Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları nedir?

Vücudun normal işleyişinin yerine getirilmesi için hormonlar birinci dereceden rol oynarlar. İç salgı bezleri olarak adlandırılan ve hormonal sistemi oluşturan iç salgı bezleri içerisinde ise paratiroid, hipotalamus, hipofiz, tiroit, yumurtalık, pankreas, böbrek üstü ve testis bezleri yer almaktadır. Bunun yanında damarların iç yüzeyini kaplayan endotel hücreler de endokrin sisteminin bir parçasını oluşturmaktadır. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları ise bu hormonların yetersiz, hiç ya da gereğinden fazla salgılanması durumunda ortaya çıkan sağlık durumlarının tanı ve tedavisinde görevli olan bölümdür.

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bütün hormon sistemi ile ilgilendiği için vitamin ve mineral eksikliklerden cinsel hastalıklara, obeziteden diyabete kadar birçok farklı hastalıkla ilgilenmektedir. Bunun yanında genellikle doğuştan itibaren ortaya çıkan protein, karbonhidrat ve yağ metabolizması hastalıklarında da tanı ve tedavi işlemlerini yürütürler.

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ile ilgili durumlar nelerdir?

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları biriminde birçok farklı hastalık tedavi edilmektedir. Bu bölüme başvuru sebepleri içerisinde en sık görülen nedenler ise şunlar olmaktadır.

Obezite

Vücutta bulunması gerekenden çok daha fazla yağ kütlesinin bulunması durumuna obezite denilmektedir. Vücut kitle endeksini otuzun üzerinde olması durumunda obeziteden söz edilir. Tüm dünyada son derece yaygın bir şekilde gülen obezite birçok farklı hastalığa neden olabilmektedir. Obezite hastalığının temel sebepleri içerisinde genellikle sağlıksız ve dengesiz beslenme ile yüksek kalori alımı bulunsa da tiroid bezi, yumurtalıklar, adrenal bezler ve hipofiz bezine ilişkin hastalıklar da obeziteye neden olmaktadır. Bu sebeple de obezite endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları ile ilgili durumlar içerisinde yer almaktadır.

Hipertansiyon

Toplumda son derece sık görülen bir diğer hastalıkta yüksek tansiyon olarak da adlandırılan hipertansiyon olmaktadır. Çok farklı sebepler sebebiyle ortaya çıkan hipertansiyonun nedenleri içerisinde hormonal bozukluklar da yer alır. Özellikle tiroid bezi ve böbreküstü bezlerine ilişkin hastalıklar hipertansiyon geliştirme riskini arttırmaktadır. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları da uygulanan hipertansiyon tedavisinde yeterli sonucun alınamaması durumunda kan basıncının düşürülmesi için anti hipertansif ilaçlar kullanılabilir.

İnsülin direnci

İnsülin direnci, kanda yeterli miktarda insülin hormonu bulunmasına rağmen hücrelerin bu hormona duyarsız kalması durumuna verilen isimdir. Bu durum kandaki glikoz seviyesinin yükselmesine neden olur. Kandaki glikoz seviyesinin yükselmesi ise insülin düzeyinin artmasını sağlar. Bazı vakalarda insülin direnci tek başına gelişebilen bir hastalık olurken bazı vakalarda ise farklı hastalıklar ile birlikte görülür. Bunların içerisinde polikistik over sendromu ve çeşitli metabolik sendromlar yer almaktadır. İnsülin direnci genellikle ilaç uygulamaları ile tedavi edilmektedir. Ancak uzun süre yüksek seyretmiş olan kan şekeri sebebiyle görülen ikincil problemlerin çözümü için ayrı bir tedavi planının uygulanması gerekmektedir.

Yeme bozuklukları

Yeme bozuklukları, beden algısının bozulması buna bağlı olarak görülmektedir. Yeme bozuklukları kendi içerisinde birkaç farklı çeşidi ayrılır. Ancak her birinin ortak amacı zayıflama arzusu olmaktadır. Bu amaç ile yüksek yoğunluklu egzersizlere yönelme, aç kalma ya da yetersiz beslenme gibi yöntemler benimsenir. Yeme bozukluğu bulunan hastaların neredeyse hepsinde hormonal bozukluklar görülmektedir. Bu sebeple de yeme bozuklukları tedavisinde multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gerekir. Hastalarda görülen hormonal bozuklukların tedavi edilmesi için tedavi sürecinde endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları birimi de yer almaktadır.

