Safra Kesesi Kanseri

Onaylayan Doktor (-lar) ; Önder Sürgit , Uğur Aydın • Haz 08, 2022

KISA YOL

Safra kesesi kanseri nadir görülen kanser türlerinden biri olmasına rağmen hızlı bir şekilde ilerleyen ve kötü sağkalım oranına sahip olan kanser türlerinden de biri olmaktadır. Dünyada en çok Japonya, Şili ve Hindistan'da görülen safra kesesi kanseri genellikle safra kesesinin çıkarıldığı ameliyatlarda tesadüfen karşılaşılır. Safra kesesi kanserinin belirti verdiği vakalar de genellikle ileri evrelerde ki vakalar olmaktadır.

Safra Kesesi Kanseri Nedir?

Karaciğerin altında bulunan safra kesesi kastan oluşur ve armut biçiminde olan bir torbadır. Karaciğerde üretilen safra küçük kanalcıklar ile toplanır ve ana safra kanalına dökülür.  Daha sonrasında bu safralar, safra kesesine gider. Böylece az ve devamlı olarak karaciğer tarafından yapılan safra bu torba içerisinde birikir. Safra kesesinin görevi ise karaciğerden çıkan safranın geçici olarak depolanmasını sağlamaktır. Safra kanseri ise bu torbacık da bulunan dokularda görülen anormal büyümeler ve hücre bozulmalıdır.

Safra Kesesi Kanseri Nedenleri

Safra kesesi kanserinin neden olduğu tam olarak tespit edilememiştir. Safra kesesi kanserlerinin önemli bir kısmı kese içerisini döşeyen ve salgılama görevi üstlenen hücrelerde başlamaktadır. Hücrelerde görülen kronik inflamasyon zaman içerisinde birbirlerine olan benzerliklerini kaybederler. Bu durum daha sonrasında ise öncelikle bulundukları yerde sonrasında kesenin genelinde invaziv karsinoma dönüşür. Tüm bu değişim yaklaşık olarak 5 ila 10 yıl arasında süren bir süreçte gerçekleşir.

Safra kesesi kanserlerinin yaygınlığı safra kesesi taşları ile benzerlik göstermektedir. Bu sebeple de kesede oluşan kronik inflamasyonun kansere neden olduğu düşünülmektedir. Bunun yanımda safra kesesinde oluşan poliplerin ve diğer safra kesesi hastalıklarının da kanser riskini arttırdığı düşünülmektedir.

Safra kesesinde oluşan kronik inflamasyonun ileri boyutu olan porselen kese olgularında safra kanseri görülme sıklığı yüzde yirmi beş olmaktadır. Bu sebeple de tüm Porselen keserlerdi kolesistektomi endikedir.

Yapılan bazı deneysel çalışmalarda safra kanseri olan hastaların safhalarının içerisinde normalde olması gerekenden daha yüksek düzeyde 2. safra asitleri saptanmıştır. Bunların yanında Oral kontraseptif, metildopa, izoniazid tedavisi alma ve lastik endüstrisinde çalışmak da safra kanserinin hazırlayıcı faktörleri arasında yer aldığı düşünülmektedir. Safra kanserleri genellikle kadınlarda ve ileri yaştaki kişilerde daha sık görülmektedir.

Safra Kesesi Kanseri Belirtileri

Safra kesesi kanseri belirtisi tanı koydurucu özellikte olmaya bilmektedir. Safra kesesi kanserleri genellikle belirti vermeden seyreder safra kesesi kanserinin olası bulguları içerisinde istesinler bulunmaktadır:

  • Deri ve gözün beyaz kısmında sararmalar,
  • Mide bulantısı,
  • İstemsiz kilo kaybı,
  • Ateş,
  • Karında şişkinlik hissi,
  • Özellikle sağ üst kadranda görülen karın ağrısı,

Safra Kesesi Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Safra kesesi kanserinin sebep olduğu belirtileriyle doktora başvurulması durumunda Öncelikle klinik şüphenin uyanması gerekmektedir. Safra kesesi kanserinden  şüphelenilmesi durumunda ise batın ultrasonografisi ile safra kesesinin değerlendirilmesi gerekir. Safra kesesinin mukozasının bütünlüğünün bozulması ya da ekojenitesitesindeki artış kanser şubesinin desteklenmesini sağlar.

