Bu sorunların içerisinde böbrek ve kalp yetmezliği, periferik sinir hasrına bağlı olarak ortaya çıkan nöropati ve retinopati bulunmaktadır.
Son dönem diyabet
Bu dönemde hastalarda böbrek yetmezliği gelişir. Bu sebeple de hastaların diyalize girmesi gerekir. Ayrıca bu dönemde diyabete bağlı olarak görülen komplikasyonlar ölümcül olabilmektedir.
Tip 1 ve tip 2 diyabet farkı
Tip 1 ve tip 2 diyabeti birbirinden ayıran en önemli özellik tip 1 diyabette insülin ya hiç ya da yeterince salgılanmaz. Tip 2 diyabette ise insülin yeterince salgılanır ancak görevini yerine getiremez. Bunun dışında tip 1 ve tip 2 diyabet arasındaki farkların içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tip 1 diyabet başta çocuklar olmak üzere her yaş grubunda görülebilir. Ancak tip 2 diyabet genellikle orta yaşın üzerinde ve kilolu olan kişilerde görülmektedir.
- Tip 1 diyabet hastalarında insülin tedavisi hemen başlar. Ancak tip 2 diyabet hastalarında öncelikle ilaç tedavisi ve beslenme düzeni ile kan şekerinin dengelenmesi söz konusudur.
İnsülin duyarsızlığı
Kan şekerinin kontrol edilmesinde pankreas tarafından salgılanan insülin görev almaktadır. Ancak insülin hormonuna karşı periferik dokuların direnç göstermesi sebebiyle insüline verilmesi gereken cevap olması gerektiği gibi olmaz.
Bu duruma da insülin duyarsızlığı adı verilmektedir. İnsülin duyarsızlığının tedavisinde ilaçlar ve egzersiz kullanılmaktadır.
Tip 2 diyabet hastalarında diyet listesi
Tip 2 diyabet hastalarının öncelikli hedeflerinin ideal kilolarına ulaşmak olmalıdır. Kişilerin kilo vermesi insülin duyarlılığının artmasını ve kan şekerinin dengelenmesini sağlamaktadır. Ancak kilo verme sürecinde bilinçsiz davranılmamalı ve beslenme uzmanından destek alınması gerekmektedir.
Tip 2 diyabet hastalarının beslenme düzenlerinde dikkat etmesi gerekenler
Tip 2 diyabet hastalarının beslenme düzenlerinin oluştururken dikkat etmeleri gereken noktaların başında şunlar yer almaktadır:
- Öncelikle su tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Bunun için kişilerin sahip oldukları kilo başına 30- 35 ml su tüketmeleri gerekmektedir.
- Glisemik indeksi yüksek olan gıdaları beslenmelerinden çıkarmaları önerilir.
- Glisemik indeksi yüksek olan gıdaların tüketilmesi durumunda yanına yağ ya da protein açısından yüksek olan gıdaların eklenmesi gerekir.
- Doymuş yağlar yerine tekli ya da çoklu doymamış yağların tercih edilmesi gerekmektedir. Hem beyaz hem de kırmızı et tüketiminde az yağlı etlerin tercih edilmesi gerekmektedir.
- Haftada en az 2 kez olmak şartı ile ızgara edilerek hazırlanmış balık tercih edilmelidir.
- Tüketilen süt ürünlerinin az ya da yarım yağlı olmasına dikkat edilmelidir.
- Çörek otu ve keten tohumu gibi tohumlar insülin hassasiyetini arttırmaktadır. Bu sebeple de beslenmeye dahil edilmeleri gerekir.
- Meyve tercihlerinde özellikle kabukları ile birlikte tüketilenlerin tercih edilmesi gerekmektedir.
- Fast food ve abur cuburdan uzak durulmalıdır.
- İşlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır.
- Şekerli ve şerbetli tatlılar tüketilmemelidir.
- Hamur işlerinden uzak durulması gerekir.
- Rafine unlar kullanılmamalıdır.
- Alkol ve sigara tüketimi bırakılmalıdır.
- Posa içeriği açısından zengin olan meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerekir.
- Pirinç, patates ve bezelye gibi besinlerin glisemik indeksleri yüksek olduğu için yanında yap ya da protein açısından zengin olan besinlerle desteklenmeleri gerekir.
- Beslenmelerinde soğan ve sarımsak gibi antibiyotik özelliği yüksek olan besinlere yer vermeleri gerekir.
- Kuru meyve tüketiminde porsiyon kontrolünün yapılması gerekir.
Tip 2 diyabet hastalarının tüketebileceği besinler
Tip 2 diyabet hastalarının porsiyon kontrolü yaparak tüketebileceği besinler içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Kurubaklagiller
- Yarım yağlı kırmızı ve beyaz et
- Kabuklu meyeler
- Yumurta
- Nişasta içeriği düşük olan sebzeler
- Yarım yağlı süt ve süt ürünleri
- Ceviz ve fındık gibi yağlı tohumlar
- Kinoa, yulaf gibi fonksiyonel besinler
- Zeytin yağı, ayçiçek yağı ve keten tohumu yağı
- Avokado
- Az tuzlu zeytin
Tip 2 diyabet hastalarının kaçınması gereken besinler
Tip 2 diyabet hastalarının beslenme düzenlerinden tamamen çıkarmaları ya da az miktarda tüketmeleri gereken besinler içerisinde şunlar yer almaktadır:
- Tereyağı
- Kuyruk yağı
- İç yağı
- Margarin
- Fast food
- Abur cubur
- Reçel ve marmelat
- Kızartma ya da kavurma yöntemleri ile hazırlanan yiyecekler
- Paketli dondurma
- Fazla miktarda ve koyu çay, kahve
- Şarküteri ürünleri
- Cipsler
- Tuzlu ve yağlı peynir çeşitleri
Hastaların kolesterol tüketiminde de dikkatli olmaları gerekmektedir. Besinler ile birlikte tükettikleri kolesterolün 300 mg’den fazla olmamasına dikkat etmeleri gerekir. Bu sebeple de beslenmelerinde yüksek yağ oranına sahip süt ve süt ürünleri, hayvansal proteinler, kabuklu deniz ürünleri, yumurta ve sakatat gibi besinleri sınırlandırmaları gerekmektedir.
Son olarak tip 2 diyabet hastalarının kısıtlamaları gereken bir diğer besin maddesi tuz olmaktadır. Böbreklerde glukozun geri emiliminde rol oynayan tuz tüketiminin günde 1 çay kaşığı ile sınırlandırılması gerekir.
Tip 2 diyabet hastaları nasıl zayıflar?
Şeker hastalarının genellikle ideal kilolarının üzerindedirler. Hastalığın tedavisinde ise ideal kilolarına inmeleri önceliklidir. Çünkü zayıflama ile total yağ hacminde azalma olur ve insülin etkinliği artar. Bu sayede glisemik iyileşme görülür. Bunun yanında kan damarlarında, sinirlerde ve böbreklerde görülebilecek hasar riski azalır.
Tip 2 diyabet hastalarının zayıflaması için oluşturulacak beslenme düzenlerinde hastaların yaşam tarzları, ekonomik durumları, yandaş hastalıkları ve kullandıkları ilaçların dikkate alınması gerekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütüne göre hastaların haftada 0,5 ile 1 kg ya da ayda 2- 4 kg arasında kilo vermeleri sağlıklı olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında hastaların egzersiz ile diyetlerini desteklemeleri de gerekmektedir. Hastaların kilo vermesi kullandıkları ilaçların dozlarının düşmesi ya da tamamen kesmesi mümkün olmaktadır.