Diyabet

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları biriminde en çok tedavi gören hasta gruplarından birisi diyabet hastaları olmaktadır. Pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun yeterli miktarda üretilmediği ya da üretilen insülinin vücut hücreleri tarafından algılanmadığı durumunda ortaya çıkan diyabet, endokrin hastalıkları içerisinde yer almaktadır. Tip- 1, tip- 2 ve gebelik diyabeti olmak üzere kendi içerisinde üçe ayrılır. Diyabet tedavisinde insülin hormonu enjeksiyonlarından antidiyabetik ilaçlara kadar farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. Her bir tedavi seçeneğinin amacı kan şekeri seviyesinin optimal düzeyde tutulmasını sağlamaktır.

Tiroid bezi hastalıkları

Hipofiz bezi vücut işleyişinde son derece önemli olan hormonal bezlerden birisi olmaktadır. Boyun bölgesinde yer alan tiroid bezlerinden salgılanan tiroid hormonları özellikle vücudun enerji metabolizmasını düzenler. Tiroid bezine ilişkin birçok farklı hastalık görülebilmektedir. Bunların içerisinde hipotiroidi, guatr, hipertiroidi, tiroid kanserleri, tiroid nodülleri ve tiroid iltihabı gibi hastalıklar yer alır. Bu hastalıklar tiroid hormonunun daha fazla ya da daha az salgılanmasına neden olur. Tiroid bezi hastalıklarında ilk tedavi seçeneği ilaç olmakla birlikte bazı vakalarda cerrahi tedavi seçenekleri de değerlendirilmektedir.

Hipofiz bezi hastalıkları

Başta büyüme hormonu olmak üzere vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde çok önemli bir yeri olan hipofiz bezi hastalıklarını neden olduğu komplikasyonlar çok çeşitli olmaktadır. Özellikle hipofiz yetmezliği ve tümör oluşumu gibi durumlarda kişilerde akromegali, büyüme geriliği, cushing sendromu, cücelik, erken menopoz, hiperprolaktinemi ve tiroit hastalıklarının gelişmesi söz konusu olmaktadır. Hipofiz bezi hastalıklarının tedavisinde de ilaç seçeneklerinin yanı sıra cerrahi operasyonlarda söz konusu olmaktadır. Hipofiz bezi hastalıklarının tümü tedavi edilebilir hastalıklar içerisinde yer almamaktadır. Bu sebeple de uygulanan bazı tedaviler durumun kontrol altına alınmasını sağlayarak komplikasyonların görülmesini engellemeye yönelik olarak planlanmaktadır.

Böbrek üstü bezi hastalıkları

Adrenal bezler olarak da adlandırılan ve her 2 böbreğin üzerinde yer alan böbrek üstü bezlerinden aldosteron, noradrenalin, kortizol, adrenalin ve cinsiyet hormonları sentezlenmektedir. Adrenal bezlerinde görülen iyi ya da kötü huylu tümörler ise sözü edilen bu hormonların daha az ya da daha fazla salgılanmasına neden olmaktadır. Bu durumda çeşitli hastalıkların gelişmesine neden olur. Böbrek üstü bezi hastalıklarının tedavisinde böbreklerdeki tümörlerin giderilmesine ilişkin ilaç uygulamalarının yanı sıra cerrahi yöntemler de kullanılmaktadır. Bunun yanında hastalıkların tedavisinde hormonal tedaviler de söz konusu olmaktadır.

Aşırı tüylenme

Aşırı tüylenme sorununun genel sebebi erkeklik hormonunun fazla salgılanmasıdır. Androjen olarak da adlandırılan erkeklik hormonunun fazla salgılanmasının nedenleri içerisinde ise yumurtalık kanseri ya da kistleri ve böbreküstü bezlerinde meydana gelen çeşitli hastalıklar, hipofiz bezi hastalıkları ya da tiroid hastalıkları gibi hastalıkların komplikasyonları olmaktadır. Bunun yanında özellikle Akdeniz kıyılarında yaşayan kadınların kıl köklerindeki hassasiyetin artması aşırı tüylenmeye neden olmaktadır. Aşırı tüylenmenin tedavi edilmesinde, sebebin bilinmesi ve bu sebebe yönelik tedavinin planlanması gerekmektedir. Eğer aşır aşırı tüylenmeye hormonal bir neden sebep oluyorsa hormonal dengenin korunması amacıyla ilaç tedavisi uygulanır. Diğer bir yandan kist ya da kanser gibi bir sebepten dolayı aşırı tüylenme gelişmiş ise bu hastalıkların tedavisinde cerrahi işlemlerden yararlanılabilir. Aşırı tüylenmeye neden olan etmen tedavi edildikten sonra aşırı tüylenmenin giderilmesinde lazer epilasyon ya da iğneli epilasyon gibi yöntemlerden yardım alınmaktadır.