Ultrasonografik görüntüleme lerinden sonra bazı laboratuvar tekniklerinden de yardım alınır. Bu laboratuvar tetkiklerinin içerisinde karaciğer fonksiyon testleri,  kan sayımı, alkalen fosfataz ve bilirubin seviyesi değerlendirilir. Bozulmaların saptanması durumunda kanser intra, karaciğer organ dokusu ya da ekstrahepatik safra yollarında tutulum göstermiştir. Elde edilen bu klinik bulguları ek olarak tümör belirteçlerinden karsinoembriyonik antijen hastaların yarısından, kanser antijeni %80’inde yüksek olarak saptanır.

Ultrason bulgularının kanser şüphesini güçlendirdiği durumlarda ise bilgisayarlı tomografi incelemesi yapılmaktadır. Bu inceleme sayesinde batın içindeki diğer lenf nodlarının durumları da değerlendirilmektedir. Bilgisayarlı tomografiden daha ayrıntılı şekilde kanserin yayılımı alanını ve boyutunun öğrenilebilmesi için ise manyetik rezonans görüntüleme yöntemi kullanılır.

Safra kanserinin türünün belirlenmesi için ince iğne biyopsisi yapılmaktadır Bu sayede cerrahi işlem uygulanıp uygulanamayacağı belirlenebilir. ERK ve PTK ise tümörün bütün olarak çıkarılıp çıkarılamayacağının kararının verilmesinde etkili olmakla birlikte palyatif işlem seçimininde yol göstericisi olmaktadır. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi vücutta yayılım gösterip göstermediğini tespit edilmesi için PET taraması yapılmaktadır.

Safra Kesesi Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Safra kesesi kanserinin tedavi yöntemi cerrahi tedavi yöntemleri olmaktadır. Diğer bir yandan uygulanacak cerrahi yaklaşım cerrahlar arasında farklılık göstermektedir. Cerrahlar belirti göstermeyen safra keselerinde profilaktik kolesistektomi yapılabileceğini öne sürerken, bazı araştırmacılar ise safra kesesinde oluşan taşların kansere yol açma ihtimalinin düşük olduğunu öne sürerek profilaktik kolesistektomi uygulamamaktadır. Ancak bazı durumlar kesinlikle cerrahi müdahale gerektirmektedir. Bu durumlar içerisinde öncelikle ultrasonda safra kesesi duvarında şüpheli görünüm sergileyen ya da porselen kese varlığı bulunmaktadır. Safra kesesinde 1 santimetreden büyük çaplı ve az sayıda polip varlığı safra kesesinin alınması için ameliyat uygulanmasını gerektirmektedir. Kesede üçten fazla ya da 18 milimetreden daha büyük olan poliplerin bulunması durumunda ise yine kanserleşme riski yüksek olduğu için ameliyat uygulanmaktadır.

Palyatif Bakım

Safra kesesi kanserleri son derece sinsi olmalarından dolayı genellikle geç evrede teşhis edilmektedir. Bu durum hastaların cerrahi tedavi şanslarını kaybetmelerine yol açmaktadır. Geç evrede tanı almış hastaların yaşam beklentisi 12 aydan daha azdır. Bu sebeple palyatif yaklaşımlar hastaların konforunu arttırmayı amaçlayan ve şikayetlerini azaltan bakım ve tedavi seçenekleri sunmaktadır.

Safra kesesi kanseri evreleri

Diğer kanser türlerinde olduğu gibi safra kesesi kanserinde de tedavinin planlanması ve hasta bakımının olması gerektiği gibi yapılabilmesi için çeşitli evrelere ayrılmaktadır. Ancak tedavinin ayrıntılı bir şekilde planlanabilmesi için sadece evreleme değil aynı zamanda tümörün derecesi ve boyutunun da belirlenmesi gerekmektedir.

0. Evre

Safra kanserinin ilk evresi olan 0. evrede kanser hücreleri sadece safra kesesinin iç tabakasında yer alan epitel hücrelerinde görülmektedir. Bu sebeple de iç bölgelerde hücrelere, yakındaki lenf düğümlerine ve uzak bölgelere doğru büyüme görülmez.

1.evre

Safra kesesi kanserinin 1. Evresinde tümör hücreleri lamina propriaya ya da kas tabakasına doğru genişleme gösterir. Ancak yakındaki lenf düğümlerinde ve uzak bölgelere metastaz bulunmaz. 

0. ve 1. Evredeki safra kesesi kanseri hastalarının 5 yıllık sağ kalım oranları %69 olmaktadır.

2.evre 

Safra kesesi kanserinin ikinci evresi kendi içerisinde iki alt gruba ayrılmaktadır. 2A evresindeki hastalarda kanserli hücreler kas tabakasını geçerek karın boşluğunda yer alan astarın fibröz dokusuna doğru büyüme göstermektedir. 2B aşamasında ise kanser kas tabakasını geçerek karaciğerin yan tarafında yer alan fibröz dokuya doğru yayılır. Ancak bu aşamada karaciğerin etkilenmesi söz konusu değildir.

3.evre

Safra kesesi kanserinin 3. Evresi de 2. Evresi gibi kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. 3a evresinde kanser hücreleri safra kesesinin en dış katmanı boyunca büyümüştür. Bunun yanında karaciğer, mide, incebağırsağın ilk kısmı, kolon, pankreas veya yakındaki başka bir yapıya doğru da büyüme görülebilir. Yakındaki lenf düşümlerinde ya da uzak dokularda kanser görülmez.

Safra kesesi kanserinin 3B evresinde ise kanser hücreleri safra kesesi dışında karaciğerlere ya da yakındaki başka bir dokuya doğru büyüme gösterebilir de göstermeyebilir de ancak karaciğere giden ana kan damarını etkilemez. Bu aşamada kanser yakındaki lenf düğümlerine yayılım gösterir. Kanserin bu aşamada değerlendirilebilmesi için ise en fazla 3 lenf düğümünün etkilenmiş olması gerekmektedir. Uzak bölgelere metastaz ise görülmez. 

Safra kesesi kanseri 2. ve 3. evre hastalarının 5 yıllık sağ kalım oranları %28 olmaktadır.

4.evre

Safra kesesi kanserinin son ve en ciddi evresi 4. Evresi olmaktadır. Bu evre de kendi içerinde ikiye ayrılır. 4A evresinde tümör karaciğere giden ana damarlardan birine ve karaciğer dışında iki yapıya daha büyüme göstermiştir. Yakınlardaki lenf düğümlerine ise yayılım gösterebilir ya da gösteremeyebilir. Bu aşamada halen uzak bölgelere metastaz görülmez.

Safra kesesi kanseri 4B evresi ise iki faklı koşuldan oluşmaktadır. Bu koşulların ilkinde primer tümör safra kesesinin dışında büyümüş olabilir ya da olmayabilir ve en fazla 4 lenf düğümünü etkilemiştir. Bu aşamada uzak bölgelere metastaz yoktur.

4B evresinin ikinci koşulunda ise primer tümör safra kesesinin dışına büyümüş olabilir ya da olmayabilir. Yakındaki lenf düğümlerinde de kanser hücresinin görülüp görülmemesi önemli değildir. Ancak kanser karaciğer, karın zarı ve akciğerler gibi uzak bölgelere metastaz yapmıştır. 

4. evre safra kesesi kanseri hastalarının 5 yıllık sağ kalım oranları ise %3 olmaktadır. Safra kesesi kanseri hastalarının genel olarak 5 yıllık sağ kalım oranları ise %20 olmaktadır.

Safra kesesi kanseri risk faktörleri

Safra kesesi kanseri risk faktörleri, safra kesesi kanserine yakalanma riskini etkileyen faktörler olmaktadır. Sigara kullanımı gibi bazı faktörlere etki edilebilirken, genetik ya da ailesel kalıtım gibi bazı faktörlerin değiştirilmesi mümkün olmamaktadır. Her kanser türünün risk faktörü farklılık gösterir. Safra kesesi kanserinin risk faktörleri içerisinde ise şunlar yer almaktadır.

Safra taşları

Safra kesesi kanserinin en yaygın risk faktörü safra kesesi taşları olmaktadır. Safra kesesinde oluşan bu taşlar kolesterol ve diğer maddeler sebebiyle oluşurlar ve safra kesesinde kronik inflamasyona neden olurlar. Safra kesesi kanseri vakalarında her 5 kişiden 4’ünde safra taşı görülmektedir. Diğer bir yandan safra kesesi taşı çok yaygın bir sağlık sorunudur. Ancak tüm vakalar safra kesesi kanseri ile sonuçlanmaz.

Kalsiyum birikintileri

Safra kesesinin duvarında oluşan kalsiyum birikintileri uzun süreli safra kesesi iltihabına neden olmaktadır. Bu durum da safra kesesi kanseri riskini arttırmaktadır.

Cinsiyet

Safra kesesi kanseri kadınlarda erkeklere göre 4 kat daha fazla görülmektedir. Bunun nedeninin ise safra kesesi taşı ve iltihabının kadınlarda daha yaygın görülmesi olduğu düşünülmektedir.

Obezite

Safra kesesi kanseri olan hastaların önemli bir kısmı fazla kiloludur. Bu durum da obezitenin safra kanseri ile doğrudan bir bağlantısı olduğunu göstermektedir.