Kan yağları metabolizması hastalıkları

Kanda yer alan yağ seviyesinin normalin altında ya da üstünde olması durumunda kan yağları metabolizması hastalıkları söz konusu olmaktadır. Bilinenin aksine sadece kanda bulunan yağ lipitlerinin fazla olması kalp ve damar hastalıklarına neden olmaz. Bunun yanında kandaki yağ lipidlerinin seviyesinin az olması da kalp ve damar hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu sebeple de kan yağları metabolizması hastalıklarının engellenmesi için dengeli ve sağlıklı beslenme, hareketli ve stresten uzak bir yaşam tarzının benimsenmesi gerekmektedir.

Testis ve over hormonal kaynaklı hastalıklar

Cinsiyet hormonlarının yeterli düzeyde salgılanması durumuna hipogonadizm denmektedir. Hipogonadizm sorunun erkeklerde görülmesi durumunda testislerde, kadınlarda görülmesi durumunda ise yumurtalıklarda hormonal kaynaklı hastalıklara neden olmaktadır. Bu hastalıklara bağlı olarak erkek cinsel organının gelişimini tamamlayamaması ya da sertleşme sorunlarıyla gibi sorunlar görülürken; kadınlarda ise yumurtalıkların olması gerektiği gibi çalışmamasına bağlı olarak çeşitli sorunlar görülmektedir. Bu hastalıklar başta kısırlık olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açabilmektedir. Bu sebeple de hastalara uygun hormonal tedaviler uygulanmaktadır.

Osteoporoz ve diğer metabolik kemik hastalıklar

Kemik erimesi olarak da adlandırılan osteoporoz ve diğer metabolik kemik hastalıkları kemik kütlesinin azalması ve yapısının zayıflaması sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Bu hastalıkların görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Kemik erimesinin nedenleri arasında genetik aktarım söz konusu olabileceği gibi hareketsiz yaşam ya da dengesiz beslenme sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Bu hastalıkların tedavisinde belirtilerin tedavi edilmesine yönelik uygulamaların yanı sıra kemiklerin güçlenmesini sağlayan ilaçlar da kullanılmaktadır.

İnfertilite

Bebek sahibi olmak isteyen bir çiftin bir yıl boyunca düzenli ve korunmadan ilişkiye girmesine rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi durumunda infertiliteden söz edilmektedir. Kadının yaşının 35 üzerinde olduğu durumlarda ise çiftlerin bir yıl beklemesine gerek bulunmaz. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığa neden olan sebepler farklılık göstermektedir. Bu sebeple erkekliğe kısırlığa neden olan etmenler içerisinde sperm sayısının azlığı, hormonal nedenler ve kanal tıkanıklıkları gibi sebepler yer alırken; kadınlarda ise azalan yumurta rezervleri, düzensiz regl dönemleri ve erken menopoz gibi hastalıklar kasırları neden olmaktadır. Kısırlık sorununun tedavisinde ise altta yatan nedenin tedavi edilmesi gerekmektedir. Bunun için ilaç kullanımının yanı sıra cerrahi operasyonlardan gerekli olabilmektedir. Bunun yanında günümüzde tüp bebek ve aşılama uygulamaları infertilite tedavisinde sıklıkla kullanılan yenilikçi tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır.

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümüne hangi durumlarda başvurulmalı?

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümü çok farklı organ ve sistemleri etkileyen hormonal ve metabolizma hastalıkları ile ilgilendiği için hastalar çeşitli belirtiler ile bu bölüme başvurmaktadır. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümünün hastaları genellikle dahiliye ve üroloji gibi çeşitli tıp birimlerinden yönlendiren hastalardan oluşmaktadır. Bu sebeple de tanısı alınmamış bir hastalık için öncelikle dahiliye ya da genel cerrahi gibi daha genel alanda tanı ve tedavi etkisi olan tıp birimine başvurulmalı ve daha sonrasında uygun görülmesi halinde hastaların endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümüne yönlendirilmeleri daha doğru olmaktadır. Ancak hastaların tanı almış olması durumunda tedavi süreçlerinin takibini yaptırmak için direkt olarak endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları bölümüne başvurmaları daha doğru olmaktadır.