Etnik köken

Safra kesesi kanseri özellikle Güney Amerikalı etnik kökenli kişilerde daha fazla görülmektedir. Diğer bir yandan Afrika kökenli kişilerde ise daha az görülür. Dünya çapında bakıldığında ise en sık vaka görülen coğrafyalar arasında Pakistan, Hindistan, Güney Amerika ve Orta Avrupa bulunmaktadır.

Kaledok kistleri

Kaledok kistleri safrayı karaciğer ve ince bağırsaklar ile bağlayan tüplerdir. Ortak kanal olarak da adlandırılan bu yapı üzerinde oluşan kistlerin bir kısmı 1- 2 litre safra içerebilir. Keseyi kaplayan bu hücreler genellikle kanser öncesi değişimler gösterir ve bu sebeple birçok vaka safra kanserine evrilebilir.

Safra kanallarındaki anormallikler

Sindirme yardımcı olan yapılardan birisi de pankreas olmaktadır. Sindirime yardımcı olacak salgıları ince bir tüp ile ince bağırsağa iletir. Bu yol üzerinde ortak kanal da bulunmaktadır ve pankreastan gelen bu tüp ortak kanal ile birleşir. Bazı kişilerde pankreastan gelen tüpün ortak kanal ile birleştiği yerde safranın geri kaçmasına neden olan anormallikler bulunmaktadır. Bu geri akış safranın gereken hızda akmasını engeller. Bu anormalliğe sahip olan kişilerde ise daha fazla safra kesesi kanseri görülmektedir.

Safra kesesi polipleri

Safra kesesi polipleri, safra kesesinin iç duvarında yer alan ve duvarın yüzeyinden çıkan doku büyümeleridir. Bazı safra kesesi polipleri kolesterol birikintileri sebebiyle oluşurken, bazı safra kesesi polipleri ise tümör ya da iltihaptan kaynaklanabilmektedir. 1 cm’den daha büyük olan safra kesesi polipleri ise safra kanseri riskini arttırmaktadır.

Birincil sklerozan kolanjit

Safra kanalının iltihaplanmasının yara dokusu oluşumuna neden olduğu duruma birincil sklerozan kolanjit adı verilmektedir. Bu kişilerde hem safra kesesi hem de safra kanalı kanseri riski yükselmektedir. Bu hastalığa sahip olan kişilerin önemli bir kısmında bir tür inflamatuar bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit de görülmektedir.

Tifo

Kronik olarak salmonela ile enfekte olan kişiler ve tifo taşıyıcıları safra kesesi kanserine yatkın olmaktadır. Bunun sebebinin ise safra kesesi enfeksiyonunun safra kesesi kanserine neden olabilmesidir.

Aile öyküsü

Safra kesesi hastalarının önemli bir kısmının ailesinde safra kesesi kanseri hikayesi görülmez. Safra kesesi nadir görülen bir kanser türü olmakla birlikte bu hastaların ailelerinde safra kanseri hastasının bulunması riski anlamlı derecede arttırmaz.

Diğer faktörler

Araştırmalarda safra kesesi kanseri riskini arttıran etmenler içerisinde aşağıda sözü edilen etmenlerin de bulunduğunu göstermektedir.

  • Sigara içmek
  • Nitrozaminlere maruz kalmak
  • Kauçuk ve tekstil sanayisinde kullanılan kimyasallara maruz kalmak
Soru: Safra kesesinde türeyen kanser 4. evre teşhisi yaptılar. Bu durumdan kurtulan var mı? Acaba ne yapmamız gerek? Hiç bir tedavi yapmadan 4 hafta araştırmayla geçti. Bugün kesin bir şey dediler. Bu durumda zaman çok önemli değil mi?

H** A** | 02 Şub 2024

Prof. Dr. Ediz Altınlı cevabı | 314 gün içinde cevaplandı
Safra kesesi kanserinin dördüncü evresi ciddi klinik tabloya sahip bir evredir. Bu sebeple de zamanın önemi büyüktür. Dördüncü evredeki kanserlerde genellikle metastaz da görülür. Bu özelliklerinden dolayı kanser tedavisinin planlanmasında kanserin daha fazla yayılmasını önlemeye yönelik olmaktadır. Bunun yanında görülen belirtilerin şiddetinin azaltılması ve hastanın yaşam kalitesinin artması da tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi için kemoterapi, radyoterapinin yanı sıra bazı hastalara immünoterapi ya da hedeflenmiş tedavi uygulanabilir.
Doktora Soru Sor